BELGRAD GENÇ NÜFUSU VE YÜKSEK ENERJİSİYLE BÜYÜLÜYOR
Bir
şehrin sokaklarında plansızca yürürken günlerden hangisi olduğuna, saatin kaçı
gösterdiğine bakmaksızın aylaklık yapmanın o şehri en iyi tanıma yöntemi
olduğuna inanıyorum. Bu aylaklık hali sizde de plansızlık kaygısıyla hep bir
şeyi (en gözde mekânda yemek yemek, en ünlü müzenin tüm katlarını
santimetrekaresine kadar gezmek gibi) kaçıracakmışsınız hissi yaratmıyor;
yer-yön kayıplarına aldırmaksızın keşfe başladığınız şehrin coğrafyasına
duygusal bir aşinalık kazandırıyorsa Belgrad’ı gezi listenize almalısınız.
Sırpça’da ‘Beyaz Şehir’ anlamına gelen Belgrad, gün boyu sürecek uzun
yürüyüşler yapmaya, bisikletle seyahate ve ara sokaklarında beklenmedik
keşiflere imkân tanıyan sürprizli bir şehir. İnsanın omuzlarındaki yükü
hafifleten, özgün bir ritmi olan Belgrad’ın akışını yakalama yöntemi size
kalmış!Belgrad,
gurme lezzetler arayanlardan sabaha kadar dans etmek isteyen gece kuşlarına
farklı tatil anlayışları için alternatif seçenekler vaat ediyor. Şehri gezerken
haritalarda mekân aramak ve ‘en iyiler’ listelerine bağımlı kalmak yerine
bireysel ‘psikocoğrafya’ (çevrenin, bireylerin duygu ve davranışları üzerindeki
etkilerini tanımlarken beklenmedik karşılaşmalar ve sezgilerle, genel olarak
göz ardı edilen mekân ruhunun algılanabileceğini anlatır) haritanızı çıkarmayı
deneyimleyin! Çünkü Belgrad, suya yakın bir şehir olmanın rehavetini taşırken
genç nüfusu ve yüksek enerjisiyle tezatların birleştiği bir coğrafya ve göründüğünden
fazlasını barındırıyor. Belgrad’ı ziyaret eden hemen her İstanbullunun ortak
düşüncesi Knez Mihailova Caddesi’nin, şehrin İstiklal Caddesi olduğu.
1800’lü yıllardan beri şehrin öne çıkan noktalarından olan cadde günümüzde
alışveriş ve yeme-içmenin kalbi... Belgrad’da da gezintiler bir şekilde hep
Knez Mihailova Caddesi’nde sonlanıyor! Yolunuz düştüğünde tasarım ürünleri
kurcalayabileceğiniz Belgrad Kültür Ofisi’ne, lokal yemeklerin tadına
bakabileceğiniz Prolece Restaurant’a uğrayabilir; el yapımı sanat
ürünlerinin sergilendiği tezgâhlara göz atabilir, kedileriyle sempati
kazanan Apropo, üst katında saatler geçirmenin mümkün olduğu Pijaca,
The Green Mile gibi kafebarlarda mola verebilirsiniz. Knez Mihailova
Caddesi’nden şehrin bohem buluşma noktası Dorcol’a doğru ilerlerken
İstiklal Caddesi’nden Cihangir’e iniyor gibi hissedeceksiniz. Her bir köşede
karşınıza çıkacak içecek mönüsü hayli zengin olsa da çoğunda atıştırmalık çerez
bile bulamayacağınız Popara, The Rolling Barrel mekânlarda ağaçların
arasından süzülen gün ışığını izleyerek aylaklığın tadını çıkarabilir; Endorfin,
Blaznavac, Fig gibi popüler restoranlarda nispeten geniş mönüyü
kurcalayabilirsiniz. İkinci el dükkânlar, tasarım butikler, bisikletli
hipsterlar, şahane kokularıyla lokal pastaneler semtin öne çıkan
detayları... Parlamento,
adliye, posta teşkilatı gibi heybetli devlet binalarının önünden; Nikola
Pasic Meydanı’nı geçerek varılan, şehrin en geniş ve alımlı noktalarından
biri Alexandra Bulvarı... Aşina gözler için Bağdat Caddesi havası veren,
alışveriş meraklılarının favorisi ve aynı zamanda Belgrad Üniversitesi
öğrencilerinin okul çıkışı yarattığı kalabalıkla hep hareketli ve enerjik olan
bulvarda saatlerce zaman öldürebileceğiniz parklar da var. Bulvar’ın
paralelinde yer alan şehrin bir başka popüler semt Vracar’ın ilk bakışta
yarattığı hissiyat İstanbul’un iki yakası arasında bölünüyor: Bir tarafta
Teşvikiye’nin alımlı butikleri, öğle yemeğinde buluşan beyaz yaka konuklarını
ağırlayan şık mekânlar diğer taraftaysa Moda’nın bundan yıllar önceki
sakinliği... Keşfe değer tasarım butikleriyle sabit semt pazarı, Nikola Tesla
Müzesi gibi şehirle özdeşleşen detaylar da cabası. Semtin başarıyla korunmuş
eski binaları arasında karşınıza çıkıverecek Toposka 18, Caffe Galerija
Prica, Cafeteria Moment bahçelerinde oturup, sıkılmadan etrafı
izleyebileceğiniz kafeler.Kalemegdan ve
çevresi, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği sahil şeridi ve yine burada yer
alan şehrin popüler gece hayatına can veren kulüpler, Stari Grad, Zemun,
Savamala gibi şehrin diğer hareketli semtleri, müzeler, su sporlarından
pikniğe dev yapay gölet etrafında yaza uygun deneyimler sunan Ada
Ciganlija... Roma İmparatorluğu’ndan Osmanlı’ya uzanan zeminiyle Belgrad’ı
keşfetmeyi mini bir hafta sonu kaçamağı olarak görmeyin. Zira bu şehir acele
etmeden deneyimlenecek; ana caddelerinden ara sokaklarına adım adım adım
yürünerek tadı çıkarılacak bir şehir...Belgrad’da
akılda kalan 3 detay-
Alerjiniz varsa gerekli ilaçları yanınıza almadan gitmeyin. Bahar aylarında
esintili günlerde ağaçlardan yağmur gibi yağan polenler yeşile uzak bünyelerde
aşırı etkili!
- İçecek mönüleri sayfalarca uzayan ama atıştırmalık fıstık bile bulunmayan
barlara giderken çantaya fıstık-fındık atmak günün keyfini uzatmaya yardımcı
olacak!
- Arnavut kaldırımları ve müdavim bohem sanatçılarıyla tanınan Skadarska;
Balkan tavernaları, sokak müzisyenleriyle coşkulu bir ortam sunsa bile ilk
bakışta ‘turist kapanı’ hissi yaratıyor.
(Selin Özavcı Tokçabalaban / HABERTÜRK)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder