Hak ve Özgürlükler Hareketi onursal başkanı Ahmet Doğan için dün kritik bir gece yaşandı.
Konuta saldırı olduğu iddiası ortalığı ayağa kaldırdı.
Güney bölgesinde Rosenets parkında bulunan ve Ahmet Doğan'ın yaz sarayı diye nitelenen konutta kalan Doğan baskın yapan ne ve kim oldukları belirsiz kişiler tarafından gecenin bir yarısı sokağa atılmak istendi.
Konuta saldırı olduğu iddiası ortalığı ayağa kaldırdı.
Güney bölgesinde Rosenets parkında bulunan ve Ahmet Doğan'ın yaz sarayı diye nitelenen konutta kalan Doğan baskın yapan ne ve kim oldukları belirsiz kişiler tarafından gecenin bir yarısı sokağa atılmak istendi.
Dün gece olanlar ibretlikti.
Tıpkı 30 yıldır yaşananlar gibi.
Tam bir tiyatro idi bizim için herşey.
Şimdi ise bu oyunun son perdesini izliyoruz
Tercihleri ve siyasi duruşu ile kamoyunda büyük prestij kaybeden Ahmet Doğan durumu toparlayabirse büyük bir atak ortaya koyar mı?
Bekleyip göreceğiz.
İlhan Küçük ve Cevdet Çakırov'un da aralarında bulunduğu bir gurup gönüllünün bütün gece nöbet tuttuğu yerleşkede resmi korumalar da yoktu.
Biz yıllardır Bulgaristan'da kimlik ve hak mücadelesi verirken HÖH'te yaşananlar yüreklerimizi burktu.
Beyaz yakalı Türklerin hep dışlandığı tarihsel süreçte Peevski Doğan'ı onursal başkanlık tahtından indirmeli mi?
Buna izin verilmeli mi?
Bence tarihsel süreç bu olmamalı.
Doğan'ı oraya taşıyan Türk seçmen inisiyatifi bir kez daha hayata geçmeli.
Doğan hakkındaki kararı bir Bulgar değil Türkler vermeli.
Ulaştırma eski Bakanı Dimitır Papazof'un yayınladığı basın bildirisi ile Doğan'ın hemen konutu boşaltması istendi.
Bu konuda mahkeme kararı çıkarttığı da iddia ediliyor.
Ancak anlamadığımız Ahmet Doğan'ın orada ne aradığı.
Kendine ait hiç bir sözleşme ve resmi belgenin olmadığı bu konutta niye ikamet ettiği?
Alacaklı taraf belli ki Peevski'nin tetikçisi.
Bu sabah Ahmet Doğan adına HÖH Sofya İl Başkanı Timur Halilof açıklama yaparak cumhurbaşkanı, başbakan, içişleri bakanı ve diplomatik temsilciliklere duruma el koymaları için çağrıda bulunup Doğan'ın 20 yıldır yaşadığı konuttan atılmak istenmesinin doğru olmadığını söyledi.
Doğan bu olaylardan sıyrılabilir mi?
Görünen o ki 27 Ekim'de seçim var.
HÖH için tarihsel bir süreç yaşanacak.
Türkler bu kader sürecinde nasıl bir tavır ortaya koyar?
Bir de 2 - 11 Eylül arası seçim için YSK kayıt açacak.
Bu konuda HÖH adına başvuruyu kim yapacak.
Yetki kimde belli değil.
Eşbaşkanlar Peevski ve Cevdet Çakırof arasındaki görev ve yetki dağılımı nasıl.
Bilen yok.
Tabanda Doğan için yaşanan bir ikilem var.
Bir kesim "O bize sahip çıkmadı, biz niye çıkalım" derken, diğerleri süreci biz belirlemeliyiz düşüncesinde.
Geçmişte ana dili gününde bile sessiz kalan Doğan, Türklerin kutsal kabul ettiği 30 Ağustos gecesi yaşadıklarını nasıl degerlendirecek?
Gagavuz Türkleri'nden olduğu da iddia edilen Doğan hem müslüman hem de hristiyan Türkleri yine etrafında toplar mı?
Bulgaristan Türkleri için nasıl bir gelecek kurgulanıyor?
1948'lerde başlayıp 1990'larda zirveye çıkarılan asimilasyon sürecinde Bulgaristan'da yaşananları unutacakmıyız?
Türkler hem Dogan'a hem de kendi kaderlerine sahip çıkıp yeni bir lider çıkarabilir mi?
Zaman bize ne gösterecek!
Burada Türkiye'de yaşam süren Bulgaristan Türkleri'nin de tavrı belirleyici olacak.
Kamu gücünü elinde tutan Peevski ile Doğan arasında kalan Türksoylular Bulgar derin devletinin güdülemesinden sıyrılıp Hak ve Özgürlükleri için yeni bir yapı inşa etmeli derim.
Ancak Doğan'ı da yedirmeden.
Bu bir irade süreci.
Biz Türkler kendi irademizi ortaya koymalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder