8 Kasım 2020 Pazar

TÜRK BİBERİ ANALİZ KISKACINDA

Türkiye'nin sebze meyve ihracatının lokomotifi konumundaki Akdeniz merkezli üretim yaşanan analiz karmaşasına yenik düşmek üzere. Özellikle ihracatın merkezi olan Antalya'da hissedilen sıkıntı yurtdışı çıkışlarda kendini ortaya koyarken Türkiye'deki analiz labaratuvarları şaibe altında kalıyor. İhracatçılar yaşadıkları sorunu İhracatçı Birlikleri Başkanlıklarına aktararak dertlerine çözüm ararken ilgililerin yaşanan karmaşaya duyarsız kalması tepkilere neden oluyor. Avrupa pazarının giriş kapısı konumundaki Bulgaristan'da yapılan Türk biberi analizlerininin neredeyse tamamının üründeki ilaç kalıntısı nedeniyle sıkıntılı çıkması Kapıkule'yi biberimize 'duvarkule'ye dönüştürdü. Yaş sebze-meyve analizlerinde ortaya çıkan duruma göre Türkiye yurtdışı çıkışlarında analiz edilen ürünlerin analiz raporları Avrupa ülkelerine girişte geçersiz. Özellikle biberde kendini gösteren sıkıntının giderilememesi ihracatçı firmalarımızın elini kolunu bağlarken Türkiye'ye iade edilen ürünün imhasının gündeme gelmesi oluşan zararın daha da katmerlenmesine neden oluyor. Türk biberinin başta Avrupa pazarları olmak üzere dünyanın birçok noktasındaki satış grafiğini olumsuz etkileyen analiz çelişkinin giderilmesi için yürütülen çalışmaların bir türlü sonuç vermemesi yakın bir zamanda biberin ihracatını tamamen sonlandırabilir. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz ihracatçıların açıklamaları yaklaşan tehlikenin alarmı niteliğinde. Türk biberinin özellikle kapyanın dünya pazarlarına ihracının sonunu getirebilecek analiz sıkıntısı için ihracatçıların yaptıkları açıklamaların özeti şu şekilde: "Türkiye'de analiz yaptırdığımız biber ürününe temiz raporu düzenlenmesine rağmen Avrupa pazarına yapılan sevkiyatlarda ürünlerde ilaç kalıntısı bulunmaktadır. Bu nedenle ihracatçı firmalar olarak zarar etmekte, ülke girişinde sürenin uzaması ve imha edilmesi istenen malımız nedeniyle de bu zararımız daha da katmerlenmektedir. Ayrıca bu ürünlerin Türkiye'ye iadesi sırasında da sıkıntı yaşamaktayız. Yetkililerimiz bu defa da ürünlerimizi yurtdışında yapılan analiz raporlarına göre değerlendirip ilaç kalıntısı bulunduğu gerekçesiyle iade işlemini kabul etmemekte, bize malımızı üste para ödeyerek imha etmemiz dayatılmaktadır. Her iki analiz arasında farklı sonuçlar ortaya çıkmasından bizler sorumlu değilken üstüne bir de firmalarımıza analiz başına 28'er bin liralık ceza uygulanması gündemde. Bu yükün altından kalkmamız hiç mümkün değil.

Bu anlayış direk "dükkanı kapatın" bakış açısının hayata geçmesi olur. Biz bu durumu anlamış değiliz. Ürün ihraç ederken aldığımız rapor ilgili kurumlarımız tarafından kabul edilmeyecekse o zaman biz bu işlemi neden yapıyoruz. Kendimizi inkar eder konumda olmak bize ne kazandırır. Bizlere zaman zaman sağlanan iade alabilme olanağı ise gereksiz bürokratik işlem uzunluğu nedeniyle dayanıksız mal olan biberin çürümesine neden olmakta. Bu durum da zararımızı katlamaktadır. Bu ürünü eken biz değiliz, diken biz değiliz, üreten biz değiliz, ilacı ithal eden biz değiliz, kullanan biz değiliz. Bu ürün için rapor düzenleyen de biz değiliz. Ancak zarar ve sürece dair tüm olumsuzlukların faturası bize çıkarılmaktadır. Devletimizin ülkemize döviz girdisi sağlamaktan ve katma değer oluşturmaktan başka derdi olmayan biz ihracatçıların mağdur edilmesine izin vermemesini istiyoruz"





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder