Türkiye ile Macaristan arasında hem ticari hem de askeri alanda çok sayıda iş birliği anlaşması imzalandı. Macaristan’ın Türkiye Büyükelçisi Viktor Matis, ikili ilişkilerde atılacak adımları özetleyerek ‘’İki ülke arasındaki ilişki, tarihten gelen güçlü bağlar ve kültürel yakınlık ile köklü bir geçmişe sahip. Bu geçmiş; stratejik ortaklıkla, hem ticari, hem askeri hem de kültürel alanlarda bugün de devam ediyor. Son yıllarda tarafların attığı karşılıklı adımlar ise, ikili ilişkilerin daha fazla güçlenmesini sağlıyor’’ dedi. Son olarak geçtiğimiz günlerde Türk Eximbank ile Macaristan'ın resmi ihracat destek kuruluşu Mehib arasında imza atılan anlaşmayla ticarette de yeni bir dönemin kapısının açıldığını da vurgulayan Viktor Matis 3 milyar dolara ulaşan ikili ticaret hacminin kısa sürede 6 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini de söyledi.
İşte Büyükelçi Matis'in Türkiye ile Macaristan
arasındaki iş birliği süreci hakkındaki açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“İKİLİ
TİCARETTE HEDEFİMİZ 6 MİLYAR DOLARA ULAŞMAK”
‘’Geçtiğimiz günlerde iki ülke arasında
önemli bir ticaret anlaşması imzalandı. Mevcut ticaret hacmi de 2,7 milyar
dolara ulaştı. Bu anlaşma iki ülkeye ne gibi katkılar sağlayacak?’’
"Tabii ki çok önemli bir anlaşma imzalandı ama
bütün ticari ve ekonomik ilişkilerimize bu yönden bakmamak gerekiyor. Sayın
Cumhurbaşkanı (Erdoğan) ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından çok net
bir hedef gösterildi. O da ikili ticaret hacminin 6 milyar dolara ulaşması.
Şimdi elimizdeki rakamlara göre 3 milyar dolardayız.
Durum çok kötü değil ve çeşitli alanlarda iş
birliklerimiz var. Bunun için elbette ikili yatırımlar çok önemli. Geçtiğimiz
hafta da bu konuda çok önemli bir adım attık ve Ankara’ya yapılan ilk direkt
yatırımı açıklama fırsatı bulduk. Bunun dışında yıllardır çok sık ticari iş
birliğimiz devam etmekte.
Mesela bu kapsamda, birkaç sene önce,
Macaristan İhracat Teşvik Ajansı’nın
Türkiye ofisi kuruldu. Bu şirketin tek amacı, Macaristan ve Türkiye arasındaki
ticareti geliştirmek. Bu çok önemli bir iş ve çok güzel bir alt yapı kurduk
Türkiye’de. Bu kapsamda dört kişi ticari müşavir olarak Türkiye’de görev yapıyor.
Geçen hafta imzalanan anlaşma ise, Macaristan ile
Türkiye Exim bankaları arasında imzalanan bir reasürans (ikili sigorta)
anlaşması. Yani özellikle üçüncü ülkelerde gerçekleştireceği projelerde
finansal kaynaklara ihtiyaç duyanlar için, iki Exim bankasının da bu projeleri
desteklemesi anlamına geliyor. İki ülkenin de Exim bankaları yatırımcıların, iş
insanlarının arkasında duracak."
‘’SAVUNMA SANAYİİ ALANINDAKİ İLERLEME SÜPER’’
‘’Türkiye’nin
savunma sanayii hakkında ne düşünüyorsunuz ve ilerleyen süreçte ne gibi iş
birlikleri yapılacak?’’
"Türkiye’nin savunma sanayii, son yıllarda
gerçekten takdire şayan bir ilerleme gerçekleştirdi. Bunu sadece biz değil,
bütün Avrupa, bütün ülkeler çok net bir şekilde gördü. Hem devlet desteğiyle
hem de kendi imkânlarıyla çıkan birçok şirket var.
Bunlardan Nurol Makine ile bir iş birliği yapıyoruz.
Bu, birkaç sene önce başlayan, uzun süreli bir işbirliği. Üst düzey kaliteli
olan Ejder Yalçın’lardan bir miktar satın aldık. İlk 10 araç Macaristan’a
vardı. Bundan sonraki süreçte üretimin bir bölümü Macaristan’da yapılacak.
Ordumuzun geliştirilmesi projesi kapsamında bunları kullanmaya başlayacağız.
Şuanda Macaristan’daki yetkili kişiler, Türk savunma
sanayisindeki diğer projelere de detaylı bir şekilde bakıyorlar. Bu güzel iş
birliğinin devam edebileceğini umuyorum. Çünkü Türkiye’den bu alanda kaliteli
mallar satın alabileceğimizi biliyoruz. Bu önemli bir iş birliği."
ÇÜNKÜ KENDİ KÖKLERİMİZİN ARAYIŞINDAYIZ”
‘’Macaristan,
Türk dünyasıyla da güçlü bağlar kurmaya başladı. Türk Konseyi’nin gözlemci
üyesi oldu. Macaristan’ın bu konudaki perspektifi nedir? Üyeliği geliştirmeyi
düşünüyor musunuz?’’
"Türk Dünyası Macaristan için çok önemli. Çünkü
biz kendi köklerimizin arayışındayız. Özellikle kominizim döneminde bize nerden
geldiğimizi unutturmak istediler. Bu nedenle de “Macarların asıl kökü nerde”
üzerine bir düşünce ortaya çıktı. Özellikle komünizmin çöküşünden sonra birçok
araştırmacı, birçok analiz ve belgeyle Türk kökenli olduğumuzu kesin ve net bir
şekilde ifade etti.
Elbette Macarlar, Türklere, Azerbaycanlılara,
Özbeklere, Kazaklara, Kırgızlara kendilerini çok yakın hissediyor. Bu
yakınlığın hissedilmesinin siyasi alandaki adımı da Türk Konseyi’nin gözlemci
üyesi olmak oldu. Bu adımı atmamızın ardından Macaristan Başbakanı bu zirvelere
devamlı katılıyor. Şuanda Kazakistan’da bir zirve yapılması planlanıyor ve
oraya da sayın başbakanımızın katılımı kuvvetle muhtemel. Bu iş birliklerine
katılmak istiyoruz.
Bu sadece başbakanlar ya da cumhurbaşkanları
seviyesinde bir görüşme anlamına gelmiyor. Diğer bakanlar da sürekli görüşüyor.
Mesela sağlık bakanları, geçen sene Ekim ayında bir araya geldi. Bunun dışında
iş insanlarının da iş birlikleri söz konusu. İstanbul’daki Türk Konsey
Sekreterliği’nin bu konuda son zamanlarda ciddi katkıları var. Türk
Konseyi’ndeki işbirliğinin geliştirilmesi gerekmekte. Biz bunu tamamen
destekliyoruz.
Gözlemci üyeden tam üyeye yükselmemiş devamlı söz
konusu ve bunu değerlendiriyoruz. Üye ülkeler tarafından biz gözlemci olarak
değil, tam üye olarak görülüyoruz ve bunun için çok minnettarız."
AVRUPA’NIN
GÜVENLİĞİ TÜRKİYE’DE BAŞLIYOR
‘’Avrupa
Birliği’nin Türkiye’ye karşı objektif bir tavır takındığını düşünüyor musunuz?’’
"Macaristan için Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne
tam üye olması gerekiyor ve bunun için olabilecek en fazla desteği vermeye
hazırız. Çok eskiden beri aynı düşünüyoruz. Sadece Türkiye artık Avrupa
Birliği’ne katılmak istemezse, bunu da destekleriz. Türkiye’nin kendi
kararlarını vermesinin yerinde olduğunu düşünüyoruz.
Bizim Avrupa Birliği’nde gördüğümüz şey strateji
eksikliği. Türkiye strateji açısından çok önemli bir ülke. Hem başbakanımız hem
dışişleri bakanımız çok net bir şekilde Avrupa’nın güvenliğinin Türkiye’de
başladığını hatırlattı.
Bugünlerde Türkiye’de 4 milyon göçmen bulunuyor ve
bu insanlar için bir çözüm üretmek gerekiyor. Ama insanlar çözüm üretmek yerine
sadece bu dönemin geçmesini bekliyor. Ama bu doğru değil. Türkiye ile iş
birliğini geliştirmek, daha aktif hale getirmek, çözümler üretmek gerekiyor.
Türkiye’yi çözümler konusunda çok net bir şekilde desteklemek gerekiyor.
Türkiye’nin tam üyeliğini biz istiyoruz ve
destekliyoruz. Bizim için önemli olan Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi kaybetmemesi.
Türkiye ile her türlü iş birliğine devam etmek gerekiyor. Eğer tam üyeliği
konuşmuyorsak, Gümrük Birliği, Vize Serbestisi gibi alanları da kapatmamamız
gerekiyor."
BUDAPEŞTE’DE
OSMANLI’DAN KALAN KÜLTÜREL
MİRAS
Özellikle
Budapeşte Türkler için çok popüler bir lokasyon. İki ülke arasında turizm alanında
yeni iş birlikleri sağlanacak mı?
"Macaristan’a gelen Türklerin çoğu, Viyana,
Budapeşte, Prag gibi turları seçiyor ve belki iki, üç gün Budapeşte’de
geçiriyor. Döndüklerinde ise hangi yerde neyi gördüğünü hatırlamıyor. Özellikle
Türkler için, sadece Budapeşte’yi görmek için 5 dolu gün gerekli. Çünkü
Osmanlı’dan kalan bir sürü tarihi kültürel miras, Budapeşte’ye özel.
Mesela Budapeşte’yi tanıtan her kitapta, orada ne
kadar fazla Türk hamamı olduğundan, Gül Baba Türbesi’nden bahsediyor. Bunları
çok detaylı bir şekilde görmek gerekiyor.
Budapeşte dışında da Türkleri ilgilendiren birçok
yer var. Osmanlı’nın en kuzeyde kalan minaresi Eger şehrinde. Macaristan’ın
Pecs kentinde Gazi Kasım Paşa Camii var. Bugünlerde müze olarak
ziyaret edilebiliyor.
Ciddi sayıda Macar da koronavirüs öncesi
dönemde Türkiye’ye geldi. 2018’den 2019’a yaklaşık yüzde 50’lik bir artış oldu.
Ancak ben de şunu görüyorum ki bu insanlar Antalya’ya beş yıldızlı bir otele
geliyor ve sonra otelden çıkıp gidiyor. Türkiye bundan daha fazlasını hak
ediyor.
KANUNİ
İÇİN ANIT MEZAR GÜNDEMDE
Bizim tarafımızdan Budapeşte dışının da görülmesi,
Türkiye tarafından da oteller dışında başka yerlerin de görülmesi üzerine
beraber çalışmamız gerekiyor. Umarım 2021 yeni bir başlangıç olacak. Türkiye’ye
gelecek Macarların sayısının daha fazla olacağını düşünüyoruz."
‘’Kanuni
Sultan Süleyman’ın mezarı ziyarete açılacak mı? Bölgedeki son çalışmalar ne
durumda?’’
Öncelikle nasıl başladığından bahsedeyim.
Macaristan’da bir bilim insanı grubunun girişimi oldu. Bu girişim için Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) da ciddi bir destekte
bulundu. Macaristan Hükümeti de bunun çok önemli bir proje olduğunu gördü ve
çok daha büyük bir destekte bulundu. Ardından detaylı bir çalışma başlatıldı.
Bu projenin sonunda Kanuni Sultan Süleyman’ın çok uzun zaman önce kaybolan
yerini bilim insanları buldu.
Macaristan’daki arkeolojik kazı kurallarına uyarak,
belirlenen alan tekrar kapatıldı ve korumaya alındı. Şimdi aynı bilim insanları
Macaristan Hükümetine orada bir ziyaretçi merkezi oluşturma ve kalıntıları gün
ışığına çıkartma girişiminde bulundu. Macaristan hükümeti, koronavirüs
nedeniyle bu proje için henüz bir karar almadı ama hala gündemde ve unutulmadı.
Bu projenin yapılacağından eminim.
UZUN
YILLARDIR TÜRKİYE’DE GÖREVLİ
Türkçeye
çok hakimsiniz. Büyükelçilik görevi öncesinde de Ankara geçmişiniz
var değil mi?
