1 Haziran 2024 Cumartesi

Rumelililerin efsane başkanı Şuayip Toprak RUDEF'te güven tazeledi




Rumeli Dernekleri Federasyonu (RUDEF) 10. Olağan Kongresi Kültürpark Göl Bahçe Tesisleri 'nde yoğun bir katılımla gerçekleşirken camiaya yıllardır emek veren, hizmet eden Rumelililerin efsane başkanı Şuayip Toprak bir kez daha güven tazeledi.


Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği toplantıda konuşan RUDEF Genel Başkanı Şuayip Toprak yaptığı konuşmada Balkanlardan ana yurda gelen soydaşlar arasında ayrım yapmadıklarını vurgulayarak; 
"Biz diyoruz ki, Balkan ülkeleri arasında ayırım yapmıyoruz. Bizim için Batı Trakya, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Romanya, Bosna Hersek dahil Balkan ülkelerinin tamamında, bizden kim nerede yaşıyor ise, Türkiye Cumhuriyeti'ne bu ülkelerin hangisinden gelmiş olursa olsun bizim kardeşimizdir. Kim ki halkın yararına çalışıyor, ecdadımızın emanetine sahip çıkıyor biz camia olarak onun yanındayız ve beraberiz" dedi. dedi.
Rumelililer içerisindeki yeri ve gücü ile önemli bir konuma sahip olan RUDEF Federasyonu'nda yapılan genel kurulda oybirliği ile görevlendirilen yönetim kurulu üyeleri şu isimlerden oluştu.

- Şuayip TOPRAK
- Osman YÜKSEL
- Mehmet BEYTEKİN
- Kani SEYFULLAHOĞLU
- Ali KÖMÜRLÜ
- Fettah KURTULUŞ
- Muharrem YAŞAR
- Hüseyin ÇİLDEM
- Kani MESTANLAR
- Ercan MORİNA
- Seyit Behçet İBO
- Arif MAYİL
- Ayhan BİLGİN
- Niyazi EYÜP
- Hüseyin KARABAKİ 

29 Mayıs 2024 Çarşamba

Acının, Kanın, Gözyaşının 35.Yılı ve Sonrası

Bulgaristan’da Türklere yapılan zulüm 1980’li yılların başında artarak devam etti. Dönemin diktatörü Todor Jivkov liderliğindeki rejim, Türkleri isim değiştirmeye zorladı. Türkçe konuşanlara para cezaları verildi. Mezar taşlarındaki Türkçe isimler silindi. Türklerin dini vecibelerini yerine getirilmesine izin verilmedi. İnsanlık tarihinin kapanmayacak olan yarası Belene Kamplarında keyfi uygulamalar ile Türkler hapsedildi, işkence gördü. Bulgaristan hükümetinin yaptığı bu zalim uygulamalara karşı soydaşların yaptığı barışçıl ve haklı protestolarda onlarca soydaş şehit oldu. Binlercesi Belene Kamplarında tutsak edilerek işkence gördü, öldürüldü.
Bu zulümler artarak devam etti. Tarihler 24 Mayıs 1989’u gösterdiğinde bu asimilasyon uygulamalarına direnen vatandaşlarımız, Bulgar hükümeti tarafından evlerini, bahçelerini, anılarını, sevdiklerini, kardeşçe yaşadığı dostlarını geride bırakmaya zorlanarak Anavatan topraklarına göç etmeye başladı. Haziran-Temmuz-Ağustos 1989 döneminde yoğunlaşan göç trafiği 1 yılda 345 bin 960 kişinin Türkiye’ye gelmesiyle sonuçlandı. 1989 göçü, sadece Bulgaristan Türklerinin tarihi açısından değil, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa tarihi açısından değerlendirildiğinde de kıtanın en büyük kitlesel göç dalgası özelliğini taşıyan insani trajedilerinden biri oldu. Bu trajedinin 35. yılında, asimilasyona karşı haklı direnişte şehit edilen tüm soydaşlarımız rahmetle anıyoruz.
Uzun yıllar milli, dini ve kültürel değerlerinden mahrum kalan Bulgaristan Türkleri geçmişte yaşadıkları acı tecrübeler sonrasında varlıklarını devam ettirebil­mek için büyük fedakârlıklara katlanmışlardır. Bugün de Bulgaristan Türklerinin birçok sorunu bulunmaktadır.
Bulgaristan’da demokratik bir rejimin yerleş­mesi ile birlikte Türkler rahat bir nefes almış, seçme seçilme, Türk isimlerini kullanma, kısmen de olsa anadilde eğitim gibi haklar Türklere verilmiştir. Türklere verilen haklar her gün genişletilmiş ve günümüzdeki halini almıştır. Ancak burada göz ardı edilen bir durum söz ko­nusudur. Türklere birçok hak verilirken milli kimlikleri ve milli adları henüz verilmemiştir. Bulgaristan Türkleri Bulgar yasalarında Sosyalist Dönemin tanı­mı ile yer almaktadır. Günümüzde Bulgaristan Türkleri, Todor Jivkov’un yasalaştırdığı gibi, “Dilleri Bulgarca Olmayan Vatandaşlar” olarak Bulgaristan yasalarında yer almaktadır. Bu tanıma girecek birçok halk Bulgaristan’da ya­şamaktadır. Dolayısıyla bu kavram yeterli bir kimlik tanımlaması sunmamak­tadır.
Diğer üstünde durulan kavram ise “Bulgaristan Müslümanları” ifadesi­dir. Bu kavram da Bulgaristan Türklerini ifade etmeye yeterli değildir. Çünkü Bulgaristan’da binlerce Hristiyan Gagavuz yaşamaktadır. Dolayısıyla bu kav­ramın kabul edilmesi, Anadolu Türkçesine en yakın Türkçeyi konuşan binler­ce öz ve öz Türk’ü inkâr etmek olacaktır.
Bulgaristan’daki Türkçe eğitiminin günümüzdeki durumuna göz atacak olursak durum, son derece vahimdir. Türk okullarını, Türk öğretmenlerini bir ta­rafa bırakın Türkçe dersi bile yok denilebilir. Bulgaristan Anayasasına göre azınlıkların ana dilde eğitim görme hakkı vardır. Fakat yasanın uygulanma şekli tam anlamı ile bir aldatmacadan ibaret­tir. Yürürlüğe göre, Bulgaristan’da okuyan her öğrenci okuluna kişisel müraca­atta bulanarak müfredat dışı anadilini öğrenebilir. Buradaki can alıcı olan nok­ta, anadilde yani Türkçe eğitimin müfredat dışı tutulması ve ders saatlerinin dışında bırakılmasıdır. Türkçe eğitimin önündeki diğer bir gizli engel ise, anadil eğitiminin “seç­meli yabancı dil eğitimi” olarak alınabilmesine dair yönetmeliktir. Bu durum­da Türk çocuklarının kendi dillerini yabancı dil olarak öğrenmeleri istenmek­tedir. Ayrıca Türkçe dili dersinin karşısına İngilizce, Almanca gibi kullanılırlığı fazla olan Avrupa dilleri konularak  bir tercih karmaşasına sokulmaktadır.
Kültürel gelişmenin temeli şüphesiz eğitim ve öğretimdir. Eğer Bulgaris­tan Türklerinin var olma mücadelesinin başarıya ulaşmasını istiyor veya Bul­garistan Türklerini, Avrupa Hunları, Peçenekler, Kumanlar gibi sadece tarih kitaplarından okumak istemiyorsak Bulgaristan’da kültürün temeli olan eğitim ve öğretimi geliştirmek zorundayız.
Bir diğer sorun ise işsizliktir. Bulgaristan’da işsizliğin en çok hissedildiği bölgeler genellikle Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerdir. Bulgaristan’da yaşayan Türk nüfusunun büyük bir kısmı tarım kesimin­de çalışmaktadır. Ancak topraklarından yeterli verimi alamadığı gibi yeterli geliri de elde edememektedir. Bu nedenle Batı Avrupa’nın birçok yerine çalışmak için gitmek zorunda kalmakta ve kültürel erozyona uğramaktadırlar.
Diğer yanda Avrupa Birliği fonlarından yararlanmada Bulgaristan Türkleri çok yetersiz kalmıştır.  Bu fonla­rın hangi sektörlere ayrıldığı ve nasıl yararlanılacağı konusunda bilgilendiril­meleri ve desteklenmesi şarttır.
Bulgaristan Türklerinin sorunlarını çözmek öncelikle Bulgaristan Parlamentosunun görevidir. Bunun yolu Bulgaristan Türklerinin Bulgaristan ve Avrupa Parlamentolarında daha çok sayıda temsil edilmeleri ve özlük haklarından taviz vermeden Bulgar kardeşleriyle birlikte güçlü, gelişmiş bir Bulgaristan için çalışmalarından geçmektedir.
9 Haziran 2024’de gerçekleşecek olan seçimlerde Bulgaristan Türklerinin demokratik haklarına sahip çıkmaları, birlik beraberlik içinde bölünmeden tek çatı altında buluşmaları gerekmektedir. Ne kadar çok milletvekili çıkarabilirsek sesimiz daha gür çıkacak sorunlarımızı güçlü bir şekilde dile getirip çözüm yollarına ulaşabileceğiz.
Bulgaristan Türklerinin 35 yıl önce yaşanılanları unutmayarak; demokratik haklar konusunda hak ettikleri standartlara kavuşmaları en büyük beklentimiz ve temennimizdir.
Güçlü bir sivil toplum kuruluşu olan BAL-GÖÇ’te üzerine düşen sorumluluğu almaktan, Bulgaristan Türklerinin sesi olmaktan geçmişte olduğu gibi şimdi ve gelecekte de geri durmayacaktır.

