Bulgaristan‘da yaşayan soydaşlarımız bir kez daha cihan pehlivanımız Koca Yusuf’un manevi huzurunda, gönül nöbetindeydi. Gerek ülke içinden gerekse de dünyadan birçok STK yöneticisi ve temsilcisinin katıldığı etkinlik Koca Yusuf’un doğduğu Şumnu (Şumen) ili Şeytancık (Hitrino) ilçesi Karalar (Çerna) Köyü’nde gerçekleştirildi. Türk güreşinin gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı olarak tarihe geçen Koca Yusuf’un köydeki müze evi ziyaretçiler ile dolup taşarken Koca Yusuf anıtında ise tam bir duygu seli vardı. Güreş antrenmanı yaptığı iddia edilen 450 kiloluk kayanın dikkat çektiği anıtta efsanevi güreşçiye ait bir adet fotoğraf, doğum ve ölüm tarihleri ile Karalar Köyü sakinlerinin mesajı yer alıyor. Mesajda; ‘Deli Ormanın efsanevi dünya güreş şampiyonu. Dünya, güreşi seninle tanıdı. Bulgaristan, Şumnu, Karalar ahalisi ismini saygı ile anar’ sözleri yer alıyor. Koca Yusuf anıtı önünde gerçekleştirilen saygı duruşu ve ardından yapılan selamlama konuşmaları ile başlayan program organizatörlerin yaşanan koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle her yıl yapılan yağlı güreşleri iptal ettiği için oldukça sade idi. Türkiye’den Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) Başkanı Sabri Mutlu ve yönetim kurulu üyeleri ile Manisa Koca Yusuf Derneği Başkanı Süleyman Tuna’nın katıldığı etkinlikte misafirleri ağırlayan Şeytancık Belediye Başkanı Nurettin İsmail yaşanmakta olan pandemi süreci nedeniyle bu yıl temsili olarak etkinlik düzenlemekten üzüntülü olduğunu belirterek ‘’Koca Yusuf hem Bulgaristan’ın hem de Türkiye’nin değeridir. Tarih yazılan bu yerden Bulgaristan ve Türkiye güreş federasyonları ile turizm bakanlıklarına sesleniyorum. Koca Yusuf etkinliklerini resmi programlarınıza alınız. Tarihin bu mümtaz şahsiyetine hak ettiği değeri vermeliyiz’’ dedi.
KOCA
YUSUF KİMDİR?
Mindere çıkan ve grekoromen güreşi yapan
ilk Türk pehlivanı olduğu sanılmaktadır. 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı
olmuş; 1894 yılından itibaren Avrupa ve ABD'de devrin en ünlü güreşçileri ile
güreşmiştir. 138 kilo sıkletindeki sporcu, 1.88 metre boyundaydı. ABD
turnesinden ülkesine dönerken bir gemi kazasında yaşamını yitirdi. Koca
Yusuf'un eşi Refiye'den Mehmet ve Hüseyin adında iki çocuğu olmuştur.
'KOCA'
LAKABI
Serbest güreşin efsanevi isimlerinden
olan Yusuf, iri gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile
"Koca" lakabını almıştır. Önceleri doğduğu köyden ötürü
"Karalarlı Yusuf", sonra "Şumnulu Yusuf" olarak anılmış,
1896'dan itibaren çırağı "Erikli Mehmet"e "Küçük Yusuf"
denilmeye başlanınca kendisine "Büyük Yusuf" denilmişti. Dünyada
“Terrible Turk” (Korkunç Türk) olarak tanındı. Kendisinden sonra başka Türk
güreşçiler de bu unvanı kullandılar. 1900 yılında Rıza Tevfik 'Güreşte Avrupa
Usulü ile Türk Usulü arasındaki Fark ve Müşahebet’ başlıklı yazısında
kendisinden Koca Yusuf diye bahsedince yurtta bu isimle anılmaya başlanmıştır.
