7 Mart 2021 Pazar

Sırbistan’daki Sancak Müslümanları 25 yıl önce işlenen soykırım suçu nedeniyle kamu vicdanının hala kanadığı görüşünde

 Sırbistan'da yaşayan Müslümanlar, Karadağ'da seçimlerin ardından Müslümanları hedef alan ırkçı saldırıların ardından yeni etnik çatışmaların çıkma riskinden dolayı endişeli. Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Sırbistan'ın Sancak bölgesi Karadağ, Bosna Hersek ve Kosova sınırında bulunuyor. Balkanların diğer bölgelerinde siyasi depremler yaşandığında, burada da hissediliyor. Geçen yıl 30 Ağustos'ta Karadağ'da yapılan seçimlerin hemen ardından Müslümanlara yönelik etnik ve dini saldırıların yaşanması eski yaraları tekrar kanattı. Karadağ nedeniyle hedef tahtasına oturtulan Müslümanlara yönelik nefret suçu işleyen saldırganlar Karadağ'ın Pljevlja kentinde Müslümanlara ait ofislerin camlarını kırmış, kent ve çevresindeki kasabaların duvarlarına Srebrenitsa soykırımını öven yazılar yazmıştı.

Sırbistan İslam Topluluğu Başkanı Mevlud Dudiç, konu hakkında yaptığı değerlendirmede "Bu gerçekten endişe verici. Boşnaklar ve tüm normal insanlar Srebrenitsa soykırımından söz edildiğinde büyük ölçüde etkileniyorlar. 1990'lı yıllarda eski Yugoslavya'yı hedef alan savaşların başlıca hedefi Müslümanlar idi. Srebrenitsa'da 8 bin erkek ve erkek çocuğu Sırp milisler tarafından öldürüldü. Müslümanlar Sırbistan ve Karadağ'da da etnik şiddet kurbanıydı. Sancak bölgesinde de savaş sırasında sayıları hala kesin olarak saptanamayan Sırp Müslümanlar öldürüldü ve binlerce kişi de ayrımcılığa uğradı. Olayların üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen faillerin çoğu cezasız kaldı. Bu konuda hala somut adımlar atılmaması devlete olan güveni zedeliyor, kamu vicdanını kanatıyor’’ dedi.

Sancak İnsan Hakları Komitesi'nden Semiha Kacar Euronews'e ise bu konuda adaletin hiçbir zaman sağlanamamasının Müslüman toplumu ile Sırbistan'daki Müslüman olmayan komşuları arasında önemli bir çatışma kaynağı olmaya devam ettiğini söyledi. Semiha Kacar, "Sancak'ta Boşnaklara karşı işlenen suçlarla ilgili somut anlamda hiçbir şey yapılmıyor. Bu durum bizi endişelendiriyor. İnsanımız kendini güvende hissetmiyor. Bu durum günlük yaşama da yansıyor” dedi.  Novi Pazar sakini ve aktivist Sead Biberovic de ülkede genel olarak eğitim eksikliğinin gerginliği artırdığı görüşünde. Biberovic, "Savaş suçluları yargılanmıyor ve sıradan vatandaşlar bile ne yapıldığının farkında değil" diyor.

4 Mart 2021 Perşembe

Bulgaristan’dan Şişecam'a ‘Sürdürülebilir Yatırım Ödülü’ ödülü

Bulgaristan Yatırım Ajansı'nın 15. 'Yılın Yatırımcısı Ödül Töreni' gerçekleştirildi. Bulgaristan Ekonomi Bakanlığı'nda düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı Mariyana Nikolova da katılırken ülkede 1997 yılından bu yana faaliyet gösteren Şişecam’a ‘Sürdürülebilir Yatırım Ödülü’ verildi. Bakan Nikolova, ödülü Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Prof. Dr. Ahmet Kırman’a takdim ederken, yaptığı konuşmada böyle bir dalda ilk kez başarı ödülü verildiğine dikkat çekti.

Şişecam’ın ülkede istikrarlı büyük yatırımcıların arasında yer aldığını da vurgulayan Bakan Nikolova, “Kendi alanında ülkemizde lider konumunda olan şirket, buradaki 20 yılı aşkın faaliyetlerinde cam sektöründe ilgi gören bir üretici olmakla birlikte, aranan ve sosyal sorumluluğu taşıyan bir işveren olarak da itibarını kanıtlamıştır.” dedi. Nikolova, açıklamasında Şişecam’ın yerel ve ulusal alanda Bulgaristan ekonomisinin geliştirilmesine katkı sağladığını, yabancı yatırımların kalıcı ve istikrarlı olabileceklerini gösterdiğini de belirtti.

TÜRKİYE - BULGARİSTAN EKONOMİK İLİŞKİLERİNE ÖNEMLİ KATKI

Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman da ödül ve faaliyetleri hakkında yaptığı açıklamada "Bulgaristan, gerek yatırımlarımız gerekse AB pazarlarına açılan ilk kapımız olması nedeniyle Şişecam'ın önem verdiği ülkeler arasında yer almaktadır" dedi. Bulgaristan’ın şirket için önemli bir piyasa olduğuna da vurgu yapan Kırman “Çalışmalarımızın ana amacı ekonomiye katma değer sağlamaktır. Bu ödül bizim için önem taşıyor” dedi.  Prof. Dr. Ahmet Kırman’ın konu hakkındaki değerlendirmesi şu şekilde ; ‘’Bugün düzcam, otocam, cam ev eşyası ve kimyasallar alanlarında üretim faaliyetleri gösterdiğimiz Bulgaristan'da faaliyetlerimize sürdürülebilir değer yaratarak büyüme vizyonumuz doğrultusunda devam ediyoruz. Küresel ayak izimizi genişletirken Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi konusunda da önemli katkılar sağlıyoruz. Ana faaliyet alanlarımızda dünyanın en büyük 3 üreticisinden biri olma hedefimiz doğrultusunda yatırımlarımızı ve büyümemizi sürdürüyor, dört kıtada 14 ülkede 43 tesis ve 22 bin çalışanımızla faaliyet gösteriyoruz. Şişecam, bugün Avrupa'nın düzcam alanında lider, cam ev eşyası alanında da ikinci büyük oyuncusudur. Bulgaristan ise gerek yatırımlarımız gerekse AB pazarlarına açılan ilk kapımız olması nedeniyle Şişecam'ın önem verdiği ülkeler arasında yer almaktadır’’

‘İŞ BİRLİĞİMİZİN DAHA DA GÜÇLENMESİNİ TEMENNİ EDİYORUM’

Açıklamasında Şişecam'ın Bulgaristan'da faaliyetlerini 1997 yılından bu yana sürdürdüğünü hatırlatan Kırman, ‘’Bulgaristan'da çeyrek asra dayanan bir yatırım hikayemiz bulunuyor. Ülkedeki yatırımlarımıza ilk olarak 1997 yılında kimyasallar alanında başladık. Özelleştirme sürecinde olan Bulgar soda üreticisi Sodi'ye ortak olduk. Doğrudan yeni yatırımlarımız için ise ilk adımı 2004 yılında hayata geçirerek temel camlar, beyaz eşya camları, otomotiv camları ve cam ev eşyası fabrikalarımızın temellerini attık. Bu yatırımlarımızla Bulgaristan'da 'en büyük greenfield yatırımcı' unvanını aldık. Şişecam'a takdim edilen bu anlamlı ve özel ödül için Bulgaristan Ekonomi Bakanlığı'na ve Bulgaristan Yatırım Ajansı'na bir kez daha teşekkür ediyor, sürdürülebilir değer yaratan büyüme performansımızı artırırken iş birliğimizin daha da güçlenmesini temenni ediyorum’’ dedi.

800 MİLYON DOLARI AŞAN YATIRIM

Sanayi, yatırım ve iş geliştirme sektörlerin farklı alanlarında diğer ödüllerin de dağıtıldığı tören, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sanal ortamında yayınlandı.

Ödül töreni sonrası Türkiye Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök ile bir araya gelen Prof. Dr. Kırman, Bulgaristan Başbakan Yardımcısı Tomislav Donçev, Ekonomi Bakanı Lachezar Borislav ve Sağlık Bakanı Kostadin Angelov ile de bir araya gelerek görüş alışverişinde bulundu.
Bulgaristan'da faaliyetlerine 1997 yılında Kimyasallar alanında Bulgar soda üreticisi Sodi’ye ortak olarak başlayan Şişecam ülkede 'Trakya Glas Bulgaria' 'Şişecam Automotiv Bulgaria' ile 'Paşabahçe Bulgaria' fabrikaları ile birlikte toplam 800 milyon doları aşan yatırımda bulundu. (AA)

3 Mart 2021 Çarşamba

TÜRK BUZ PATENİ TAKIMI SOFYA’DA 16 MADALYA İLE BİRİNCİ


Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da düzenlenen Artistik Buz Pateni Sofya Trophy Yarışması'nda milli sporcular, takım halinde birinci oldu. Türkiye Buz Pateni Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, milli sporcular farklı kategorilerde 6 altın, 6 gümüş ve 4 bronz olmak üzere toplam 16 madalya elde etti. Türkiye, elde edilen toplam derecelere göre belirlenen takım şampiyonluğunda ilk sırada yer aldı.

Organizasyonda madalya alan sporcular ve kategorileri şunlar:

·         Cubs Erkekler: Ateş Ahıskal (bronz)

·         Cubs I Kızlar: Masal Oran (altın)

·         Basic Novice III: Derya Taygan (altın), Tuvana Çağla Iğdi (gümüş), Darya Dalgıç (bronz)

·         Basic Novice II: Nehir Alan (bronz)

·         Basic Novice I: Ada Özçırpıcı (gümüş)

·         Basic Novice Erkekler: Furkan Emre İncel (altın), Batu Tasasız (gümüş), Ege Alacan (bronz)

·         Intermediate Novice Kadınlar: Defne Ulutaş (gümüş)

·         Intermediate Novice Erkekler: Ege İlter (altın)

·         Advanced Novice Erkekler: Efe Ergin Dinçer (altın), Mehmet Cenkay Karlıklı (gümüş)

·         Junior Erkekler: Alperen Özkan (altın), Ali Efe Güneş (gümüş)

(TRTHABER)

2 Mart 2021 Salı

Samsun’dan başlayıp İzmir’e ulaşan soydaş fırtınası başta Ege olmak üzere tüm Türkiye ve Balkan ülkelerini etkisi altına aldı

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu’nun (BRTK) Cumhuriyet Halk Partisi Balkan Masası ile birlikte gerçekleştirdiği ve ilki Ocak ayında Samsun’da düzenlenen ‘Toplumsal Dayanışma Balkan Sivil Toplum Kuruluşları İstişare Toplantısı’nın ikincisi İzmir’de yapıldı. Bornova Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Balkan İşbirliği’ konu başlıklı toplantı başta Ege bölgesi olmak üzere tüm Türkiye ve Balkanlar’da ses getirdi.

Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk, Yunanistan, Gagavuzya başta olmak üzere Balkanların çeşitli bölgelerinden, Türkiye’den de  Bursa, Samsun, Sinop, Tekirdağ, Afyon, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, Antalya, Elazığ, Diyarbakır’dan milletvekilleri ile Rumeli Balkan kökenli onlarca belediye, STK başkanı ile konusunda uzman soydaşın katıldığı ve iki oturum halinde gerçekleşen etkinlikte katılımcılar ‘göç’ olgusu ile bu dönemde yaşanan acıları irdeledi.

Tarihsel belleğe katkı niteliğinde bilgilerin paylaşıldığı toplantılarda hüznün yanı sıra mutluluk da yaşandı. Rumeli ve Balkanlardan birçok belediye ile kurumun Türkiye’nin değişik bölgelerinden belediye ve STK’ları ile kardeşlik ve işbirliği protokollerinin de imzalandığı oturumlar sonunda deklarasyon yayınlandı. Çağrı niteliğindeki ‘Rumeli Balkan Dernekleri Bornova Deklerasyonu’ nda son ikiyüzyılı sürgün, katliam ve kimliksizleştirme çabaları ile geçen Balkanlardaki soydaşlarımıza dikkat çekilerek onların sorunlarının giderilmesi ve işbirliğinin geliştirilmesi için yapılması gerekenler aktarıldı. 

MAKEDONYA ÖZELİNDE KOMÜNİST REJİMİN BASKISI VE YÜCEL DAVASI
 
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu yaptı. BRTK’nın Balkanlardaki çalışmalarını özetleyip, hayata geçirdikleri projeleri aktaran Mutlu ‘’Çok kıymetli dava arkadaşlarım’’ diye başladığı konuşmasında 100 yıldır Balkanlarda yaşanan sıkıntıları ifade ederken bu durumun en acı verici yanının gerisin geriye, anavatan Türkiye’ye göç etmek olduğunu söyledi. Konuşmasında 1940’lı yıllarda Makedonya’da yaşananları aktaran Mutlu, o dönemde komünist totaliter rejimin baskıları altında ezilen insanlarımızın kendi örf adet ve kültürleri ile varlıklarını korumak adına kurdukları Yücel Teşkilatı ve ‘Yücelciler’i anarak ‘’Onların önünde saygıyla, hürmetle ve özlemle eğiliyoruz’’ dedi. Yücel Teşkilatı’nın Tito’nun Türk ve Müslümanlara karşı başlattığı soykırımın sonucu oluştuğuna dikkat çeken Mutlu, ‘’ Bundan 80 yıl evvel, 27 Şubat 1948 yılında idam edilen 4 evladımızı unutmadık. Hala mezarlarının bile yeri bulunamadı bu atalarımızın, şehitlerimizin’’ dedi.

HER BİREYİMİZE SAHİP ÇIKILMALI

Bu gün de Makedonya’da bu mücadelenin sürdüğüne inandığını ifade eden Mutlu, Misak-ı Milli sınırları dışında kalmış her insanımızın kendisini hüzünlendirdiğini, onlara sahip çıkılması, özellikle de gençler ile ilgilenilmesi gerektiğini söyledi. Makedonya’da soydaşlarımızın bulunduğu her evde, her cami minaresinde bir Türk bayrağı olduğunu, bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden BRTK başkanının, buralara yönelik hazırladıkları projeleri aktardığı konferans iki gün sürdü. Başkan Mutlu konuşmasında Balkanlardaki soydaşlarımızın Türk insanının ve Türkiye’nin gücünü hissetmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak sözü Balkanlarda birçok ülkede bu yıl yapılacak seçim ve sayımlara getirdi. Başta Kosova, Makedonya, Batı Trakya, Bulgaristan ve Romanya olmak üzere daha birçok yerde Avrupa Birliği’nin isteği ile sayımlar yapılacağına dikkat çeken Başkan Sabri Mutlu oralarda daha birçok insanımız bulunduğunu, sayılarının ise 10 milyonun üzerinde olduğunu, bunun için de onların nüfus kayıtlarına yansımasının önemli olduğunu belirtti.

AB’DEN SAYIYA GÖRE PARA AKTARILACAK

Bu soydaşlara bulundukları ülkelerde farklı asimilasyon yöntemleri uygulandığını da ifade eden Mutlu, ‘’Onlara sahip çıkmalıyız. Buraya göç etmiş veya Avrupa ile dünyanın başka ülkelerinde olan insanlarımız mutlaka sayım için kayıt yaptırmalı. Çünkü yarın oradaki insanlarımıza AB fonlarından ve bütçesinden ortaya çıkacak sayılara göre bütçe aktaracaklar’’ dedi. Camianın her ferdinin bu konuda duyarlı olmasını isteyen Başkan Mutlu Balkanlardaki insanımıza, ulaşabilmemiz, oralara destek verebilmemiz için mutlaka yerel yönetimlere proje bazında ulaşılması gerektiğini söyledi. Konuşmasında Bulgaristan seçimleri için lojistik destek verdiklerini de hatırlatan Başkan Mutlu bu konuda yerel yönetimlerden destek beklediklerini ifade ederek Türkiye’de 350 bine yakın soydaşın oy kullanma hakkı bulunduğuna dikkat çekti. Seçimlerde kimsenin oyuna ipotek konulamayacağını, herkesin hür iradesi ile tercihte bulunacağını belirten BRTK Başkanı Mutlu, seçimlere katılacak partilere daha önce yayımladıkları ve sorunları ile beklentilerini sıraladıkları deklarasyonu hatırlattı.   

ATATÜRK’ÜN TESPİTİ VE ÇAĞRISI HALA GÜNCEL

Etkinlikte yapılan konuşmalarda en anlamlı, belirleyici cümleyi ise Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Grup Başkanvekili ve CHP Balkan Masası Başkanı Faik Öztrak dile getirdi. Öztrak, konuşmasında ebedi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sınırlarımız dışında kalan soydaşlarımız için söylediği “Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (Dış Türklerin) bize yaklaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir. “ sözü ve düsturu toplantının imzası niteliğindeydi.

Etkinlikte Balkan Rumeli göçleri ile anavatana gelen göçmen camiasının büyüklüğü, yoğunluğu ve anavatana kattıkları değerlere dikkat çekilirken, Balkan ülkeleri ile buralarda yaşayan insanlarımızın sorunları ile yapılması gerekenler ele alındı. Konuşmacılar Balkanlarda yaşanan Türk – Müslüman soykırımına da dikkat çekerken, bu süreçte yitirilen canlarımız yaad edildi.  Yücel Teşkilatı ve onun idam edilen önderlerinin de unutulmadığı süreçte Bornova Belediye Başkanı Doktor Mustafa İduğ da yaptığı konuşmada kendisinin de Girit göçmeni bir ailenin evladı olduğuna dikkat çekerek, bütünlük sağlamanın önemine vurgu yaptı ve amacın sonuç odaklı çalışmalar yapmak olduğunu, bir adım daha ileri gidebilmek çabaladıklarını aktardı.

ASİMİLASYON POLİTİKALARI SONA ERDİRİLMELİ

Türkiye’deki Balkan orjinlilerin çok büyük bir aile olduğunu bunun kıymetini bilmemiz gerektiğini de ifade eden Başkan İduğ, ‘’Bu birliktelik ve sinerjiyi iyi kullanmalıyız’’ dedi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i temsilen söz alan Başkanvekili Mustafa Özuslu ise Bulgaristan’ın Çırpan ilçesinden İzmir’e göceden bir ailenin oğlu olduğunu söyledi. Özuslu, Balkan çalışmalarında öne çıkmış, bayraklaşmış her insanı saygıyla selamladığını ve andığını belirtirken bu anlamda çalışmaları ile Balkan camiasında anıtlaşmış bir isim olan Bosna Hersek Fahri Konsolosu merhum Ahmet Kemal Baysak’ı da yadetti, Mustafa Özuslu Balkanlarda Türklere karşı yürütülen asimilasyon politikalarının sona erdirilebilmesi için en üst çabanın sergilenmesi gerektiğini de söyledi.

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel de konuşmasında tam 3 ayrı koldan Balkanlı bir ailenin üyesi olduğuna dikkat çekerek, anneannesinin Selanik, babasının Kırçova, Büyük dedesinin de Üsküp doğumlu olduğunu söyledi. Özel, karşısında bulunan insanların sıcak bakışlarında her zaman Balkanları hatırladığını ifade ederek ‘’Geldiğimiz uzak diyarların, güzel coğrafyası, sıcak insanlığı, dostluğu, kardeşliği ile hemhal olmamdan dolayı sizlerle beraberim. Göçmen olmak, göçetmiş olmak, zorunlu göçe tabi olmuş olmak, topraklarından, atalarından koparılmanın ne demek olduğunu bu topraklarda yaşayan pek çok insan bilir. Göçün iki zorluğu vardır. Göçedince eğer her şey yolunda değilse, bir artık ayrıldığınız yerden değilsinizdir, gitiğiniz yerde de her şey yolunda değilse artık oralı da değilsinizdir. Bu göçün, göçmenin yaşadığı en büyük sıkıntıdır. Bunu aşmanın yolu burada yapılanlardır’’ dedi.

ÖZEL’DEN SAYIMLAR İÇİN HASSASİYET ÇAĞRISI

Balkan STK’larının emeklerinin ve çabalarının bu açıdan çok önemli olduğuna da işaret eden Özel ‘’Gelenin, geldiği yere enteğrasyonu, geldiği yerden de kopmaması, köklerini kaybetmemesi, orayla dayanışma duygularını, iletişimini sürdürmesi, dönüp oraya yardımını, katkılarını esirgememesi ve oradan güç almaya devam edebilmesi için, geldiği yerde de o kentten olabilmesi için, bir kenarda, bir köşede sıkıntılar çekmek yerine oraya entegre olabilmesi, kendi taşıdığı renkle o kentin, o toplumun çok renkliliğine katkı sağlayabilmesi önemlidir’’ dedi. BRTK’nın çalışmalarını bu açıdan çok önemsediklerini, Başkan Mutlu’nun da Avrupa Birliği’nin demografik yapıyı tespit çalışmaları ve Balkan coğrafyasında yapılan sayımlarla ilgili hassasiyet çağrısının çok önemli olduğunu vurgulayarak Bulgaristan seçimleri başta olmak üzere bölgedeki her aktivitenin tarafı olmak gerektiğini, STK’larımızın da oralardan ellerini çekmemesini istedi. Balkanlardaki her insanımızın demokratik haklarını kullanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Özel oradaki her insanımızın da daha iyi yaşayabilmesi, ezilmemesi, kültürel asimilasyona tabi tutulmamaları için oradaki birliktelik ve siyasi duruştaki doğruluğun çok önemli olduğuna işaret etti.

SADECE BALKANLARDA DEĞİL TÜRKİYE’DE DE GÖREVİMİZ VAR 

Ortak akıl ile orada darmadağın bir görüntü vermeden bütün bu çalışmaların yürütülmesi gerektiğinin önemli olduğunu belirten Özel ‘’Orada doğru yerde, doğru zamanda, doğru duruşu gösterebilecek iradenin ortaya konabilmesi için bu tip toplantıları, bu tip birliktelikleri son derece önemsiyorum’’ dedi. Konuşmasında Balkan insanının görevinin sadece balkanlarda olmadığına da değinen Özel ‘’ Çağdaşlık yolunda, çağı yakalamak için, çağdan kopmamak adına, elde edilmiş demokratik kazanımları sürdürmek, bu ülkenin kurucu kadrolarına, kuruluş felsefesine ve kurucusuna bağlılık noktasında hepimizin suyun o tarafında olduğu kadar bu tarafında da görevleri var. Biz yürüyüşümüzün 1881’de Selanik’te açılan bir çift mavi göz ile başladığını biliriz. ‘Atatürk’ümüze, O’nun önce kurtardığı sonra kurduğu bu güzel cumhuriyete, cumhuriyetin kazanımlarına, cumhuriyet kadrolarına sahip çıkma noktasında bu salondaki her bir yüreğin benden daha coşkuyla çarptığını, her bir gözün de en ışıldayan, en kendinden emin gözler olduğunu mutlulukla seyrediyorum’’ dedi.

EN BÜYÜK SOYKIRIMLAR BU BÖLGEDE VE BİZE YAPILDI


Kürsüye gelen CHP Balkan Masası Başkanı Faik Öztrak ise adeta Balkanların bölge bölge analizini yaptı. Öztrak, yakın tarihte yaşanan acılara da değindiği  konuşmasında, ‘’ Cumhuriyet Halk partisi Balkan Masası olarak amacımız Balkanlardaki kardeşlerimiz ile dayanışma ve işbirliğini artırmak, var olan kardeşliğimizi pekiştirmek, Hem Türkiye’de hem Balkanlarda mutluluğumuzu çoğaltmak, paylaşmak. Buna ihtiyacımız var.  Çünkü bu coğrafyada yakın tarihimizde büyük acılar yaşadık. Makedonya Türklerinin özelinde tüm Balkanlarda sürgün ve katliamlar aslında Balkan savaşları ile başladı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşında bu acılar devam etti. Aslında belki de dünyanın görüp görebileceği en büyük soykırımları bu süreçte yaşadık, ama bizler bunları çok fazla konuşmadık.

TARİHTEN DERSLER ÇIKARMALIYIZ

Daha dün gibi, Bosna Hersekte’ki katliamları nasıl unutabiliriz. Çok büyük insani kayıplar verdik. İkinci Dünya Savaşı’nda Makedonya Türklüğünün varlığı tehlikeye girdiği zaman içinde bulunduğu şartlara bakmaksızın mücadeleye atılan kardeşlerimizi de elbette unutamayız. Burada, bu mücadelede yaşamını yitiren tüm kardeşlerimizi ve Yücel teşkilatının tüm mensuplarını rahmetle anıyoruz. Elbette tarihten dersler çıkartmalıyız. Ama bugün yaşadığımız güncel sorunlarımız da var. Küresel bir salgın yaşıyoruz. Tam da böyle bir dönemde, Nisan ayında Kuzey Makedonya nüfus sayımı var. Bu nüfus sayımında hem oradaki soydaşlarımızın hem de buradaki akrabalarının nüfus kayıtlarına tam olarak yansımasını çok önemli buluyoruz. Temsilde adalet olması ve daha bir çok hakkın kullanılabilmesi için bunu önemsiyoruz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da soydaşlarımızın yanında olacağız. Her türlü lojistik desteği vermeye çalışacağız. Buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Makedonya ile vatandaşlık bağınız varsa elektronik ortamda da kayıt yaptırabilirsiniz. Ayrıca oradaki akrabalarınız aracılığı ile de kayıt yaptırabilirsiniz.

BEKLENTİMİZ GÜNLÜK YAŞAMDA VE TEMSİLDE ADALET

Bu imkanları lütfen kullanalım, nüfus sayımında kaydolalım. Bu arada anadilde eğitim konusunda Makedonya’da gösterilen çabayı takdirle karşıladığımızı belirtmek isterim. Kamu kurumlarında anayasal haklarını temsil için gösterilen çabaları da önemsiyoruz. Makedonya farklılıkların ahenk içerisinde yaşayabileceği en güzel yerlerden biridir. Biz Makedonya’yı kendi tarif ettiği biçimde kabul ediyoruz. Bizim herkesten beklentimiz günlük yaşamda ve temsilde adalettir. Soydaşlarımızın, siyasi, iktisadi ve sosyal alanda hakettiğini alması en büyük temennimiz olacaktır. 17 Şubat’ta kardeş Kosova Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 13. yılını kutladık. Kosova Cumhuriyeti’nin salgın sürecinde 14 Şubat’ta gerçekleştirdiği genel seçimler olgunluk içinde geçti. Kosova Parlamentosu yeniden şekillendi. Seçimleri kazanan ‘Kendin Karar Al Hareketi’ Albin Kurti’yi tebrik ediyorum. Çok kıymetli soydaşlarımız da parlamentoda yer alacaklar. Bu çerçevede milletvekili seçilen Fikrim Damka ve Fidan Brina Jilta’yı da buradan kutlamak istiyorum.

BULGARİSTAN SEÇİMLERİ İÇİN DESTEK VERİLECEK

Bir başka seçim süreci de Bulgaristan’da yaşanıyor. Bulgaristan’da da halkın iradesinin sandığa dürüstçe yansımasını temenni ediyoruz. Doğdukları ve uzun süre yaşadıkları vatanlarından Anadolu’ya kendi köklerinin olduğu topraklara gelen soydaşlarımızın bu süreçte Bulgaristan’daki seçimlere katılacaklarına az sayıda da olsa kurulan sandıklara gideceklerine eminiz. Belediyelerimiz hemşehrilerinin kolay oy kullanması için her türlü önlemi alacaklardır. Biz tüm soydaşlarımızdan birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerini ve yönetime talip olmaları için bir bütün içinde olmalarını bekliyoruz. Belki hükümet kuracak çoğunlukta olmayabilirler ama mutlaka hükümeti belirleme noktasında olmalarını umut ediyoruz’’ dedi. 

Öztrak konuşmasında CHP Balkan Masası’nın başta BRTK olmak üzere tüm soydaş STK’ları ve kardeş belediyeler ile ortak bir çalışma takvimi oluşturmayı önemsediğini vurguladı. Öztrak, oluşturdukları yapının bir görevinin de Balkanlarda dini cemaatler üzerinden yapılan çalışmaların, ahbap çavuş ilişkileri ile yapılan görevlendirmelerin, ideolojik yaklaşımların, yapılan işlerde süreklilik sağlanmamasının soydaşlar ile ilişkilerde yarattığı tahribatı önlemek olduğunu ifade etti. 

ATATÜRK’ÜN VİZYONU VE ANLAYIŞI REHBERİMİZ

Öztrak konuşmasında Atatürk’ün Balkanlılık kimliğine de vurgu yaparak ‘’Balkanlardan gelen büyük hemşehrimiz, cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu ebedi liderimiz ve genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün sınırlarımız dışında yaşayan soydaşlarımız için söylemiş olduğu şu sözler bizim düsturumuz olacaktır; ‘’Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz, Bizim onlara yaklaşmamız gerekli. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarih içinde bütünleşmeliyiz. Tarihi bağı kurmamız lazım. Folklor bağı kurmamız lazım.’’ Bunları kim yapacak. Elbette biz. Bu vizyon ve anlayış bizim yol göstericimiz olacak. Bu gün sadece bu salonda değiliz. İştipteyiz, Radovişte’deyiz, Resne’deyiz, Kocacık’tayız, Üsküp’teyiz, Balkanlardayız. Yüzü aşkın Balkan masası temsilcisi ile Anadolu’nun her yerindeyiz‘’ diyerek organizasyona destek veren, katkı koyan her kişi ve kuruma teşekkür etti.

SOYDAŞLAR TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ GÜCÜDÜR

Balkan İşbirliği Toplantısı’nın çevrimiçi katılımcıları adına ilk söz Makedonya Türkleri’ni temsil eden STK başkanlarına verildi. Oturuma Zoom programı üzerinden katılan Makedonya’nın İzmir eski Ticari Ataşesi Alev Süleyman yaptığı konuşmada mevcut gündem ve çalışma ile Türk Devleti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkalarında olmayan bir gücüne şahit olduklarını ifade ederek, ‘’Bu insan sermayesi gücüdür. Makedonya’da, Bulgaristan’da, Kosova’da, Yunanistan’da, Bosna Hersek’te, Polonya, Romanya ile Sırbistan’da yaşayan ve hala buralarda Türklüğün, Türkiye’nin savunuculuğunu yapanlardır. Bu sermaye iyi kullanılmalı ve değerlendirilmelidir’’ dedi.

Makedonya yörüklerinden İştipli araştırmacı yazar İzzeti İbrahim Soylu ise Makedonya özelinde Türk iskanlarını anlattığı konuşmasında Türkmen – Yörük taifelerinin Osmanlı zamanında 200 binin üzerinde bir sayıda buralara yerleştirildiğini belirterek, Atatürk’ün soy ağacı ve aile bilgilerini de aktardı.

ANAVATANIMIZA YÜREKTEN BAĞLIYIZ

Bornova toplantısının üçüncü sanal katılımcısı ise Makedonya Siyasi İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcısı İlhan Rahman’dı. Rahman ‘’ Tüm evladı Fatihanlara Kuzey Makedonya’dan Atatürk’ümüzün baba ocağından selam var’’ diyerek başladığı konuşmasında anadilde eğitim, isdihdam, kültür ve birçok alanda sıkıntılar olduğunu belirterek ‘’Umarım Avrupa sürecinde bu problemleri NATO üyeliğimizin avantajıyla da aşarız’’ dedi.

Makedonya Türk Milli Birlik Hareketi Başkanı Erdoğan Saraç ise Balkanlar ve buralarda yaşayan soydaşlar için bir devlet politikasına ihtiyaçları olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında ‘’Biz hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmak istemiyoruz. Anavatanımıza yürekten bağlıyız. Türkiye Cumhuriyeti kalbimizde taht kurmuştur. Kim bu tahtı yıkmak isterse bizim de düşmanımızdır’’ dedi. Türkiye’nin büyüklüğünün sınırlar dışında daha iyi anlaşıldığını belirten Saraç Makedonya’nın Yunanistan’ın dümen suyuna girdiğini belirterek Türkiye’nin bir Balkan politikasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Türkiye’nin Makedonya’yı ilk tanıyan ülke olduğunu ancak bu gün gelinen noktada bu desteğin iki ülke ilişkilerine yansımadığını söyledi.

KAYBEDİLMİŞ TOPRAKLARIN AZİZ HATIRALARI

Günün sürpriz katılımcısı hiç şüphesiz Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar idi. Başkan Karalar konuşmasında Balkanlar’daki kardeş belediyeleri ile işbirliğini daha da geliştireceklerini vurguladı. Konuşmasında Makedonya halkı ile Adana’nın ilişkilerinin çok eski olduğunu,  kentlerinde 15 binin üzerinde sadece Priştine asıllı göçmen bulunduğunu belirten Karalar Makedonya, Bosna, Karadağ ve Kosova başta olmak üzere Balkanların pek çok kentinin belediyesi ile kardeşlik bağları olduğunu anlatarak, kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarına saygılarını sundu.

