5 Ağustos 2018 Pazar

YUNANİSTAN'DAN SKANDAL KARAR

Yunanistan resmi haber ajansı AMNA'nın haberine göre, daha önce Yüksek Mahkeme tarafındanTürkiye'ye iadesi kararlaştırılan Turgut Kaya'nın iadesi Adalet Bakanı Kontonis tarafından durduruldu. İnterpol tarafından hakkında tutuklama emri çıkarılan ve şubat ayında Yunanistan'a giriş yapmaya çalışırken yakalanan Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) üyesi 45 yaşındaki Kaya, sığınma talebinde bulunmuştu. Kaya'nın sığınma talebi, 21 Temmuz'da Yunanistan İltica Dairesi tarafından kabul edilmişti. Kontonis de, sığınma hakkı alan Kaya'nın iadesini durdurma kararı aldı.
https://m.haberturk.com/son-dakika-yunanistan-dan-skandal-karar-turkiye-ye-iadesini-durdurdu-2089921

3 Ağustos 2018 Cuma

TÜRKİYE VE BULGARİSTAN AVRUPA’YA GAZ VERECEK



Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya 16 milyar kübik doğalgaz pompalayacak Transbalkan boru hattının 20 kilometrelik yeni bölümü hizmete girdi. Böylece Rusya, Azerbaycan ve Türkiye’yi enerji koridoru ile birbirine bağlayan sistemin Bulgaristan ayağı da tamamlandı. Yeni hat, TANAP ve Türk Akım projeleriyle etki alanını genişleten Türkiye ve Bulgaristan için enerji koridorlarının birleşmesi açısından büyük önem taşıyor. Bulgaristan'ın Türkiye sınırında yer alan Lozenets-Nedyalsko bölgesindeki doğalgaz boru hattının açılışını Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Türkiye’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Bulgaristan Enerji Bakanı Temenujka Petkova birlikte yaptı. Açılışta konuşan Bulgaristan Başbakanı Borisov atılan bu adımla Türkiye ile Bulgaristan’ın birbirlerine daha da yakınlaştığını belirterek sistemin başta Rusya ve Azerbaycan doğalgazını Avrupa pazarlarına ulaştırmasındaki stratejik önemine dikkat çekerek Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a projeye verdiği destekten dolayı teşekkür etti. Borisov transit boru hattını Türkiye ' ye uzatmanın ve mevcut bağlantının Bulgaristan’ın kalkınmasını anahtarı olduğuna da dikkat çekerek ‘’ Bulgaristan 'dan Türkiye' ye doğalgaz taşıma kapasitesi 1.7 milyar metreküp arttı. Bölgedeki  istasyonların yaklaşık yüzde 80 ' i ülkemizde yer alıyor. Bu kapasitesi sürdürmek zorundayız’’ dedi. Bakan Dönmez de törende yaptığı konuşmada  Lozenets-Nedyalsko doğalgaz boru hattıyla birlikte Lozonets ve Türkiye sınırı arasındaki taşıma kapasitesini arttıracaklarını söyleyerek, "Yeni hat hem Bulgaristan'ın hem de Türkiye'nin doğalgaz arz güvenliğine katkı sağlayacak." dedi. Bakan Dönmez, projenin Türkiye ve Bulgaristan'ın Avrupa doğalgaz piyasasındaki önemini daha da arttıracağını belirtti. 20 kilometre uzunluğunda olan hat, Bulgaristan’dan Türkiye’ye gaz sevkiyatı yapılan "Transbalkan Boru Hattı"nın bir parçası olarak inşa edildi. Boru hattıyla birlikte Türkiye ve Bulgaristan arasındaki hat birleştirilmiş oluyor. Böylece iki ülke arasında karşılıklı doğalgaz akışı gerçekleştirilebilecek. Yeni hatla birlikte BOTAŞ ve BULGARTRANSGAZ arasındaki işbirliği artacak.

