HÖH'ÜN ÖNEMLİ İSİMLERİNDEN TÜRKİYE'YE VE SOYDAŞLARA MESAJ VAR

TÜRKLERİ TEMSİL EDEN SİYASİLER GERGİNLİĞİ SONA ERDİRMELİDİRLER 

Bulgaristan Türk toplumunun önemli temsilcilerinden Hak ve Özgürlükler Partisi Targovişte (Eskicuma) Milletvekili Taner Ali ve HÖH Genel Başkan Yardımcısı Ruşen Rıza ile gündemi değerlendirdik.  Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Sekreteri Sabri Mutlu'nun da bulunduğu görüşmede Balkanlar genelinde Türk ve azınlıkların durumu ele alınırken, özelde de Bulgaristan ve burada yaşayan soydaşlar gündem konusuydu. Türkiye'nin bölge ile ilgili politikalarında ekonomi ve ticaret temelli,  merkezinde üretime dönük yatırımların yer alacağı yeni bir sürecin başlatılması gerektiği konusunda fikir birliğine varılan görüşmede bölgedeki Türk azınlığın ayrıştırıcı değil  birleştirici bir dile ihtiyacı olduğu vurgulandı. Bulgaristan için projelendirilmiş yatırımları önemsediklerini ifade eden Ruşen Rıza konu hakkında yaptığı değerlendirmede bu konuda özel bir çaba sarfedilmesi gerektiğini, bürokraside var olan Türk yatırımcıya yönelik negatif algının Bulgaristan'a hiç bir şey kazandırmadığını belirtirken bu durumun sonlandırılması ve ekonomi temelli bir siyasetin hayata geçirilmesi için uğraş verdiklerini söyledi. Balkanlarda Türkleri ve diğer azınlıkları temsil eden siyasilerin ayrıştırıcı, itici bir siyasi dil yerine birleştirici bir üsluba ihtiyacı olduğunu da vurgulayan Rıza, "Bizim birleşerek camiamızı kalkındırmaya, ülkemizi ekonomik olarak daha iyi yerlere getirecek çalışmalara ihtiyacımız var. İnsanlarımız kısır çekişme yerine proje ve hizmet temelli bir bakış açısı ile geleceğe taşınmalı. Bunu hedeflemeli siyasetimizi bunun üzerine inşa etmeliyiz. Demokratik değerleri öne alan bir duruş ve söylem belirlemeliyiz " dedi. Milletvekili Taner Ali de siyasi rekabetin esas olduğunu ancak bunun kutuplaştırıcı bir üslupla sövgü temelli, karalamaya yönelik hayata geçmemesi gerektiğine işaret ederek "Bu Bulgaristan Türk toplumuna bir şey kazandırmaz"  dedi. Bölgeye yönelik sosyal, kültürel ve ekonomik yardımların siyasi yapılar üzerinden değil,  bağımsızlığı tescillenmiş STK'lar aracılığı ile yürütülmesi gerektiğini de vurgulayan Ali aksi durumun toplumu gerdiğini ve süreci politize ettiğini vurguladı.