BALKANLAR İÇİN UZUN VADELİ STRATEJİ ŞART

Türk Demokrasi Partisi Genel Başkanvekili Gönül Bayraktar ise ‘’Yahya Kemal Beyatlı’nın memleketi Üsküp’ten selamlar’’ diyerek başladığı konuşmasında 1800’lü yıllarda kurulan ve Yücelci liderlerin de okuduğu Tefeyyüz İlkokulu’nda 18 yıl müdürlük yaptığını vurguladı. Bayraktar, Makedon’yadaki en eski siyasi partilerden biri olduklarını ve 19 belediyenin 2 sinde başkan olarak, 17’sinde de meclis üyesi olarak 26 temsilcilerinin olduğu bilgisini paylaştığı konuşmasında Makedonya Türklerinin yaşadığı sorunları özetledi. Türkiye’den beklentilerinin Balkanlara yönelik uzun vadeli bir stratejinin oluşturulması olduğunu da ifade eden Bayraktar Makedonya’da Nisan ayında yapılacak nüfus sayımlarının Türk toplumu açısından önemine de değinerek Türkiye’deki çifte vatandaşların kendilerini mutlaka kayıtlara geçirtmelerini istedi. 

İLİŞKİLER DAHA İYİ SEVİYEYE GETİRİLMELİ

Priştine Belediyesi Başkan Yardımcısı Selim Pakoli de Türkçe selamlamanın ardından Arnavutça yaptığı konuşmada Balkanlarda yaşayan halklar ile Türkiye’nin ilişkilerinin daha iyi bir seviyeye getirilmesi gerektiğini söyledi. Pakoli, kendileri açısından zorlu geçen savaşlarla dolu bir sürecin ardından Türkiye ile böyle bir iletişimin kendileri açısından önemini aktardığı konuşmasında Türkiye’ye bölgeye sağladığı desteklerden ve varlığıyla hissettirdiği güven duygusundan dolayı teşekkür etti. 

Kocacık Belediye Başkan Yardımcısı ve Kocacık Derneği Kurucu Başkanı Caner Sezai kentten görüntüler eşliğinde yörenin bilgilerini görsel olarak da aktararak buranın mutlaka ziyaret edilmesi gerektiğini belirtip Türkiye’ye davet yaptı.

BALKAN GÖÇMENLERİ NİTELİKLİ TARIM GETİRDİ

Elazığ’ın Sivrice ilçesi belediye eski başkanı Metin Öztürk ise konferans katılımcılarına aktardığı aile bilgilerinin ardından Balkanlardan Elazığ’ın Sivrice ilçesine göç edenlerin yörede meydana getirdiği olumlu değişiklikleri sıraladı. 1936 yılında Makedonya’dan gelenlerce kurulan köylerin başta Hazar Gölü etrafı olmak üzere bölgedeki arazileri nasıl bataklık vasfından çıkarıp tarım arazisine dönüştürdüğünü de özetleyen Metin Öztürk bu sayede yöre insanının tarımsal üretim ile tanıştığını aktardı.

Daha sonra sırasıyla konuşmacı olan Makedonya’dan Elazığ bölgesine göç etmiş bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi Şükran Aktan ile Bulgaristan’ın Deliorman ve Rusçuk bölgelerinden Diyarbakır’ın Bismil ilçesine göç etmiş ailelerin temsilcileri olan Nihal Maral ile İsmail Kaykaya Siri de toplantıya yönelik aldıkları davetten duydukları mutluluğu özetledi. Oldukça duygusal anlar da yaşayan konuşmacılar köylerinden büyük şehirlere taşınan ailelere dönün çağrısı da yaparken,  atalarının göç hikayelerini ve göçle beraber yörede yaşananları da aktardılar.

Bu katılımcıların ardından söz alan Mersin Tarsus Belediye Meclis Üyesi Ayla Erciyas etnik ve inanç temelli ayrımcılıkla yaptıkları mücadeleyi özetledi, göç ile birlikte oluşan sorunların giderilmesi için oluşturdukları projeleri ve hedefledikleri işbirliklerini ifade etti. 

GAGAVUZ TÜRKLERİ DE KATILIMCIYDI

Moldova Gagavuz Özerk Cumhuriyeti Vulkaneş ilçesi başkanı Viktor Petrioğlu ise Balkan İşbirliği Toplantısı katılımcılarına yaptığı konuşmada Türkiye’ye yönelik en içten sevgi ve hürmetlerini ifade ederek toplantıya katılımdan dolayı yaşadığı mutluluğu aktardı. Yaşadığı bölgede 150 bin Gagavuz Türkü bulunduğunu aktaran Başkan Petrioğlu Türkiye ile çok iyi ilişkilere sahip olduklarını belirtti. Konuşmasında Vulkaneş İlçe Belediyesi’nin Tarsus Belediyesi ile kardeş olmak istediğini de ifade eden Başkan Viktor Petrioğlu bu çalışmaların pandemi süreci nedeniyle sekteye uğramasından ve görüşememekten üzgün olduklarını ifade etti.

Antalya’nın Manavgat ilçesi Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Ceylan ise Romanya’nın Mecidiye ilçesi belediyesi ile imzalayacakları kardeşlik protokolü hakkında bilgilendirme yaptığı konuşmasında ilçesindeki müzede Balkan göçmenlerinin bağışladığı göç günlerini anımsatan eşyaları sergilediklerini aktardı. Suyun öteki yakasında kalmalarının kendileri için önemli olmadığının altını çizen Başkan Ceylan, ‘’Balkanlar bizim içimizde kanayan yaradır. Bu yarayı sarmak, içimizde hissetmek adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz’’ dedi.

SAMSUN’DA BALKAN ASILLI 400 BİN SOYDAŞ VAR

Samsun Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci Batı Trakya da bulunan Yassıköy Belediyesi ile kardeşlik protokolü imzaladıklarını vurguladığı konuşmasında Samsun’da 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan mübadele anlaşması sonrasında gelen ailelere mensup hali hazırda 400 bin soydaş yaşadığını ifade etti. Deveci Balkan göçmenlerinin karakteristik özelliklerini ifade ederken, ‘’Çalışkanlıkları, dürüstlükleri, bayrağına sahip çıkmaları ile örnek insanlardır’’ dedi.

Rodos Kozlukebir belediyesi ile kardeşlik protokolü imzalayan Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan ise suyun iki yakasında yaşayan soydaşları bir araya getirme hedefi olduğunu ifade ederek protokol selamlamasının ardından yaptığı konuşmada ‘’Soydaşlarımızın dertlerini, acılarını paylaşmak, mutluluklarını kalplerimizde hissetmek adına atılan adımları çok önemsiyorum. Emeği geçenlere minnettarım. Kozlukebir’e gerçekleştireceğimiz ilk ziyaretin anını özlemle bekliyoruz‘’ dedi.

TOPLANTILAR GÖÇMENLERDEKİ HEYECANI TETİKLİYOR

Amasya Merzifon’dan oturuma katılan Batı Trakya’nın İskeçe kenti Mustafçova ilçesinin kardeş Belediye Başkanı Alp Kargı da çok keyif verici bir çalışmanın içerisinde olduklarını, Samsun Atakum’da yapılan ilk toplantının sahadaki yansımasının çok olumlu olduğunu ifade etti. İlçelerindeki Arnavutluk göçmeni vatandaşlarının bu vesile ile kendilerine ulaştığını, pozitif görüş ve duygularını dile getirdiklerini söyleyen Başkan Kargı bu tür çalışmaların devam etmesini ve önemini daha iyi anladıklarını söyledi.

Yine Amasya’dan toplantıya sanal ortamdan katılan Gümüşhacıköy Belediye Başkanı Zehra Özyol yaptığı konuşmada ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi hemşerileri, hepinizi saygı ve sevgi selamlıyorum’’ diyerek başladığı sözlerinin devamında  kendisinin de  Selanik Kayalar’dan, mübadele ile Batı Trakya’dan göç etmiş bir ailenin evladı olduğunu  ve Makedonya’nın Gostivar Belediyesi ile kardeşlik protokolü imzaladıklarını söyledi.

HEPSİ ATATÜRKÇÜ VE CUMHURİYETÇİ

Karabük Safranbolu Belediyesi’nin kardeşi Moldova’nın Gagavuz Özerk Cumhuriyeti Avdarma Belediye Başkanı Malina Kapsomon ise konuşmasında ilçelerinin kuruluşu ve geçmişi ile ilgili bilgilendirme yaptı. Avdarma belediye sınırları içerisinde yaklaşık 4 bin kişinin yaşadığını ve herkesin Gagavuzca Türkçesi ile konuştuğunu ve bu konuya çok önem verdiğini ifade eden Başkan Kapsomon ayrıca Türkiye’de yaşayan tüm kardeşlerine kucak dolusu selamlar gönderdi.

Toplantıya katılan diğer konuklardan İzmir Konak Belediyesi ARGE Müdürü Turan Ateş Manastır Bitola ile kardeşkent olduklarını, Balkanlardaki kardeşlerimiz için proje yapmak istediklerini söyledi. Toplantıya bizzat katılan Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu da söz aldığı konferansta Akhisar’ın bir göçmen kenti olduğunu,  kendisinin de Balkanlardan göç etmiş bir ailenin çocuğu olduğunu, aile büyüklerinin Bulgaristan Kırcaali‘den Akhisar’a geldiklerini belirtti. Balkanların çocuğu olarak kendisine oralara gitmenin nasip olmadığını ifade eden Başkan Dutlulu oradan bir belediye ile kardeşlik protokolü imzalamak istediğini söyledi. İlçesindeki göçmenlerin hepsinin Atatürkçü, cumhuriyetçi ve iyi insanlar olduğunu ifade eden Başkan Besim Dutlulu ‘’Ancak ne yazık ki bağlarımız kopuyor, geldiğimiz toprakları unutuyoruz’’ dedi.

SOYDAŞ ÇOĞUNLUĞU VAR, ASAYİŞ SORUNU YOK

Denizli’nin Bozkurt İlçesi Belediye Başkanı Birsen Çelik de kürsüden yaptığı konuşmada ilçesinin Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinden gelen muhacirler tarafından kurulduğunu anlattı. Denizli’nin yüzde 65 oranındaki soydaş nüfusu ile tek yerleşkesi olduklarının altını çizen Başkan Çelik bu nedenle ilçelerinde asayişin her zaman çok iyi olduğunu ve ilçelerinin çok düzenli ayrıca çok temiz bir yer olduğunu ifade etti. Bundan dolayı çok onurlu ve gururlu olduğunu belirten Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik ayrıca Bulgaristan’ın Deliorman bölgesindeki Opaka (Hacıyürük) belediyesi ile kardeş kent oldukları bilgisini de verdi.

Afyonkarahisar’ın Dazkırı Belediye Başkanı İsmail Taylan ise konuşmasında aile büyüklerinin Bulgaristan’ın Şumnu (Şumen) kentinden gelme olduğunu, ilçelerinin nüfusunun 12 bine yakın olduğunu, bu nüfusun da yüzde 30-35’inin Deliorman’dan göç eden insanlardan oluştuğunu ifade etti.

BALKAN KARDEŞLİĞİ ONUR VE GURUR VESİLESİ

Bornova toplantılarının birinci oturumunda söz alan son konuk konuşmacı İzmir Selçuk Belediye Başkanvekili Serkan Topalan idi. İlçelerinin 6 kardeş belediyesinden 2’sinin Balkan ülkelerinden Makedonya’dan Radoviç ve  Dion olduğunu ayrıca Gagavuz Özerk Cumhuriyeti’nden Kiriyet belediyesi ile kardeş olmak için de hazırlık yaptıklarını vurgulayan Topalan, ‘’Bu durum Balkanlara verdiğimiz önemi göstermektedir. Bu durumdan onur ve gurur duyuyoruz’’ dedi.

Toplantının ikinci ve basına kapalı olarak gerçekleşen oturumunda ise Ege bölgesinde bulunan tüm Balkan ve Rumeli göçmen dernek başkanları söz aldı, bölgelerinde yaşadıkları sorunlar ile çözüm önerilerini katılımcılara aktardı.

YAYINLANAN DEKLARASYON İLE TARİHE NOT DÜŞÜLDÜ

Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) ile Cumhuriyet Halk Partisi Balkan Masası’nın Bornova’da gerçekleştirdiği Balkan İşbirliği Çalıştayı’nda ortaklaşa kaleme alınan Rumeli Balkan Dernekleri Bornova Deklerasyonu’nun konu başlıkları ve maddeleri ise şöyle;

‘’Son ikiyüz yılı sürgün, katliam ve kimliksizleştirme çabaları ile geçen Balkanlardaki soydaşlarımıza;

Doğduğu ya da atalarının mezarının olduğu vatanlarından Van’dan, İzmir’e kadar anavatanları Anadolu’ya dönen vatandaşlarımıza;

  • Dün Balkanlarda, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, Bosna ve Kosova Savaşı’nda;
  • 27 Şubat 1948 yılında Balkanlarda Türk varlığı için Yücel Davası’nda;  
  • Hepimizce kaynağı belli, sadece maşalarınca göz bebeğimiz, son kalemiz, vatanımız Türkiye’mizi en son olarak Gara’da olmak üzere parçalama yok etme çabalarında;
  • katledilen sivil ve asker şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliriz.

Balkanlarda:

  • Yerel yönetimler arası işbirliği ve kardeşliklerin geliştirilmesini,
  • Vatanlarımızla bir köprü olan Türk dili ve kültürünün, farklılıklarımızı da muhafaza ederek yaşatılmasını,
  • Sivil toplum kuruluşlarımız ile yerel yönetimlerin beraber yapacağı ortak faaliyetlerin geliştirilmesini,
  • Soydaşlarımızın tercihlerini birlik beraberlik içinde sandığa yüksek derece katılımları ile yansıtılmasını,
  • Makedonya’da gerçekleştirilecek nüfus sayımlarına amasız ve fakatsız ülkelerinde ya da ülke dışında katılınmasını,

bekliyoruz.

  • Karanlıklarda ışık olan Balkanlardaki ulusal sivil toplum kuruluşları ile ulusal siyasi teşekküllerin masumane dahi olsa yok edilmesi ve kimliksizleştirilmesi ve değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz.
  • Makedonya Türk Toplumu Temsilcilerinin konuşmaları ile Makedonya Türk toplumunu yakından tanıma; Balkanların bir özeti olan onların içinde bulundukları durumu anlayıp bir şeyler yapabilme; Balkanlarla ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliği imkânlarını araştırma fırsatı veren;
  • Afyonkarahisar, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak’ta kurulu Anadolu’nun hayat damarları olarak değerlendirdiğimiz muhacir ve mübadillerin kurduğu sivil toplum kuruluşları ile bir araya getiren;
  • Balkan Masası etrafında bizleri toplayan;
  • Balkanlardaki kardeş belediye örneklerini sunan;

Başta Bornova Belediye Başkanımız Mustafa İDUĞ olmak üzere Balkanlarda var olma mücadelesinde Balkan sorumluluğu alan herkese şükranlarımızı sunarız.

Saygılarımızla''

 


https://www.youtube.com/watch?v=L3LTaPxuPJ0&list=PLGExRh3Rxu8N8kmxmNUncMO8JNJKti2cG

25 Şubat 2021 Perşembe

Millilerimizden Bulgaristan'da yumruk yumruğa mücadele

 

Bulgaristan'da düzenlenen 72. Uluslararası Strandja Boks Turnuvası'nda 6 milli sporcu çeyrek finale yükseldi. Türkiye Boks Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, kadınlarda 57 kiloda Hatice Akbaş, 60 kiloda Esra Yıldız, 69 kiloda Busenaz Sürmeneli ve 75 kiloda Şennur Demir rakiplerini mağlup ederek adlarını çeyrek finale yazdırdı. Erkeklerde ise +91 kiloda Mehmetcan Işık ve Berat Acar da rakiplerini yenerek çeyrek finalist oldular.

Macaristan Türkiye’de Büyükelçi Viktor Matis ile hedef büyülttü

Türkiye ile Macaristan arasında hem ticari hem de askeri alanda çok sayıda iş birliği anlaşması imzalandı. Macaristan’ın Türkiye Büyükelçisi Viktor Matis, ikili ilişkilerde atılacak adımları özetleyerek ‘’İki ülke arasındaki ilişki, tarihten gelen güçlü bağlar ve kültürel yakınlık ile köklü bir geçmişe sahip. Bu geçmiş; stratejik ortaklıkla, hem ticari, hem askeri hem de kültürel alanlarda bugün de devam ediyor. Son yıllarda tarafların attığı karşılıklı adımlar ise, ikili ilişkilerin daha fazla güçlenmesini sağlıyor’’ dedi. Son olarak geçtiğimiz günlerde Türk Eximbank ile Macaristan'ın resmi ihracat destek kuruluşu Mehib arasında imza atılan anlaşmayla ticarette de yeni bir dönemin kapısının açıldığını da vurgulayan Viktor Matis 3 milyar dolara ulaşan ikili ticaret hacminin kısa sürede 6 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini de söyledi.

İşte Büyükelçi Matis'in Türkiye ile Macaristan arasındaki iş birliği süreci hakkındaki açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

“İKİLİ TİCARETTE HEDEFİMİZ 6 MİLYAR DOLARA ULAŞMAK”

‘’Geçtiğimiz günlerde iki ülke arasında önemli bir ticaret anlaşması imzalandı. Mevcut ticaret hacmi de 2,7 milyar dolara ulaştı. Bu anlaşma iki ülkeye ne gibi katkılar sağlayacak?’’

"Tabii ki çok önemli bir anlaşma imzalandı ama bütün ticari ve ekonomik ilişkilerimize bu yönden bakmamak gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı (Erdoğan) ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından çok net bir hedef gösterildi. O da ikili ticaret hacminin 6 milyar dolara ulaşması. Şimdi elimizdeki rakamlara göre 3 milyar dolardayız.

Durum çok kötü değil ve çeşitli alanlarda iş birliklerimiz var. Bunun için elbette ikili yatırımlar çok önemli. Geçtiğimiz hafta da bu konuda çok önemli bir adım attık ve Ankara’ya yapılan ilk direkt yatırımı açıklama fırsatı bulduk. Bunun dışında yıllardır çok sık ticari iş birliğimiz devam etmekte.

Mesela bu kapsamda, birkaç sene önce, Macaristan İhracat Teşvik Ajansı’nın Türkiye ofisi kuruldu. Bu şirketin tek amacı, Macaristan ve Türkiye arasındaki ticareti geliştirmek. Bu çok önemli bir iş ve çok güzel bir alt yapı kurduk Türkiye’de. Bu kapsamda dört kişi ticari müşavir olarak Türkiye’de görev yapıyor.

Geçen hafta imzalanan anlaşma ise, Macaristan ile Türkiye Exim bankaları arasında imzalanan bir reasürans (ikili sigorta) anlaşması. Yani özellikle üçüncü ülkelerde gerçekleştireceği projelerde finansal kaynaklara ihtiyaç duyanlar için, iki Exim bankasının da bu projeleri desteklemesi anlamına geliyor. İki ülkenin de Exim bankaları yatırımcıların, iş insanlarının arkasında duracak."

‘’SAVUNMA SANAYİİ ALANINDAKİ İLERLEME SÜPER’’

‘’Türkiye’nin savunma sanayii hakkında ne düşünüyorsunuz ve ilerleyen süreçte ne gibi iş birlikleri yapılacak?’’

"Türkiye’nin savunma sanayii, son yıllarda gerçekten takdire şayan bir ilerleme gerçekleştirdi. Bunu sadece biz değil, bütün Avrupa, bütün ülkeler çok net bir şekilde gördü. Hem devlet desteğiyle hem de kendi imkânlarıyla çıkan birçok şirket var.

Bunlardan Nurol Makine ile bir iş birliği yapıyoruz. Bu, birkaç sene önce başlayan, uzun süreli bir işbirliği. Üst düzey kaliteli olan Ejder Yalçın’lardan bir miktar satın aldık. İlk 10 araç Macaristan’a vardı. Bundan sonraki süreçte üretimin bir bölümü Macaristan’da yapılacak. Ordumuzun geliştirilmesi projesi kapsamında bunları kullanmaya başlayacağız.

Şuanda Macaristan’daki yetkili kişiler, Türk savunma sanayisindeki diğer projelere de detaylı bir şekilde bakıyorlar. Bu güzel iş birliğinin devam edebileceğini umuyorum. Çünkü Türkiye’den bu alanda kaliteli mallar satın alabileceğimizi biliyoruz. Bu önemli bir iş birliği."

“TÜRK DÜNYASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ
ÇÜNKÜ KENDİ KÖKLERİMİZİN ARAYIŞINDAYIZ”

‘’Macaristan, Türk dünyasıyla da güçlü bağlar kurmaya başladı. Türk Konseyi’nin gözlemci üyesi oldu. Macaristan’ın bu konudaki perspektifi nedir? Üyeliği geliştirmeyi düşünüyor musunuz?’’

"Türk Dünyası Macaristan için çok önemli. Çünkü biz kendi köklerimizin arayışındayız. Özellikle kominizim döneminde bize nerden geldiğimizi unutturmak istediler. Bu nedenle de “Macarların asıl kökü nerde” üzerine bir düşünce ortaya çıktı. Özellikle komünizmin çöküşünden sonra birçok araştırmacı, birçok analiz ve belgeyle Türk kökenli olduğumuzu kesin ve net bir şekilde ifade etti.

Elbette Macarlar, Türklere, Azerbaycanlılara, Özbeklere, Kazaklara, Kırgızlara kendilerini çok yakın hissediyor. Bu yakınlığın hissedilmesinin siyasi alandaki adımı da Türk Konseyi’nin gözlemci üyesi olmak oldu. Bu adımı atmamızın ardından Macaristan Başbakanı bu zirvelere devamlı katılıyor. Şuanda Kazakistan’da bir zirve yapılması planlanıyor ve oraya da sayın başbakanımızın katılımı kuvvetle muhtemel. Bu iş birliklerine katılmak istiyoruz.

Bu sadece başbakanlar ya da cumhurbaşkanları seviyesinde bir görüşme anlamına gelmiyor. Diğer bakanlar da sürekli görüşüyor. Mesela sağlık bakanları, geçen sene Ekim ayında bir araya geldi. Bunun dışında iş insanlarının da iş birlikleri söz konusu. İstanbul’daki Türk Konsey Sekreterliği’nin bu konuda son zamanlarda ciddi katkıları var. Türk Konseyi’ndeki işbirliğinin geliştirilmesi gerekmekte. Biz bunu tamamen destekliyoruz.

Gözlemci üyeden tam üyeye yükselmemiş devamlı söz konusu ve bunu değerlendiriyoruz. Üye ülkeler tarafından biz gözlemci olarak değil, tam üye olarak görülüyoruz ve bunun için çok minnettarız."

AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ TÜRKİYE’DE BAŞLIYOR

‘’Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı objektif bir tavır takındığını düşünüyor musunuz?’’

"Macaristan için Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olması gerekiyor ve bunun için olabilecek en fazla desteği vermeye hazırız. Çok eskiden beri aynı düşünüyoruz. Sadece Türkiye artık Avrupa Birliği’ne katılmak istemezse, bunu da destekleriz. Türkiye’nin kendi kararlarını vermesinin yerinde olduğunu düşünüyoruz.

Bizim Avrupa Birliği’nde gördüğümüz şey strateji eksikliği. Türkiye strateji açısından çok önemli bir ülke. Hem başbakanımız hem dışişleri bakanımız çok net bir şekilde Avrupa’nın güvenliğinin Türkiye’de başladığını hatırlattı.

Bugünlerde Türkiye’de 4 milyon göçmen bulunuyor ve bu insanlar için bir çözüm üretmek gerekiyor. Ama insanlar çözüm üretmek yerine sadece bu dönemin geçmesini bekliyor. Ama bu doğru değil. Türkiye ile iş birliğini geliştirmek, daha aktif hale getirmek, çözümler üretmek gerekiyor. Türkiye’yi çözümler konusunda çok net bir şekilde desteklemek gerekiyor.

Türkiye’nin tam üyeliğini biz istiyoruz ve destekliyoruz. Bizim için önemli olan Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi kaybetmemesi. Türkiye ile her türlü iş birliğine devam etmek gerekiyor. Eğer tam üyeliği konuşmuyorsak, Gümrük Birliği, Vize Serbestisi gibi alanları da kapatmamamız gerekiyor."

BUDAPEŞTE’DE OSMANLI’DAN KALAN  KÜLTÜREL MİRAS 

Özellikle Budapeşte Türkler için çok popüler bir lokasyon. İki ülke arasında turizm alanında yeni iş birlikleri sağlanacak mı?

"Macaristan’a gelen Türklerin çoğu, Viyana, Budapeşte, Prag gibi turları seçiyor ve belki iki, üç gün Budapeşte’de geçiriyor. Döndüklerinde ise hangi yerde neyi gördüğünü hatırlamıyor. Özellikle Türkler için, sadece Budapeşte’yi görmek için 5 dolu gün gerekli. Çünkü Osmanlı’dan kalan bir sürü tarihi kültürel miras, Budapeşte’ye özel.

Mesela Budapeşte’yi tanıtan her kitapta, orada ne kadar fazla Türk hamamı olduğundan, Gül Baba Türbesi’nden bahsediyor. Bunları çok detaylı bir şekilde görmek gerekiyor.

Budapeşte dışında da Türkleri ilgilendiren birçok yer var. Osmanlı’nın en kuzeyde kalan minaresi Eger şehrinde. Macaristan’ın Pecs kentinde Gazi Kasım Paşa Camii var. Bugünlerde müze olarak ziyaret edilebiliyor.

Ciddi sayıda Macar da koronavirüs öncesi dönemde Türkiye’ye geldi. 2018’den 2019’a yaklaşık yüzde 50’lik bir artış oldu. Ancak ben de şunu görüyorum ki bu insanlar Antalya’ya beş yıldızlı bir otele geliyor ve sonra otelden çıkıp gidiyor. Türkiye bundan daha fazlasını hak ediyor.

KANUNİ İÇİN ANIT MEZAR GÜNDEMDE

Bizim tarafımızdan Budapeşte dışının da görülmesi, Türkiye tarafından da oteller dışında başka yerlerin de görülmesi üzerine beraber çalışmamız gerekiyor. Umarım 2021 yeni bir başlangıç olacak. Türkiye’ye gelecek Macarların sayısının daha fazla olacağını düşünüyoruz."

‘’Kanuni Sultan Süleyman’ın mezarı ziyarete açılacak mı? Bölgedeki son çalışmalar ne durumda?’’

Öncelikle nasıl başladığından bahsedeyim. Macaristan’da bir bilim insanı grubunun girişimi oldu. Bu girişim için Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) da ciddi bir destekte bulundu. Macaristan Hükümeti de bunun çok önemli bir proje olduğunu gördü ve çok daha büyük bir destekte bulundu. Ardından detaylı bir çalışma başlatıldı. Bu projenin sonunda Kanuni Sultan Süleyman’ın çok uzun zaman önce kaybolan yerini bilim insanları buldu.

Macaristan’daki arkeolojik kazı kurallarına uyarak, belirlenen alan tekrar kapatıldı ve korumaya alındı. Şimdi aynı bilim insanları Macaristan Hükümetine orada bir ziyaretçi merkezi oluşturma ve kalıntıları gün ışığına çıkartma girişiminde bulundu. Macaristan hükümeti, koronavirüs nedeniyle bu proje için henüz bir karar almadı ama hala gündemde ve unutulmadı. Bu projenin yapılacağından eminim.

UZUN YILLARDIR TÜRKİYE’DE GÖREVLİ

Türkçeye çok hakimsiniz. Büyükelçilik görevi öncesinde de Ankara geçmişiniz var değil mi?


"Büyükelçilik Ankara’daki üçüncü görevim. Daha önce 2010-2014 yılları arası kültür ataşesi, basın ataşesi gibi görevlerde çalıştım. Akabinde direkt Misyon Şefi Yardımcısı olarak çalıştım. Sonra kısa bir süre için Macaristan’a gittim. Orda da farklı görevlerde Türkiye ile çalışmaya devam ettim. Tam 2 sene önce, benim de beklemediğim, biraz erken şekilde Ankara’ya bu kez büyükelçi olarak geldim. Bu benim için elbette büyük bir onur. Aynı zamanda çok ciddi bir görev.

Her türlü görüşme için Türkçeyi kullandım. Bu çok ciddi bir avantaj. Çünkü muhataplarla aynı zaman içinde iki kat fazla görüşebiliyorum. Ama bir yandan da zor. Hızlı konuştuğum için çok özel kelimeler de kullanmaya başlıyorum. Fazla olmasa da aksanda biraz bozukluk var diyebiliriz. Bununla ilgili benimle her zaman şakalaşıyorlar. Türkçeyi sokakta mı, Trabzon’da mı öğrendiniz diye soruyorlar. Ben fahri Trabzonlu olduğumdan dolayı, her zaman Trabzonlu olduğumu söylüyorum. Bu Trabzonlular için iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilmiyorum. Ama benim için elbette büyük bir onur."

TAKİPÇİ SAYISI İLE REKOR KIRIYOR

‘’Twitter’da Türkiye’deki en popüler büyükelçilerinden birisiniz. Hatta rekora koşuyorsunuz. Tweetlerinizi kendiniz mi atıyorsunuz?’’

"Ben Türkiye’deki en çok takip edilen büyükelçi olmak istemiyorum. Macaristan’ın dünyada en fazla takip edilen büyükelçilik olmasına çalışıyorum. Bunun için yaklaşık 3 bin takipçi eksik. Bunu kazanacağımı umuyorum.

Tabii ki tweetlerimi kendim atıyorum ve gelen mesajlara da kendim cevap vermeye çalışıyorum. Zaten Macaristan için ilgi çok büyük. Benim şahsım için değil. Ben Macaristan’ı temsil ettiğimden dolayı ilgi ülkeme yönelik. Bu benim için çok iyi bir his."

‘’Türk mutfağıyla aranız nasıl?’’

"Özellikle yabancı diplomatlar Türk mutfağından yemeye başladıktan belli bir zaman sonra kilo almaya başlıyor. Ben ilk kez Türkiye’ye geldiğimde çok ciddi kilo aldım. Ama biraz alıştıktan sonra normal halime geldim.

TÜRK YEMEKLERİ VE FUTBOL TUTKUNU

Bu işte çok fazla spor yapma imkânı yok, biraz daha sağlıksız yaşanıyor ve Türk kası her geçen gün gelişiyor. Elbette bu kültürlerarası bir diyalog diyebiliriz.
Ben hemen hemen her şeyi seviyorum ama özellikle bir bölgeye gittiğimde o bölgenin yemeklerini kesinlikle denemek istiyorum.

Tatlılar bambaşka bir konu. Buraya atandıktan sonra ilk 1 sene boyunca haftada en az 2 kere künefe yiyordum. Ama bunun böyle devam edemeyeceğini anladım. Biraz dikkatli olmak gerek."

‘’Futbolla da yakından ilgileniyorsunuz. Türkiye’deki lig hakkında ne düşünüyorsunuz?’’

"Eğer Youtube’da mesela 2020’nin en güzel gollerine bakarsanız onların üç, dört tanesinin Türkiye liginden olduğunu görürsünüz. Hamit Altıntop’un Puskas ödülü sahibi olduğunu  biliyorsunuz. Bu ödül o sene en güzel golü atan futbolcuya verilir. Türkiye’deki lig çok güçlü. Ben büyük takımları tutmuyorum. Ankaralı olduğumu düşündüğümden dolayı Gençlerbirliği ve Ankaragücü vardı. Biraz baktım, Gençlerbirliği daha sempatik geldi. Yasaklar biterse maça gidebiliriz diye passolig kartımı hep yanımda taşıyorum.

 (Ali Burak Biber- Resul Daban /TRT HABER)

Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto'dan Çavuşoğlu'na 'tarihi jest'

Resmi temaslar için Budapeşte’de bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan görüşmeleri kapsamında Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile bir araya geldi. Toplantıda, Türkiye’den kaçırılan ancak Macaristan’da ele geçirilen Roma dönemine ait 412 tarihi eser Bakan Çavuşoğlu’na teslim edilirken görüşmenin ardından yapılan ortak basın açıklamasında Ermenistan’da yaşanan askeri darbe girişimine tepki gösterildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Biz dünyanın neresinde olursa olsun darbeye ve darbe girişimine karşıyız. Ermenistan'da olan bu durumu da şiddetle kınıyoruz. Seçimle iş başına gelmiş hükümete istifa çağrısı kabul edilemez. Bölge ülkeleriyle de ne yapabileceğimizi konuşuyoruz. Darbe girişimleri, ülke istikrarını bozucu adımlardır. Türkiye'nin bu tutumu ilkeli bir tutumdur, darbeye karşıyız" dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Pandemi döneminde Macaristan ile çok örnek bir dayanışma sergilediklerini de belirttiği açıklamasında, "İhtiyaç duyduğumuz ilaçları üretmek için bazı maddeleri Macaristan'dan aldık, bize bu konuda pozitif ayrımcılık yaptılar. Biz de Türk aşısını öncelikle vatandaşlarımızla ve dostlarımızla paylaşmak istiyoruz" dedi. Çavuşoğlu görüşmede Türkiye'nin ve Avrupa'nın gündeminde olan birçok konuyu ele aldıklarını da belirterek ‘’Çabalarımıza verdiği destek için Macaristan'a teşekkür ediyoruz. İkili ilişkilerimizi geliştireceğiz. Afrika ile de iş birliğimizi güçlendirmek için çalışıyoruz" dedi.