Prof. Dr. Emin BALKAN

26 Mayıs 2024 Pazar

Türkler 2023 yılında Avrupa vizesine başvuruda 10.3 milyonla dünya ikincisi oldu



Avrupa Komisyonu, 2023 yılı için Schengen vizesi başvuru verilerini paylaştı. Türkiye en çok Schengen Vizesi’ne başvuran 2. ülke oldu. 1.sırada ise Çin var.

PANDEMİ SONRASI DÜŞÜŞ KAYDEDİLDİ

2022 yılında 7,5 milyon kişi Schengen vizesine başvurmuştu. 2023 yılında ise bu sayı yüzde 37’lik bir artışla 10,3 milyona yükseldi. Ancak sayı Covid-19 pandemisinden önceki 2019 yılında kaydedilen 17 milyonluk başvurunun çok gerisinde kaldı.

SECHENGEN’E BAŞVURULARDA GENEL ARTIŞ VAR

Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan verilere göre, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Schengen üyesi ülkelerin konsoloslukları 2023 yılında kısa süreli vize için 10,3 milyondan fazla başvuru aldı. 2023’te başvuruların 8,5 milyonu, yani yüzde 82,3’ü onaylandı.

Türkiye'den gelen vize başvurularını en yüksek yüzdeyle reddeden ülkeler şöyle:

ESTONYA

Estonya, Yüzde 42,5 ile Türkiye’ye en çok vize reddi veren ülke oldu. Estonya’nın Ankara Temsilciliği, bin 744 başvurunun 741’ini reddetti.

DANİMARKA

Danimarka, Yüzde 39,4

YUNANİSTAN

Yunanistan Ankara Temsilciliği başvuruların yüzde 38,5’ini reddetti.

İSPANYA

İspanya Ankara Temsilciliği başvuruların yüzde 31,09’unu reddetti.

BELÇİKA

Belçika İstanbul Konsolosluğu başvuruların yüzde 27,5’ini reddetti.

ALMANYA

Almanya Ankara Temsilciliği başvuruların yüzde 27,1’ini reddetti.

ÇEKYA

Çekya İstanbul Konsolosluğu başvuruların yüzde 23,5’ini reddetti.

MACARİSTAN

Macaristan – Yüzde 22,9

HIRVATİSTAN

Hırvatistan İstanbul Konsolosluğu başvuruların yüzde 22,4’ünü reddett.

19 Mayıs 2024 Pazar

Türkiye ile Bulgaristan arasında yeni bir 'Dilek' sayfası açıldı

Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı Dünya genelinde 38 ülkede bulunan temsilciliklerine bir yenisini daha ekleyerek Sofya'da yeni bir birim oluşturdu. Bu kapsamda Dilek Kütük'ün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Müşaviri olarak Sofya’ya ataması yapılırken geçtiğimiz günlerde göreve başlayan Kütük Bulgaristan medya ve sivil toplum kuruluşları ile iletişim kurup tanışma turlarına başladı.

İlk ziyaretlerinden birini 70 yıldır Bulgaristan'da Türkçe’yi akademik seviyede öğreten tek kurum olan Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümü Kürsüsü Başkanı Profesör İrina Saraivanova ve Fakülte Dekan Yardımcısı Profesör Milena Yordanova'ya yapan Dilek Kütük burada Türkçe eğitimi alan öğrenciler ile de bir araya geldi.
Balkanlar'da en büyük Türk nüfusun yaşadığı ülkede farklı bir sayfa açmaya aday olan Dilek Kütük uzunca bir süredir Balkanlar üzerine akademik çalışmalar yaptı. TRT başta olmak üzere çeşitli düşünce kuruluşlarında çalışan Dilek Kütük Yüksek lisansını İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde tamamladı. Balkanlar üzerine çok sayıda araştırması olan Kütük ayrıca Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)'nda da yazar ve analisti.

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Slovakya Başbakanı Fico'ya silahlı saldırı: Karnından vuruldu, hayati tehlikesi var

Slovakya Başbakanı Robert Fico, bir hükümet toplantısının ardından silahlı saldırıya uğradı. Açılan ateş sonucu karnından vurulan Fico, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Saldırgan ise polis tarafından gözaltına alındı. Fico başkent Bratislava'ya nakledilirken, hükümet ofisinden yapılan açıklamada başbakanın hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.
Slovakya Haber Ajansının (TARS) haberinde, Trencin bölgesinde yer alan Handlova'daki Kültür Evi'nde düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrasında, binaya silahla ateş açıldığı belirtildi.
Haberde, silahlı saldırıda, Slovakya'da 3 dönem başbakanlık koltuğuna oturan Fico'nun yaralandığı ve yakındaki bir hastaneye sevk edildiği kaydedildi.
Başbakan'ın sosyal medya hesabı Facebook'tan yapılan açıklamada ise suikast girişiminde bulunulan Fico'nun vücuduna çok sayıda merminin isabet ettiği bilgisi verildi.
Açıklamada, hayati tehlikesi bulunan Başbakan'ın, saldırıya uğradığı Handlova'dan başkent Bratislava'ya yaklaşık 215 kilometre uzaklıktaki Banska Bystrica eyaletine helikopterle aktarıldığı ifade edildi.
Öte yandan, emniyet güçlerinin silahlı saldırganı yakaladığı bildirildi.




DURUMU CİDDİ

Slovakya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Robert Kalinak, basına yaptığı açıklamada silahlı saldırıya uğrayan Fico’nun hala Banska Bystrica eyaletindeki Roosvelt Hastanesi'nde ameliyatının sürdüğünü ve durumunun "son derece ciddi" olduğunu söyledi.
Kalinak, henüz kendisine "iyi bir haberin" ulaşmadığını, ameliyatı yapan doktorlara güvendiğini ifade etti.
İçişleri Bakanı Matus Sutaj Estok da Fico'ya suikast girişiminde bulunan saldırganın 5 el ateş ettiğini belirterek, menfur olayın her yönüyle aydınlatılması için ellerinden geleni yaptıklarını dile getirdi.
Estok, saldırganın cumhurbaşkanı seçimi sonrasında bu eylemi gerçekleştirme kararı aldığını, "saldırının ilk bilgilere göre açıkça siyasi amaçlı olduğunu" bildirdi.

SLOVAKYA BASINI SALDIRGANA İLİŞKİN DETAYLARI PAYLAŞTI

Slovak basını, Başbakan Fico'ya suikast girişiminde bulunan kişinin 71 yaşındaki sol görüşlü Juraj C. olduğu iddiasında bulundu.
Amatör yazar olan şahsın ülkenin batısında yer alan Levice kentinde yaşadığı ifade edildi. Saldırganın sol görüşlü kişilerin bir araya geldiği DUHA Edebiyat Kulübüne sıklıkla gittiği belirtildi.
Bu arada Fico'nun son durumuna ilişkin de detay paylaşan ülke basını, saldırıda yaralanan Başbakan'ın ameliyatının sürdüğünü aktardı. Basın, başbakanın birçok organında zarar oluştuğu için ameliyatın daha uzun süreceği bilgisine yer verdi.

FICO'NUN DİKKATİ ÇEKEN GÖRÜŞLERİ VE KARİYERİ

Fico, Sosyal Demokrat Parti (SMER) Genel Başkanı olarak 30 Eylül 2023'te yapılan milletvekili seçimlerini kazanarak ülkede 3'üncü kez başbakanlık koltuğuna oturmayı başardı.
Göreve gelir gelmez ülkesinin Ukrayna'ya yaptığı silah yardımlarını durduran Fico, Avrupa Birliği (AB) içinde Rusya'ya yakın siyasi yaklaşımları nedeniyle eleştirildi.
Ukrayna'da çözümün silah yardımıyla mümkün olmayacağı görüşünü savunan Fico, Ukrayna'da barıştan yana olduğunu dillendiriyor.
Siyasi hayatına 1990'da dönemin Demokratik Sol Partisinde başlayan Fico, 1992'de ilk defa milletvekili seçilerek meclise girdi. Bu partiden 1999'da ayrılan Fico, aynı yıl SMER'yi kurdu.
Fico, SMER'in Genel Başkanı olarak girdiği Haziran 2006'daki erken seçimleri kazanarak 4 yıllığına başbakanlık görevini yürüttü.
Ülkede 2010'da yapılan seçimlerde SMER oylarını yükseltse de Fico, 2010-2012 arasında Başbakan Yardımcılığı görevinde bulundu.
Daha sonra 2012'de bir kez daha başbakanlık koltuğuna oturan Fico, bu görevi 2018'e kadar sürdürdü. Fico, Slovakya'da genç gazeteci Jan Kuciak ve nişanlısının öldürülmesi sonrasında artan baskılar nedeniyle Mart 2018'de görevinden istifa etmek durumunda kaldı.

Türkiye'nin Balkan ülkeleri ile olan tarihsel bağları bölgede kalıcı barış ve kardeşliğin teminatı




Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel 'i Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki çalışma ofisinde ziyaret eden Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) Genel Başkanı Sabri Mutlu liderliğindeki sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri CHP liderinden Balkanlar'a dair faaliyetlerde destek sözü aldı.  
Anne baba tarafından tam bir Balkanlı olan Özel'in konuk heyete sıcak ve samimi ilgisi TBMM çatısı altında yürütülen çalışmalarda fark yaratacak adımları da beraberinde getirmesi beklenirken yerel seçimlerde elde ettiği başarı nedeniyle kapısını çalan heyetlerin çokluğu Özel ve kurmaylarının zor zamanlar yaşamasına neden oluyor.

CHP Genel Başkanı Özel konuk heyeti kabulünde BRTK hakkında Başkan Mutlu'dan bilgi alırken yerel seçimlerde elde ettikleri Başarı'da Balkan Rumeli Türkleri'nin büyük bir payı olduğunu belirterek partisinin bu konuda BRTK ile daha bütünleşik ve programlı bir ortak çalışma yürütme sözü verdi. Bursa Milletvekili Hasan Öztürk'ün de hazır bulunduğu görüşmede 31 Mart seçimlerinde Bursa özelinde Balkan Rumeli Türkleri'nin yaşadığı ilçelerde ve yerleşim yerlerinde CHP'ye yönelen sandık tercihinin istatiksel verileri de değerlendirildi. 



EBEDİ LİDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE CUMHURİYETİN ÖNDER KADROLARI DA BALKANLI İDİ

CHP Genel Başkanı Özel'e Balkanlar hakkında ülke ülke bilgilendirme de yapılan görüşmede Türkiye'nin bölgede barış ve kardeşliğin pekişmesi adına yapması gerekenler ile atılması gereken adımlar da ele alınırken, bu konuda TBMM çatısı altında her partinin katılımı ile ortak bir TBMM grubunun kurulması kararlaştırıldı. 
BRTK'nın rehberliğinde yürütülecek çalışmalarda hayata geçirilecek projeler ile bölge insanının ihtiyaçlarını ve Türkiye'den beklentilerini karşılayacak adımların atılması için CHP'nin her türlü katkıyı vermeye hazır olduğunu ifade eden Özgür Özel Balkanlar'da istikrar ve güven ortamının sağlanması ve kalıcı hale gelmesi için STK'lara büyük görevler düştüğünü söyledi.

Partisinin ve Türkiye'nin kurucu önderi ve ebedi lideri Mustafa Kemal Atatürk ile milli mücadeleyi örgütleyen önder kadroların büyük bölümünün Balkan kökenli olduğuna dikkat çeken CHP lideri dolayısıyla Türkiye ile Balkanların kopmaz bir manevi bağ ile birbirlerine bağlı olduğunu vurgulayarak "Çocukluk anılarımdan bu güne Balkanlı geçmişim her dair yaşamımda belirleyici oldu. Gerek anne ve baba tarafından ora ile ilgili bağlar ve anlatılanlar, gerekse de Manisa'da çevre ile girdiğim iletişim bizim bu geçmişinizi her daim hatırlamamıza neden oldu. Bu gün geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye'nin siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel gücünü dostluk ve kardeşlik adına bölgeye yansıtmalıyız. İktidara geldiğimiz yerel yönetimler aracılığı ile Balkan ülkeleri ile ortak projeler oluşturmalı, bu çalışmaları tüm hassasiyetimiz ve titizliğimiz ile hayata geçirmeliyiz. BRTK bu konuda oluşturulacak ortak komisyonlar sayesinde partimize yol haritası hazırlamalı" dedi.

BRTK Genel Başkanı Sabri Mutlu'nun çok sayıda arkadaşlarının başkanlıklar dahil yerel seçimlerde belediye meclisleri başta olmak üzere bir çok noktada CHP' listelerinden göreve gelmesi nedeniyle Balkan kökenli aday tercihlerinden dolayı CHP lideri Özgür Özel'e teşekkür de ettiği görüşmeye BRTK Genel sekreteri Sami Ömer, Genel Sekreter yardımcısı Kenan Aral, İç Anadolu Balkan Göçmenleri Federasyonu Başkanı İbrahim Deliormanlı, Balkan Türkleri ve Mülteci Dernekleri Federasyonu (BGF) Yönetim Kurulu Üyesi ve BRTK Genel Kurul Delegesi İsmail Korkmaz, BRTK Genel Kurul Delegeleri Sevgi Aral ve Hasan Yarbasan, BRTK Disiplin Kurulu Üyesi Gülten Yarbasan, Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı ve federasyon yönetim kurulu üyesi Birol Özkardeşler, Havza Balkan Türkleri Derneği Başkanı Hasan Gümüş de vardı.