12 Ocak 2021 Salı

MACARİSTAN'DA MUHALEFET PARTİLERİ 2022 SEÇİMLERİ İÇİN BAŞBAKAN VİKTOR ORBAN'A KARŞI ‘TEK CEPHE’ OLDU

Macaristan’da Başbakan Viktor Orban'a karşı 6 muhalefet partisi güçlerini birleştirdi. Tek çatı altında toplanan partiler, 2022'de yapılacak seçimlerde iktidarı yenmek için tek adayla yarışa katılacaklarını açıkladı. Orban'ın partisi Macar Yurttaş Birliği (Fidesz) son 3 seçimdir yönetimi kimseye kaptırmıyor. Göçmen karşıtı politikalarıyla da sık sık gündeme gelen Orban ülke tarihinde 'en uzun süre görevde kalan lider' unvanına sahip.
Fidesz'in 10 yıllık iktidarını koalisyonla yıkmak isteyen muhalefet, ortak bir platformda bir araya gelip her seçim bölgesinde tek liste çıkaracak. Başbakan adayı ise seçimle belirlenecek. Siyasi yelpazenin farklı kanatlarından oluşan "koalisyon"un ortakları arasında merkez parti Momentum, sağ kanattaki 'Daha İyi Bir Macaristan Hareket' (Jobbik) ve yeşil parti Diyalog bulunuyor.
 
"TEK DEMOKRATİK ÇÖZÜM YOLUMUZ BU"
 
Ortak hareket etme kararı alan partilerden yapılan açıklamada, iş birliğinin bir birleşme olmadığı, ancak değişim için görüş ayrılıklarını bir kenara bıraktıkları belirtildi. Açıklamada, "Macar halkı 10 yıldan sonra ilk kez, fırsatçı ve sahtekar Fidesz iktidarından kurtulmak için gerçek bir fırsatı elde edecek" denildi. Muhaliflere göre, Fidesz'in yerini sağlamlaştıran yasal düzenlemeleri muhalefete güçlerini birleştirmekten başka demokratik çözüm yolu bırakmadı.
 
ORBAN’IN OY ORANI YÜZDE 30’A GERİLEDİ
 
Kamuoyu yoklamalarına göre 6 muhalif partinin toplam tahmini oy oranı Fidesz'in 4 puan üzerinde. Bu rakam, anketi düzenleyen Publicus'un yüzde 3,1'lik hata payından da daha fazla. Diğer bir anket firması Zavecz Research'un araştırmaları da ağustos ayından bu yana halk desteği azalan Orban'ın potansiyel oy oranını yüzde 30'a çektiğini gösteriyor.
Uluslararası gözlemcilere göre Macaristan'da 2014 yılındaki seçimler özgür ancak adil değildi. Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) ise 2018'deki seçimlerde yabancı karşıtı söylemlerin, yanlı medyanın ve kampanya finansmanlarının şeffaf olmayışının, seçmenin bilinçli tercihte bulunabilmesini engellediğini rapor etmişti.
 
HÜKÜMET ENGELLEMEK İÇİN YASA HAZIRLIYOR
 
Bu arada Macaristan'da hükümet, muhalefet partilerinin seçimlerde iktidar partisine karşı birlik oluşturmasını zorlaştıracak bir seçim yasası değişikliği üzerinde çalışmaya başladı.
İktidardaki Fidesz Partisi ve lideri Başbakan Viktor Orban tarafından 2012 yılında yapılan bir revizyonun ardından, Macaristan'ın iki oylu seçim sistemi, partilere ülkenin 106 tek üyeli oy kullanma bölgesinde bireysel adaylar çıkarmasını ve seçmenlere ulusal bir parti listesi sunma imkanı sağladı. Şu anda seçim yasası, partilerin bunu yapabilmesi için en az dokuz idari bölge ve başkent Budapeşte'de bulunan 27 seçim bölgesinde aday göstermesini zorunlu kılıyor. Meclis komitesinde 4'e karşı 8 oyla kabul edilen öneri bu asgari şartı önemli ölçüde artıracak. Orban hükümeti bu değişikliğin sebebinin sahte partilerin seçim kampanyaları için aldıkları devlet fonunu kötüye kullanmasını önlemek olduğunu savunuyor.
 
ORBAN HÜKÜMETİ'NİN DEVRİLMESİ DAHA DA ZORLAŞABİLİR
 
Yasanın geçmesi durumunda muhalefet partilerinin Fidesz'e karşı tek bir ulusal liste oluşturması gerekecek. Burada çıkacak olası anlaşmazlıklar ise bu listenin oluşturulamamasını ve Orban hükümetinin devrilmesinin daha da zorlaşması anlamına geliyor. 2022'de yapılacak seçimler öncesinde muhalefet partileri Orban'a karşı uygulanacak birlik stratejisinin detaylarını uzun süre müzakere etti ve oyların bölünmesini önlemek için adayların koordine edilmesi ve ortak bir siyasi platform ile tek başbakan adayı benimseme konusunda anlaşmaya varıldı. Bu strateji sayesinde geçen yıl yapılan yerel seçimlerde muhalefet, Budapeşte dahil şehirlerin çoğunluğunu kazanmayı başardı

BUDAPEŞTE SEÇİMLERİ ÖRNEK OLDU
 
Macaristan'da muhalefet partilerinin iktidara karşı oluşturduğu cephenin fikri alt yapısı yerel seçimlerde oluştu. Bunun sonucu olan çalışmada yerel seçimlerde başkent Budapeşte'yi muhalefet partilerinin ortak adayı Gergely Karacsony kazandı. Sandıktan birincilikle çıkan Karacsony yüzde 50.8 oy alırken hükümette bulunan Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) ve Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) koalisyonunun adayı İstvan Tarlos ise yüzde 44 oy aldı. Budapeşte'nin 13 bölgesinde muhalefet, 7 bölgesinde ise Fidesz-KDNP adayı seçimi kazandı. Ülkede 23 büyük kentin 13'ünde Fidesz-KDNP, 10'unda ise seçime ittifak halinde giren muhalefet adayları sonuca ulaştı. 8 milyon 25 bin seçmenin bulunduğu Macaristan'da yerel seçime katılım oranı yüzde 48,5 olarak gerçekleşti. (EURONEWS)

11 Ocak 2021 Pazartesi

MÜZAKERE ÇAĞRISINA YUNANİSTAN'DAN JET YANIT

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile birlikte Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında Yunanistan’a seslenerek ‘’ Yunanistan, 11 Ocak'tan sonra müzakerelere başlayabileceğini söylemişti. Bugün 11 Ocak ve Türkiye olarak açık davette bulunmak istiyoruz. Bugün itibarı ile Ocak ayı içinde ilk toplantısı gerçekleştirilmek üzere Yunanistan'ı istikşafi görüşmelere davet ediyoruz. Tüm meseleleri kendine güvenen bir ülke olarak görüşmeye hazırız. Bu bir davettir, umarım Yunanistan bu fırsatı, bu daveti geri çevirmez" dedi.

Bu çağrıya jet hızıyla yanıt veren Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Yunanistan'ın Türkiye'den Doğu Akdeniz'deki anlaşmazlıklar konusunda herhangi bir müzakere sürdürme daveti almadığını ancak kıta sahanlığı da dahil olmak üzere anlaşmazlığa sebep olan konuları görüşmeye istekli olduklarını vurguladı. Bakanlık sözcüsü Alexandros Papaioannou, "Yunanistan, Türk tarafının bu türden herhangi bir davetine uluslararası hukuka uygun olarak yanıt verme niyetini ifade etmiştir" dedi.

 NEYİ MÜZAKERE ETMEMİZ LAZIM?

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu basın toplantısında KKTC ile ikili ilişkileri ele aldıklarını belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti olarak Kıbrıs Türk halkının beklentilerinin karşılanması için kurulan hükümet ile yakın işbirliği içinde çalışacağız. Her türlü desteği vereceğiz. Kıbrıs meselesinde önemli bir dönemeçteyiz. 52 yıl federasyon için müzakereler yapıldı. Her seferinde Rum kesiminin siyasi eşitliği benimsememesi, hiçbir şeyi Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmak istememesi nedeniyle müzakerelerden sonuç çıkmadı. Tüm müzakerelerin içinde olduk, müzakereler yapıldı ve heba edildi. Federasyon için müzakereler tüketildi. Şimdi neyi müzakere etmemiz lazım? Öncelikle her kesimin kendi görüşlerini açıkça ortaya koyması gerekiyor. Bu sebepten dolayı yaklaşık 1,5 yıl önce BM Genel Sekreteri'ne 5 artı BM, gayrı resmi toplantı teklifinde bulunduk. Neyi müzakere edeceğimizi önce görüşmemiz gerekiyor, 'müzakere zemini varsa müzakere çerçeve belgesinin bu doğrultuda düzenlenmesi gerekiyor' dedik. Toplantının gerçekleşmesi için süreç devam ediyor. BM Genel Sekreteri'nin Özel Danışmanı Jane Holl Lute, geçtiğimiz günlerde bizi de ziyaret etti, bugün Adayı ziyaret ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşme gerçekleştirecek. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'nin bu konudaki tutumu son derece nettir" dedi.

'İKİ DEVLETLİ BİR ÇÖZÜM OLMASI GEREKİYOR'

Çavuşoğlu, bugüne kadar siyasi eşitliğin olmadığını belirterek, "Egemen eşitliğin müzakere edilmesi gerekiyor. Yani iki devletli bir çözüm olması gerekiyor. Bunun her kesime anlatılması için çaba sarf ediyoruz. Önümüzdeki süreçte bu toplantılara KKTC ile katılacağız. İki devletli çözümün neden olması gerektiğini tüm tezleri ile anlatacağız. 5 artı BM toplantısının, kaldığımız noktadan müzakerelere devam anlamına gelmemesi gerektiğini bir kere daha vurgulamak isterim. Yeni bir müzakere zemini var mı yok mu ve artık federasyon için müzakere yapmayacağımıza göre, neyi müzakere yapacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Türkiye ve KKTC olarak biz iki devletli çözümün müzakeresinin yapılması gerektiğini söylüyoruz" diye konuştu. 

'KKTC KATILMAYACAKSA RUM KESİMİNE İZİN VERMEYİZ'

Bakan Çavuşoğlu, görüşmede Doğu Akdeniz konusunu da ele aldıklarını belirterek, "Doğu Akdeniz, konusunda bir konferans teklifinde bulunmuştuk. Dışişleri Bakanlığı olarak Sayın AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve komisyona, konferans konusundaki önerilerimizi yazılı bir şekilde ilettik. Kıbrıs'ın katılımı konusunda 'ya iki taraf da bu konferansa katılsın, KKTC katılmayacaksa Rum kesiminin katılmasına izin vermeyiz' dedik. Sonuçta bu konferansta hakça paylaşım konuşulacaksa iki tarafın da bu toplantıya katılması en sağlıklı yöntemdir. Doğu Akdeniz'de de KKTC ve Türkiye'nin hakkını korumaya devam edeceğiz, bu toplantıda da bunu ortaya koyacağız. Önümüzdeki süreçte özellikle Kıbrıs müzakereleri konusunda ortak tutumlarımızın daha da netleştirilmesi ve ortaya çıkacak senaryolara göre birlikte iyi hazırlık yapmamız gerekiyor. Kıbrıs müzakereleri konusunda heyetlerimiz ile birlikte çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız" ifadesini kullandı. 

'YUNANİSTAN'I İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELERE DAVET EDİYORUZ'

Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan'la Türkiye arasındaki istikşafi görüşmelere ilişkin de değerlendirmede bulunarak, bugüne kadar 60 görüşme yapıldığını ve 5 bin sayfadan fazla doküman ortaya çıktığını vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "2016'da Aleksis Çipras hükümeti iktidara gelince bu görüşmeleri devam ettirmek istemediler. O onların takdiridir. Son bir yılda istikşafi görüşmelerinin tekrar başlaması tekrar gündeme geldi. Biz her zaman ön koşulsuz istikşafi görüşmeleri tekrar başlatmaya hazır olduğumuzu söyledik. Daha sonraki süreçte de açık şekilde teklifte bulunduk, hatta karantina döneminde temaslı olduğu için Nikos Dendias ile telefon görüşmemizde, istikşafi görüşmeleri için hazır olduğumuzu söylediğimizde, Oruç Reis gemisinin o günkü faaliyet alanında olduğu sürece istikşafi görüşmelere başlayamayacaklarını söylemişlerdi. Şimdi gemi oradaki faaliyetlerini tamamladı, başka bir yerde faaliyetlerine başlıyor. Yunanistan'ın elinde şu an bir mazeret de yok. İstikşafi görüşmelerin gündemi belli. Daha önce 60 tur neyi görüştüysek ki, Yunanistan ile itilaflı olduğumuz tüm konular bu kapsamda görüşülüyordu. Bundan sonra da bunu görüşeceğiz.

ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN OLARAK YANIT VERME 

Bu süreçte AB ülkeleri de, Yunanistan'a istikşafi görüşmelere bir an önce başlamaları konusunda uyarı yaptılar. Yunanistan, 11 Ocak'tan sonra müzakerelere başlayabileceğini söylemişti. Bugün 11 Ocak ve Türkiye olarak açık davette bulunmak istiyoruz. Bugün itibarı ile Ocak ayı içinde ilk toplantısı gerçekleştirilmek üzere Yunanistan'ı istikşafi görüşmelere davet ediyoruz. Ev sahibi ülke biziz. Tarihini bu müzakereleri yürütecek heyetlerimiz, Yunanistan'daki muhatapları ile belirleyecektir. Tüm meseleleri kendine güvenen ülke olarak görüşmeye hazırız. Bu bir davettir, umarım Yunanistan bu fırsatı, bu daveti geri çevirmez dedi."

Çavuşoğlu’nun bu açıklaması ve yaptığı davete jet hızıyla yanıt veren Yunanistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın Türkiye'den Doğu Akdeniz'deki anlaşmazlıklar konusunda herhangi bir müzakere sürdürme daveti almadığını ancak kıta sahanlığı da dahil olmak üzere anlaşmazlığa sebep olan konuları görüşmeye istekli olduğu ifade edildi. Dışişleri bakanlığı sözcüsü Alexandros Papaioannou, "Yunanistan, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ve kıta sahanlığı sınırının belirlenmesi konusunda Türk tarafının bu türden herhangi bir davetine uluslararası hukuka uygun olarak yanıt verme niyetini ifade etmiştir." dedi. (HÜRRİYET - KORKUSUZ)

10 Ocak 2021 Pazar

DENDİAS: "TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Kathimerini gazetesinde yayınlanan özel mülakatında Türk ve Yunan diyaloğunun yeniden başlatılmasından yana olduğunu söyledi. "Bugün Türkiye'nin AB yolunda adımlar attığı 2000 yılındaki haline ve Türk-Yunan diyaloğunun kesildiği 2016 yılındaki haline benzemediğini" belirten Dendias, Türkiye'nin son yıllarda 'yayılmacı, yeni Osmanlıcı ve tehditkar' bir siyaset izlediğini öne sürdü. Yunanistan'ın Mısır, İsrail, Ürdün, Kıbrıs, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile kurduğu işbirliğine Türkiye'nin de katılmasını arzu ettiklerini söyleyen Dendias, "Ancak Türkiye bu davranışlarından vazgeçmeli ve her bir ülkenin kabul ettiği gibi anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümünü öngören uluslararası hukuk kurallarına saygılı olmalı" dedi. Denidas, "100 yıl önce Batı'da hasta adam olarak tanımlanan Türkiye'nin şimdi bölgenin büyük değişimcisi olarak Osmanlı İmparatorluğu rolünü oynamaya çalışması, görüştüğüm bütün ülkelerin gündeminde bulunuyor" dedi.

ARNAVUTLUK İLE YAPILAN ANLAŞMA

Türkiye ve Yunanistan istikşafi görüşmelerin 2016'da kesildiği yerden devam etmesinden yana olduğunu belirten Dendias, "İstikşafi görüşmelerin gündemi bellidir ve bu değiştirilemez. 20 yıldan bu yana sürdürülen görüşmelerin 61. toplantısı yapılacak. Görüşmelerin tek taraflı olarak genişletilmesine karar vermek, görüşmeleri torpillemek anlamına gelir. Ankara'nın ne denli samimi olduğunu göreceğiz. Biz, görüşmelere samimi ve yapıcı bir niyetle masaya oturmaya hazırız" şeklinde konuştu. Yunanistan'ın İtalya ve Mısır arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesini öngören anlaşmalarına atıfta bulunan Dendias, Yunanistan'ın Arnavutluk ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi için Uluslararası Lahey Adalet Divanına gidilmesinde anlaşma sağlandığını ve bu amaçla Arnavutluk'ta yapılacak nisan ayındaki seçimlerden sonra tarafların ortak bir tahkimname hazırlamaya karar verdiklerini açıkladı. Dendias, benzeri anlaşmaların Türkiye ile de yapılmasını önerdiğinden söz etti. Yunanistan, Türkiye ile istikşafi görüşmelerde iki ülke arasındaki kıtasahanlıklarının belirlenmesinden başka hiçbir konuyu görüşmeye niyeti olmadığını sık sık açıklıyor. Bakan Dendias aynı mülakatında, Yunanistan'ın 2021 yılında ABD ile savunma işbirliğini genişletmeyi amaçladığını ve ABD'nin özellikle Doğu Akdeniz'deki varlığını artırmasındaki öneminden söz etti.

BATIDA 12 MİLE ÇIKARILIYOR

Yunanistan'ın Batı yakasındaki kara sularını 6 milden 12 mile uzatmasını öngören yasanın önümüzdeki hafta içinde Yunan parlamentosunda onaylanacağını da açıklayan Dendias, "Yunanistan, bu yasa ile 1947'den bu yana ilk kez genişlemiştir. Yunanistan, Uluslararası Deniz Hukuku sözleşmesinden kaynaklanan kara sularını 12 mile uzatma hakkını, geri kalan deniz bölgelerinde de uygulayabilir. Ancak bu hakkını gerek görüldüğünde ve ne zaman uygulayacağına siyasi iradeler karar verir" görüşünü savundu.

'MARAŞ SAHİLİNİN YASA DIŞI AÇILMASI'

Dendias, Kıbrıs sorunu ile ilgili bir soruya ise, "Yunanistan'ın BM'nin Kıbrıs konusunda gayrıresmi düzeyde 5'li bir toplantı yapılmasını öngören olası bir önerisine sıcak bakılacağını" söyledi. Yunanistan'ın Kıbrıs sorununa BM kararları ve AB değerlerine uygun federal bir çözümden yana olduğu söyleyen Dendias "Ancak gerek Türkiye'nin gerek Kıbrıs Türk lideri Ersin Tatar'dan gelen son açıklamalar ve Maraş sahilinin yasa dışı açılması gibi davranışlar iyimserlik göstermeye fırsat vermiyor" şeklinde konuştu. (BBC)

DÜNYA KLASMANINDA SATRANÇTA 16 YAŞINDA ‘BÜYÜK USTA’ OLAN NURGÜL SALİMOVA SOYDAŞLARIN GURUR KAYNAĞI

Kuzey Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde yer alan Tırgovişte (Eskicuma) kentinin Krepçe köyünden Nurgül Salimova dünya klasmanında Satrançta Büyük Usta (Grand Master) ünvanını elde etti. Salimova, klasmanda gerekli olan puanları 12 gün boyunca devam eden ve Antalya’da gerçekleşen Avrupa Kadınlar Şampiyonası’nda tamamlamayı başardı ve şampiyonada ilk beşe giren en genç yarışmacı oldu. Nurgül Salimova 16 yaş kategorisine kadar olan Büyük Usta ünvanı için dünya klasmanında gerekli olan 2 bin 500 puanı tamamladı. Şu anda 15 yaşında olan sporcu Büyük Usta ünvanını elde etmesiyle de Dünya Kadınlar Satranç Şampiyon’nda mücadele etmeye hak kazandı. Salimova Dünya Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda satrançta dünyanın en iyi 64 kadın sporcusu mücadele edecek. Soydaşların gururu olan ve elde ettiği başarılardan dolayı Bulgaristan’da ‘Satranç Kraliçesi’ yakıştırması yapılan Nurgül Salimova Burgaz 64 Satranç Kulübü’nün sporcusu ve 9. sınıf öğrencisi. Mevcut puanıyla dünyanın en iyi 60 satranç ustası arasında yer alan Salimova kendisine Bulgaristan’ın gelmiş geçmiş en büyük satranç ustası kabul edilen Veselin Topalov’u örnek alıyor. Topalov Dünya Satranç sıralamasında Büyük Usta ünvanını ve bunun için gerekli olan 2500 puanı 17 yaşında elde etmişti. Satranç oynamayı 4 yaşında iken babası ve dedesinden öğrenen Nurgül Salimova’yı ilk keşfeden Burgaz 64 Satranç Kulübü Başkanı Jivko Jekov oldu. Bundan sonra yetenekli çocuklar programına dahil edilen sporcunun başarıları birbiri peşi sıra geldi. Bulgaria ON AIR TV’nin röğortaj yaptığı genç sporcu ‘2015 yılında da 12 yaş kızlar kategorisinde Dünya şampiyonu olduğunu belirtirken,  2017 yılında Bulgaristan şampiyonu olarak ülkenin tarihinde en genç şampiyon olarak rekor kırdığını belirtti. Şu anda 15 yaşında olan Nurgül Salimova Büyük Usta ünvanını elde etmesiyle de Dünya Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda mücadele etmeye hak kazandı. 

