15 Mart 2020 Pazar

BULGARİSTAN’DA KORONALI SAYISI 41’E YÜKSELDİ


Koronavirüsle Mücadele ve Önlemlerle ilgili Ulusal Kriz Masası Başkanı Tümgeneral Ventsislav Mutafçiyski, bugün yapılan testlerden 10'unun pozitif çıktığını duyurdu. Böylece ülkede COVID-19 vakası 41'e yükseldi. Bulgaristan'da hastalıktan ölenlerin sayısı ise 2’ye yükseldi. İçişleri Bakanlığı İngiltere'de bir coronavirüs hastası ile temas halinde olduklarına dair gelen bilgi üzerine Bansko kayak merkezinde dört İngiliz vatandaşının, bir apart otelde izole edildiğini açıkladı. Başbakan Boyko Borisov, yetkililerin, koronavirüsün yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbir ihlallerine tahammül etmeyeceği konusunda uyardı. Başbakan, eczanelerin ve marketlerin açık kalacağını belirtirken içeride kalabalığın oluşmaması koşuluyla, giyim ve ayakkabı mağazalarının da açık kalabileceğini belirtti. AVM’lerde bir tek market ve eczaneler çalışacak. Fast food restoranları ve işletmeleri ise, sıkı hijyen koşulları uygulamak koşuluyla evlere yemek servisi yapabilecek. Savcılık, ilgili kurumlara artan talep nedeniyle spekülasyonu önlemek amacıyla tıbbi ve gıda ürünlerinin satışını kontrol etmelerini emretti. Olağanüstü önlemler nedeniyle ülkede kimlik kartları ve ehliyetlerin süresi altı ay uzatılırken LPG'li araçların otogaz sisteminin kaydedilmesi için son tarih Mayıs ayı sonuna kadar uzatıldı. Pahalı ilaç protokolleri ise 12. aya kadar uzatılırken Bölge Sağlık Uzman Komisyonları (TELK) kararları, Mayıs ayı sonuna kadar geçerli olacak. 
(KIRCAALİ HABER)

‘AVRUPA’NIN İPEKYOLU’NA TÜRK İMZASI



Budapeşte’den Adriyatik denizine
inen otoyolu Cengiz İnşaat tamamladı 

Avrupa’nın kuzeyini güneyine bağlayan ve ‘AB’nin İpekyolu’ olarak adlandırılan otoyolun 20 kilometresini 355 milyon Euro harcamayla zamanından önce tamamlayan Cengiz İnşaat, Saraybosna’nın kalkınmasına da önemli katkı sağladı. Otoyolun tamamlanmasının ardından dünya devi firmalar Bosna’da yatırım için düğmeye bastı ve 6.6 milyar dolarlık yabancı yatırım geldi. Türk müteahhitleri için bu projenin çok önemli referans olduğunu anlatan Cengiz İnşaat Yurt Dışı Projeler Direktörü Utku Gök, “Makine parkımızı Türkiye’ye geri götürmüyoruz. Yeni projelerde de Türk firmaları olacak” dedi.

Çin’in ardından dünya 2’nciliği koltuğunda oturan Türk müteahhitleri dünya devlerini geride bırakmaya ve yeni başarı öyküleri yazmaya devam ediyor. Avrupa’nın ‘İpek Yolu’ olarak bilinen C-5 koridorundaki üç ayrı etap için düzenlenen üç ihaleyi de kazanan Cengiz İnşaat, toplam 355 milyon Euro işi zamanından önce tamamlayarak AB’ye teslim etti. Cengiz İnşaat Yurt Dışı Projeler Direktörü Utku Gök, Budapeşte’den başlayarak Adriyatik denizine kadar inen ve Avrupa’yı birbirine bağlayan otoyolun Cengiz İnşaat tarafından yapılan bölümünün öyküsünü anlattı. Avrupa’nın kuzeyi ve güneyini birbirine bağlarken Doğu ve batı koridorunu da tamamlayan C-5 otoyolunun hem ekonomik hem de stratejik önemi olduğunu anlatan Gök, “Bizim için çok önemli olan iki şey daha var. Bunlardan biri dünyanın en büyük acılarının yaşandığı Bosna’nın ekonomik olarak ayağa kalkması, diğeri de Türk müteahhitlerinin gücünün Avrupa’da kabul edilmesi” dedi. 

BULGARİSTAN İŞİ REFERANS OLDU

Otoyolun ihalelerinin üç ayrı etaptan oluştuğunu ve üçü için de ayrı ihalelere çıkıldığını belirten Gök, “Cengiz İnşaat olarak Bulgaristan’da yaptığımız otoyol projesi incelendikten sonra yeterlilik belgesi alan tek Türk firma olarak ihaleye katıldık. Bu ihalede Avrupa’nın dev firmalarıyla yarıştık. Üç ihaleyi de biz kazandık. 369 milyon Euro tutarındaki işi, bütçesinin altında 355 milyon Euro’ya bitirdik. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den başlayan otoyol, Bosna sınırlarından da geçerek Adriyatik kıyısına kadar iniyor. Otoyolun 360 kilometresi Bosna’dan geçiyor. Biz Cengiz İnşaat olarak bunun 20 kilometresini tamamladık. Bu 20 kilometrenin 5 kilometresi ise tünellerden oluşuyor. Avrupa’nın en uzun tünellerinden birini inşa ettik. Burada Yunanistan’dan başlayıp İtalya’ya kadar uzanan otoyol ile birleşiyor” dedi.

İŞİN HIZI AVRUPALILARI ŞAŞIRTTI

İhale tamamlanıp iş başladıktan sonra AB Komisyonu’nun işin devamına şaşırdığını anlatan Gök, “Çok hızlı bir başlangıç yaptık. Hak ediş istiyoruz, para geliyor. İş hızlı gittiği için tekrar para istiyoruz. Gelip kontrol etmek zorunda kaldılar. Çok şaşırdılar. Bu kadar hızlı devam eden bir işle karşılaşmadık dediler. Daha sonra Avrupalılar bizim çalışma hızımıza alıştılar ve hak edişlerimizi göndermeye devam ettiler” diye konuştu. Otoyolun inşaatı süresince bin 800 kişinin istihdam edildiğini anlatan Gök, “Çalışanlarımızın yarısını Türkiye’den getirdik. Kalan 900 kişiyi ise yerel halktan temin ettik. Ülke ekonomisine bu şekilde de katkı sağlamaya çalıştık. Bosna’nın nüfusu göz önüne alındığında 900 kişinin önemli bir istihdam olduğunu görüyoruz. Bu sadece otoyol değil, Saraybosna’nın acılarını hafifletecek bir yol aynı zamanda. Otoyol tamamlandıktan sonra Bosna’da neler değişiyor diye baktık. Bosna daha çok ihracat kanalları bulmaya ve daha fazla ihracat yapmaya başladı. Yabancı yatırımcılar Bosna’ya akıyor. Otoyolun tamamlanması ile birlikte toplam yatırım miktarı 6.6 milyar doları buldu” açıklamasını yaptı.

MAKİNE PARKI TÜRKİYE’YE DÖNMEDİ

Bosna’daki işin tamamlanmasına rağmen makine parkını Türkiye’ye geri taşımayacaklarını sözlerine ekleyen Gök sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iş için Bulgaristan’da yaptığımız Ljulin otoyolu referans oldu. Bu işi de zamanından önce ve bütçesinin altında tamamladık. Yeni ihalelerde bizim de olmamızı istiyorlar. Yakında burada yeni bir işe başlayabiliriz.  Cengiz İnşaat’ın yurt dışında önemli bir deneyimi bulunuyor. Azerbaycan’da Şemkir Çayı üzerinde yer alan en büyük barajı Cengiz İnşaat gerçekleştirdi. Bu baraj Türk müteahhitleri tarafından yurt dışında yapılan en yüksek barajdır. Barajın mühendislik işleri dahil tamamı Türkler tarafından gerçekleştirildi. Türkiye’den bin işçi götürdük ve ülkenin hem tarım sulamasına hem de elektrik ihtiyacına katkıda bulunduk. Bu barajın toplam maliyeti 948 milyon dolar. 2010 yılında tamamladığımız Irak Erbil Havalimanı’nda bin 500 kişiye istihdam sağladık. Halen yapımı devam eden Uluslararası Kuveyt Havalimanı Yolcu Destek Terminali projesinde bin 400 kişi çalışıyor, 2018 ortasında projeyi teslim edeceğiz.”

TÜRKİYE’NİN İLKLERİNE İMZA ATILDI

Cengiz İnşaat’ın hem yurt içi hem de yurt dışında önemli işlere imza attığını sözlerine ekleyen Gök şunları söyledi: “Dünyada tamamı deniz üzerine kurulu 4 adet havalimanının ikisinde Cengiz İnşaat imzası var. 2015 yılında Ordu-Giresun Havalimanını tamamladık. Ordu ve Giresunluları Samsun veya Trabzon Havalimanı’na mecbur kalmaktan kurtardık. Şimdi Artvin ve Rize arasına yine deniz üzerine bir havalimanı yapıyoruz. Bu işleri yapmak için önemli bir mühendislik bilginiz ve yıllara dayanan tecrübeniz olması gerekiyor. Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hattının önemli kısmının yapımında biz vardık. Türkiye’nin kuzeyi ve doğusunu birleştiren, Avrupa’nın en uzun çift tüp tüneli olan Zigana tünelinde de Cengiz İnşaat imzası var. Dünya’nın en büyük havalimanı İstanbul Yeni Havalimanı’nın da inşaatında da vardık.”

14 Mart 2020 Cumartesi

ORTA AVRUPA’YI HIRVATİSTAN ÜZERİNDEN ADRİYATİK DENİZİ’NE BAĞLAYACAK TREN HATTINI CENGİZ İNŞAAT YAPACAK


Cengiz Holding'den yapılan açıklamaya göre, Orta Avrupa'yı Hırvatistan üzerinden Adriyatik Denizi'ne bağlayacak Krizevci-Koprivnica-Macaristan Sınırı Tren Hattı projesinde imzalar atıldı. Törende Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, Deniz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Oleg Butkoviç, HZ Altyapı Yönetim Kurulu Başkanı Ivan Krsic, Türkiye Hırvatistan Büyükelçisi Mustafa Babür Hızlan, Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Asım Cengiz ve Muhammet Cengiz hazır bulundu. İhale bedeli 405 milyon Euro olan 42,6 kilometrelik Krizevci-Koprivnica tren hattında 9 da istasyon olacak. 2024 yılında faaliyete geçecek demir yolunda trenlerin hızı saatte 160 kilometreye ulaşacak. Hırvatistan'da yapılacak hat ile Macaristan, tren yoluyla Adriyatik Denizi'ne bağlanmış olacak. Böylece İber Yarımadası'ından başlayarak Ukrayna’ya ulaşan demir yolu, Hırvatistan üzerinden Adriyatik'e bağlanacak. Hattın maliyetinin yüzde 85’i Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor.

İHALE İÇİN 10 FİRMA YARIŞTI

Krizevci-Koprivnica-Macaristan Sınırı tren hattının proje çalışmalarına 2018 yılında başlandı. Plan, etüt ve projelendirme aşamaları bittikten sonra 26 Kasım 2018 tarihinde ise ihale süreci başlatıldı. Projeye aralarında Çin, İspanyol, Avusturya, Yunanistan, Slovenya ve Türkiye’den de 10 dev firma teklif verdi. İhaleye en uygun teklifi Çin konsorsiyumu Sinohydro Corporation sundu ancak ihale şartnamesinde yer alan yükümlülükleri yerine getiremeyeceği ortaya çıkınca ihaleden elendi. Tren hattının ihalesi 405 milyon avro ile en iyi ikinci teklifi veren Cengiz İnşaat'a kaldı. Böylece Cengiz İnşaat, Hırvatistan’da en pahalı alt yapı ihalesini kazanan yabancı şirket oldu. 2024 yılında teslim edilecek 42,6 kilometre uzunluğunda çift hatlı demir yolu işi kapsamında, altyapı, üst yapı, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyon işleri yapılacak. Proje kapsamında 9 istasyon inşa edilirken en uzunu 635 metre olan 16 köprü/viyadük de yapılacak.

YUNANİSTAN’A SIĞINMACI GEÇİŞİ DEVAM EDİYOR



Ülkelerindeki savaştan ve iç karışıklıklardan kaçarak Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gitmek isteyen sığınmacıların geçişleri devam ediyor. Dün akşam saatlerinde şişme bot ile denize açılan aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 25 sığınmacı, Yunan sahil güvenlik ekiplerince Midilli'deki Molivos Limanı'na getirildi. Geceyi liman bölgesinde dışarıda geçirecekleri belirtilen sığınmacılara battaniye ve yemek verildi. AA'nın haberine göre; yaklaşık bir hafta önce Midilli Adası'na ayak basan yaklaşık 40 sığınmacı da Skala Sikaminea sahilinde gönüllüler tarafından kurulan iki çadırda konaklıyor. Neredeyse tüm insan hakları ihlallerinin yaşandığı 3 bin kişi kapasiteli Moria kampında ise yaklaşık 25 bin sığınmacı barınıyor. Önemli bölümünü kadın ve çocukların oluşturduğu sığınmacılar, kamptaki aşırı yoğunluk nedeniyle dışarıdaki arazide yağmur ve soğuk havaya rağmen yazlık çadırlarda uyumaya mecbur kalıyor. Yetkililer, aşırı kalabalık ve hijyenik olmayan koşulların bulunduğu kampta hastalıkların daha hızlı yayılabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu.

BULGARİSTAN’DA 13 NİSAN'A KADAR OLAĞANÜSTÜ HAL İLANI


Bulgaristan parlamentosu koronavirüs salgını nedeniyle 13 Nisan'a kadar olağanüstü hal ilan etti. Olağanüstü hal kararı oybirliğiyle alındı. Ülkedeki olağanüstü hal, hükümetin hukuken seyahat yasağı, okulların kapatılması ve enfekte kişilerin zorla karantina altında tutulması gibi kararlar almasını mümkün kılacak. Hükümetin ayrıca 2020 bütçesinde revizyon yaparak sağlık sistemine daha fazla fon ayırması da bekleniyor. Bulgaristan'da şimdiye kadar tespit edilebilen 23 koronavirüs vakası görülmüştü. (HABERTÜRK)

5 Mart 2020 Perşembe

SIĞINMACI KRİZİ TÜRK – YUNAN MEDYA SAVAŞINA DÖNÜŞTÜ



Türkiye’nin sınırlarını açmasıyla Yunanistan sınırına yığılan binlerce sığınmacının yarattığı kriz; Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren 1996 Kardak krizinden bu yana medyada görülmemiş derecede bir propaganda yarışına dönüştü. Türkiye’de ve Yunanistan’da resmi ağızlardan yapılan karşılıklı suçlamaların yanısıra, bu propaganda yarışını TV kanalları ve gazeteler kendi kamu oylarını zehirlercesine sürdürmeye devam ediyor. TV kanallarında yayınlanan video görüntüleri; bakanların Twitter hesapları üzerinden yayınladıkları suçlama mesajları; gazetelerin manşetleri ve sığınmacıların verdikleri çelişkili demeçler, adeta ilan edilmemiş bir savaş ortamını anımsatıyor.
Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse:
Türk TV kanallarında sık sık gösterilen bir videoda, Yunan sahil koruma botlarından birinin, Ege denizini aşmaya çalışan, içi sığınmacı dolu bir lastik botu batırmaya çalıştığı görülüyor.
Yunan TV kanallarında sık sık gösterilen başka bir videoda ise, Ege Denizi'ni aşmaya çalışan içi sığınmacı dolu bir botun batmaya hazır olduğu halde, hemen yanı başındaki Türk Sahil Güvenlik koruma botunun olay yerinden hızla uzaklaştığı gösteriliyor. Her iki durumda da Türk ve Yunan TV kanallarından "karşı tarafın ne denli zalim ve insanlık dışı davrandığı" anlatılıyor.

AÇIK SINIRLARA KARŞI KAPALI SINIRLAR

Türkiye'nin sınırların "Avrupa'ya açıldığını" açıklamasıyla, her milletten binlerce sığınmacı Edirne’deki Yunan sınır kapısına dayandı. Türk yayın organları bu haberi "sığınmacılar istedikleri Avrupa ülkelerine serbestçe gidebilirler" şeklinde duyurdu. Otobüs, minibüs ve taksilerle Yunan sınırına koşan sığınmacılar, sınırların yalnız Türkiye’den çıkış için açık olduğunu, ancak karşı taraftaki Yunanistan sınırlarının hala kapalı olduğunun farkına, ancak sınır kapısına gelince vardılar. Türkiye’nin bu ani kararına hazırlıksız yakalanan Yunanistan ise sınıra yığılan mültecilere ilk önce megafonlarla "sınırların kapalı olduğunu ve açılmayacağını" anons etti ve daha sonra ses bombaları ve biber gazı sıkarak karşılık verdi.
Türk TV kanalları, sığınmacılara sınırları açmayı reddeden Yunanistan’ı "uluslararası hukuk kurallarını ve insan hakları ilkelerini ihlal etmekle" suçladı. Yunan TV kanallarında ise "yalnız kendi sınırlarını açmakla sığınmacılara yalan söyleyen Türkiye, insan haklarını ihlal eden ve hukuk devleti anlayışından uzaklaşan bir ülke oldu" yorumları yapıldı.

3 Mart 2020 Salı

YUNANİSTAN’A 700 MİLYON, TÜRKİYE’YE 32 MİLYON EURO



Suriye'deki iç savaşın ilk günlerinden beri mültecileri ülkesine kabul eden Türkiye, Avrupa sınırlarını açınca Avrupa Birliği harekete geçti. Yunanistan’a sınırlarını koruması için 700 milyon euro verilmesine karar verildi. Bunun 350 milyonu hemen ödendi. Kalan 350 milyon ise, Yunanistan’ın talebi doğrultusunda ödenecek.

Yunanistan'a, Türkiye'deki mültecilerin yüzde biri bile orada olmadığı halde 700 milyon euro veren AB'nin patronu Almanya, Türkiye'ye sadece 32 milyon Euro ödeme kararı aldı.
Paranın ödenme kararına gerekçe olarak, “İleri derecede ülke çıkarı” gösterildi. Ayrıca, Türkiye'nin sınırlarındaki birimlerini ve önlemlerini yeniden kurmasına destek olmanın amaçlandığı belirtildi. Yasa dışı göçün hedefinin Almanya olduğu, bunun sonucunda ülkenin zarar görebileceği, bu nedenle önlemler alınması için Türkiye'ye yardım edileceği vurgulandı. Bu kadarcık para bile Almanya'da ortalığı ayağa kaldırdı. Mültecileri öldüren Yunanistan'a verilen paradan söz etmeyen Bild Gazetesi, “Bu parayı Merkel'in kararıyla ödüyoruz. Alman vergi mükelleflerinin milyonları Erdoğan'a gidiyor” başlıklarını kullandı. Alman İçişleri Bakanlığı, Türkiye'ye yardımla ilgili kararı açıklarken, bunun Başbakan Merkel'in şahsi kararı olduğuna dikkat çekildi. Merkel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile pazartesi günü yaptığı görüşmenin kararda etkili olduğu belirtilirken, bahar aylarında artacak mülteci hareketliliğine karşı, denizlerdeki takip botlarının teknik altyapısının iyileştirilmesinin de amaçlandığı bildirildi. (Ali GÜLEN / SÖZCÜ)

GAZPROM’DAN SOFYA'YA 1877-78 OSMANLI - RUS SAVAŞI YILDÖNÜMÜNDE DOĞALGAZDA YÜZDE 40 İNDİRİM HEDİYESİ

Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Gazprom ile yapılan yeni doğalgaz alım sözleşmesinde ülkesine yüzde 40 ile maksimum indirim yapıldığını açıkladı. Lenta.ru’nun haberine göre Borisov bu jestin sembolik bir önemi olduğunu, çünkü Bulgaristan’ın 1877-1878 Rus-Osmanlı savaşı sonucu bağımsızlığını kazanmasının 142’nci yıldönümü olan bugün (3 Mart) verildiğini söyledi. Borisov bu indirimin “en yüksek oran” olduğunu özellikle vurguladı. Türk Rus’ta yer alan habere göre Bulgaristan Enerji Bakanı Temenujka Petkov da, bu olumlu sonucun alınmasında katkısı olan Avrupa Komisyonu’na ayrıca teşekkür etti. Yeni indirimli fiyatla borç hesabının geriye yürütülerek 5 Ağustos 2019’dan başlatılacağı bildirildi. Enerji piyasası verilerine göre Avrupa piyasalarında bin metreküp doğalgazın fiyatı ortalama olarak 110-120 dolar seviyelerinde seyrederken Türkiye’ye gelen gazın fiyatı 250-280 dolar seviyelerinde. Başka deyişle Türkiye’ye doğalgaz yaklaşık iki kat daha maliyetli ulaşıyor. (ODA TV)

YUNANİSTAN ULUSLARARASI HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALDI



Edirne'ye gelen düzensiz göçmenler 212 kilometrelik Türkiye-Yunanistan sınırında doğal sınır konumundaki Meriç Nehri'ni kullanarak, Avrupa'ya geçmeye çalışıyor.
Avrupa'ya geçmek için Edirne'ye gelen düzensiz göçmenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saat 09.15 itibarıyla Türkiye topraklarından ayrılıp Edirne'den Yunanistan'a geçen göçmen sayısını 130 bin 469 olarak açıkladı.
Türkiye-Yunanistan sınırı 200 kilometresi Meriç Nehri, 12 kilometresi kara olmak üzere, 212 kilometreden oluşuyor.
Düzensiz göçmenler Yunanistan'a geçişlerinin yüzde 70'ini Meriç Nehri üzerinden sağlıyor.
Bazı düzensiz göçmenler nehrin karşısına botlarla geçerken, bazıları da genişliğin yer yer 15 metrenin altına düştüğü nehirden yüzerek karşı kıyıya çıkıyor.
Göçmenler başta Üyüklütatar, Doyran, Elçili, Saçlımüsellim, Sığırcılı, Eskiköy, Kiremitçisalih, Gemici, Rahmanca, Hasırcı, Arnavutköy, Karayusuflu ve Ali Bey olmak üzere, 25 sınır köyünden de Yunanistan'a geçiş yapıyor.
Pazarkulu Sınır Kapısı'ndaki tampon bölgede jiletli telle oluşturulan barikatta aralarında çocuklu aileler ile engellilerin de bulunduğu yaklaşık 2 bin 500 düzensiz göçmen, Yunanistan'ın kapıyı açmasını umutla bekliyor.
Ancak Yunanistan bu kapıyı açmayacağını ilk günden itibaren düzensiz göçmenlere yaptığı sert müdahalelerle gösterdi.
Yunanistan güvenlik güçlerinin zaman zaman düzensiz göçmenlere yönelik biber gazı, göz yaşartıcı bomba ve tazyikli suyla müdahalesi sürüyor.
Ege Denizi'ndeki fırtına düzensiz göçmenlerin denizden Yunanistan'a geçişini güçleştiriyor.
Hava şartlarının düzelmesiyle Ege'ye kıyısı olan Edirne'nin Enez ilçesinden Yunan adalarına geçişin artacağı öngörülüyor.

SIĞINMACILARIN HAYATI RİSKE ATILIYOR

Bu arada Uluslararası Af Örgütünden (Amnesty International) yapılan yazılı açıklamada, Yunan yetkililerin düzensiz göçmenlerin iltica taleplerini kayda geçirmeyi durdurma, "mümkünse" yeni gelenleri kaynak ülkeye geri gönderme ve Türkiye sınırlarında silahlı tatbikat yapma kararı aldığına dikkati çekildi.
Yunan polisinin sınırlardaki sığınmacılara karşı aşırı güç kullandığı ve ayrım yapmaksızın göz yaşartıcı gaz attığı da vurgulandı.
Açıklamada, Yunanistan’ın sığınmacıların ülkeye girişini önlemeye dönük insanlık dışı tedbirlerinin sığınmacıların hayatını riske attığı ifade edildi.
"Uluslararası hukuku bariz bir şekilde çiğniyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Af Örgütü Avrupa Kurumları Direktörü Eve Geddie de "Yunan yetkililerin aldığı pervasız tedbirler, AB hukukunu ve uluslararası hukuku bariz bir şekilde çiğniyor ve insan hayatını riske atıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yunanistan'ı aşırı güç kullanmaktan kaçınmaya ve denizde arama kurtarma çalışmalarının yapılmasını güvence altına almaya çağıran Geddie, sığınmacılara suçlu veya tehdit muamelesi yapılmaması gerektiğini kaydetti.
Geddie, AB Komisyonunu da sığınmacıların uygun bir şekilde karşılanması ve iltica muameleleri konusunda Yunanistan ve Bulgaristan’a gereken yardımları yapmaya çağırdı.

MUHALEFET HÜKÜMETE TEPKİ GÖSTERDİ

Öte yandan Yunanistan ana muhalefet Radikal Sol İttifak Partisinin (SYRİZA) adalar ve denizcilikle ilgili konulardan sorumlu milletvekili Nektarios Santorinios, Ege Denizi’nde kameraya yansıyan görüntülerin uluslararası deniz hukuku ve sözleşmelere aykırı olduğunu belirterek, Yunan makamlarından bununla ilgili bir an önce cevap vermesini istedi. Santorinios, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında şu ifadeleri kullandı: "Son saatlerde gazete ve bloglarda, (Yunan) sahil güvenliğinin mülteci teknelerini zor kullanarak geri püskürttüğüne ilişkin görüntü ve haberler yoğunlaşıyor. Hatta bu görüntülerde korkutmak için ateş açılıyor. Bu uygulamalar Uluslararası Deniz Hukukuna ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Hükümet ve yetkili bakanın, arama, kurtarma ve güvenlikle ilgili kuralların uygulanıp uygulanmadığı ya da yasa dışı geri göndermelerin karanlık dönemlerine geri dönülüp dönülmediği konusunda acilen cevap vermesi lazım."
Yunanistan’ın eski Maliye Bakanı ve Mera24 Partisi lideri Yannis Varufakis de Twitter mesajında, Avrupa Birliği'nin göç politikasını eleştirerek, partisinin düzensiz göçmenler meselesinin askerileştirilmesi ve manipüle edilmesini kınadı.
Varufakis mesajında, "Her yere insanlık, zulüm görenlere iltica ve AB'de, Brüksel, Batı insaniyetiyle uyum sağlayana kadar her şeye veto." ifadelerini kullandı.
Önceki gün botla Ege Denizi'ne açılan bir grup göçmen, Yunanistan kara sularına girdiklerinde Yunan Sahil Güvenlik botlarınca geri itildi. Botları sürüklenen göçmenler, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurlarınca kurtarıldı. Kurtarılan göçmenler, Yunan Sahil Güvenlik unsurlarının benzinlerini aldığını, botlarının benzin hortumunu keserek hareket etmelerine engel olduğunu, kendilerini adeta ölüme terk ettiğini anlattı.

TÜRKİYE İLE BULGARİSTAN MÜLTECİ KRİZİNDE HEMFİKİR

Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov’un Ankara ziyareti sonrası gündemi değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halihazırda İdlib'de 1,5 milyon insanın evlerini terk ettiğini ve Türkiye'nin sınırlarına dayanmış bir vaziyette beklediğini söyledi. Erdoğan, "Görüşmelerimizde maalesef Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyük bir çoğunluğunun bu konudaki duyarsızlığını da dile getirmek durumunda kaldım. 4 milyondan fazla sığınmacıya 9 yıldır ev sahipliği yapan Türkiye'nin durumunu maalesef Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve tüm dünya hala anlamış değil." diye konuştu. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce "Eğer adil bir yük paylaşımına Avrupa Birliği bizimle beraber destek vermezse kapıları açmak durumunda kalırız" dediğini hatırlatarak, "Türkiye ile Avrupa Birliği arasında varılan uzlaşı çerçevesinde 18 Mart 2016 tarihinde yayınladığımız bildiride yer alan taahhütlerimizi şimdiye kadar harfiyen yerine getirdik. Bu kapsamda adil yük ve sorumluluk paylaşımı beklentilerimiz ise ne yazık ki cevapsız kaldı. Avrupa Birliği ise 18 Mart Bildirisinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir. Avrupa Birliği bugün de çifte standart uygulamaktadır. Bakınız hala Avrupa Birliği üyesi ülkelerin önde gelenleri bizim sınırlara şu anda yürüyen mültecilerle ilgili Türkiye'nin burada yanlış yaptığını söyleyecek kadar çifte standart uyguluyorlar. Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı, bu yükü biz mi kaldıracağız?" ifadesini kullandı. 

"AB HALA ÇİFTE STANDART UYGULAMAYA DEVAM EDİYOR"

Türkiye'nin 40 milyar doları aşkın bir harcama yaptığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Söz verdiniz 1 yıl içerisinde 6 milyar avro Türkiye'ye verecektiniz, onu da bize değil, milli bütçeye değil, STK'lara vereceklerdi. Peki bunu verdiler mi? Hayır. Bu ara görüşüyoruz 'Size 1 milyar avro göndereceğiz.' diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz? Ben bu akşam Sayın Başbakana da söyledim, biz artık bu parayı da istemiyoruz dedim. 40 milyar doları harcayan Türkiye Cumhuriyeti onların vereceği parayı da bulur, üretir ve harcar. Türkiye'nin onuruyla oynamaya kimsenin hak ve yetkisi yoktur. Avrupa Birliği hala çifte standart uygulamaya devam ediyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarını görmezden gelirken Yunanistan'ın 1951 Cenevre Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hilafına aldığı ölümlere dahi yol açan tedbirleri desteklemektedir."

"YUNAN ASKERLERİ 2 MÜLTECİYİ ÖLDÜRDÜ"

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'nin kendisinden koruma isteyen kişilere uluslararası koruma sağlamaya devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sığınmacılar, mülteciler bulundukları ülkeleri terk etmekte ve gidecekleri yeri seçmekte özgürdürler. Bu lokal bir hukuktan bahsetmiyorum, uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Bu kişiler kendi özgür iradeleriyle ülkemizden ayrılmaktadır. Yunanistan gibi tüm ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek sınırlarına ulaşan göçmenlerin, sığınmacıların başvurularını milliyetine bakmadan alıp inceleme ve gerekli korumayı sağlama zorunluluğu bulunmaktadır. Nitekim bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü, 1 tane de ağır yaralı var. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel de yarın Türkiye-Yunanistan sınırını ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunan sınırında kaldığı insanlık dışı muameleleri görecektir. Yunanistan sahil güvenlik yetkililerinin Ege'de yaptıklarını da izlemesini tavsiye ediyorum." 
Bulgaristan'ın bu konuda sağduyulu bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Erdoğan, "Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde Bulgaristan ile mükemmel olarak nitelendireceğim bir güvenlik işbirliğimiz ve dayanışmamız var. Bu işbirliği ve dayanışma anlayışının bütün Avrupa Birliği ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlayışı benimseyen bütün ülkelerle Türkiye'nin de parçası olduğu Avrupa coğrafyasının tamamını ilgilendiren bu hassas süreçte işbirliğine hazırız." dedi. 
Borisov ve heyetine ziyaretinden ötürü teşekkürlerini ileten Erdoğan, Bulgar Milli Günü'nü tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Borisov'un konuşmasının ardından şunları söyledi:
"Özellikle şunu söylemem lazım; ülkemizden çıkmakta olan bu mülteciler her şeyden önce aylardır konuştuğumuz adil, hakça paylaşım konusundaki sürecin bir tezahürüdür. Eğer bugün 100 binler kapıları zorluyorsa bunun bir sebebi var. Avrupa Birliği maalesef sözünde burada da durmadı. Hele hele Yunan askerinin bugün 2 kişiyi öldürmesi, 1 kişinin de ağır yaralanması özellikle bu süreci olumsuz etkilemiştir. Bunların uluslararası göç hukukuna da saygıları yok. Nasıl olsa Türkiye 9 yıldır bütün bu göçmenleri baktı, besledi, barındırdı. Herhalde diyorlar ki 'Bir 19 sene daha bakar', kusura bakmasınlar artık böyle bir süreç yok." 

BORİSOV: TÜRKİYE'YE KAYNAĞIN
NEDEN VERİLMEDİĞİNİ ANLAMIYORUM

Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, kimsenin mültecilerle ilgili kapıda bekleyen insani krizi göremediğini söyleyerek, "Türkiye'ye (düzensiz göçmenlerle ilgili) kaynağın neden verilmediğini anlayamıyorum. AB'nin ana ilkelerinden biri yükün paylaşılmasıdır." dedi.
Suriye'nin İdlib bölgesinde Türk askerlerinin şehit olmasına neden olan saldırıya işaret eden Borisov, "Şahsım ve ekibim adına bir kez daha şehit olan askerlerin yakınlarına taziyelerimi iletmek isterim." ifadesini kullandı. 
Borisov, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı alınan önlemler çerçevesinde Türkiye'nin, ülkesine destek vermeye hazır olmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, "Dünya genelinde zor bulunan filtreli maskeleri peyderpey temin ederek bize yardımcı olacağınız için çok teşekkür ederim." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile perşembe günü Moskova'da yapması öngörülen toplantıya ilişkin Borisov, "Görüşmeler çerçevesinde Suriye'deki ölümcül gelişmeler konusunda diplomatik bir çözüm bulacağınızı arzu ve temenni ediyorum." değerlendirmesinde bulundu. 

KİMSE KAPIDA BEKLEYEN BÜYÜK İNSANİ KRİZİ GÖREMİYOR

Borisov, "Can kaybının yanı sıra yüz binlerce göçmen de mülteci de sınırlarımıza doğru geliyor. Şahsınız nezdinde Türkiye'nin Bulgaristan sınırına yönelik Avrupa ile imzalanan anlaşmanın hükümlerini ve taahhütlerini yerine getirdiği için teşekkür ediyorum. Bu, Bulgaristan vatandaşlarının müsterih olmalarını sağlıyor." dedi. 
Sofya'da üçlü ve daha büyük formatta bir toplantının düzenlenmesi konusunda büyük çaba harcadığının ancak tarafların aynı masaya oturma arzusu göstermemesi nedeniyle bunun mümkün olmadığının altını çizen Borisov, "İnanıyorum ki en kısa zamanda Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve tüm mevkidaşlarımızla böyle görüşmeler yapılması gerek fakat henüz herkes bunu görmedi. Muhtemelen kimse kapıda bekleyen büyük insani krizi göremiyor." ifadelerini kullandı.
Borisov, krizin ancak sağduyu, barış ve diplomasi ile çözülebileceğine vurgu yaparak, "İmzalanan anlaşmaların yerine getirilmesi lazım. Türkiye'ye (düzensiz göçmenlerle ilgili) kaynağın neden verilmediğini anlayamıyorum. AB'nin ana ilkelerinden biri yükün paylaşılmasıdır." yorumunu yaptı.
"Sınırlarda bekleyen çocuk ve kadınları korumak için çok çalışacağız." diyen Borisov, "Her şeyden önce iyi komşuluk ilişkilerine güveniyorum ve inanıyorum ki önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda bir çözüm bulacağız. Sonuçta akil insanlarız." diye konuştu. (AA) 

BULGARİSTAN'DAN TÜRKİYE'YE MÜLTECİ DESTEĞİ


Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, mülteciler konusunda Türkiye'ye derhal yardım edilmesi gerektiğini, Türkiye'nin tek başına Suriyeli mültecilere bakmak zorunda olmadığını söyledi. Konu hakkında yaptığı açıklamada kendisinin Türkiye ile birilerinin arasında aracı değil taraf olduğunu kaydeden Borisov, Bulgar halkının güvence istediğini dile getirdi. Tam da korona virüsü ile mücadele çabaları verilirken olası bir sığınmacı akını yaşanması halinde bölge istikrarının bozulmasının an meselesi olduğunu da belirten Borisov bu yüzden de aktif çalıştığını ifade etti. 

YUNANİSTAN'IN GÖÇMEN TAVRINI
SOĞUKKANLILIKLA İZLEYEMEYİZ

Bulgaristan Başbakanı Borisov, Yunanistan'ın sınırına dayanmış düzensiz göçmenlere tavrını "soğukkanlılıkla" izlemelerinin mümkün olmadığını söyledi. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov Türkiye'nin Yunanistan ile ortak sınırındaki düzensiz göçmen krizine işaret ederek, "Ülke olarak, sınıra dayanmış çocuklu annelerin sağa sola dağıtıldığını gördüğümüz zaman buna sevinemeyiz, bundan mutluluk duymamız mümkün değil. Avrupalı hümanist ve demokrat bir ülke olarak bunu soğukkanlılıkla izlememiz de mümkün değil. Her şeyden önce geleceğe dönük iyi ilişkilerimizi pekiştirmeliyiz." diye konuştu. Başbakan Borisov, göçmenlerin barınacağı kampların Avrupa Birliği (AB) topraklarının dışında olması gerektiğini de kaydetti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile konu hakkında görüştüğünü de aktaran Borisov, "Biz Suriye'deki askeri harekatlar ve insani krizle ilgili sorunlara kalıcı bir çözüm bulmalıyız. Bu bağlamda mültecilere yeniden bakabilmesi için Türkiye'ye yardım edilmeli." ifadesini kullandı.

(AA / İHA / Nahit DOĞU / AJANS BG)

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ BULGARİSTAN VE YUNANİSTAN'I SIĞINMACILARI KABUL ETMEYE ÇAĞIRDI




Türkiye'nin sığınmacılara yönelik engellemeyi kaldırmasının ardından Avrupa'ya gidebilmek için Yunanistan başta olmak üzere Bulgaristan sınırına akın eden onbinlerce kişinin gayri insani koşullardaki bekleyişi sürüyor.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Araştırma Direktör Yardımcısı Massimo Moratti, Türkiye'den Avrupa Birliği topraklarına gitmeye çalışan sığınmacılarla ilgili yazılı açıklama yayımladı. "AB üyesi ülkeler Türkiye'ye varan sığınmacıların yükünü paylaşmak için daha fazla şey yapmalı." ifadesini kullanılan Moratti, bunun hem mali destek yoluyla, hem de Avrupa'ya güvenli geçişi temin ederek yapılması gerektiği vurguladı. "Yunanistan ve Bulgaristan, koruma arayan insanların topraklarına girmesini temin etmeli ve sınır muhafızları da sınırda toplanan insanlara karşı aşırı güç kullanmaktan geri durmalı." açıklamasını yapan Moratti, şunları kaydetti: "Geçerli belgeleri olsun ya da olmasın sığınmacılara resmi sınır geçişlerinden giriş izni verilmeli. AB'nin dış sınırlarına sahip ülkeleri yeterli sayıda, uygun konumda ve güvenli sınır geçiş noktasını sığınmacılara açık tutmalı." Moratti, AB Komisyonuna da sığınmacıların uygun şekilde karşılanması ve sığınma prosedürleri konusunda Bulgaristan ve Yunanistan'a gerekebilecek her türlü desteği koordine etme çağrısı yaptı. Moratti, AB üyesi ülkelerin sığınmacılar konusunda adil bir şekilde sorumluluk paylarını üstlenmelerini de istedi.