SOYDAŞLAR SİYASİ TEMSİLDE HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYOR


Soydaşlar TBMM’de 8 vekil ile temsil edilmelerinin hayal kırıklığını yaşıyor. Türkiye oldukça hareketli bir erken seçim dönemini geride bırakırken ortaya çıkan 600 kişilik Türkiye Büyük Millet Meclisi tablosu soydaşlar açısından tam bir fiyasko. Balkan – Rumeli kökenli vekillerin temsildeki azlığı soydaşların siyaset kurumuna güvenini sarsarken, ülke nüfusunun yarısını oluşturmalarının avantajından uzak TBMM yapısı bundan sonraki belediye seçimlerinde sandığa olumsuz olarak yansıyabilir. Çok güçlü konfederasyonlar, federasyonlar ve STK’ların temsil ettiği camia, bünyesindeki binlerce dernek ile siyaset kurumunda yeterince yer alamazken, ortaya çıkan siyasi tablo da gerçeklikten uzak bir yapı sergilemesi ile dikkat çekiyor. Göçmen kökenli vekillerin sayısal olarak en çok olduğu siyasi organizasyon Ak Parti. Dört milletvekili ile soydaşları meclise taşıyan Ak Parti’nin ardından 2 vekil ile Cumhuriyet Halk Partisi geliyor. Milliyetçi Hareket Partisi ile İYİ Parti de birer soydaş vekil ile sıralamada yerlerini alırken şu ana kadar tespit edilebilen göçmen kökenli vekillerin siyasi partilere göre dağılımı ise şöyle;
-          Ahmet Demircan, Orhan Kırcalı (AKP ) SAMSUN
-          Fatma Hürriyet Kaplan (CHP), Saffet Sancaklı (MHP), Lütfü Türkkan (İYİ Parti) KOCAELİ
-          Hakan Çavuşoğlu, Refik Özen (AKP), Yüksel Özkan (CHP) BURSA 

2 Ağustos 2018 Perşembe

İKTİDAR PARTİSİNE KÜFÜR İÇEREN PLAKA KRİZE NEDEN OLDU


İsveç’te yaşayan bir Romen vatandaşı aracına taktırdığı ve Romanya’da iktidardaki Sosyal Demokrat Parti’ye küfür içeren plakasıyla iki ülke arasında krize neden oldu. Özel yapım plakada ‘’PSD’yi s….et’’ yazması Romen polisinin gözünden kaçmazken, daha önce de birkaç kez durdurulmasına rağmen, sürücüye İsveç'de kişiye özel plakaların yasal olmasından dolayı her hangi bir yaptırım uygulanamamıştı. Son uygulamada Romen polisi şikayet üzerine  aracın sahibi Razvan Stefanescu'nun hem plaklasına hem de ehliyetine el koydu. Romen basınında yer alan haberlere göre  hakkında yasal olamayan bir plaka ile araç sürmekten suç dosyası açılan Stafenescu, polisin hukuksuz bir işlem yaptığını belirterek medya mensuplarına yaptığı açıklamada "Cuma günü, yapılan kontrolde plakanım geçerli olduğu söylenmişti şimdi ise sürücü belgeme ve plakama el koydular. Durumu haber vermek için İsveç Büyükelçiliği'ni aradım ve normal şartlarda mevcut plakam ile Avrupa’da her yere gidebileceğimi söylediler. Bence bu bir istismar. Sanırım sürekli gözetim altındaydım. Önceki gece, evimin etrafında dönen bir polis motosikleti vardı" dedi. İsveç Büyükelçiliği ise yaşananlara sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile tepki gösterirken, kişiselleştirilmiş plakaların Avrupa Birliği genelinde geçerli olduğunu vurguladı. İsveç Ulaştırma Dairesi sözcüsü Eva Isaksen de Rumen medyasına yaptığı açıklamada, kişiye özel plakaların Avrupa Birliği sınırlarında yasal olduğunu söyledi, ancak Rumen makamları tarafından plakanın anlamı hakkında bilgilendirildikten sonra, Stefanescu'nun plakasının İsveç' te de iptal edilmesine karar verildi.

1 Ağustos 2018 Çarşamba

ATİNA YANGINININ ARDINDAKİ GERÇEKLER

Geçtiğimiz pazartesi Attika’nın üstüne kıyamet sahnelerinde tasvir edilen musibetler yağdı. Bu kıyametin ilk işaretini sabah saatlerinde Atina Havaalan’ından kızımı Avustralya’ya uğurlarken gördüm. Güçlü bir yanık kokusunu duyup başımı göğe kaldırdım. Sadece kalın, yükselen dumanın sebep olabileceği; gündüzleri tutulma anlarında yaşanabilecek bir karanlığın sardığı beyaz-sarı renk olacakları haber veriyordu. Akşamüstü haberler yağmaya başladı. Doğu Attika’daki pek çok akrabamızın ve dostumuzun evi harap olmuştu. Orman yangını, konutların bulunduğu sahile doğru hızlıca yayılıyordu, Mati’deki yerleşimlere ulaşımı engellemiş ve Rafina kasabasının Atina’yla bağlantısını kesip kasaba sakinlerini denize kaçmaya zorlamıştı. Kayıplar hakkındaki ilk bilgiyi, siyasî hareketimiz DiEM25’e bağlı aktivistlerden aldım. Alevler aynı sokaktaki diğer evler gibi onların da Mati’deki evlerini mahvetmişti; canlarını kurtarmak için güç bela kaçmışlardı. Kapı komşuları yok olmuştu; ertesi sabah, komşuların birbirine sarılmış ölü bedenlerini bulduklarında, üç yaşındaki kızlarının ortalarında yattığı yürek parçalayıcı sahneye tanık olmuşlardı. Uğursuz haberler devam etti. Evleri yıkılan bir arkadaşımız ve kocası, kayıplar arasındaydı. Falezlerin kenarında oturan bir akraba, evi yandığında 70 metreden kayalıklarla dolu suya atlamak zorunda kalmıştı, neyse ki balıkçılar tarafından kurtarıldı. Ancak aynı uçuruma kaçan 26 kişi suya atlayamadan alevli dumanlara yenik düştü. Bu satırları yazarken kesin olmayan kayıp sayısıyla beraber, resmî açıklamalara göre 81 kişi hayatını kaybetmişti. Ne desem kifayetsiz.

KOLEKTİF KUSUR
Bu olay neden gerçekleşti? Kuru geçen kış çok sayıda kavrulmuş ağaç ve çalılık bıraktı; sıcaklığın 39 dereceye ve rüzgar hızının saatte 130 kilometreye ulaştığı bir günde felâket patlak verdi. Ama bizim Kara Pazar’ımızda, Yunanistan devleti ve toplumunun kronik hataları hava durumuna eklenince orman yangını korkunç bir cehenneme dönüştü. Yunanistan’ın savaş sonrası ekonomik modeli; tüm arazilerde (vadiler ve çam ormanları da dahil) anarşik, plansız gayrimenkul gelişimine dayanıyordu. Bu da bizi, herhangi bir gelişmekte olan ülke gibi, yazın ölümcül orman yangınlarına ve kışın aniden bastıran sellere (sadece geçen kış, eski bir dere yatağına inşa edilen evlerdeki 20 kişi hayatını kaybetti) karşı savunmasız bıraktı. Doğal olarak da kolektif kusurumuza, Yunan devletinin benzeri olaylar karşısındaki ebedî hazırlıksızlığı yardım ve yataklıkta bulundu: Yaz ve kış boyunca kırlarda ve ormanlarda biriken bu kurumuş odunlar temizlenmedi. Yerleşim sakinleri için acil durumda kaçış yolları açılmadı ve gözetim sağlanmadı. Buna ek olarak oligarşinin olağan suçları da söz konusu; kumsalları özelleştirme amacıyla villaların etrafındaki yolların denize ulaşımının hukuksuzca kesilmesi gibi. Konuştuğum görgü şahitleri, zenginlerin kendileri ve deniz arasına ördüğü dikenli telleri aşmaya çalışırken ölen ya da ağır yaralanan pek çok kişi olduğunu ifade ettiler. Son olarak, insanlığın kolektif suçu önemli rol oynadı. Bu felaket bize, aptallığımızı cezalandıran doğa olaylarının küresel ısınmanın hızlanmasıyla birlikte ne kadar tehlikeli hâle geldiğini gösteriyor.

HÜKÜMETLERİN KLASİK AÇIKLAMASI: KUNDAKÇILAR
Yunanistan’ı vuran her orman yangınında olduğu gibi Hükûmet yine kundaklama şüphesine dikkat çekti. Cinayeti göz ardı edemeyeceğim için, ben ikna olmadım. Yunan hükûmetleri geleneksel olarak vurguncuları, kundakçıları, teröristleri ve hatta yabancı casusları suçlamayı daha uygun bulmuştur. Bu türden kışkırtıcı açıklamalar haberlerde üst sıralarda yer bulurken, resmî makamlar hazırlıksız yakalandıklarını itiraf etmekten kaçınıyorlar. Uygun yasa ve güvenlik mevzuatını çıkarıp güçlendirmede başarısız kaldıklarını kabul etmekten imtina ediyorlar. Yangına müdahaledeki başarısızlıkta Yunanistan’da devam eden Büyük Bunalım’ın ve kemer sıkma politikasının rolü ne oldu? İtfaiye teşkilatı, yurttaş koruma kuruluşları, ambulans servisleri ve hastaneler oldukça az sayıda personele sahipti. Şimdikinden üç kat fazla sayıda itfaiye memurumuz ve yangın söndürme uçağımız olsaydı bile yangın durdurulamazdı. Çünkü Yunanistan’da kamu hizmetlerinde, toplumda on yıldır küçülme görülüyor ve küresel ısınmayla daha da beter hâle gelen bir felakete insanların kendini manevi olarak hazır hissetmesi çok zor beklenebilirdi.

AB’NİN TİMSAH GÖZYAŞLARI
Gazeteciler bana Avrupa Birliği’nin yardım edip etmediğini soruyorlar. Gerçek şu ki biz AB’ye katılmanın öncesinde ve sonrasında ve drahmiden euro’ya geçerken asıl yıkıcı yangınları yaşadık. AB bize bu alevlere karşı hiç yardım etmedi, zaten kendi ajandasında da yardım yoktu. Ayrıca AB, Yunan toplumunun 70 yıldır çevreye verdiği zarardan ya da orman yangınından sorumlu tutulamaz. Fakat geçtiğimiz on yılda Yunanistan’dan resmî alacaklı Troika’nın – Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF – Yunan devletini bu türden felaketlerde ihtiyaç duyacağı kaynaklardan ve kapasitelerden mahrum ettiği su götürmez bir gerçek. Aynı gazeteci soruyor: Öyleyse, Atina’nın isyan etmesi ve kemer sıkma politikası ile Yunanistan’ın bekası için zararlı bütçe kesintilerine son vermek için uygun zaman değil mi? Elbette! Troika’ya karşı koyup çılgın tasarruf önlemlerine ve Yunanistan’daki insanlık krizine sebep olan toplumsal politikalara son vermek için her an uygundur! Geçtiğimiz on yılda Yunanistan, yangınlarda ve sellerde yitirdiğinden daha çok insanını AB’nin yol açtığı trajedi yüzünden yitirdi. 2011’den bu yana 20 binden fazla insan intihar etti. AB’nin Yunanistan’a dayattığı ekonomik bunalım sebebiyle çalışma çağındaki her on Yunan’dan biri göç etti. Yangında kaybettiklerimiz için Brüksel’in timsah gözyaşı dökmesini bekliyorum; keza Yunan hükûmetinden de benzeri bir ikiyüzlü tavır takınmasını. Ancak her gün yaklaşık 100 kişinin öldüğü Yunanistan’da örgütlü insan düşmanlığına son verecek bir adım atılmasını beklemiyorum. Avrupa çapındaki ilericiler örgütlenip yerel düzeyde sorumluluğu kabul edene ve AB düzeyinde birleşip baskı kurana dek bir şey değişmeyecektir. Tabii, Yunanistan’ın Altın Şafak, İtalya’nın Lega hareketlerini, Almanya’nın Hıristiyan Sosyal Birliği ve Almanya için Alternatif Partisi, Sebastian Kurz Hükûmeti ve Leh-Macar liberalizm karşıtı birliği gibi nefret saçan siyasal oluşumların güçlenmesi istisna. Yunanistan’daki orman yargınları, Avrupalılar olarak bizlere kolektif sorumluluğumuzu trajik bir şekilde hatırlatma görevi görüyor.

(AZINLIKÇA)
Yunanistan eski Maliye Bakanı ve Atina Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan Yanis Varoufakis’in 26 Temmuz 2018’de project-syndicate.org’ta çıkan yazısı.

ÇEVİRİ:
Oğul Tuna / Medyascope 

31 Temmuz 2018 Salı

TÜRK YILDIZLARI BÜKREŞLİLERİ BÜYÜLEDİ


Romanya’da gelenekselleşen ‘Büyük Birlik’ etkinliklerinin 100. yıl kutlamaları binlerce Romen’in katılımıyla gerçekleşti. Bu yılki etkinliklerin en gözde ekibi ise Türk Hava Kuvvetleri'nin akrobasi timiydi. Kutlama etkinlikleri kapsamında organize edilen 10. Bükreş Uluslararası Hava Gösterileri etkinliklerine katılan Türk Yıldızları’nın göklerde sergilediği şov izleyenleri büyüledi. Üç yıl aradan sonra dördüncü kez Bükreş semalarında gösteri yapan Türk Yıldızları'nı izleyenler arasında Romanya Senato Başkanı Calin Popescu Tariceanu, Romanya Dışişleri Bakanı Teodor Meleşcanu ile Türkiye'nin Bükreş Büyükelçisi Osman Koray Ertaş da vardı. Türk uçaklarının etkinlik sonrası izleyicileri Romanya bayraklarıyla selamlaması ise büyük coşkuya neden oldu.

30 Temmuz 2018 Pazartesi

ATİNA'DAKİ YANGIN FACİASINDA CAN PAZARI YAŞANDI


Yunanistan'da başkent Atina'nın 40 kilometre doğusundaki Mati'de yaşanan yangın faciasına ait yeni görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde yüzlerce kişinin alevlerden kaçarak kıyıya kadar ulaştığı ve ateşten korunmak için suya girdiği görülüyor. Yangında evini ve arabasını kaybede Kallia isimli bir kişi AP'ye verdiği mülakatta, "Resmi bir bilgilendirme yoktu. Evime ulaştım ve komşularımın bahçe hortumlarıyla evlerini ıslattıklarını gördüm. Neyin geldiğini bilmiyorlardı. Onları bilgilendirmeseydim, onlar da alevlere yakalanacaktı. Hiç kimseden hiçbir bilgi gelmedi. Ne polis, ne itfaiye. Kimse insanlara, 'Kaçın, yanacaksınız' demedi" ifadeleriyle yetkili makamları eleştirdi. Yunanistan'daki yangın felaketinin ardından yaklaşık 700 kişi, sığındıkları plajlara yanaşan botların yardımıyla kurtarılmıştı. Ancak yangında hayatını kaybeden 86 kişi içerisinde denizde boğulanlar da olduğu iddia ediliyor. (HABERTÜRK)