Her yapılan turnuvalarda şampiyonluğun en büyük adayı olan Nurgül Salimova 19 - 22 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Avrupa Kadınlar Çevrimiçi Kulüpler Kupası’nda da Rus takımının bir sporcusu olarak yer alması için davet aldı. Gambit Volgograd takımında Sporcular Valentina Gunina, GM Marie Sebag, IM Anastasia Bodnaruk ve WGM Aleksandra Maltsevskaya ile birlikte yer alan Nurgül Salimova’nın ekibi burada da bronz madalya kazandı. Pandemi süresince birçok müsabaka yapılmayınca bu şampiyonlukların FİDE ve Avrupa Satranç Birliği için önemli sonuçlar olduğuna dikkat çeken sporcu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ‘’Pandemiye rağmen dünyanın dört bir yanından en iyi satranç oyuncularından bazılarıyla karşılaşma fırsatım olduğu için elbette çok mutluyum. Ancak çevrimiçi olarak daha fazla turnuvanın gerçekleşmeye başlaması da beni üzüyor. Onlara bakmıyorum ama 12 yıldır yarışan bir büyük usta olarak oyun odasına girmenin, rakibini selamlamanın ve partiyi başlatmanın heyecanının yerini hiç bir şeyin alamayacağını da biliyorum. Şu ana kadar çevrimiçi 6 turnuva oynamayı başardığım ve tüm zorluklara, sorunlara rağmen hala dünyanın en iyi satranç oyuncusu olma isteğim ve hırsım devam ettiği için minnettarım. Eskisinden bile daha fazla’’ dedi.

YUNANİSTAN BASINI RAMA'NIN ZİYARETİNDEN RAHATSIZ OLDU

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın, Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret Yunanistan’da rahatsızlığa neden oldu. Yunanistan basını ziyareti, "Arnavutluk Yunanistan'a sırtını dönüyor ve yönünü Türkiye'ye çeviriyor" sözleriyle duyurdu. Arnavutluk Cumhuriyeti Başbakanı Edi Rama, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ikili ilişkileri görüşen Rama, ASELSAN'a da ziyarette bulunmuş, ASELSAN tarafından geliştirilen teknolojilerin kullanılmasını arzu ettiğini belirtmişti. Yunanistan basınında yer alan haberlerde Arnavutluk siyasetindeki Yunanistan karşıtlığına da dikkat çekilirken Rama’nın Türkiye'de imzaladığı anlaşmaları da hatırlattılar. Haberlerde, ziyaret vesilesiyle "Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi" kurulmasına ilişkin ortak bildirinin imzalandığı ve Türkiye'nin Arnavutluk'ta tam donanımlı 150 odalı bir şehir hastanenin yapımını üstlendiği de yazıldı.

9 Ocak 2021 Cumartesi

BOŞNAKLARIN ‘SCHİNDLER’İ KEMAL BAYSAK HAYATA VEDA ETTİ

Bosna Savaşı sırasında yüzlerce insanın hayatını kurtarmasından dolayı, ‘Boşnaklar’ın Schindler’i olarak nitelendirilen Bosna – Hersek Türkiye Fahri Başkonsolosu Ahmet Kemal Baysak kovid 19 mikrobu ile girdiği savaşı kaybederek koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Baysak Karşıyaka Belediyesi eski Başkanı, Türkiye Bosna – Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Kurucu ve Onursal Başkanı, Dünya Bosna Hersek Göçmenler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Büyükelçisi, İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Onursal Başkanı, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi eski Başkanı, Terbay Şirketler Grubu’nun kurucusu ve onursal başkanı, İzmir iş dünyasının önemli isimlerinden duayen bir sanayiciydi. Topluma katkıları ve hayırseverliğiyle tanınan Baysak 2020 yılının Ekim ayında belinden ameliyat olmuştu. 30 Ekim'deki depremin ardından tedavisine evinde devam edildi. Kasım ayında, hasta bakıcılardan biri Kemal Baysak ve ailesine Covit – 19 virüsü bulaştırdı. Tekrar hastaneye kaldırıldı. Bir hayli yıpranan yorgun bedeni daha fazla dayanamadı ve önceki akşam tedavi gördüğü hastanede 88. yaşında iken yaşama veda etti. Baysak 11 Ocak Pazartesi günü Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde, sonra da Karşıyaka Belediyesi'nde düzenlenecek  törenlerin ardından Karşıyaka Beşikçioğlu Camisi'nde kılınacak öğlen ve cenaze namazına müteakip Soğukkuyu'daki aile kabristanlığında ebediyete uğurlanacak. Bosna-Hersek'ten 1878 yılında Türkiye'ye göç edip İzmir'e yerleşen Grebo sülalesinin bir ferdi olan Ahmet Kemal Baysak 88 yaşında ve 3 evlat babasıydı. (SÖZCÜ-YENİ ASIR)

TÜRKİYE-BULGARİSTAN ORTAK EYLEM PLANI ARAYIŞI

Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin gelişimine destek olmak amacıyla Bulgar-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (BULTİŞAD) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında imzalanan anlaşma ile kurulan Türkiye-Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası Forumu'nun "1. Türk Tarafı Toplantısı" gerçekleştirildi. Tekirdağ Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye-Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası Forumu Eş Başkanı Cengiz Günay başkanlığında gerçekleşen toplantı, Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök ve forum üyelerinin katılımıyla video konferans yöntemiyle düzenlendi. Etkinlikte, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de salgın nedeniyle zor bir süreç yaşandığını belirten Günay, "Bu süreç iş hacmimizi ve iş yapma biçimimizi doğrudan etkiler hale geldi. Bunun olumsuz yansımalarını maalesef birçok alanda görüyoruz ve yaşıyoruz. Biz yine de işlerimizi devam ettirmeye, Türkiye-Bulgaristan ikili ilişkilerine katkı sağlamaya devam etmek istiyoruz" dedi.  Günay, Türkiye'nin Avrupa ülkeleriyle yaptığı ticaretin karayolu ile taşınan kısmının büyük bir bölümünün Bulgaristan üzerinden gerçekleştirildiğini de vurgulayarak Bulgaristan’ın Türkiye'den AB'ye en önemli giriş kapısı olduğuna işaret ederek iki ülke arasındaki dış ticaret rakamlarına bakıldığında çok güzel bir denge olduğunun görüldüğünü söyledi. 2019'da yaklaşık 4.3 milyar avro ticaret hacmi olduğu bilgisini de veren Günay’ın konu hakkındaki bilgilendirmesi şöyle ; ‘’Ekonomik dengeyi koruyarak, ikili ticaretimizi daha yukarıya taşımak için işbirliği içinde çalışmalarımızı sürdürmemiz gerektiğine inanıyorum. Karşılıklı yatırımları da ticareti de artırmalıyız. Bulgaristan'da son derece başarılı yatırımcılarımız var. İkili oda olarak hem Bulgaristan'daki yatırımlarımızı arttırmak hem Bulgaristan'dan Türkiye'ye yatırımcı getirmek hem de karşılıklı ticaretimizi arttırmak için birlikte çalışacağız. TOBB'un Bulgaristan'daki ilişkileri güçlü. Biz de Türkiye-Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu ikili ilişkileri daha da ileri taşıyacağız. Yakın zamanda Bulgaristan tarafı ile bir araya gelerek ortak bir eylem planı ile yeni çalışmaları başlatacağız.’’