1 Nisan 2023 Cumartesi

Balkan'dan Bulgaristan'daki Türklere 2 Nisan'daki seçimlerde 'birlikte hareket edin' çağrısı

 

Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) Genel Başkanı Emin Balkan, 2 Nisan'da yapılacak erken genel seçimlerde çifte vatandaşlardan Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Partisine destek istedi.

Balkan, basına yaptığı açıklamada, göçlere rağmen Balkanlar'da Türk nüfusun en fazla Bulgaristan'da olduğunu söyledi. Çifte vatandaş olup Türkiye'de hayatını devam ettiren çok sayıda kişinin bulunduğunu belirten Balkan, 72 bini Bursa'da olmak üzere yurt genelinde 300 binin üzerinde oy kullanma potansiyeli bulunan çifte vatandaş olduğunu dile getirdi. Bulgaristan dışında sandıkların kurulacağı 62 ülkeden en çok seçmenin Türkiye'de bulunduğunu dile getiren Balkan, parlamentodaki en büyük 3'üncü partinin, çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu HÖH olduğunu belirtti.

Ülkedeki son 4 parlamento seçiminde koalisyon kurulamadığını da hatırlatan Balkan, şöyle devam etti:
"Hak ve Özgürlükler Hareketinin milletvekili sayısı 3-4 daha fazla olsaydı son seçimlerde koalisyon hükümeti kurma şansları olacaktı. Önümüzdeki seçimlerde kardeşlerimizin oylarıyla bir arada olma, birlikte olma ve güçlü olduğumuzu gösterebilme fırsatı var. Demokrasinin kuralı da sandıktan geçiyor. Biz Bulgaristan'daki kardeşlerimize omuz verelim, onlar güçlü olsunlar ve yeni dönemde de hükümetin içinde olsunlar arzusu içindeyiz. Bulgaristan'daki kardeşlerimizin ve Türkiye'deki Bulgaristan vatandaşı kardeşlerimizin beklentileri var, bazı sorunları hala çözülemedi. İşte bunların da çözülmesi için bizim kardeşlerimizin hükümetin içinde olması çok önemli."

"Türkiye'de 23 ilde 162 sandıkta oy kullanılacak"

Emin Balkan, 2 Nisan'da Türkiye'de 23 ilde 162 sandıkta oy kullanılacağını, bu sandıklardan 39'unun Bursa'da kurulacağını belirtti. Dernek olarak seçimde hem Türkiye Cumhuriyeti'ne hem de Bulgaristan Cumhuriyeti'ne lojistik destek vermek için çok yoğun çalışma içinde olduklarını dile getiren Balkan, Bursa Valiliği ve Bulgaristan Konsolosluğu ile seçim işlerini koordine ettiklerini kaydetti. Oy verme saatlerinin 07.00-20.00 olarak belirlendiğini belirten Balkan, çifte vatandaşlardan 13 numaralı oy pusulasıyla seçime gidecek HÖH Partisine destek çağrısında bulundu.

Katılımın, heyecanın fazla olduğu iyi bir seçim olmasını istediklerini ifade eden Balkan, şunları söyledi: "Bulgaristan'daki kardeşlerimizin iktidarın içinde olmasını çok arzu etmekteyiz. Bu seçim çok çok önemli. Bulgaristan'da da sandığa gitmeyenlerin bir kısım kırgınlıkları var. Öyle bir şey yok. Bizim öyle bir lüksümüz de olmayacak çünkü sen sıkıntını dile getirmezsen, istemezsen kimse 'Bu senin hakkın' diye vermiyor. Maalesef Bulgaristan'da Türk azınlığının sıkıntıları var, Türk olmanın, Müslüman olmanın sıkıntıları var. Onu da demokratik sistem içinde, Avrupa Birliği normları içinde, seçilerek ve görev alarak yenmemiz lazım. Onun için de seçmen konumunda olan Türkiye'de, Bulgaristan'da, Avrupa'da işçi olarak çalışan hemşehrilerimizin mutlaka sandığa gidip desteklerini vermeleri gerekiyor."

Balkan, HÖH Partisi Genel Başkanı Mustafa Karadayı'nın geçen hafta iftar programında Bursa'da çifte vatandaşlarla bir araya geldiğini de anımsattı. Karadayı'nın, Bulgaristan'daki Türklerin sorunlarının çözülmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söylediğini dile getiren Balkan, HÖH'ün milletvekili sayısında 40'ın üzerine çıkabilirse koalisyon ortağı olma ihtimalini yüksek bulduğunu sözlerine ekledi.

30 Mart 2023 Perşembe

Gönlüm ve aklım Avrupa değerleri ile yoğrulmuş, hukukunu ve yönetim anlayışını evrenselleştirmiş, kalkınmış, demokrat bir Bulgaristan'dan yana

 

Bulgaristan'da pazar günü seçim var.

Camiamız sandığa ilgi gösterip geleceği ile ilgili bu kritik süreci iyi değerlendirmeli.
İstiyorum ki bu topraklarda yaşayan hiç kimse ötekileştirilmesin.
Bulgaristan'da doğan, ancak çeşitli nedenlerle ülkesini terketmek zorunda kalmış her insanımız tekrar eşit, siyasal haklarını kullanabilen vatandaşlar haline gelebilsin.
Anadilinde eğitim alıp, bürokrasinin her kademesinde görev alabilsin.
Mesela bir veya birkaç tane Türk ve müslüman bakanımız olsun.
Bulgaristan ulusal azınlık olarak kabul edeceği Türk ve Müslüman evlatları ile tekrar kucaklaşabilsin.
Mesela geçmiş yıllardaki (1930) i
ktidarların zamanlarında ( S. Stambolov dönemi) varolan hakkımız kadar yasal güvencemiz ve hukukumuz olsun.

Eğer  Bulgaristan bunu başarırsa dünya devleti haline gelecek.
Bir zamanların mutlu insanlar ülkesi olacak yeniden.
Ben Bulgaristan partilerinin bizim haklarımızı bayraklaştırdığı bir seçim sürecine imza atmasını bekliyorum.
Gönlüm ve aklım Avrupa değerleri ile yoğrulmuş, hukukunu ve yönetim anlayışını evrenselleştirmiş, kalkınmış, demokrat bir Bulgaristan'dan yana.
Burada yaşayan Türklerin ve Müslümanların haklarının yasal güvencesi olacak bir iktidar işbaşına gelsin.
Bunu sadece benim değil tüm camiamızın düşüncesi.
Nitekim seçim süreci ile ilgili olarak Türkiye'de yaşayan soydaşların en üst organı ve çatı örgütü konumundaki Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu'nun (BRTK) Genel Başkanı Sabri Mutlu da milyonlarca insanımızı temsilen konu hakkında yaptığı açıklamada bir kez daha kırmızı çizgilerimizi hatırlattı.
2 Nisan Pazar günü oy kullanma hakkına sahip tüm soydaşlarımızı sandığa davet eden Genel Başkan Mutlu, Bulgaristan'da yaşayan Türk ve müslümanların hakları için BRTK'nın daha önce yayınladığı 18 maddelik deklerasyonu Bulgaristan siyasetinin nabzını tutan parti liderlerine bir kez daha hatırlattı;


BULGARİSTAN SİYASİLERİNDEN
ÇÖZÜM BEKLENEN KONULAR

- Komünist rejim tarafından doğdukları, büyüdükleri vatanlarını terke zorlanan, adeta sürülen insanlarımız Türkiye’de kurulacak sandıkların Bulgaristan vatandaşları için anayasal haklarını kullanma, doğdukları topraklarda kendilerini var etme ile yaşama ve yaşatma çabası olduğunun
bilincindedirler.
- Oy kullanacak Bulgaristan vatandaşları Türkiye’deki sayısal varlığı yüzbinlerle ifade edebilecek rakamlardayken en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli, Bulgaristan Cumhuriyeti hazırlıklarını buna göre yapmalı ve bunun siyasi sorumluluğunu kabul etmelidir.
- Son yaşanan süreç de dikkate alınarak Türkiye’de açılacak sandık sayısının bu seçimlerde de mutlaka en az 250  olması gerekmektedir.
- Bunun yanında Bulgaristan’da anadilde eğitimin zorunlu hale getirilmesi, bu hakkın anayasal güvence altına alınmasını beklenmektedir.
- Bulgaristan okullarında okutulan tarih kitaplarında Türklere karşı bulunan düşmanca ifadeler kaldırılmalı, bu duyguyu destekleyen ve bölge barışına asla katkıda bulunmayan tutuma son verilmelidir.
- Bu konularda Türk ve Bulgar bilim insanlarından oluşacak bir komisyon kurulmalı, müfredat yeniden yazılmalıdır.
- Azınlıkların birinci sınıf vatandaş olarak tüm kurum ve kuruluşlarda eşit şekilde temsili sağlanmalıdır.
- Bulgaristan dışında yaşayanlar doğdukları topraklarda üvey evlat muamelesi gördükleri kaygısını taşımaktadırlar. Doğdukları, büyüdükleri vatanlarında eşit vatandaş olarak yaşama fırsatı ve hakkı talep etmektedirler. Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir.
- İleri demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleştiği bir Bulgaristan’da yaşamak en temel arzumuzdur. Soya dönüş siyasetinin mimarları tarih önünde mahkum edilmeli, yaşananların bir daha tekrarlanmaması için bu süreçte yer alan, sorumluluğu bulunan herkesin mahkeme
huzuruna çıkarılması, yargılanması sağlanmalıdır.
- Vatanlarında yaşasın ya da koparılmış olsun tüm Bulgaristan Türklerinin beklentisi Avrupa değerlerinin uygulanması ve bu değerlere olan inancın sarsılmamasıdır. Bunun için Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan'ın bu konuda AB müktesebatına uygun adımlar atması saglanmalıdır.
- Konu ile ilgili şimdiye kadar atılmış hukuksal adımlar mutlaka tamamlanmalı, 30 yılı bulan yargılama ve karar alma süreçleri suçluların cezalanması ile sonlandırılmalı, dönemin şehit yakınları ile mağdurlarına hak ettikleri maddi manevi tazminatlar derhal verilmelidir.
- Soya dönüş siyaseti sürecinde gasp edilen kimlikler yasal başvuru gerekmeksizin devletçe tek taraflı olarak iade etmeli ve kütük kayıtları aslına uygun olarak yeniden düzenlemelidir.
- Acil olarak (gerekli kanuni düzenlemeler yürürlüğe girene kadar) ismini geri
alma işlemleri kolaylaştırmalı, başvuruda konsolosluklar yetkili kılınmalı, vefat edenlerin isimleri ise otomatik olarak iade edilmeli bunun için sadece bir varisin başvurusu yeterli olmalıdır.
- Yurtdışında bulunan Bulgaristan çifte vatandaşlarına Bulgaristan’da seçme hakkı yanında seçilme hakkı da mutlaka verilmelidir.
- Tarihi eserlerin, kültür varlıklarının korunması sağlanmalı, vakıf malları sahiplerine derhal iade edilmelidir.
- Özellikle 1950-70 ve sonrasında göç etmiş insanlarımızın Bulgaristan’daki çalışma süreleri sosyal güvenlik anlaşması kapsamına alınarak yasal statüye kavuşturulmalıdır.
- Bu yıllarda totaliter rejimin baskıları sonucu vatanlarını terk eden ve Bulgaristan dışında yaşamak zorunda bırakılan insanlarımıza vatanlarına giriş kolaylığı sağlanmalı, talep edenlere etnik ayrım yapılmaksızın tekrar oturum ve vatandaşlık verilmelidir.
- Vatanları ile vatanlarından koparılanların karşılıklı geliştirecekleri her türlü projeye gerek Bulgaristan devleti gerekse yerel yönetimlerce gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

Bu arada Bulgaristan'da Hükümet, çıkardığı kararnameyle genel seçimlerin organizasyon ve düzenleme masraflarına dair 87.7 milyon levalık (44.84 milyon euro) bütçeyi onayladı. Finanse edilen çalışmalar arasında gerekli seçim kağıtları ve oy pusulalarının basılması, seçim komisyonu üyelerinin ücretleri, verilen oyların dijital işlenmesi yer alıyor.

29 Mart 2023 Çarşamba

Kuruçay'da kurulan 'Halil İbrahim Sofrası' tam bir 'devletin malı deniz, yemeyen keriz' uygulaması

Seçimlere az bir zaman kala ülkemizde yaşanan suistimaller parmak ısırtıyor. 
Bazı belediye başkanlarının ve bürokratların yasa dışı, keyfi uygulamaları o denli göze batıyor ki bunu görmezden gelmek, yazmamak elde değil. 
'Kör parmağım gözüne' misali yaşanan olaylardan biri de Kuruçay'da. 
Sözünü ettiğim şirin belde Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı. 
31 mart 2019'da yapılan yerel seçimlerde yüzde 58.39 oy oranı ile koltuğa oturan Ak Partili Belediye Başkanı Erhan Demiray Kuruçay'da öyle uygulamalara imza atıyor ki sormayın gitsin. 
Burada irdelemek istediğim konu sosyal tesisler adı altında Başkan Demiray'ın ortaya koyduğu icraat. 
Sosyal medya hesaplarında yer alan tanıtım videolarında da dendiği gibi bura hakikaten tam bir 'Halil İbrahim Sofrası'. 
'Devletin malı deniz, yemeyen keriz' deyimindeki anlamına cuk oturuyor. 
Neden mi? 
Anlatayım.
Başkan oldu bittiye getirerek beldede mal müdürlüğün uhdesinde bulunan araziye diktiği bir kaçak bina ile sosyal tesis adı altında  resmen ticarete soyunmuş.
Mal müdürlüğü ile usulüne uygun bir protokol yaparak kamu yararına yapılabilecek bir mülkiyet değişikliğine gerek görmeden 2017 yılında kaçak olarak yapılan bu bina için 2021'de mahkemeye gidilmiş.
Belediye Başkanı Erhan Demiray yaptığının yanlış olduğunu düşünmüş olmalı ki bu binanın arazisini belediyeye geçirmek için müracaatta bulunmuş.
Ancak bir yıl süren bu dava sürecinin sonunda 2022 yılında mahkemeyi kaybetmiş.
Başkan Demiray'ın kiralama, satın alma, ya da  bedelsiz kullanma adı altında hiç bir protokol yapmadan diktiği  bu kaçak binadan yerin sahibi konumundaki mal müdürlüğünün haberi açılan bu dava ile olmuş.
Dava sürecinde  milli emlak müdürlüğünün avukatları tarafından takip edilen konu haliyle belde başta olmak üzere ilçede tartışma konusu.
Duyarlı vatandaşların bu konudaki ısrarlı sorularına kaçamak yanıtlar veren sayın başkan mahkemenin tescillediği 'kaçak' bina için elektrik aboneliği de aldırmış.
Ancak bu uygulama da 'ben yaptım, oldu bitti' mantığının sonucu gerçekleşince durum daha da içinden çıkılmaz hale gelmiş.
Ören Mahallesi Gelinyolu Caddesi'nde bulunan ve TEDAŞ 'ta 7530 numara ile park aydınlatma adı altında abonelik alınan yeri bu şekilde kaçak elektrik kullanımı ile taçlandırma hakikaten tam bir garabet örneği.
Yani Ak Partili başkan icraatları ile ışıl ışıl parlıyor anlayacağınız.
Su götürmez olan bu çarpık sosyal tesis gerçekliginde su işini ise sorma gereği bile duymadım.
Seller sular misali yaşanan gelişme için başkan Erhan Demiray'ın kamuoyuna bir açıklaması olacaktır diye düşünüyorum.

25 Mart 2023 Cumartesi

Karadayı'dan soydaşa konsolosluk, vize, vatandaşlık, Türkçe ders ve siyasi suçlama ile cezaevinde geçen sürenin emekliliğe dahil edilmesi sözü

Bulgaristan seçimlerine bir hafta kala Bursa Podyum Davet'te  düzenlenen iftar yemeğine katılan Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) Genel Başkanı Mustafa Karadayı Bursalı soydaşların desteğini istedi. HÖH Bursa Temsilciliği'nin düzenlediği iftar yemeğine başta Ak Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi Partili siyasiler de katılırken Genel Başkan Karadayı yaptığı konuşmada Bulgaristan'da son iki yılda beşinci kez sandığa gidildiğini hatırlatarak, yapılacak genel seçimlerde camianın yeterli desteğini alabilirlerse koalisyon ortağı olabileceklerini belirtti. "Bulgaristan parlamentosunda sizin sesiniz olacağız" diyerek Türkiye'deki Bulgaristan konsolosluklarını eleştirdi.  Hükümet ortağı olmaları halinde vize süreçlerini ve konsolosluk hizmetlerini kolaylaştıracakları sözünü veren Karadayı eski göçmenlerden Bulgaristan vatandaşlığı almak isteyenlere danışmanlık desteği  verip yardımcı olacaklarını belirtti.

Mustafa Karadayı Bulgaristan'da yıllarca kimlik mücadelesi verdiklerini vurgulayarak " Otuz yıldır demokrasi var ama tüm haklarımızı elde edemedik. Bulgaristan'daki okullarda Türkçe okunması için elimizden geleni yapacağız. Siyasi nedenlerden dolayı hüküm giyenler var, bu süre emekliliğe dahil olacak" dedi. Konuşmasında Türkiye'de 14 mayısta yapılacak seçimler nedeniyle işlerinin zor olduğunu da vurgulayan Karadayı 2021 yılında Bulgaristan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan yoğun katılım ve elde edilen başarının 2022 yılının Ekim ayındaki seçimlerde tekrarlanamadığını ve katılımın 60 binde kaldığını söyleyerek bu durumu sorguladıklarında temsilcilerinin "Halkımızı yeterince uyaramadık ve sandığa götüremedik" dediğine dikkat çekerek Bulgaristan'da 2 Nisan'da yapılacak seçimlerin kendileri için çok önemli olduğunu bu nedenle mutlaka sandığa gidilmesi ve partisine destek verilmesini istedi.



Yaşayanlar için kefen parası, genç kızlar için çeyizlik ve yoksullara da doymalık...




Antalya sadece tarihi ve turizmi ile değil seraları ile de ünlüdür.
İlçesi Kumluca ise özellikle bütün dünyada 'Kumluca kırmızısı' diye bilinen domatesi ile meşhur.
Bir dizi iş görüşmesi için geldiğim bu yerleşkenin geçmişini bir araştırayım  dedim kendimle baş başa kaldığımda.
Yaşadığım bilgi bombardımanından şaşkına döndüm.
Çünkü Dünyanın kayda girmiş en eski, en ünlü hayırseveri Anadolulu'da, Antalya Kumluca'da yaşamış.

Bu toprakların yetiştirdiği değerli insanımızın adı Opramoas'mış. 
Zamanın antik kenti Rhodiapolis (Kumluca)'te MS 2. yüzyılda yaşadığı, tarım, bankerlik ve deniz ticaretinden kazandıklarını hayır yapmak için kullandığı biliniyor. 
Yaşayanlar için kefen parası, genç kızlar için çeyizlik ve yoksullara doymalık gibi pek çok konuda topluma yardımda bulunmuş. 
Tüm bu yardım listesi ve onun adına yapılan onurlandırmalar duvar yazıtları aracılığı ile günümüze kadar ulaşmış. 
Kumluca ilçesi sınırlarında bulunan ören yeri Rhodiapolis Antik Kenti kalıntıları günümüz yerleşkesinin yüksek bir noktasında. 
Burada Opramoas adına dikilen anıtta, Likya'nın pek çok kentine iyiliği dokunan Opramoas'ın yaptığı yardımların anlatıldığı bir de yazıt bulunuyor. 
Kumluca'nın en ünlü siması MS 138 – 161 yılları arasında yaşamış olan Opramoas ve adına dikilen anıtı ile en iyi bilinen yapısı da Opramoas'ın anıt mezarıdır. 
Antonius Pius döneminde yaşamış olan bu kişi Likya'nın en zengin adamı ve günümüze kadar kayda geçmiş en ünlü hayırseveri (Euergetes)'dir. Opramoas, Apollonios II’nin oğludur. 
Annesi Aristokila adıyla da bilinen Aglais, Korydallalı’dır. 
Hermaios ve Apollonios III adlarında iki erkek kardeşi vardır. 
Opramoas’ın Lykia Birliği’nde üstlendiği ilk görev arkhiphylakia olmuştur. 
Erken dönemdeki hizmetlerinin ardından dört kez onurlandırılmıştır. 
İ.S. 114 ile 131 yılları arasına denk gelen onurlandırmalarda Opramoas, bronz heykel, altın kaplama ikon ve altın çelenk almıştır.
131-132 yıllarında cömertliğini kanıtlayan Opramoas’ın Lykia Birliği tarafından yıllık onurlarla onurlandırılmasına karar verilmiştir.
Opramoas’ın neredeyse tüm Likya’da yardım etmediği kent yok gibidir. 
Opramoas’ın bir başka özelliği ise Hadrianus’un anılarında gizlidir. 
Hadrianus “Asya olaylarını detaylıca bilen Likyalı tüccar Opramoas’ın gizli raporlarının Palma tarafından alaya alındığını” anlatır.
Rhodiapolis, Likya dilindeki yazıta sahip kaya mezarı dışında M.Ö 7. yüzyıl öncesini yansıtacak kalıntılara sahip değildir. 

Kentte bilinen en erken kalıntılar Klasik Çağ kaya mezarları

Lykia dilindeki yazıtlı kaya mezarı ve tiyatronun kuzeyindeki Helenistik kule dışında geleneklerine bağlı olan bir Roma kenti izlenimini vermektedir. 
Ancak, kalıntılar arasında büyük bir kısmı tahrip olmuş Bizans çağı yapıları çoğunluktadır.
Önemli kalıntıları; tiyatro, hamam, agora/stoa, sebasteion, tapınaklar, kilise, sarnıçlar, kenotaph, nekropoller ve konutlardır. 
Kentin en çok dikkat çeken özelliği, küçük taşlardan harçlı veya harçsız olarak inşa edilmiş hala ayakta olan çok sayıdaki yapıdır. 
Bunlar değişik ölçülerde olup, birçoğu özel kişilere ait evlerdir. 
Şehir merkezinde Grek planlı küçük bir tiyatro yer alır. 
Aşağı yukarı 1500 kişi kapasiteli olduğu düşünülen ve güneye bakan tiyatronun caveası (antik dönem tiyatrolarında oturulan bölümlere verilen ad) çoğunlukla yamaca yaslanmış olup, cavea da 7 merdiven arasında 6 kuneus (basamak) /kerkides (dikdörtgen formda düzgün işlenmiş taşlar) bulunur. 
Tam yuvarlak olan orkestranın çapı ise 10.52 metredir. 

Anıt mezar çok görkemli bir yapıymış

Doğu batı aksında uzayan sahne binasının üst kesimi tamamen yıkılmış, sadece zemin katı korunabilmiştir. 
Proskene (Eski Yunan tiyatrosunda esas oyun yeri. Bugünkü tiyatroda ön sahne.) cephesinden 5 kapı açılır. 
Duvarları tamamen kitabelerle dolu olan ve Opramoas’ın bütün resmi ilişkilerinin sıralandığı 64 belgeden oluşma anıt-mezar, tiyatronun güneybatısında sahne binasının arkasındadır.
Kent merkezinde, agora ile stoa bir bütünlük arz etmekte ve stoa, agoranın batıda yer alan üzeri örtülü bölümünü oluşturmaktadır. 
Tiyatronun üst kısmında batıya doğru sadece apsisi (Standart iki boyutlu bir grafiğin dikey ekseni) korunagelmiş bir kilise göze çarpar.
Yerleşimin doğu sınırındaki son kamu yapısı ise bir Roma hamamıdır. 
Hamam genel planlamasıyla Anadolu hamam- gymnasion (Antik Yunanistan'da halka açık yarışmalara katılan atletlerin beden eğitimi için düzenlenmiş, çevresinde revaklı avlular bulunan büyük bina. Bu yer aynı zamanda sosyalleşme ve entelektüel uğraşılar için de kullanılırdı. Kelime, Yunanca "çıplak" anlamına gelmektedir) karakteristiğindedir. 
Rhodiapolis’in nekropolü (Arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölgeye verilen isim) kentin, doğu, güneydoğu ve kuzeyinde yoğunluk göstermektedir. 
Büyük çoğunluğunu Roma Çağı’na ait lahitlerin (Taştan ya da mermerden oyma mezar.) oluşturduğu nekropol alanlarının en ilginç kalıntısı Lykia dilindeki kitabeli kaya mezarıdır.

Mevki sahibi kişiler zor zamanlarda iyilik yapmayı severlerdi

Antik yönetim sistemi içinde kamusal ve bürokratik hayatın izlerliğini sağlayan birimlerin yöneticiliğini kentin zengin tabakasından kişilerin yapması bir zorunluluktu. 
Bu kişi herhangi bir mevki için belli bir miktar para öder, mevkiinin getirmiş olduğu maaş hakkını kullanmaz, aksine mevkiinin getirdiği mali yükümlülükleri bizzat kendisi karşılardı. Çünkü bu görev kendisi için bir onurdu.
Bu tür görevlere leiturgia (λειτουργία - Hristiyanlıkta, halka açık dinî ibadetlerin nasıl yapılacağını belirleyen formlar bütünü.) adı veriliyordu. 
Ama kimi zaman mevkiinin getirdiği maddi sınır aşılıyor, mevki sahibi kişi zor zamanlarda maddi-manevi her türlü iyiliği yapıyordu. 
Bu durumda da gönüllü olma ön plana çıkıyordu. 
Bu işleri yapan kişiler euergetes (εὐεργέτης -çeşitli hayırseverlere verilen bir sıfat, onur verici bir unvan.) ve bu işler de euergesia (εὐεργεσία - hayırseverlik) olarak adlandırılıyordu. 
Bu kişilere karşı da o kent ve Opramoas örneğinde olduğu gibi o bölge heykeller, önemli mevkiler, övgüler ve yazıtlarla minnet duygularını ifade ederlerdi.

Opramoas hayır işlerinde örnek bir soylu

“Opramoas yaptığı hayır işlerinden dolayı, kendi kenti olan Rhodiapolis dışında da pek çok kentte vatandaşlık hakkı edinmiştir. 
Yazıtlardan tespit edildiği kadarıyla, Tlos, Myra, Patara, Ksanthos, Telmessos, Limyra, Phaselis ve Corydalla/ Krydalla kentlerinde vatandaşlığı bulunmaktadır. 
Lykia’daki pek çok kent, MS 141-142 yıllarında meydana gelen şiddetli bir depremle büyük hasarlar görmüş ve Opramoas’ın yardımlarıyla toparlanmıştır. 
Opramoas’ın asıl ünü bu deprem sonrasında kentlere yapmış olduğu yardımlarla kendini gösterir. 
Bu afet dışında da çocukların eğitimi, genç kızların çeyizi, hububat yardımı, hamam, stoa vb bina yapımı gibi sayısız yardımda bulunmuştur.
Opramoas'ın yardım ettiği kentlerin sayısı 30’u geçmektedir. 
Bunlardan bazıları şunlardır: Patara, Olympos, Tlos, Rhodiapolis, Korydalla, Myra, Telmessos, Pinara, Ksanthos. 
Opramoas mezarı Rhodiapolis’tedir ve mezarın tüm duvarları bu bilgileri edindiğimiz yazıtlarla kaplanmıştır. 
Bu yazıt Anadolu’nun en uzun yazıtıdır. 
Bu yazıt, imparator mektupları, eyalet yöneticilerinin mektupları ve onurlandırmalardan meydana gelmektedir.
Opramoas’ın yardımları toplam yaklaşık 4 milyar sesterstir. (Antik Roma'nın para birimi -sikke) 
Bu sayıdan da servetinin ne kadar olduğu az çok tahmin edilebilir. 
Opramoas pek çok görevde bulunmuştur.
Augustus başrahipliği, Lykiarkhlık (Birliğin ve meclisin başkanı), arkhiphylakslık - başkan yardımcısı), hypophylakslık (başkan yardımcısının yardımcısı), Lykia Birliği yazmanlığı bu görevler arasındadır.

Opramoas her yüzyıla örnek bir hayırsever

Opramoas özellikle 141 depreminden sonra yıkılan pek çok yapı onartmıştır. 
Opramoas, 3000 denardan 100.000 denara kadar değişen miktarlarda yardım etmiştir. 
En büyük yardımı 100.000 denarla Myra ve 60.000 denarla Tlos almıştır. 
Ayrıca Likya Birliği’ne her yıl 20.000 denar gelir getiren topraklarını bağışlamış ve bu paradan Lykia koinobulos üyelerinin her biri 10’ar denar para almıştır. 
Bütün bunların karşılığında Opramoas, Lykia kentlerinin vatandaşlık hakkını elde etmiştir.
Opramoas’ın bir başka özelliği ise Hadrianus’un anılarında gizlidir. 
Hadrianus“ Asya olaylarını detaylıca bilen Likyalı tüccar Opramoas’ın gizli raporlarının Palma tarafından alaya alındığını” anlatır.
Opramoas için yapılan ve duvarları tamamen kitabelerle dolu olan anıt mezarda Opramoas’ın bütün resmi ilişkilerinin sıralandığı 64 belgeden oluşma yazıtlarla bezenmişti. 
Tiyatronun güneybatısında sahne binasının arkasında yer alan anıt mezarda; 12 imparator mektubu, 19 Procurator mektubu, 33’ü birlik toplantısına ait belge yer almaktaymış. 




Restorasyon skandalı ve rezaleti

Ancak bu yazıtlarla çevrili anıta ait bloklar uzun yıllar etrafa dağılmış bir şekilde itibar, ilgi, sevgi ve saygı bekledikten uzun yıllar sonra başlatılan restorasyon sırasında yaşanan bir dizi skandal ile tartışma konusu olmuş. 
Opramoas anıtının iki yazıtının kayıp, bir yazıtın da parçalandığı ileri sürülüyor.
Hatalı restorasyonun ardından 2016 yılında üzeri plastik malzemeyle kapatılan Rhodiapolis Antik Kenti'ndeki Likyalı ünlü hayırsever Opramoas adına yapılan anıt, 2019 yılında yaşanan fırtınayla birlikte ortaya çıkmış.
Şubat ayında etkili olan fırtına, 3 yıldır anıtı kapatan plastik kaplamayı yıkmış.
Sonrasında TBMM gündemine taşınan konu hala aydınlatılamamış. 
Kendi şehrine ve diğer şehirlere yaptığı hayır işleri ile ünlü bu insana ve adına yapılan anıta günümüzde de itibarı geri verilmeli diye düşünüyorum.
Bu duvarlarda yer alan mektuplar özellikle Antonius Pius ile olan yazışmalarmış.
Yazışmalar içerisinde bu kişinin Lykiarkh (Likya Birliği Yöneticisi) olduğu da anlaşılmaktadır.
Anıtın duvarlarındaki yazıt, Likya’nın belki de tüm Anadolu’nun en uzun yazıtı olma özelliğini taşımaktaydı. 
Kumluca ve tarihe mal olmuş bu ünlü yardımseverimizin bu şekilde gündeme gelmesi çok üzücü.

21 Mart 2023 Salı

Romanya'da yaşayan Türk ve Müslümanların gözü de gönlü de Türkiye'de




Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Balkanlar ve Doğu Avrupa Daire Başkanı Muhammed Ünal resmi temaslarda bulunmak üzere Romanya'yı ziyaret etti. Türkiye Cumhuriyeti Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan ve Türk ulusal azınlıkların Romanya parlamentosundaki temsilcileri milletvekilleri Iusein Ibram ve Varol Amet ile bir araya gelinen ziyarette ülkede yaşayan Țürk ve müslümanların sorunları ile gerçekleştirilmesi düşünülen projeler ele alındı. 

20 Mart 2023 Pazartesi

Anadilde zorunlu eğitim Bulgaristan Türkleri'nin kırmızı çizgisi


Bursa ulus olarak deprem acısı ile sarsıldığımız bir dönemde bu güne kadar alışık olmadığımız bir buluşmaya sahne oldu.
Ezberleri bozan bu toplantıda Bulgaristan'da oy kullanma hakkına sahip vatandaşlarımız ile bir araya gelen Bulgaristan'ın en yeni siyasi güçbirliği 'Değişime Devam Koalisyonu'nun ortaklarından 'Bulgaristan İçin Evet Partisi' (Da Bulgaria) Başkanı Hristo İvanov soydaşın bam teline bastı.
Filibeliler Derneği üyelerinin de katılımı ile gerçekleşen toplantıda yıllardır ihmal edilmiş haklarımızın takipçisi ve  teminatı olacakları sözünü veren İvanov adeta ezber bozdu.
Üyelerinin ezici çoğunluğunu Bulgar asıllı seçmenin oluşturduğu parti bu tavrı ile Türk asıllı Bulgaristan vatandaşlarının da oyuna talip.
Kırcaali başta olmak üzere Şumnu ( Şumen) ve Razgrat ilinde seçilebilecek sıralardan Türk adayları listelerine alan parti geleceğe dönük çok pozitif bir tutum sergiliyor.
Bir dönem önce Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) 'nun Bulgaristan partilerine yaptığı açık çağrının birinci maddesi olan 'Anadilde zorunlu eğitim' hakkının mutlaka hayata geçirileceği sözünü veren Hristo İvanov "Türkçeyi yabancı dil olarak görmeyecek, ana dil eğitimi olarak gündeme taşıyacağız. Bulgaristan'da zorunlu Türkçe dersleri için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Türkiye'nin yaşadığı yüzyılın felaketinde yardıma koşan ilk ülkelerden biri olan komşumuz Bulgaristan'ın iktidar adayı bir siyasi yapısının böyle bir toplantı ile Bursa'da bulunması süren dostlukları daha da pekiştirecek gibi.



"SİZE YAPILAN ZULÜMDEN 
HERKESİN HABERİ VAR"

Da Bulgaria Partisi Başkanı Hristo İvanov Bulgar toplumu ile Türk toplumunun bir bütün olduğunu vurguladığı konuşmasında " Bugün buraya siyaset yapmaya değil sizinle tanışmaya geldim. Biz bir bütünüz ve Bulgaristan Türkiye arasında tekrar köprü oluşturmamız gerekiyor. Siz buralara isteyerek gelmediniz.Sizin beni karşılamanız beni derinden etkiledi. Size yapılan zulümden herkesin haberi var. Üç yıldır her sene Türkan'ı anma etkinliklerine gidiyoruz. Sizin sorunlarınız ile ilgili parlamentoda çalışmalar yapıyoruz. Hiç kimse doğduğu toprakları unutmuyor, yüreğinde memleket taşıyor. Bizim yüzümüzde kendiniz için güven duyun" dedi.
BURSA'DA BUGÜN'den arkadaşımız Hüseyin İZCİ'nin aktardığına göre Bursa'da yaşayan 300'e yakın Bulgaristan göçmeni vatandaşın katıldığı toplantının diğer konukları milletvekili İvaylo Mirçev, Razgrad ilinden milletvekili adayı olan Nihat Rasim, Bulgaristan iş insanlarından Sebahattin İbram ve depremzedelere büyük bağışlarda bulunduğu belirtilen Manol Peykov ile Bulgaristan eski adalet bakanlarından Nadejda Yordanova imiş.

2 Nisan'da yapılacak Bulgaristan seçimlerine kısa bir zaman kala yapılan bu ziyaretin ardından 25 Mart'ta da Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Genel Başkanı Mustafa Karadayı'nın kurmayları ile Bursa'da olacağı belirtiliyor.
Çok yerinde olacak bu ziyarette de gündemin ana konusunun Bulgaristan'da yaşayan Türklerin ve Müslümanların haklarının olmasını temenni ediyorum.
Bu vesile ile Türkiye'de yaşayan soydaşların en üst organı ve çatı örgütü konumundaki Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu'nun Bulgaristan'da yaşayan Türk ve müslümanların hakları için yayınladığı 17 maddelik deklerasyonu Bulgaristan siyasetinin nabzını tutan parti liderlerine bir kez daha hatırlatma sorumlulugundayım ;
- Komünist rejim tarafından doğdukları, büyüdükleri vatanlarını terke zorlanan, adeta sürülen insanlarımız Türkiye’de kurulacak sandıkların Bulgaristan vatandaşları için anayasal haklarını kullanma, doğdukları topraklarda kendilerini var etme ile yaşama ve yaşatma çabası olduğunun
bilincindedirler.
- Oy kullanacak Bulgaristan vatandaşları Türkiye’deki sayısal varlığı yüzbinlerle ifade edebilecek rakamlardayken en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli, Bulgaristan Cumhuriyeti hazırlıklarını buna göre yapmalı ve bunun siyasi sorumluluğunu kabul etmelidir. Son yaşanan süreç de dikkate alınarak Türkiye’de açılacak sandık sayısının bu seçimlerde de mutlaka en az 250  olması gerekmektedir.
- Bunun yanında Bulgaristan’da anadilde eğitimin zorunlu hale getirilmesi, bu hakkın anayasal güvence altına alınmasını beklenmektedir.
- Bulgaristan okullarında okutulan tarih kitaplarında Türklere karşı bulunan düşmanca ifadeler kaldırılmalı, bu duyguyu destekleyen ve bölge barışına asla katkıda bulunmayan tutuma son verilmelidir.
- Bu konularda Türk ve Bulgar bilim insanlarından oluşacak bir komisyon kurulmalı, müfredat yeniden yazılmalıdır.
- Azınlıkların birinci sınıf vatandaş olarak tüm kurum ve kuruluşlarda eşit şekilde temsili sağlanmalıdır.
- Bulgaristan dışında yaşayanlar doğdukları topraklarda üvey evlat muamelesi gördükleri kaygısını taşımaktadırlar. Doğdukları, büyüdükleri vatanlarında eşit vatandaş olarak yaşama fırsatı ve hakkı talep etmektedirler. Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir.
- İleri demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleştiği bir Bulgaristan’da yaşamak en temel arzumuzdur. Soya dönüş siyasetinin mimarları tarih önünde mahkûm edilmeli, yaşananların bir daha tekrarlanmaması için bu süreçte yer alan, sorumluluğu bulunan herkesin mahkeme
huzuruna çıkarılması, yargılanması sağlanmalıdır.
- Vatanlarında yaşasın ya da koparılmış olsun tüm Bulgaristan Türklerinin beklentisi Avrupa değerlerinin uygulanması ve bu değerlere olan inancın sarsılmamasıdır. Bunun için Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan'ın bu konuda AB müktesebatına uygun adımlar atması saglanmalıdır.
- Bu konuda şimdiye kadar atılmış hukuksal adımlar mutlaka tamamlanmalı, 30 yılı bulan yargılama ve karar alma süreçleri suçluların cezalanması ile sonlandırılmalı, dönemin şehit
yakınları ile mağdurlarına hak ettikleri maddi manevi tazminatlar derhal verilmelidir.
- Soya dönüş siyaseti sürecinde gasp edilen kimlikler yasal başvuru gerekmeksizin devletçe tek taraflı olarak iade etmeli ve kütük kayıtları aslına uygun olarak yeniden düzenlemelidir.
- Acil olarak (gerekli kanuni düzenlemeler yürürlüğe girene kadar) ismini geri
alma işlemleri kolaylaştırmalı, başvuruda konsolosluklar yetkili kılınmalı, vefat edenlerin isimleri ise otomatik olarak iade edilmeli bunun için sadece bir varisin başvurusu yeterli olmalıdır.
- Yurtdışında bulunan Bulgaristan çifte vatandaşlarına Bulgaristan’da seçme hakkı yanında seçilme hakkı da mutlaka verilmelidir.
- Tarihi eserlerin, kültür varlıklarının korunması sağlanmalı, vakıf malları sahiplerine derhal iade edilmelidir.
- Özellikle 1950-70 ve sonrasında göç etmiş insanlarımızın Bulgaristan’daki çalışma süreleri sosyal güvenlik anlaşması kapsamına alınarak yasal statüye kavuşturulmalıdır.
- Bu yıllarda totaliter rejimin baskıları sonucu vatanlarını terk eden ve Bulgaristan dışında yaşamak zorunda bırakılan insanlarımıza vatanlarına giriş kolaylığı sağlanmalı, talep edenlere etnik ayrım yapılmaksızın tekrar oturum ve vatandaşlık verilmelidir.
- Vatanları ile vatanlarından koparılanların karşılıklı geliştirecekleri her türlü projeye gerek Bulgaristan devleti gerekse yerel yönetimlerce gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.