"Büyükelçilik Ankara’daki üçüncü görevim. Daha önce 2010-2014 yılları arası kültür ataşesi, basın ataşesi gibi görevlerde çalıştım. Akabinde direkt Misyon Şefi Yardımcısı olarak çalıştım. Sonra kısa bir süre için Macaristan’a gittim. Orda da farklı görevlerde Türkiye ile çalışmaya devam ettim. Tam 2 sene önce, benim de beklemediğim, biraz erken şekilde Ankara’ya bu kez büyükelçi olarak geldim. Bu benim için elbette büyük bir onur. Aynı zamanda çok ciddi bir görev.
Her türlü görüşme için Türkçeyi kullandım. Bu çok
ciddi bir avantaj. Çünkü muhataplarla aynı zaman içinde iki kat fazla
görüşebiliyorum. Ama bir yandan da zor. Hızlı konuştuğum için çok özel
kelimeler de kullanmaya başlıyorum. Fazla olmasa da aksanda biraz bozukluk var
diyebiliriz. Bununla ilgili benimle her zaman şakalaşıyorlar. Türkçeyi sokakta
mı, Trabzon’da mı öğrendiniz diye soruyorlar. Ben fahri Trabzonlu olduğumdan
dolayı, her zaman Trabzonlu olduğumu söylüyorum. Bu Trabzonlular için iyi bir
şey mi, kötü bir şey mi bilmiyorum. Ama benim için elbette büyük bir
onur."
TAKİPÇİ
SAYISI İLE REKOR KIRIYOR
‘’Twitter’da
Türkiye’deki en popüler büyükelçilerinden birisiniz. Hatta rekora koşuyorsunuz.
Tweetlerinizi kendiniz mi atıyorsunuz?’’
"Ben Türkiye’deki en çok takip edilen büyükelçi
olmak istemiyorum. Macaristan’ın dünyada en fazla takip edilen büyükelçilik
olmasına çalışıyorum. Bunun için yaklaşık 3 bin takipçi eksik. Bunu
kazanacağımı umuyorum.
Tabii ki tweetlerimi kendim atıyorum ve gelen
mesajlara da kendim cevap vermeye çalışıyorum. Zaten Macaristan için ilgi çok
büyük. Benim şahsım için değil. Ben Macaristan’ı temsil ettiğimden dolayı ilgi
ülkeme yönelik. Bu benim için çok iyi bir his."
‘’Türk
mutfağıyla aranız nasıl?’’
"Özellikle yabancı diplomatlar Türk mutfağından
yemeye başladıktan belli bir zaman sonra kilo almaya başlıyor. Ben ilk kez
Türkiye’ye geldiğimde çok ciddi kilo aldım. Ama biraz alıştıktan sonra normal
halime geldim.
TÜRK
YEMEKLERİ VE FUTBOL TUTKUNU
Bu işte çok fazla spor yapma imkânı yok, biraz daha
sağlıksız yaşanıyor ve Türk kası her geçen gün gelişiyor. Elbette bu
kültürlerarası bir diyalog diyebiliriz.
Ben hemen hemen her şeyi seviyorum ama özellikle bir bölgeye gittiğimde o
bölgenin yemeklerini kesinlikle denemek istiyorum.
Tatlılar bambaşka bir konu. Buraya atandıktan sonra
ilk 1 sene boyunca haftada en az 2 kere künefe yiyordum. Ama bunun böyle devam
edemeyeceğini anladım. Biraz dikkatli olmak gerek."
‘’Futbolla
da yakından ilgileniyorsunuz. Türkiye’deki lig hakkında ne düşünüyorsunuz?’’
"Eğer Youtube’da mesela 2020’nin en güzel
gollerine bakarsanız onların üç, dört tanesinin Türkiye liginden olduğunu
görürsünüz. Hamit Altıntop’un Puskas ödülü sahibi olduğunu biliyorsunuz. Bu ödül o sene en güzel golü
atan futbolcuya verilir. Türkiye’deki lig çok güçlü. Ben büyük takımları
tutmuyorum. Ankaralı olduğumu düşündüğümden dolayı Gençlerbirliği ve
Ankaragücü vardı. Biraz baktım, Gençlerbirliği daha sempatik geldi. Yasaklar
biterse maça gidebiliriz diye passolig kartımı hep yanımda taşıyorum.
(Ali Burak Biber- Resul Daban /TRT HABER)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder