2 Eylül 2024 Pazartesi

HÖH resmen ikiye bölündü. Hangisinin tercih göreceği 27 Ekim'de sandığa yansıyacak Türk seçmenin iradesinden anlaşılacak

Bulgaristan'da Türk seçmen üzerinden yürütülen NATO-Rusya kapışması Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin (HÖH/DPS) resmen ikiye bölünmesine neden oldu.
Bir süre önce hükümet oylamasında ortaya çıkan ve Onursal Başkan Ahmet Doğan ile Eşbaşkan Delyan Peevski'nin birbirlerine kılıçları çektiği ayrılık siyasi yollarının da ayrılması ile noktalandı.
Yüksek Seçim kuruluna her iki tarafın da yaptığı başvuru kavram ve yetki karmaşasına neden olunca konuyu değerlendirmek için toplanan YSK 5 saat süren uzun tartışmalar sonucu Peevski ve diğer eşbaşkan Cevdet Çakırov adına yapılan başvuruları usul yönünden reddetti.
Merkez Seçim Kurulu Türk Sekreter Sevinç Solakova'nın da katıldığı toplantıda kararı uzun bir değerlendirme sonucu alırken, her iki tarafın da önceden yaptıkları belli olan hukuksal hazırlık hemen devreye sokuldu ve bu defa her iki kesim seçim ittifakları ile, yani yanlarına aldıkları adı sanı pek duyulmamış ikişer parti ile başvuru yaptılar ve bu başvuruları kabul edildi.
Tarafların ittifaklar ile seçimlere katılma talebimi oylayan YSK 8 kabul 5 ret ile kararı çıkartırken böylece Bulgaristan siyasi tarihine bir parti daha katan HÖH de 27 Ekim de yapılacak seçimlere iki ayrı hareket olarak katılacak.
Ahmet Doğan'ın temsil ettiği ve adı DPS Demokratik Haklar olan ittifak Adaletli Bulgaristan Sevdalıları ve Çiftçiler Birliği Partisi ile seçim koalisyonu yaparken, Delyan Peevski'nin liderliğini yaptığı grup DPS Yeni Başlangıç adı altında Bulgaristan'ın Sesi ile Yeni Liderler Hareketi partilerini bünyesine katıp sandığa gitme kararı aldı.
Bu durum ve parti içinde yaşanan çekişme tabanda nasıl karşılanacak bunu seçim günü yapılan tercihlerden anlayacağız. Yani Bulgaristan'da yaşayan Türk asıllı seçmenler ile Türkiye'den oy kullanan çifte vatandaşların kararı Parti'nin geleceği açısından hayati önem taşıyacak.
Bu arada HÖH içerisinde Ahmet Doğan'ın başlattığı görevden alma furyası da devam ediyor. Bu defa da HÖH Kırcaali İl Başkanı Resmi Murat Kırcaali Belediye Başkanı Erol Mümin, Cebel (Şeyhcuma) Belediye Başkanı Necmi Ali ve Çernoçene (Yenipazar) Belediye Başkanı Aycan Ahmet'i görevden aldıklarını ve partiden attıklarını açıkladı.
Peevski'yi destekleyenler Resmi Murat'ın bu kararının hukuki sonuçları olacağını çünkü 3/2 kuralı gereği 4 kişi ile alınan bu kararın yargıdan geri döneceği görüşünde.
Şimdilik kendisine yönelik uygulamaları Cumhurbaşkanı Rumen Radef'in atadığı korumaların güvenlik kalkanı ile savuşturan Ahmet Doğan bir taraftan da İlhan Küçük'ü Türkiye'ye gönderip destek arayışını sürdürürken kendilerine Peevski'nin liderliğinde siyasi gelecek arayanlar Bulgaristan özelinde Avrupa ve Amerika'nın devrede olduğunu, mali, idari ve bürokratik gücün de Delyan Peevski'nin yanında olduğunu iddia ediyor.
Bulgaristan'da sapla saman birbirinden ne zaman ayrılır bilmiyorum ama bu arada HÖH'ün yanı sıra BSP de karıştığı bilgisini de vereyim.
Bir süre önce Genel Başkanlıktan istifa eden Kornelya Ninova da BSP içerisinde operayona kalkışınca parti karıştı. Ninova'nın çekilmeden önce kendi yerine seçim kuruluna dosya vermesi için yetkilendirdiği kişinin inisiyatifini tanımayacaklarını ifade eden Kornelya Ninova muhalifleri aralarında yaptıkları toplantıda aldıkları karar ile Ninova'yı partiden attıklarını açıkladılar.

31 Ağustos 2024 Cumartesi

BRTK yönetimi İzmir'de yaptığı toplantıda Balkanlar'da ve anayurtta yürüteceği faaliyetlerin yol haritasını oluşturdu

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) 2024-27 döneminde görev alan yönetim kurulu üyeleri ilk toplantılarının ardından bu kez de Genel Başkan Sabri Mutlu'nun liderliğinde İzmir'de bir araya geldi.
Yapılan görev dağılımının kamuoyuyla da paylaşıldığı toplantıda Türkiye'nin dörtbir yanından gelen temsilciler bölgelerinde yaşayan ve neredeyse 100 yıldır çeşitli tarihlerde ana yurda gelip yerleşen Rumeli Balkan Türkleri ile ilgili bilgiler aktardılar, yaşanan sorunların çözümü ile ilgili önermelerde bulundular, bu konuda yürüttükleri faaliyetlerden örnekler verdiler.
Buca Belediye Başkanı Mimar Görkem Duman'ın evsahipliği ve katılımı ile Buca Belediyesi Mevlana Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilen toplantıda BRTK'nın Balkanlar'da ve bölgede yaşayan Türk ve kardeş akraba topluluklarının sorunları ile ilgili de çalışma yapıldı, bu konuda yapılması gerekenler plan ve programa alındı.



SADECE SÖYLEMDE DEGİL EYLEMDE DE BALKANLILIK RUHU 

Buca'da Mevlana'nın "Gel, ne olursan ol yine gel... Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Cömertlik ve yadım etmede akarsu gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol... söylemi ile görev yapan Başkan Görkem Duman haziruna hitaben yaptığı konuşmada İzmir'de kurulan Balkan masasının yaptiğı çalışmalardan örnekler verdi ve Balkanlar'da kardeş belediyeciliği öne çıkararak bir çok sorunun çözümüne katkı sağladıklarını söyledi. 

Balkan ülkeleri ile ilgili faaliyetlerinin sadece söylem olarak değil fiili eylemlerle somutlaştırdıklarını da ifade eden Başkan Duman hem fiziki, hem de kültürel faaliyetler ile katkı koydukları bölgede ticareti de öne çıkardıklarını vurguladı. 
Buca Belediye Başkanı Görkem Duman konuşmasının devamında "Oradaki soydaşlarımızın bizim bu anlamdaki faaliyetlerimize ve işbirliğine ihtiyacı var. Bu çok önemli. Bundan sonraki süreçte de bunu sürdürecegiz. Ben deprem günlerinde insanlarımızın bir araya gelerek nasıl olağanüstü işlere imza attıklarına bizzat tanık oldum. Balkan derneklerimiz ile hayata geçirdigimiz seferberlik sonucu başta Adana olmak üzere birçok bölgede ihtiyaç sahibi insanlarımızın yardımına koştuk. Bunlar çok kıymetli faaliyetler. Bizler birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz ve artırdığımız her noktada, gerek Balkanlar'da, gerek se de yurdumuzda daha da güzel faaliyetler hayata geçireceğimize inanıyorum. Konfederasyonumuz başta olmak üzere Balkan dernekleri ile koordineli olarak her daim insanlarımızın yardımına koşup dertlerine derman olacağız"dedi.
BRTK Genel Başkanı Sabri Mutlu ise konfederasyonun gelecek dönem ile ilgili çalışmaları hakkında somut bilgiler verdiği toplantıda partiler üstü bir anlayışla görev yaptıklarını belirterek "Bizler gerek Balkanlar ve Rumeli'de, gerekse de Türkiye'de bu konuda net tavır içinde olacağız. Biz siyaset ve partiler üstü kalıp insanlarımızın sıkıntılarını giderme, dertlerini çözme noktasında enerjimizi ortaya koyacağız"dedi.




ETİKET PEŞİNDE OLMAYAN BİR ANLAYIŞLA ÇALIŞMA VE GÖREV DÖNEMİ

Yeni dönemde daha çok kadın ve gencin BRTK çalışmalarına dahil edilmesi konusuna dikkat çeken ve konuşmasında BRTK'nın yeni sürecini özetlerken birlik ve beraberlik vurgusu yapan Başkan Mutlu ise  "Hep birlikte görev yapacağız. Camiamıza bunu hissettirmeliyiz. Ekip olarak çalışmalarımızı daha güçlü bir şekilde sahaya yansıtmalıyız. Tüm federasyon başkanlarımızın görüş ve önerileri ile oluşan yeni yönetimimiz adına kendilerine teşekkür ve şükran borçluyum. Görev almak demek çalışmak demek. Sadece etiket peşinde olmayan bir anlayışla görev yapmalıyız. Dönemsel zamanlama açısından daha kısa ve tekrar gözden geçirebileceğimiz bir görev anlayışını hayata geçirmeliyiz. Bu nedenle şu anda ek görev alacak arkadaşlar 6 aylık dönemsel değerlendirmeler ile faaliyet yapacaklardır. Verimli olmayanlar bu dönemsel değerlendirmelerde elenecektir. Bize ayak uyduramayan, ortaya koyduğumuz ana prensipler doğrultusunda faaliyet yürütmeyen, enerjisini hissetmediğimiz, çabasına tanık olmadığımız arkadaşlarımız hiç kusura bakmasın apoletlerini sökecektir. Bu kurum icraat odaklı, eylemsel yöneticilerin omuzlarında geleceğe taşınacaktır. İnsanımızın derdiyle dertlenmeyen, çalışmalarımıza yeterince katkı koymayan arkadaşlarımız gene başımızın tacıdır ancak kenara çekilip yerlerini bu heyecanı yüreğinde taşıyanlara vermeyi bilecektir"dedi.
Tüm kararların oybirliği ile alındığı ve 22 yönetim kurulu üyesinin katıldığı toplantıda Sami Ömer'in genel başkan vekilliği görevine getirilirken, Basın Yayından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına İsmail Korkmaz, Teşkilatlanmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine de Birol Özkardeşler getirildi.
Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Yönetim Kurulu toplantısında yeni süreçte ek görev alan BRTK yöneticileri ve görev tanımları ile isimleri şu şekilde; 
- Erhan Pekkan
(Dış İliskilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı),
- Mert Sarıca 
(Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı),
- Ferruh Özkan 
( Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı),
- Hüseyin Kocaman 
(Kültürel İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı)
- İsmail Kocaköse
(Genel Sekreter)
-Mehmet Serbest
(Genel Sekreter Yardımcısı),
- Aziz Sağıroğlu
(Genel Sekreter Yardımcısı)
- Kenan ARAL
( Genel Sekreter Yardımcısı),
- Hasan Hoşben
( Makedonya Komitesi Başkanı),
- İlker Nişoğlu 
(Arnavutluk - Kosova Komite Başkanı), 
- Yavuz Cemil ERDEM
( Yunanistan Komite Başkanlığı),
- Hüseyin Vatansever 
(Muhasip)
- Selçuk Kurtsatar
( Bosna Hersek Komite Başkanlığı)

Sofya'da Ahmet Doğan için başlayan destek gösterileri ve demokrasi nöbeti kesintisiz devam ediyor


 
Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH/DPS) kurucu ve onursal başkanı Ahmet Doğan'a yönelik hukuk dışı uygulama ve konutuna yapılan izinsiz baskın parti tabanında öfke seline dönüştü. Eşbaşkan Delyan Peevski tarafından yürütüldüğü su götürmez operasyon nedeniyle Doğan'ın başkent Sofya ve Güney Bulgaristan Rosenets 'te bulunan konutları önünde HÖH'ün diğer eşbaşkanı Cevdet Çakırov ve partinin Avrupa Parlamentosu'ndaki temsilcisi ve Liberal Parti ALDE'nin eşbaşkanı İlhan Küçük'ün çagrısı ile ülkenin ve Türkiye'nin dörtbir yanından gelen Doğan taraftarları kesintisiz demokrasi nöbeti başlattı. 
Konu hakkında Bulgaristan basınında spekülatif haberlerin yer aldığı dikkat çekerken, Ahmet Doğan'ın evine yapılan gayri hukuki baskınının Bulgaristan demokrasisine gölge düşürdüğü ifade edildi. Avrupa normları ile geleceğe yürüme derdinde olan Bulgaristan'da bu tür bir hareketin kabul edilmesinin mümkün olmadığı da ifade edilen bilgilendirmede kamusal barışın devamı açısından bu uygulamaya son verilmesi istendi.
Bulgaristan'ın demokrasi ile tanışmasında azımsanmayacak bir katkısı olduğu ifade edilen açıklamada Doğan'ın Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı tarafından özel olarak ödüllendirildiği de hatırlatılarak "Sayın onursal başkan Bulgaristan iç barışı için büyük fedakarlıklar ortaya koymuş,  toplumsal ve kamusal huzur ile düzenin demokrasi ile taçlandırılması noktasında belirleyici olmuştur. Geçmişte yaşanan acılara, işkencelere, hapis uygulamalarına, Belene sürgün kampları ile sokak infazlarına rağmen Bulgaristan Türkleri ve liderlik olarak sağduyudan hiç ayrılmadık. Sayın Ahmet Doğan'ın bu noktada kendini aşan bireysel bir inisiyatifi sözkonusudur. Bu gün bu yaşananları kabul etmemiz ve boyun eğmemiz mümkün değildir. Geçmişin karanlık günlerine dönülmemesi isteniyor ise demokrasiden ve hukuktan ayrılınmamalıdır"


30 Ağustos 2024 Cuma

Avusturya Büyükelçiliği Bulgaristan Türkleri'ne emanet


Bulgaristan ve Ahmet Doğan için kritik gece !


Hak ve Özgürlükler Hareketi onursal başkanı Ahmet Doğan için dün kritik bir gece yaşandı.
Konuta saldırı olduğu iddiası ortalığı ayağa kaldırdı.
Güney bölgesinde Rosenets parkında bulunan ve Ahmet Doğan'ın yaz sarayı diye nitelenen konutta kalan Doğan baskın yapan ne ve kim oldukları belirsiz kişiler tarafından gecenin bir yarısı sokağa atılmak istendi.

Dün gece olanlar ibretlikti.
Tıpkı 30 yıldır yaşananlar gibi.
Tam bir tiyatro idi bizim için herşey.
Şimdi ise bu oyunun son perdesini izliyoruz 
Tercihleri ve siyasi duruşu ile kamoyunda büyük prestij kaybeden Ahmet Doğan durumu toparlayabirse büyük bir atak ortaya koyar mı?
Bekleyip göreceğiz.
İlhan Küçük ve Cevdet Çakırov'un da aralarında bulunduğu bir gurup gönüllünün bütün gece nöbet tuttuğu yerleşkede resmi korumalar da yoktu.
Biz yıllardır Bulgaristan'da kimlik ve hak mücadelesi verirken HÖH'te yaşananlar yüreklerimizi burktu.
Beyaz yakalı Türklerin hep dışlandığı tarihsel süreçte Peevski Doğan'ı onursal başkanlık tahtından indirmeli mi?
Buna izin verilmeli mi?
Bence tarihsel süreç bu olmamalı.
Doğan'ı oraya taşıyan Türk seçmen inisiyatifi bir kez daha hayata geçmeli.
Doğan hakkındaki kararı bir Bulgar değil Türkler vermeli.
Ulaştırma eski Bakanı Dimitır Papazof'un yayınladığı basın bildirisi ile Doğan'ın hemen konutu boşaltması istendi.
Bu konuda mahkeme kararı çıkarttığı da iddia ediliyor.
Ancak anlamadığımız Ahmet Doğan'ın orada ne aradığı.
Kendine ait hiç bir sözleşme ve resmi belgenin olmadığı bu konutta niye ikamet ettiği?
Alacaklı taraf belli ki Peevski'nin tetikçisi.
Bu sabah Ahmet Doğan adına HÖH Sofya İl Başkanı Timur Halilof açıklama yaparak cumhurbaşkanı, başbakan, içişleri bakanı ve diplomatik temsilciliklere duruma el koymaları için çağrıda bulunup Doğan'ın 20 yıldır yaşadığı konuttan atılmak istenmesinin doğru olmadığını söyledi.
Doğan bu olaylardan sıyrılabilir mi?
Görünen o ki 27 Ekim'de seçim var.
HÖH için tarihsel bir süreç yaşanacak.
Türkler bu kader sürecinde nasıl bir tavır ortaya koyar?
Bir de 2 - 11 Eylül arası seçim için YSK kayıt açacak.
Bu konuda HÖH adına başvuruyu kim yapacak.
Yetki kimde belli değil.
Eşbaşkanlar Peevski ve Cevdet Çakırof arasındaki görev ve yetki dağılımı nasıl.
Bilen yok.
Tabanda Doğan için yaşanan bir ikilem var.
Bir kesim "O bize sahip çıkmadı, biz niye çıkalım" derken, diğerleri süreci biz belirlemeliyiz düşüncesinde.
Geçmişte ana dili gününde bile sessiz kalan Doğan, Türklerin kutsal kabul ettiği 30 Ağustos gecesi yaşadıklarını nasıl degerlendirecek?
Gagavuz Türkleri'nden olduğu da iddia edilen Doğan hem müslüman hem de hristiyan Türkleri yine etrafında toplar mı?
Bulgaristan Türkleri için nasıl bir gelecek kurgulanıyor?
1948'lerde başlayıp 1990'larda zirveye çıkarılan asimilasyon sürecinde Bulgaristan'da yaşananları unutacakmıyız?
Türkler hem Dogan'a hem de kendi kaderlerine sahip çıkıp yeni bir lider çıkarabilir mi?
Zaman bize ne gösterecek!
Burada Türkiye'de yaşam süren Bulgaristan Türkleri'nin de tavrı belirleyici olacak.
Kamu gücünü elinde tutan Peevski ile Doğan arasında kalan Türksoylular Bulgar derin devletinin güdülemesinden sıyrılıp Hak ve Özgürlükleri için yeni bir yapı inşa etmeli derim.
Ancak Doğan'ı da yedirmeden.
Bu bir irade süreci.
Biz Türkler kendi irademizi ortaya koymalıyız.


Yaşananlar Bulgaristan basının 1. gündemi oldu

28 Ağustos 2024 Çarşamba

Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Hareketi Doğan - Peevski kapışmasının açmazında!


Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH/DOS) içerisinde kurucu ve onursal başkan Ahmet Doğan ile eşbaşkan Delyan Peevski arasında yaşanan güç mücadelesi zirveye çıktı.
Usulsüz kredi kullanmaktan hakkında soruşturma açılan Doğan borçlarına karşılık elindeki mal varlığını oturduğu ev dahil alacaklı şirketlere devrederken pati içerisinde de liderliğini ve gücünü pekiştirmek için bir dizi önlem aldı.
Aralarında partinin kurucu kadroları ile bölgelerinde etkin siyasi güce sahip kişilerinden olan bir dizi insanı görevden aldığını açıklayan Ahmet Doğan bu hareketi ile Bulgaristan siyasi tarihine bir yeni imza attı.
Bu kararlara tepki gösteren HÖH Eşbaskanı Delyan Peevski ise konu hakkında yaptığı açıklamada kimsenin kanunların üzerinde olmadıgını belirtip parti tüzüğünü hatırlatarak Bulgaristan'ın Avrupa normlarına sahip bir hukuk devleti olduğunu söyledi.
Doğan ile birlikte hareket eden HÖH'ün Avrupa Parlamentosu'ndaki temsilcisi ve Liberal Grup ALDE Partisi Eş Başkanı İlhan Küçük ise onursal başkanın tüzüğün üzerinde olduğunu söylerken konuyu sorduğunuz HÖH temsilcileri partinin yürütme kurullarının gücünün Peevski'nin elinde olduğu görüşünde.
Onursal başkanın yetkilerinin parti tüzüğünde açıkça tarif edildiği ve bu yetkilerin 
- Parti meclisini toplamak,
- Merkez Yürütme Kurulunu toplamak,
- Kongre tarihini belirlemek 
oldugunu vurgulayan HÖH temsilcileri Ahmet Doğan'ın tüzükte olmayan yetkiyi kullandığını söylüyor.
Peevski ile girdiği güç mücadelesinde bir dizi operasyona maruz kalan Ahmet Doğan'ın ne yapacağını bilmeden yalpaladığı da iddia edilirken, Doğan'ın bu kararlarının hukuken geçersiz olduğu, bu kararların geçerli olabilmesi için 24 kişilik MYK'nın 16+1 ile karar alması gerektiği, oysa böyle bir durumun sözkonusu olmadığı, üstelik konunun PM'de de ele alınmadığında dikkat çekiliyor.
Parti Meclisi (PM) 'nin karar çoğunluğunun 3/2 olduğu da hatırlatılan bilgilendirmede Ahmet Doğan'ın aldığı ihraç kararlarını 11 kişilik MYK temsilcileri ile hayata geçirmesini gülünç, kararları da kadük olarak yorumluyorlar.
Bütün bu gelişmeleri sessizce izleyen çoğunluğunu Bulgaristan Türklerinin oluşturduğu parti tabanının yaşanan olaylara ne tepki vereceği merak edilirken Onursal Başkan Ahmet Doğan'ın parti gizliliğinin ihlali, yetki aşımı, kitle iletişim araçlarında Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin aşağılanması, partinin ve yönetim organlarının bütünlüğünü tehdit eden bölünme ve hizipçilik koşullarının yaratılması suçlaması ile görevden alındıklarını açıkladığı kişiler şunlar;
- Halil Recepov Letifov 
(MP ve DPS Başkan Yardımcısı)
- Iskra Dimitrova Mihailova-Koparova 
(MP ve DPS Başkan Yardımcısı)
 - Yordan Kirilov Tsonev 
(MP ve DPS Başkan Yardımcısı)
 - Hamid Bari Hamid 
(MP ve iç liderliğin üyesi)
 - Stanislav Dimitrov Anastasov 
(MP ve DPS Başkan Yardımcısı)
 - Radoslav Sabinov Revanski 
(Belitsa belediye başkanı ve iç liderlik üyesi)
 - Erten Belginova Anisova 
(Milletvekili ve parlamento grubu başkan yardımcısı)
 - Ercan Ebatin 
(Kıdemli Başkan Yardımcısı - DPS Varna bölge başkanı)
 - Gunai Daloolu 
(Veliko Tarnovo DPS Bölge Başkanı)
 - Erdinç Haciev
(Dobriç Eyalet Polisi Bölge Başkanı)
 - Tihomir Trifonov 
(Montana Polis Departmanı Bölge Başkanı)
 - Ömer Hamza 
( DPS Pazarcık bölge başkanı)
 - Yüksel Rasim
( DPS Filibe/ Plovdiv Bölge Başkanı)
- Mustafa Mustafov
(Sliven DPS Bölge Başkanı)
 - Tuncay Öztürk 
(Başkan Yardımcısı - Stara Zagora DPS Bölge Başkanı)
 - Hamdi İlyazov 
( Eskicuma/Targovishte DPS Bölge Başkanı)
 - Mehmed Ataman
(Haskovo DPS Bölge Başkanı)

Bursa'da Balkan rüzgarı estiren diasporadan sorumlu Bosnalı bakan Dizdar'dan destek çağrısı



Nilüfer Belediyesi'nin evsahipliğinde düzenlenen ve büyük ilgi gören 'Balkan Buluşması'nın onur konuğu Balkanlardaki kardeş ve dost ülke Bosna Hersek Federasyonu Göç Politikaları ve Akraba Toplulukları Bakanı Nerin Dizdar'dı.
Anayurt dışında çeşitli ülkelerde yaşam süren Boşnak diasporasından da sorumlu olan Bakan Dizdar beraberinde eşi Jadranka Dizdar, Bakan Yardımcısı Zaim Beriša, eşi Ermina Cardakovic Beriša ile Anadolu Yakası Bosna Sancak Derneği Başkanı Erdoğan Erden ile birlikte ziyaret ettiği Nilüfer Belediyesi'nde Başkan Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir ile kalabalık bir heyet tarafından belediye binasının kapısında karşılandı.

Daha sonra Başkan Şadi Özdemir'in makam odasına geçen konuklar burada Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Hasan Öztürk ile Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) Genel Başkanı Sabri Mutlu ve Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Profesör Doktor Emin Balkan başta olmak üzere Balkan camiasını temsil eden yaklaşık 50'ye yakın federasyon ve dernek başkanı ile STK yöneticileri, iş dünyası ve siyasi parti temsilcileri ile tanıştı.


BURSA BALKAN GÖÇLERİNİN MERKEZİ

Buradaki seremoninin ardından etkinlik Nilüfer Belediyesi Barış Meclisi'nde yapılan toplantı ile devam etti. Meclis üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda gündemin ana konusunu Türkiye Bosna Hersek ilişkileri oluştururken, açış ve selamlama konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir Balkanlar ve Türkiye arasında var olan güçlü bağa dikkat çekti.
Bakan Dizdar ile heyetinin Bursa ziyaretinin iki ülke arasında var olan ilişkileri daha da güçlendireceğini de ifade eden Başkan Özdemir bu ziyaretin ayrıca bölgeler arasındaki dostane ilişkilerin daha da kuvvetlenmesine katkıda bulunacağını söyledi. Konuşmasında Balkanlar’dan gelen insanlar için Bursa’nın önemli bir merkez olduğuna dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, “Bu durum, Bursamızı ve Nilüferimizi kültürel, sosyal ve ekonomik açıdan zenginleştirdi ve çok kültürlü yapımızı oluşturdu” dedi.


BARIŞ MECLİSİ'NDEN BARIŞ ÇAĞRISI

Özdemir konuşmasında Bosna Hersek'in Zavidovici Belediyesi ile olan kardeşlik protokolünü de anımsatarak ilçesinin Balkan ülkelerindeki sosyal ve kültürel faaliyetleri içerisinde Bosna Hersek'in çok anlamlı ve ayrı bir yeri olduğunu anlattı.
Başkan Özdemir Barış Meclisi'nden Balkan coğrafyası için barış çağrısı da yaptığı konuşmasında "Bursalılar olarak Boşnak kardeşlerimiz ile birlikte ülkelerimiz arasındaki köprüleri sağlamlaştıracak, karşılıklı işbirliği ve anlayışı pekiştirecek çalışmaları birlikte yürüyeceğiz. Bosna'dan sayın bakanımızın uygun gördüğü bir ikinci kardeş kent ile daha protokol yapma isteğimizi meclis üyeleri önünde beyan ediyorum"dedi.



BOSNA SAVAŞINDA CHP'DEN DÜNYAYA VERİLEN KAMUFLAJLI BAYKAL MESAJI

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de gündeme özel yaptığı konuşmada Bosna savaşı sırasında partisinin yaptığı çalışmaları ve Bosna Hersek'in CHP açısından ne anlama geldiğini dönemin genel başkanı rahmetli Deniz Baykal'dan verdiği bir örnekle özetledi.
"Deniz beyin cephe hattına giderek rahmetli Aliya İzzetbegoviç ve cephedeki askerler ile verdiği ve üzerinde kamuflaj kıyafeti olan fotoğraf tüm dünyaya yaşananlar açısından partimizin verdiği en iyi yanıttı"diyen Öztürk partisinin dün, bugün ve yarınlarda Balkanlar’da Türk ve akraba topluluklarının amasız ve fakatsız yanında olduğunu belirtti.
Milletvekili Öztürk konuşmasının devamında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ilk ziyaretini Bosna-Hersek'e yaptığına da dikkat çekerek "Barış Yürüyüşü'ne bizzat genel başkanımızın katılması CHP'nin Bosna Hersek'e verdiği önemi ve her zaman Boşnakların yanında olduğunu göstermiştir" dedi.




YÜZYILLARA DAYALI KARDEŞLİK BAĞLARI

Bursa ziyaretinde kentte adeta Bosna ve Balkan rüzgarı estiren ve büyük ilgi gören Bosna Hersek Göç Politikaları ve Akraba Toplulukları Bakanı Nerin Dizdar ise Bursa'ya ülkesi ile kardeşlik ve dostluk köprüleri kurmaya gelmediğini vurguladığı konuşmasında; "Bu kardeşlik ve dostluk zaten yüzyıllardır var. Bu nedenle sizden gelen her destek, her adım, her yatırım bizim için çok anlamlı" dedi.
Bakan Dizdar Bursa toplantısının tüm katılımcılar açısından çok verimli olduğunun altını çizdiği konuşmasında "Türkiye Cumhuriyeti vatanımızın kanıtlanmış ve güvenilir bir dostudur. Bosna-Hersek diasporasının anavatanla daha da güçlü bir bağ kurması için işbirliğimizi daha da geliştirmemiz gerekmektedir" dedi.
Bakan Nerin Dizdar'ın konuşmasının ana hatları şu şekilde;
"Hakkında çok güzel şeyler işittiğim Bursa'da olmaktan büyük mutluluk duydum. Burada sadece kendi adıma değil aynı zamanda Bosna Hersek Federasyonu Başbakanı Nermin Niksic ve hükümetini de temsilen Bursa'dayım. Türkiye ve dolayısı ile Bursa ile olan dostluğumuz yüzyıllara dayalı. Bu bizim kültürümüzün ve geleneğimizin bir parçası olmuş durumda. Bursa Bosna'yı çok fazla çağrıştırıyor ve çok fazla da benziyor. Bosna Hersek ve Bursa Osmanlı zamanında Osmanlı'nın en batısını temsil ediyordu. Bosna da Bursa gibi ticaret yollarının üzerindeydi ve dünya ticaretine yön veren tüccarların önemli bir merkezi idi. Bosna Hersek de Bursa gibi kendi kültürünü koruyarak Batı ile ilişkilerini büyüten ve geliştiren bir konumdaydı. Bosna Hersek ile Bursa arasındaki ilişkiler sadece sosyal, ekonomik ve politik değil. Çok daha derin ve fazlasıdır.




BOSNA HERSEK İLE TÜRKİYE FARKLI EVLERDE HAYAT SÜREN İKİ KARDEŞ

Altını özellikle çizmek istiyorum ki Bosna Hersekliler'in Türkiye ve Bursa'ya karşı hissettikleri ile buradakilerin birbirlerine yönelik karşılıklı hisleri hiç bir zaman tartışma konusu olmaz. Bursa'dan ülkeme yönelik gerçekleşen yatırımlar ve yerel yönetimlerimiz arasındaki işbirliği ve yürütülen projeler takdire değer ve bizim için çok anlamlı. Türkiye ile Bosna Hersek'i iki kardeş, ancak farklı evlerde farklı hayatlar süren kardeşler olarak tanımlayabiliriz. Bu iki kardeş bayramlarda görüştü, akşam yemeklerinde buluştu, arada bir programlar yaptılar, ancak kardeşlerden birinin sorunları var ama öbür kardeşe söyleyemiyor, çekiniyor. O yüzden başka herkesten yardım istiyor ancak kardeşinden isteyemiyor. Biz o yüzden bu gün kardeşimizle doğrudan konuşmaya geldik. Bu sadece yardım istemek degil, aynı zamanda işbirliği yapmak olarak da yorumlanabilir. Açıkça şunu söylemek istiyorum. Bizim sizin desteğinize ihtiyacımız var. Bu çağrımızın olumlu sonuçlanacağını da biliyorum. İşte bu bizim ilişkilerimizin, Bursa-Bosna, Bosna-Türkiye ilişkilerinin güzelliğidir. Biliyorsunuz Bosna Hersek'in nüfusu ile Bursa'nın nüfusu birbirine yakın. Yani Nilüfer belediyesi bizim başşehrimiz Sarayevo belediyesi ile kıyaslanabilir ölçü olarak. Sizden gelen her destek, her adım, her yatırım çok çok anlamlı bizim için. Sizin bu büyük gücünüzün bir damlası bizim için dere anlamına geliyor. Bu gün burada bulunma sebebim bu. Varsa bile ufak bariyerler onları kaldıralım ve bu suyun akışına engel olmayalım."