KOCA
YUSUF'UN ABD TURNESİ
Avrupa'da büyük ün kazanınca Amerika
Birleşik Devletleri'nden organizatörler onu New York'a davet ettiler. Antonio
Pierri ve Doublier ile birlikte gittiği ABD'de menajeri William Brady oldu. Bu
ülkede yaptığı 33 karşılaşmada yendiği sporcular arasında George Bothner, Ewan
Lewis, Dan McLeod, Tom Jenkins vardır. Chicago’da bir karşılaşmada dünya
şampiyonu Evan Lewis’i üst üste iki defa yendikten sonra yurda dönmeye karar
verdi. Yaptığı güreşlerde yenilmemesi ve heybeti dolayısıyla ABD’de kendisine
The Terrible Turk (Korkunç Türk) unvanı verilmiştir. ABD'ye gelişinden önce hiç
yenilgi almayan Yusuf İsmail, 26 Mart 1898'de Ernest Roeber ile yaptığı maçta
diskalifiye oldu. Madison Square Garden'da yapılan bu maçta rakibini ringden
dışarı atması, Roeber'in öldüğünü düşünen seyircilerin ayaklanmasına ve Yusuf'a
karşı linç girişimine neden oldu. Söz konusu maç, spor yazarı Walter Camp
tarafından kaleme alınan 1907 tarihli The Substitue: A Football Story adlı
romanda anlatılmıştır. İki rakip, Metropolitan Opera Evi'nde 30 Nisan günü
tekrar karşı karşıya geldi. Aralarındaki itişmelerden sonra menajerlerinin
ringe çıkıp müdahale etmesi sonucu olay büyüyüp yine seyirciler arasında bir
ayaklanma dalgası olunca karşılaşma iptal edildi ve bu olaydan sonra Opera Evi
güreş karşılaşmalarına kapatıldı.
KOCA
YUSUF'UN ÖLÜMÜ
Türkiye'ye dönmek üzere 21 Mayıs 1898'de
Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile yola çıkan Koca Yusuf,
bindiği geminin 4 Temmuz sabahı New York'un kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60
mil açıklarında İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması
sonucu tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak ölmüştür. Ölümüyle
ilgili üç iddia vardır. İlki kaza sonrasında filikalara binen diğer yolcularla
birlikte kurtulmaya çalışan Koca Yusuf’un tutunduğu filikadaki diğer yolcuların
onun koca gövdesinin sandalı devireceği korkusuna kapılıp kürek ve baltalarla
ellerine vurduğu ellerini çekmeyeceğini anlaşılınca da filikadakiler
tarafından baltayla bileklerinin kesildiği ve bu nedenle öldüğü, ikincisi Koca
Yusuf'un Amerika'da kazandığı güreşlerin ardından kazandığı paraları kâğıt
paralara güvenmediği için altına çevirdiği ve bu altınların ağırlığı nedeniyle
okyanusta boğulduğudur. Zira bu altınlar 8000 dolar karşılığı 40 kilo altın
anlamına gelmektedir. Üçüncüsü geminin başka bir gemiyle çarpışması sonucu gemi
batmaya başladı. Koca Yusuf tam gemiyi terk edecekken gemide bulunan
demirlerin altına sıkışan çocuğu ve ona yardım etmeye çalışan annesini gördü.
Çocuğu çıkarmak için demirleri tutup kaldırdı ve çocuk çıktıktan sonra tekrar
bir yıkım oldu ve demirler üzerine doğru meyillendi. Koca Yusuf bu demirleri
bıraksa altında kalıp can verecekti ve o demirleri bırakmayıp okyanusta
boğularak can verdi. Koca Yusuf’un naaşının Atlas Okyanusu’nda kaybolduğu
sanılmaktadır. Ancak şair Sunay Akın’ın Önce Çocuklar ve Kadınlar adlı
kitabının “Okyanusa Yenilen Güreşçi” başlıklı bölümünde Azor Adaları'nda
mezarının bulunduğu iddiasına yer verilmiştir. Kaza sonrasında civar adalara
vuran gemi yolculara ait 20 cesetten pek heybetli değişik kılıklı olanının Koca
Yusuf olabileceğini iddia eden yazar, cesedin adadaki kilisenin mezarlığına
defnedildiğini belirtmiştir.
ÖLÜMÜNDEN
SONRA
Ölümünden sonra adı, şu anda Türkiye
Denizcilik İşletmelerine bağlı, Haliç Tersanesinde bulunan 40 Tonluk bir yüzer
vince verilmiştir. 2001 yılında basılan Bin Yılın Türkleri Hatıra Para
Serisi'nde Koca Yusuf portreli hatıra para yer almıştır. Hayatı, gazeteci-yazar
Halil Delice tarafından "Cihan'ı Titreten Türk Koca Yusuf Yalnızca Güle
Yenildi" (2005) adıyla kitaplaştırılmıştır. Hayatının belgesel yapılması
için 2008 yılında "Koca Yusuf Türkiye'de" adlı bir araştırma projesi
başlatılmıştır. Türkiye'nin ilk kez ürettiği ve Türkiye ortaklığı bulunan A400M
askeri nakliye uçağına hatırasını yaşatmak adına "Koca Yusuf" adı
verilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder