11 Aralık 2021 Cumartesi

Bulgaristan'da hükümet yetkisi Kiril Petkov'da

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, parlamentoda en çok sandalyeye sahip Değişime Devam partisine hükümeti kurma görevini verdi. Görev süresi 4 yıl olacak yeni hükümet, 13 Aralık'ta güvenoyu alarak görevine başlayacak. Bulgaristan'da Değişime Devam (PP) partisi eş başkanı ve başbakan adayı Kiril Petkov, "Artık bir dakika vakit kaybetme zamanımız yok" diyerek hükümeti kurma görevini alır almaz Cumhurbaşkanı Radev’e 21 üyeli koalisyon hükümeti listesini sundu. Bulgaristan’daki değişim sürecini Radev’in bizzat başlattığına işaret eden Petkov şunları söyledi: “Artık işimizi bitirme zamanı geldi. (Komünizm dönemi sonrası) 32 yıllık bir dönemin sonunda halkımız, devlet tarafından sahiplenildiğini görmek istiyor. Yurt dışına kaçan gençlerimizin Bulgaristan’ı umut veren bir dönüş yeri olarak görmelerinin zamanı gelmiştir. Büyüklerimizin ülkemizi adil ve onurlu bir yaşam yeri olarak görmelerinin de zamanı gelmiştir. Tüm koalisyonumuzun çabaları bu umut ve sözlerin gerçeğe dönüştürülmesine yönelik olacaktır.” Petkov, görev süresi 4 yıl olacak yeni hükümetin 13 Aralık'ta güvenoyu alarak görevine başlayacağını belirtti. Radev de Petkov’a hükümeti kurma görevini verirken “Yeni hükümetinizin görevi, son 12 yıldır ülkede iktidar süren (eski Başbakan Boyko Borisov’un) günahkar totaliter yönetim modelini düzeltmek olacak.” dedi.

DÖRT PARTİ Lİ KOALİSYONLA YENİ SİYASİ DÖNEM

Ülkede 14 Kasım'da yapılan erken genel seçimin ardından oluşturulan 47. Dönem Parlamentoda PP, reformcu diğer 3 siyasi güç ile dün 140 sayfalık bir koalisyon mutabakat zaptı imzalamıştı. Koalisyonda PP'nin yanı sıra Rusya yanlısı ve eski Komünist Partinin mirasını sahiplenen Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ve popülist şovmen Slavi Trifonov'un Böyle Bir Halk Var (İTN) partisiyle merkez sağ Demokratik Bulgaristan (DB) ittifakı yer alacak. PP eş başkanı ve Başbakan adayı Kiril Petkov’un hazırladığı kabine taslağında 5'i başbakan yardımcısı toplam 20 bakan yer alacak. Dörtlü koalisyon mecliste toplam 134 sandalyeye sahip. Yeni kabinenin güvenoyu alması için en az 121 milletvekilinin desteği gerekiyor.

BULGARİSTAN BU SENE 3 KEZ SANDIK BAŞINA GİTTİ

Petkov, eski Başbakan Boyko Borisov'un lideri olduğu ve parlamentoda ikinci büyük siyasi güç konumundaki Bulgaristan'ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB), üyelerinin çoğunluğunu Türk ve Müslümanların oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ve popülist aşı karşıtı Yeniden Doğuş partisiyle koalisyon kurmak istemediğini daha önce açıklamıştı. Bu 3 parti muhalefette kalacak. Bulgaristan halkı bu yıl 3 kez sandık başına gitti. Ülkede 4 Nisan ve 11 Temmuz'da yapılan genel seçimlerin ardından koalisyon arayışları sonuçsuz kalmıştı. 14 Kasım'da yapılan son seçimde yüzde 4'lük barajı 7 siyasi parti aşmayı başarmıştı.

Bulgaristan’da Merkez Seçim Komisyonundan (ZİK) yapılan açıklamaya göre, ülkede kayıtlı 6 milyon 635 bin 305 seçmenin 2 milyon 699 bin 260’sının sandık başına gitmesi sonucu, seçime katılım oranı yüzde 40.23 düzeyinde kaldı. Seçimde, eski Ekonomi Bakanı Kiril Petkov ve eski Maliye Bakanı Asen Vasilev’in iki ay önce kurduğu Değişime Devam (PP) partisi, oyların yüzde 25.67’sini alarak birinci parti çıktı. Seçimde 673 bin 170 oy alan PP, mecliste 67 koltuk sahibi oldu.

Eski Başbakan Boyko Borisov’un Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) partisi ise yüzde 22.74 ile seçimden ikinci çıktı. 596 bin 456 oy alan GERB partisi, 59 milletvekilliği kazandı. Borisov, kazandığı milletvekilliği koltuğuna oturmaktan vazgeçtiğini duyurdu.

TÜRKLERİN PARTİSİ ÜÇÜNCÜ OLDU

Çoğunluğunu Türk ve Müslümanların oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) partisi de yüzde 13 oy alarak seçimden üçüncü çıktı. HÖH, bir önceki seçime göre sandalye sayısını 5 artırarak 34 koltuk kazandı.

HÖH, seçimde 341 bin oy alarak parlamentoda 5’inci sıradan 3’üncü sıraya yükseldi.

Rusya yanlısı ve eski Komünist Partinin geleneğini sürdüren Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) yüzde 10.21 oyla 26 milletvekilliği kazandı. Seçimde sadece 267 bin 817 oy alabilen partinin lideri Korneliya Ninova, BSP’nin destek kaybı yüzünden görevinden istifa etti.

Popülist şovmen Slavi Trifonov’un kurduğu ve bir önceki parlamentoda birinci güç olarak giren Böyle Bir Halk Var (İTN) partisi bu seçimde oyların sadece yüzde 9.52’siyle 5. sıraya inerek sadece 25 koltuk sahibi olabildi. İTN, 249 bin 743 oy aldı.

Borisov’un iktidarına karşı 1.5 yıllık sokak protestolarında öncülük yapan Demokratik Bulgaristan (DB) partisinin seçmeni ise bu kez önemli ölçüde PP’ye kaydı. Oyların yüzde 6.37’sini alan ile 16 sandalye sahibi olacak DB, seçimde toplamda 166 bin 968 oy alabildi. Partinin Genel Başkanı Hristo İvanov ise bunun sorumluluğunu kendi üzerine alarak görevinden istifa etti.

Popülist, aşı karşıtı, ülkenin Avrupa Birliği (AB) ve NATO’dan ayrılmasını talep eden milliyetçi Yeniden Doğuş partisi de oyların yüzde 4.86’sını alarak 13 koltuk ile parlamentonun en küçük grubunu kuracak. Yeni mecliste kimse ile diyaloğa girmeyeceğini bildiren parti, seçimde 127 bin 568 oy aldı.

Seçim komisyonu, seçiminde 35 bin 745 seçmenin pusulada “Kimseyi desteklemiyorum” hanesini işaretlediğini duyurdu.

8 Aralık 2021 Çarşamba

Türk milli kültürünü inkar Atina'nın devlet politikası haline geldi

Yunanistan hükümeti bir skandal işleme daha imza atarak ülkede yaşayan Türk asıllı Yunanistan vatandaşlarını görmezden geldi. Trakya kalkınma Komisyonu tarafından yapılan çalışmada Trakya'da yaşayan azınlıklar, 'Türk kökenliler, Pomak ve Roman' adı altında üç gruba ayrılırken, 'Türk' kelimesinin tek başına kullanımından özellikle kaçınıldı. İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu hazırlanan rapora gösterdiği tepkide ''Türk milli kültürünü inkarın Atina'nın devlet politikası haline geldiğinin kanıtıdır." dedi.

Yunanistan'ın Batı Trakya Türklerine karşı uyguladığı asimilasyon politikası, Trakya Kalkınma Komisyonu Raporu ile bir kez daha gözler önüne serildi. İktidardaki Yeni Demokrasi Partisi'nin oyları ile Yunan Parlamentosu'nda kabul edilen rapor, birçok kesimden büyük tepki çekti. Gerçeklerin kasıtlı olarak gizlendiği raporda, Atina yönetiminin Lozan Antlaşması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyduğu iddia edildi. Kararlara uymadığı için Avrupa Konseyi'nin Yunanistan'a yaptığı uyarı görmezden gelindi. Batı Trakya'da yaşayan azınlıklar, "Türk kökenliler, Pomak ve Roman" adı altında üç gruba ayrılırken, "Türk" kelimesinin tek başına kullanımından özellikle kaçınıldı.

İSKEÇE VE POMAK KÖYLERİ
Pomaklara ise, özel önem atfedildi, maddeler propaganda malzemesine dönüştürüldü. Bölgenin kültürel özelliklerinin anlatıldığı bölümde, İskeçe kentinin Pomak köyleriyle ön plana çıktığı öne sürülüyor. Pomakça ve Romanca şarkıların kayıt altına alınması gerektiğinin altı çiziliyor. Raporda, dikkat çeken bir başka ibare de bölgede yaşanan iç ve dış göç anlatılırken "Türk kökenliler Türkiye'ye özel eğitim için gidiyor" oldu. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu, raporu "samimiyetsiz" olarak değerlendirirken, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu da, "Rapor, Türk milli kültürünü inkarın Atina'nın devlet politikası haline geldiğinin kanıtıdır." dedi.  

1 Aralık 2021 Çarşamba

Dördüncü kuvvetin kuvveti

Kim bilir kaç yazımda, o olağanüstü anlamlı fotoğraf karesini hatırlatıp önemine vurgu yapmışımdır bugüne kadar. 

Bir gösteri sırasında taşınan bir pankartta şu cümle yazılıydı:

“Önce habercileri alıp götürdüler. Sonrasında, zaten hiçbir şeyden haberimiz olmadı.”

Medyanın, tabii ki özgür medyanın, toplum için, tüm dünya için ne kadar hayati bir önemi olduğunu daha iyi nasıl anlatabilirsin?

Bir ülkede demokrasinin gerçek anlamda var ve gerçek anlamda çalışır durumda olduğunu söyleyebilmenin üç önemli ayağı şunlardır:

1. Adil seçimlerle ve gerçek temsil yeteneğine sahip olarak seçilmiş bir parlamento,

2. Bu parlamentonun yani halkın gerçek temsilcilerinin sıkı biçimde denetleyebildiği bir yürütme organı (hükümet),

3. Bütün bireylerin; sosyal, ekonomik, milli, dini, mezhepsel geri planı, makamı, mevkisi, görevi, konumu ne olursa olsun o ülke vatandaşı statüsünü taşıyan herkesin, önünde eşit olduğu bir yargı.

Demokratik bir toplum, bu üç vazgeçilmezin yanına mutlaka özgür bir medyayı da koymadıkça dördüncü ayak eksik kalır. Topallar, öyle bir rejim. 

Medya, toplumun (yukarıda saydığım üç önemli sacayağı da dahil olmak üzere) her kesimine, en önemlisi de tek tek tüm bireylerine “gerçek gazeteciliğin hassas süzgeçlerinden geçirilmiş” bilgileri, haber, görüntü, fotoğraf, doyurucu ve güvenilir veri paketleri ve adil yorum formunda sunan, “dördüncü kuvvet” işlevini yapabilmelidir. 

Bunun için de hiçbir siyasi gücün, hiçbir çıkar grubunun ve hiçbir finansal güç odağının emrinde olmamalıdır. 

Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde ve maalesef ülkemizde, yukarıda saydığım üç önemli gücün ve “dördüncü”sünün çalışmıyor olmasının, işlevlerini yerine getiremiyor olmasının bedelini çok ağır biçimde ödemiyor muyuz? 

Siyasal bağlamda, anayasal düzlemde ve “yeni bir anayasal düzen arayışları” kapsamında ilk üçünü sıkça tartıştığımız için o konuya bu yazıda girmek istemiyorum. Gereklilik ve zorunluluk ortada zaten. 

Ama kendi uğraş alanımızda, medya alanındaki sorunların giderilebilmesi için en büyük görevin bizlere düştüğünü hatırlatmak istiyorum. 

Mevcut rejimin, adeta canını ve ruhunu teslim aldığı bir medya düzeninde, şu anda kendisine gazete, dergi, ajans, internet sitesi, radyo ve TV adını veren kaç yayın organı bağımsız biçimde işlevini yerine getirebilmektedir. Kaçı, “haber alma ve verebilme özgürlüğünü”, kısıtlamalar olmadan kullanabilmektedir? Neredeyse iki elin parmakları kadar bile kalmadı. 

Bir “tayyare-i hümayun”a doldurulup ellerine tutuşturulan metinleri gidip ekranlarda okumaları ve gazete sayfalarına “boca etmeleri” emredilen bir medya utanç verici bir görüntü teşkil etmektedir. Sadece alkış isteyen, eleştiriye tahammülü olmayan, eleştiriden bile geçtim, mevcut sayısal gerçekleri bile hatırlatanı “düşman” gören bir anlayış, medyayı “güdümünde ve dümen suyunda çalıştırmak” için elinden geleni yapmaktadır. 

Rejimin propaganda biriminin bizzat yönlendirdiği, başlarında “kukla” yayın yönetmenlerinin, “makine” işlevli editörlerin, muhabirlerin ve “maşa” nitelikli yazarların toplaştığı bir medya sistemi, yurdum insanının haber alma, bilgilenme ve ona göre fikir sahibi olma hakkını gasp etmiştir. 

İşte tam da bu nedenle;

- Bu ülkede özgür medyanın ayakta kalması,

- Giderek daha da güçlü biçimde gazetecilikten kopmadan, mesleğin gereğini yerine getirebilmesi, 

- Karnını doyurabilecek ve ekonomik olarak bağımsız meslek profesyonellerinin elinde olması, 

- Her türlü güç odağına kulağını tıkayarak yalnızca gazetecilik yaparak, antifaşist ve antiemperyalist bir bilinçle sömürüye karşı durabilmesi,

- En önemlisi de halkın sağlıklı haber almasını kutsal bir görev sayması hayati önem taşımaktadır. 

“Dördüncü kuvvet”in daha da kuvvetlenmesi için mücadeleye devam. 

Bir avuç da kalsak, vazgeçmek yok.

(Zafer ARAPKİRLİ / Cumhuriyet)

30 Kasım 2021 Salı

İmamoğlu’ndan Balkanlar için demokrasi, Avrupa için barış mesajı


Balkan ülkelerinin belediye başkanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çağrısıyla İstanbul’da buluştu. İBB’nin, kurum tarihinde ilk kez düzenlediği ‘B40 Balkan Belediye Başkanları Zirvesi’, 11 ülkeden 24 kentin belediye başkanlarının katılımıyla yapıldı. Başkan Ekrem İmamoğlu, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, “Onlarca yıldır ‘Balkanlar’ ya da ‘Balkanlaşma’ sözü, uluslararası literatürde; etnik ayrımları, sınır anlaşmazlıkları ve çatışmaları tanımlamak için kullanıldı. Oysa bizler bugün, bölgemiz için yepyeni bir sayfa açmak için buradayız” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 11 ülkeden 24 kentin belediye başkanlarını bir araya getiren “B40 Balkan Belediye Başkanları Zirvesi” ile tarihe imza attı. İBB’nin  tarihinde bir ilk olan ve Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirlen zirveye, Atina Belediye Başkanı Başkanı Kostas Bakoyannis, Belgrad Belediye Başkanı Zoran Radojicic, Dıraç Belediye Başkanı Emiriana Sako, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis, Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu, Kotor Belediye Başkanı Vladimir Jokic, Laktasi Belediye Başkanı Miroslav Bojic, Midilli Belediye Başkanı Stratis Kytelis, Patras Belediye Başkanı Konstantinos Peletidis, Potgoritsa Belediye Başkanı Ivan Vukovic, Sarayevo Belediye Başkanı Benjamina Karic, Skopje Belediye Başkanı Danela Arsovska, Split Belediye Başkanı Ivica Puljak, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başakanı Kadir Albayrak, Selanik Belediye Başkanı Konstantinos Zervas, Tiran Belediye Başkanı Erion Veliaj ve Trikala Belediye Başkanı Dimitris Papastergiou katılım sağladı. 

“UZUN SÜREDİR HAYALİNİ KURDUĞUMUZ BİR BİRLİKTELİK”

Zirvenin açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuklarını İngilizce selamladı. İmamoğlu, konuşmasının İngilizce bölümünde, “Bu buluşma, esasen uzun süredir hayalini kurduğumuz bir birlikteliktir. Bugün İstanbul’da, bizlerle bu hayale ortak olduğunuz için, öncelikle hepinize teşekkür ediyorum. Bugün hep birlikte tarihi bir başlangıca imza atıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu birlikteliği sürdürmeyi başarırsak, sadece Balkan coğrafyası için değil, tüm Avrupa ve dünya için de ilham verici bir model inşa edebiliriz. Toplantımızın ortak dili İngilizce. Ama İstanbul’da düzenlediğimiz bu ilk toplantımızda, dileyen başkan İngilizce, dileyen başkan ise kendi anadilinde konuşabilsin diye, toplantımızda hemen her Balkan dili için simultene çeviri alt yapısı sunuyoruz. Ben de konuşmamın bundan sonraki bölümünü kendi ana dilimde ve Türkçe yapacağım” ifadelerini kullandı. 

“DAHA İYİ BİR GELECEĞİ BİRLİKTE İNŞA ETMEK İÇİN BULUŞTUK”

Geçen hafta Bulgaristan’da yaşanan otobüs kazasında yaşamının yitirenleri anan İmamoğlu, “Bu trajik olay, aramızda sınırlar olsa da, mutluluk ve acıda ne kadar birbirimize yakın olduğumuzun hatırlatmasıydı. Bulgaristan, Kuzey Makedonya ve Türkiye’de yakınlarını kaybeden herkese baş sağlığı diliyorum” dedi. “Bugün, 24 Balkan belediyesi olarak, yeni bir iş birliği zemini oluşturmak, kentlerimizin ve bölgemizin geleceğine dönük yeni bir vizyon geliştirmek için birlikteyiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Onlarca yıldır ‘Balkanlar’ ya da ‘Balkanlaşma’ (Balkanization) sözü, uluslararası literatürde; etnik ayrımları, sınır anlaşmazlıkları ve çatışmaları tanımlamak için kullanıldı. Oysa bizler bugün, bölgemiz için yepyeni bir sayfa açmak için buradayız. Biz, daha güçlü bir iş birliği ve daha iyi bir geleceği birlikte inşa etmek için buluştuk. Bu toplantıya katılan sayın belediye başkanları, bugün sadece kendi şehirlerine hizmet etmekte kalmayıp, aynı zamanda Balkanların Avrupa içindeki demokratik geleceği adına da önemli bir hizmette bulunuyorlar. Yerel yönetimler olarak karşı karşıya olduğumuz çevre ve iklim sorunları, mülteci krizi, enerji yönetimi ve daha ileri demokrasi özlemi gibi hayati önemdeki konular, ülke sınırlarını aşan küresel ölçekteki konulardır.”



“BÜYÜK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ, BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİYLE MÜMKÜN”

Bir kentte yaşanan herhangi bir sorunun, diğer şehirlerin de ortak meselesi haline geldiğine vurgu yapan İmamoğlu, “Bu büyük sorunların çözümünün, bölgesel iş birliği ve dayanışma yoluyla mümkün olabileceğini bildiğimiz için bugün bir aradayız. Bu çerçevede bölgesel, güçlü bir inisiyatif olarak önerdiğimiz ve sizlerle birlikte şekillendirdiğimiz ‘B40 Balkan Şehirleri Ağı’nı geliştirmek için ilk adımı atıyoruz” diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde Atina ve Tiran Belediye Başkanlarıyla bir araya geldiğini aktaran İmamoğlu, göreve gelmesinden kısa bir süre sonra da Saraybosna’ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı. “Önümüzdeki süreçte, diğer başkanlarımızla da çeşitli fırsatlarla buluşmak ve kentlerimiz arasında dostluk köprüleri inşa etmek isterim” diyen İmamoğlu, "B40 Ağı’nın, tüm Balkan şehirlerinin eşit ve dostane bir düzlemde temsil edildiği, ortak hedeflere birlikte ulaşmak için çok önemli bir platform olacağına inanıyorum" şeklinde konuştu. 

“AB’NİN ÇOĞULCU DEMOKRASİ MODELİ HEPİMİZ İÇİN BİR İDEAL”

İmamoğlu, “B40 Balkan Şehirleri Ağı”nın hedeflerini, “Yerel yönetimler eliyle daha iyi iş birliği fırsatları yaratmayı; Balkanlar’ın Avrupa vizyonuna ve değerlerine bölgesel katkı sağlamayı; şehirciliğe dair yeni fikirleri ve iyi örnekleri transfer ederek daha iyi bir geleceği birlikte kurmayı; mülteci krizi ve Kovid-19 gibi büyük ve global sorunlar karşısında dayanışmayı; toplumlarımız arasında barış ve kardeşliği güçlendirmeyi hedeflemektedir” sözleriyle aktardı. “Güneşin doğudan doğması nasıl yalın bir gerçekse, Avrupa’nın İstanbul’dan ve Balkanlardan başladığı da aşikardır” diyen İmamoğlu, “Avrupa Birliği’nin temsil ettiği çok uluslu, çok kimlikli ve çoğulcu demokrasi modeli, hepimiz için bir idealdir. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, uzlaşma kültürü ve özgürlükler kentlerimizde yaşayan milyonlarca insan için ortak hedeflerdir. Bu ortak hedefler, B40 ağının temelidir. İnancım odur ki; bugün başlattığımız ‘B40 Ağı’, Balkan şehirleri arasında aynı zamanda bir barış ve demokrasi ağı olacaktır” ifadelerini kullandı. 

BALKAN ŞEHİRLERİNE “B40’A KATILIM” ÇAĞRISI YAPTI

Çoğulculuk, toplumsal cinsiyet eşitliği, adalet ve hukukun üstünlüğü kavramlarının ülkeler kadar, yerel yönetimler için de önemli olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Ben, Balkanların sinerjisine, Balkan kentlerinin ortaya koyacağı örgütlenme becerisine yürekten inanıyorum. Çünkü çok kültürlü yapısı, insan kaynaklarının çeşitliliği ve dinamizmi ile Balkanlar bölgesi, çok sayıda oyun kurucu roller üstlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de önemli bir Balkan çocuğu olarak, bizim için değerli bir rol modeldir” dedi. Zirvenin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür eden İmamoğlu, “Bugün başlattığımız bu önemli platformun, çok daha güçlü hale gelmesi için, tüm Balkan belediyelerini ‘B40’a katılmaya davet ediyorum. Sizleri de gerek kendi ülkelerinizdeki belediye başkanı dostlarınızı, gerekse diğer ülkelerdeki meslektaşlarınızı bu networke katılmaları için cesaretlendirmenizi bekliyorum” çağrısında bulundu. İmamoğlu’nun konuşmasının ardından katılımcı belediye başkanları, alfabetik sırayla söz alarak, ortak sorunlar konusunda birlikte çalışılabilecek alanlar ve konularla ilgili mesajlarını paylaştı. Söz alan başkanların ortak temennilerinde öne çıkan ve ilk sıraya yerleşen talep Balkan şehirleri arasında ortak bir turizm seferberliği başlatılması idi. “Balkan Şehirleri arasında Ortak bir Platform Kurma” fikrinin kurumsallaştırılması kararı da alınan zirvenin ikinci ayağı önümüzdeki yıl Atina’da yapılacak.

29 Kasım 2021 Pazartesi

B40 BALKAN ŞEHİRLERİ ZİRVESİ İKİNCİ OTURUM

#B40 #BALKANŞEHİRLERİ ZİRVESİ
İKİNCİ OTURUMLA DEVAM EDİYOR.

https://youtu.be/hoj0mOGz3cc @YouTube aracılığıyla


23 Kasım 2021 Salı

Struma otobanında yaşanan can pazarı Balkanları yasa boğdu









Bulgaristan’ın başkenti Sofya’nın batısında, Kuzey Makedonya plakalı bir yolcu otobüsünün alev alması sonucu 46 kişinin yanarak ölmesinin ardından ülke genelinde 3 günlük yas ilan edildi. Kuzey Makedonya hükümeti yas nedeniyle bayrakları yarıya indirdi.

İstanbul’dan yola çıkan ve sabaha karşı Bulgaristan’ın başkenti Sofya’nın batısında yol kenarındaki bariyerlere çarparak kaza yapan Kuzey Makedonya plakalı yolcu otobüsünün alev alması sonucu 46 kişi yanarak öldü. Pernik kentine yakın Bosnek köyü bölgesi Struma otoyolunda meydana gelen kazada ilk belirlemelere göre, 12’si çocuk 46 Kuzey Makedonya vatandaşı yanarak hayatını kaybetti. Kazada yaralanan 7 kişi de Sofya’daki bir hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle trafik polisi otoyoldaki trafiği başka yollara yönlendirdi. Otobüsün dün İstanbul’dan hareket ettiği, saat 21.00 sularında Bulgaristan’a giriş yaptığı belirtildi.
 
CAMLARI KIRARAK KURTULMUŞLAR
 
Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyet kaza yerinde inceleme yapmak üzere Bulgaristan’a gelirken Kuzey Makedonya Başbakanı Zoran Zaev de tam bir can pazarı yaşanan kaza hakkında yaptığı açıklamada Bulgaristan’daki otobüs kazasından yaralı olarak kurtulan yolculardan 7 kişinin arka koltukların camını kırarak kaçmayı başardıklarını söyledi. Başbakan Zaev kazanın nedenlerini profesyonel ve uzman servislerin söylemesini bekleyeceklerini belirtti. Bulgaristan’daki otobüs kazasında vefat edenlerinin çoğunun Makedonya vatandaşı olduğunu aralarında bir Preşevo ve bir Belçika vatandaşı olduğunu da belirten Başbakan Zaev “Hepsi birçok milletten Kuzey Makedonya vatandaşıdır. Kumanovo’dan nişanlısı ile birlikte İstanbul’da gezmeye giden Preşevolu bir vatandaşımız var. Listede bir Belçika vatandaşı olduğunu da gördük.” diye konuştu. Zaev, otobüsün çoğunlukla İstanbul – Sofya – Üsküp güzergahını kullanan Üsküplü Besa Trans firması olduğuna da dikkat çekti.
Bu arada Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Bujar Osmani de, otobüs kazasından yaralı kurtulan 7 kişinin Üsküp’e nakledileceğini söyledi. Osmani basına yaptığı açıklamada, “Bulgaristan sağlık yetkililerinden hızlı müdahale ve zamanında ilgilenildiğini ve ilk müdahalelerinin yapıldığını gördük. Durumları stabil. Bir iki gün kalmalarını bekliyoruz ve sonra onları Üsküp’e transfer edeceğiz.” diye konuştu.
 
BULGARİSTAN SORUŞTURMA BAŞLATTI
 
Bulgaristan Başbakanı Stefan Yanev, konu hakkında yaptığı açıklamada Bulgaristan Hükümeti’nin korkunç otobüs kazasını soruşturmak için tüm adımları attığını söyledi. Yanev, “Bulgar devleti, 45 kişinin hayatını kaybettiği bu korkunç trafik kazasının soruşturulması için mümkün olan en kısa sürede tepki gösterdi ve gerekli tüm önlemleri aldı. Aynı zamanda hayatta kalanlar için gerekli özen gösteriliyor.” ifadelerini kullandı. Meydana gelen kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyelerini ileten Yanev, “Bu bizi sarsan büyük ve tarif edilemez bir trajedi. Şu anda, faaliyetler soruşturma makamlarının elinde. Gerektiğinde bu kadar çok can kaybına neden olan sebep hakkında yorum yapmak mümkün olacaktır. Soruşturma makamları işlerini yapsın. Daha sonra, gelecekte bu tür trajedileri önlemek için bu trajik olaydan gerçek dersleri dikkatlice çıkarmalıyız. Şu anda tek net bilgi, kurbanların ve yaralıların bulunduğu otobüsün Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde kayıtlı olduğu. Bu kapsamda sabahın erken saatlerinde Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Başbakanı Zoran Zaev ile görüştük. Hükümet olarak, trajediyle başa çıkmak için gerekli tüm önlemleri alacağız.” şeklinde konuştu.



 
KAZA BALKAN ÜLEKELRİNİ  YASA BOĞDU
 
Öte yandan başta Türkiye’den olmak üzere bölge ülkelerinden taziye açıklamaları yapıldı.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ve Bulgaristan’dan Boyko Borisov ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop otobüs kazasında vefat edenler için taziye mesajı yayınladı.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, şahsi ve Sırbistan vatandaşları adına vefat eden kazazedelerin ailelerine ve Kuzey Makedonya halkına en derin taziyelerini iletti, yaralılara acil şifa dilerken, “Bulgaristan’da bir otobüste yolcuların trajik ölümünün korkunç haberini inanamayarak ve üzüntüyle aldım. Ülkenizin vatandaşlarıyla paylaştığımız acıyı tarif edecek kelime yok. Bu trajediden önce sessizce, kurbanların ailelerine ve tüm kardeş halkına başsağlığı diliyoruz. Sırbistan şimdi yanınızda, gerekli tüm yardım ve desteği sağlamaya hazır, çünkü bu trajedide yalnız değilsiniz.” ifadelerine yer verdi.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ise, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Bulgaristan’da meydana gelen otobüs kazasında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi. Miçotakis, “Bu sabah erken saatlerde Bulgaristan’da özellikle küçük çocukların yaşadığı korkunç kaza ve can kaybından kesinlikle şok oldum. Dualarımız hayatını kaybedenlerin ailelerine yöneliktir. Yaralıların hızlı iyileşmesini diliyorum” dedi.
Bulgaristan eski başbakanı Boyko Borisov da Kuzey Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ile telefonda görüşerek taziyelerini iletti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop da kazaya ilişkin yayınladığı taziye mesajında, “Bulgaristan’da meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden Kuzey Makedonyalı kardeşlerimize rahmet niyaz ediyorum. Feci kaza dolayısıyla Kuzey Makedonya’ya başsağlığı diliyorum” dedi.


22 Kasım 2021 Pazartesi

Kurti'nin 'Tek millet iki devlet' açıklaması Sırbistan’ı kızdırdı

Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin Kosova ve Arnavutluk’un 'tek millet iki devlet' oldukları ve demokratik bir referandum yapılması halinde Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesi yönünde oy kullanacağını açıklaması, Sırbistan’ın tepkisine neden oldu. Kosova Başbakanı Kurti, 'birleşme' konusunun hükümetinin bu dönemdeki öncelikleri arasında yer almadığını fakat demokratik bir referandum yapılması halinde kendi oyunun ''evet'' olacağını söyledi. Halkın kendisini yolsuzlukla mücadele ve gençlerin istihdamını artırmak için seçtiğini vurgulayan Kurti, fakat gelecekte Arnavutluk’la birleşme seçeneğini ihtimal dışı bırakmadığını ifade etti. Kurti’nin açıklamalarına tepki gösteren Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic, Kurti’nin sözlerinin bölgenin güvenlik ve istikrarının temellerine taş atmak kabilinden olduğunu söyledi. Kurti’nin Arnavutluk’la birleşme politikası izlediğini söyleyen Brnabic, Avrupa Parlamentosu Kosova Raportörü Viola von Cramon’u açıklamalara tepki göstermeye davet etti. Brnabic, “Sessiz kalmak, bunu onaylamak demektir” diye konuştu. 
(Balkan News)