20 Şubat 2021 Cumartesi

YUNANİSTAN SELANİK'TEKİ OSMANLI MEZARLARINI TALAN ETTİ

Yunanistan’da Selanik’e bağlı Simantra (Gargara) köyünde spor salonu yapımı için yürütülen hafriyat çalışmalarında 201 adet Osmanlı mezarının ortadan yok olduğu belirtildi. Yunanistan medyasının haberlerine göre hafriyat çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mezarları gören iş makinesi operatörleri işi durdurdu. Halkidiki Tarihi Eserler Müdürlüğü'ne ve Nea Propontida (Yeni Bandırma) Belediyesi'ne haber verildi. Müze ve belediye yetkililerinin yaptığı incelemenin ardından alanda hafriyat çalışmalarına meclis kararı ile izin verildi. Belediye tarafından yapılan açıklamada, “Kazıda Osmanlı dönemine ait iki yüz bir (201) çukur şeklinde mezar ortaya çıkarıldı. Bunlar fotoğrafları çekildikten ve planlandıktan sonra inşaat alanından uzaklaştırıldı” ifadeleri yer aldı.

MÜSLÜMANLARDAN SERT TEPKİ

Bölgede yaşayan Müslümanlar ise yaptıkları açıklamada, mezarların ortadan kaldırılmasına tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Bu mezarlardan çıkan kemikler nereye kaldırıldı, nasıl kaldırıldı? Gerekli hassasiyet gösterilmediği açıkça ortada, çünkü İslam dini kurallarına göre “nakli kubur” yapılması gerekirdi ve anlaşılan yapılmadan iş makineleriyle gelişi güzel bir şekilde kamyonlara doldurulup bir tarafa boşaltıldı. Böylece Osmanlı döneminde Gargara (Simantra) köyünden 1920-1922 yılları arasında mübadeleyle göç edenlerin mezarları silinip süpürüldü. Ölülerimize bu yapılan büyük bir saygısızlıktır.” (SÖZCÜ)

Türk-Yunan ilişkilerinde sabırlı, anlayışlı ve özellikle dürüst olmalıyız

Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Özügergin, Türk-Yunan ilişkilerine rehberlik edecek sağlam bir uluslararası hukuk temeline sahip olunduğunu belirterek, "Sabırlı, anlayışlı ve özellikle dürüst olmalıyız. Gerisi gelecek." dedi.

 Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, "Atina Enerji Diyaloğu" adlı çevrim içi forumda, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin, 60'lı yıllardan bu yana Ada'da kapsamlı bir çözüm bulmak için müzakerelere aktif olarak katıldığının altını çizen Özügergin, "Kıbrıs sorununu çözmek için ilk girişimler başladığında ilk insan henüz aya inmemişti." diye konuştu.
Özügergin, müzakerelerin ilerleyen turlarında bizzat bulunduğuna dikkati çekerek, "Açıkça gözlemlediğim üzere müzakereler, makul fikirlerin eksikliği veya bu fikirleri sunacak yetkin insanların eksikliği nedeniyle değil, Rum tarafındaki irade eksikliği nedeniyle başarısız oldu." ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi gibi platformlara yansıyan modellerin uğradığı başarısızlığa işaret eden Özügergin, "Herhangi bir çözüm, Ada'daki gerçekleri dikkate almalı ve gerçekliği çözüme uydurmak için bükmeye çalışmamalıdır." görüşünü dile getirdi.

İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELERİN ÇERÇEVESİ YETERSİZ 

Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin tekrar canlanmasına da değinen Özügergin, Ankara ile Atina arasındaki temasların sadece istikşafi çerçeveyle sınırlı olmadığını vurguladı.

Özügergin, siyasi istişareler, Güven Artırıcı Önlemler, NATO'daki ayrıştırma usulleri mekanizması, Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyleri ve diğer siyasi, askeri, ekonomik iş birliği mekanizmaları gibi çeşitli kanallara sahip olunduğunu aktardı.
Bu unsurlardan bazılarının halihazırda işlediğini belirten Özügergin, "Bize rehberlik edecek sağlam bir uluslararası hukuk gövdesine sahibiz. Sabırlı, anlayışlı ve özellikle dürüst olmalıyız. Gerisi gelecek." dedi.
Özügergin, Türkiye ve Yunanistan'ın, Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ve Trans Adriyatik Boru Hattı doğal gaz projesi aracılığıyla halihazırda yakın iş birliği yaptığına dikkati çekerek, enerjinin, çatışma değil, bir iş birliği alanı olması gerektiğini söyledi.
Kıbrıs çevresindeki hidrokarbon rezervlerinin de Ada'daki iki toplum arasında adil ve kazan-kazan odaklı bir iş birliğiyle ele alınmasının gerekliliğine değinen Özügergin, bu enerji kaynaklarının Kıbrıs meselesinde güven oluşturan bir rol oynayabileceğini kaydetti. (AA)

''Türkiye ile Yunanistan konfederasyon çatısı altında birleşsin, aralarına İsrail'i de alarak yeni bir Akdeniz Birliği oluştursun''


Bir süre önce Yunanistan’da tarihin derinliklerinde eşsiz bir yolculuk yaparken, içimdeki önyargılar ile de hesaplaşmak durumunda kalmıştım.
Antik çağlardan bu güne uzanan zaman diliminde ben onların da düşündüğü gibi hep Ege’nin karşı yakasında olandım.
Ama gerçeklik hiç de öyle değil.
Bizim aklımızı çelen siyasilerin güdümünden sıyrılırsak bam başka bir coğrafyaya adım atmakla kalmıyoruz, algılarımız da doğru çalışmaya başlıyor.
İkili ilişkilerde, Yunanlılar ile aramda geçen diyaloglarda hiçbir olumsuzluk yaşamadım.
Ama ülkelerimiz arasındaki siyasi süreç hiç de bizim insan olarak yaşadığımız güzellikte değil.
Bizim Yunanistan’daki tarihimiz ile onların Türkiye’deki geçmişi bizi birbirimize bağlayacak en önemli değer olması gerekirken maalesef görmezden gelinip, dikkate alınmıyor.
Türkiye ile Yunanistan’ın Doğu Akdeniz başta olmak üzere Ege’de kıta sahanlığı sorunları yaşadığı, sinir savaşının iki ülkeyi sürekli karşı karşıya getirdiği bu günkü süreçte de siyasilerden hiç kimse yeni bir şey söylemiyor.
Bir süre önce tekrar başlayan istikşafi görüşmeler beklendiği gibi ortaya bir çözüm çıkarmayıp sadece günü oyalarken, katkım olması açısından yıllar önce kamuoyuna yansıyan dikkate değer bir çözüm önerisi ile görüşü sizlere aktarmak isterim.

Yazımızın öznesi konumundaki Yunan asıllı Türkolog Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis’in 2016 yılında Türk basınına yansıyan görüşleri oldukça dikkatimi çekmişti.
Okuduğumda ‘’Neden olmasın’’ düşüncesi, bölgenin barış ve istikrar adası olması fikri ile gelip beynimin merkezine yerleşmişti.
Öyle ya, bu bölgede çıkacak bir savaş kimin işine yarar?
Olası senaryoları kurgusal anlamda irdelemeliyiz.
Savaşı kim ister?
Daha doğrusu bir Türk-Yunan savaşı kimin çıkarına olur?
Aksine bölgemizde oluşacak yeni bir birlik, federasyon tüm kirli oyunları bozduğu gibi, müreffeh, kalkınmış bir Yunanistan ile Türkiye ve geleceğe barış içinde birlikte yürüyecek iki mutlu ulus ortaya çıkarır.   
Neden olmasın düşüncesini entellektüellerin değerlendirmesine bırakırken, Kitsikis’in Akdeniz için önerdiği Türkiye-Yunanistan-İsrail merkezli, bölgede oynanan oyunları bozacak nitelikteki yeni bir birlik fikrinin tartışılmasını isterim.
Bir dönem 8. Cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut Özal'ın danışmanlığını da yapan ve ‘Yunan-Türk Konfederasyonu’ fikrinin teorisyeni olan Yunan asıllı Türkolog Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis, Türkler ile Yunanlıların birbirinden nefret ettiği fikrinin Batı'nın yaydığı milliyetçilik mikrobunun etkisi olduğu görüşünde.
Kitsikis, "Yunanistan ve Türkiye'yi ayırarak bir vücudu ikiye böldüler. Vücudu ikiye bölünen insan yaşayabilir mi? diye soruyor.
Güncelliği halen devam eden bu öneri her iki ülkenin siyasilerinin de gündeminde olmalı.
Sayın Kitsikis’in bu talebi ve açıklaması paradigma kırıcı.
‘Yunan-Türk Konfederasyonu’ fikrinin teorisyeni de olan 86 yaşındaki Kitsikis, bu konuda  Batı'yı sert sözlerle eleştiriyor.
“Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürmek isteyen Batı, milliyetçilik ve ırkçılık mikrobu yaydı" diyen Prof. Dr. Dimitri Kitsikis, “Batılılar, Yunanların Türklerden nefret etmelerini istedi. Türkler, imparatorluğun her yanını ırkçılık mikrobu sardığının yüz yıl sonra farkına vardı. Türkler, Yunanların kendilerinden neden nefret ettiğini ise anlamakta güçlük çekti. Bu fitnenin Batı'dan kaynakladığını bilemediler. Bu nedenle bugün pek çok Türk, halen Yunanlıları sever, buna karşılık daha az sayıda Yunan, Türkleri sever. Okullarda okutulan tarih kitapları nefretten beslenen ön yargılarla dolu" diyor.
‘Yunan-Türk Konfederasyonu’ tezini irdelerken Amerika’nın bölgeyi yeniden şekillendirmek istediğine de dikkat çeken Kitsikis Amerika'nın Yunanistan üzerinden AB'yi zayıflatmaya çabasında olduğuna işaret ediyor.
Türkolog Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis’in bu konudaki önermesi iç içe geçmiş bir çözüm paketi niteliğinde.
Bölgenin güçlü aktörü İsrail ile de yeni bir bileşeni öneriyor.
Kitsikis, ‘’Yunanistan ve Türkiye, yanlarına İsrail'i de alarak, Akdeniz Birliği oluşturmalılar. Amerika da AB'ye karşı bu oluşumu destekliyor. O yüzden Yunanistan'ı zayıflatmaya çalışıyor. Yunanistan öyle bir hale geldi ki kangren oldu. Bu kangrenin Yunanistan üzerinden bütün Avrupa'yı sarmasını istiyor. Oysa Türkiye-Yunanistan-İsrail bir araya gelirse AB'ye alternatif bir güç oluşturur. Ege Denizi'ni, bir insanın nefes borusu olarak düşünün. Bu kişinin akciğerleri ise Ege ile ikiye bölünmüş durumda. Yarısı Türkiye'de, yarısı Yunanistan'da kaldı. Yunanistan ve Türkiye'yi ayırarak bir vücudu ikiye böldüler. Vücudu ikiye bölünen bir insan yaşayabilir mi? O yüzden Türkiye de Yunanistan da zorluklar çekiyor. Siyasilerimiz, iş insanlarımız ve entelektüel çevrelerimiz bir araya gelerek, Türkiye-Yunanistan Konfederasyonu perspektifini masaya yatırmalıdır" diyor.

Yaşamını yitirdiğinde Türkiye’ye defnedilmesini isteyecek kadar bize sevdalı bu insanın ‘’Öldüğünde Çamlıca Tepesi'ne gömülmek isterim’’ sözleri üzerine Türk olsun Yunan olsun aklı başında  herkesin dikkatle düşünmesini isterim.

Tarihin omuzlarımıza yüklediği ağır, zor, ama bir o kadar da önemli bir görev bizi bekliyor. (İsmail KORKMAZ)

19 Şubat 2021 Cuma

LUFTHANSA HAFTADA İKİ GÜN TİRAN SEFERİ YAPACAK

Alman Lufthansa yaz sezonun Münih merkezinden Arnavutluk’un başkenti Tiran’a seferlere başlayacağını açıkladı. Münih-Tiran hattındaki uçuşların 30 Mart’ta start alacağını belirten yetkililer seferlerin A320 tipi uçakla gerçekleştirileceğini belirtti. Tiran seferleri Salı ve Cuma günleri olmak üzere haftada iki frekans olarak yapılacak. (AİRTÜRKHABER)

18 Şubat 2021 Perşembe

TİRAN BÜYÜKELÇİSİ YÖRÜK, ARNAVUTLUK'TA TÜRKİYE TARAFINDAN UYGULANAN PROJELERİ DENETLEYİP BİLGİ ALDI



Türkiye'nin Tiran Büyükelçisi Murat Ahmet Yörük, Arnavutluk'un Laç ve Fier şehirlerini ziyaret ederek, Türkiye tarafından finanse edilen ve inşaatı devam eden projeler hakkında yetkililerden bilgi aldı.

 Laç şehrinde depremzedelere yönelik Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından inşası süren konutlarda incelemelerde bulunan Yörük, ziyaret kapsamında Kurbin Belediye Başkanı Majlinda Cara ile de görüştü ve Türkiye'nin Arnavutluk'a verdiği desteği yineledi.

Büyükelçi Yörük, Aralık 2020'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans yöntemiyle katıldığı temel atma töreninin ardından, inşaatın bu kadar kısa süre içerisinde gelmiş olduğu noktanın takdire şayan olduğunu söyledi.
İnşaatın bu kadar hızlı ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Yörük, "O nedenle başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, TOKİ Başkanımız ve inşaat yüklenicisi olan Albayrak firmasına da hakikaten şükranlarımızı sunuyoruz. İnşa edilen üç bölgenin tamamı ailelere, depremzedelere verilmek üzere ikamet, oturum amaçlı." ifadesini kullandı.
Yüklenici firmadan da inşaat hakkında bilgi alan Yörük, kaba inşaatının bir aksilik olmazsa mayıs sonunda, projenin bütününün ise ağustos ayında tamamlanmasının öngörüldüğünü belirtti.
Türkiye'nin Arnavutluk'ta hayata geçirmekte olduğu projelerin sayısının arttığına da değinen Yörük, "Kabaca bir hesapla bu konutlar tamamlandığı zaman yaklaşık 520 ailenin, genel bir hesapla 2500 depremzedenin, Arnavut kardeşlerimizin rahatlıkla barınabileceği adeta bir mahalle, semt ortaya çıkacak. Biz asırlar boyunca Arnavut kardeşlerimizin yanında olduk ve bugün de omuz omuza müreffeh bir geleceğe doğru yürümeye devam edeceğiz." dedi.
Belediye Başkanı Cara ise inşaat halindeki dairelerden büyük çoğunluğunun bitmek üzere olduğunu aktararak, çalışmaların kalitesinden ve Türk firmasının doğruluğundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Projenin, Laç şehrine yeni bir boyut kazandıracağına inandığını söyleyen Cara, "Burada daha önce gördüklerimizden farklı şekilde gelişecek örnek bir mahalle olacak ve bu, şehrin ekonomik kalkınmasının direği olacak diyebilirim." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk'ta 26 Kasım 2019'da meydana gelen depremin hemen ardından depremzedeler için 500 konutun inşası için talimat vermiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Arnavutluk Yeniden İnşa Devlet Bakanlığı arasında afet sonrası konut yapım alanında iş birliği protokolü imzalanmıştı.
Arnavutluk'taki 6,3 büyüklüğündeki depremde 51 kişi hayatını kaybetmiş, 900'den fazla kişi yaralanmıştı. Yaklaşık 17 bin kişinin evlerini terk etmesine neden olan depremden 202 bin 291 kişi etkilenmişti.
TOKİ tarafından gerçekleştirilecek proje kapsamında 522 konut, 37 ticari ünite ve 375 araçlık otopark inşa edilecek.

"TÜRKLER VE ARNAVUTLAR YÜZYILLARDIR

OMUZ OMUZA, EL ELE BİRLİKLE YÜRÜYORUZ"

Büyükelçi Yörük, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatının ardından inşasına başlanan Fier Şehir Hastanesinin şantiyesinde de incelemelerde bulundu.

Fier Belediye Başkanı Armando Subashi ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yörük, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın ocak ayı başında Türkiye'ye yaptığı ziyaretin, iki ülke arasındaki ilişkiler açısından önemine vurgu yaptı ve ziyareti tarihi olarak nitelendirdi.
Hastane inşaatının ana bölümlerinin tamamlandığını anlatan Yörük, "Aradan neredeyse sadece 30 günlük bir süre geçmiş olmasına rağmen, şu an burada gördüğümüz ve tanık olduğumuz durum son derece memnuniyet verici. İnşaatı yürütmekte olan YDA firmamızın yetkililerinden öğrendiğime göre, şu aşamada her şey planlandığı gibi ve yolunda gidiyor ve hastane önümüzdeki nisan ayı içerisinde tam anlamıyla bölge halkına ve Fier halkına hizmet sunacak şekilde faaliyete başlayacak." diye konuştu.
Türkiye'nin bugüne kadar olduğu gibi Arnavutluk ve Arnavutlara yakın kalmaya devam edeceğini vurgulayan Yörük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk inşaat firmalarının dünyada kazandığı ünü, Türkler ve Türkiye bazılarının yaptığı gibi sadece konuşmuyor, sahada iş yaparak hızlı bir şekilde sonuca gidebildiğini de somut bir şekilde gösteriyor. Türkler ve Arnavutlar yüzyıllardır omuz omuza el ele birlikle yürüyoruz. Bugüne kadar her zaman yakın bir dostluk, samimi bir dayanışma ve yardımlaşma içinde olduk. Bugün burada ziyaret etmekte olduğumuz bu proje yüzyıllardır devam eden birlikteliğimizin gelecek nesillere aktarılacağı en güçlü miraslardan birisidir."
Belediye Başkanı Subashi de Yörük ile başta tarım olmak üzere birçok farklı alanda iş birliğini nasıl genişletecekleri konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Fier halkı için büyük yardım olacak hastane inşası konusunda Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a minnettarlığını ifade eden Subashi, "Özellikle deprem ve salgın nedeniyle yaşadığımız bu zor zamanlarda Arnavutluk'a verdikleri sürekli destek için teşekkür ediyorum. Arnavutluk'a ve tüm bölgemize kazandırılacak bu harika bölge hastanesinin inşası için verilen finansman desteği bu desteğin en büyük örneğidir." dedi.

(TRT AVAZ)

BULGARİSTANLI GENÇLERE TÜRKİYE’DE EĞİTİM FIRSATI

Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde, Türkiye Cumhuriyeti Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından çevrim içi olarak "Türkiye Bursları Tanıtımı" etkinliği düzenlendi.Trakya Üniversitesi Uluslararası Öğrenci ve Mezunları Derneği'nin katkılarıyla düzenlenen programa Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ve Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök'ün yanı sıra YTB Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf, Bulgaristan Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Dış İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Türkyılmaz, YTB Uzmanı Yenel Yavuz ve Sofya Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Şenol Genç katıldı. Üniversitede öğrenim gören çok sayıda Bulgaristan Türkü öğrencinin de yoğun ilgi gösterdiği toplantıda Türkiye Bursları tanıtılarak, kurumların uluslararası öğrenciler için yurt içi ve yurt dışında yürütmekte olduğu çalışma ve faaliyetler aktarıldı. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte Türkiye Burslarının, ülkedeki uluslararası öğrenci programları arasındaki yeri ve önemine dikkat çekildi. Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Trakya Üniversitesi'nin yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerinden bahsederek üniversitenin birçok bölümde akredite olduğunu ve buradan alınan diplomanın her yerde geçerli olduğunu belirtti. Türkiye ile Bulgaristan arasındaki mesafeyi, "Bağırsak sesimiz duyulur" diye özetleyen Rektör Tabakoğlu, Bulgaristan'daki gençlerin faydalanacağı, Türkçe bilmeyenlerin Türkçe öğreneceği birçok program ve faaliyetleri olduğuna dikkat çekerek Trakya Üniversitesi'nin ayrıcalıklarını anlattı. Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök'ün Türkiye ile Bulgaristan ilişkilerini aktardığı etkinlikte YTB Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf burslar hakkında bilgilendirme yaptı. Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Aziz ise bölgedeki öğrencilerin çoğunluğunun eğitim amaçlı yurt dışına gittiğini ve bu konuda atılımların yapması gerektiğini belirtirken Rektör Prof. Dr. Murat Türkyılmaz da Trakya Üniversitesi'nde hangi bölüme kaç puanla girildiği konusunda bilgiler verdi. Programda ayrıca uluslararası öğrencilerin en iyi şekilde eğitimlerini almalarına yönelik Trakya Üniversitesi'nde kendilerine sunulan imkanlar ile üniversitenin yurt dışı faaliyetleri anlatıldı. Etkinliğin devamında öğrencilerden gelen sorular yanıtlandı.

15 Şubat 2021 Pazartesi

Kosova seçimlerinde zafer ‘Kendin Karar Al Partisi’nin olurken Kosova Demokratik Türk Partisi 2 milletvekili ile meclise girdi



Kosova'da Pazar günü yapılan erken genel seçimde ilk sonuçlara göre ipi Kendin Karar Al partisi göğüsledi. Milliyetçi-sol çizgideki partinin, yüzde 97'si sayılan oyların yüzde 48'ini aldığı açıklandı.

 

Seçime katılım oranının yüzde 45.5 olarak gerçekleştiği 1 milyon 800 bin nüfuslu Kosova'da 14 Şubat Pazar günü yapılan erken genel seçimlerde oyların yüzde 97'si sayıldı. Merkezi seçim komisyonunun açıkladığı kesin olmayan ilk sonuçlara göre sayılan oyların yüzde 48'ini alan milliyetçi-sol çizgideki Vetevendosje (Kendin Karar Al) Partisi (LVV) seçimleri kazandı.

Genel Başkanlığını 45 yaşındaki eski bir insan hakları savunucusu ve aktivist Albin Kurti'nin yaptığı parti seçimlerde rakiplerini büyük oy farkıyla geride bıraktı. Buna göre seçimi ilk sonuçlara göre ikinci tamamlayan Kosova Demokratik Partisi (PDK) yüzde 17, üçüncü parti Kosova Demokratik Birliği (LDK) ise yüzde 13 oy alabildi. Albi'nin partisi 2019'da yapılan seçimde, şimdi elde ettiği oyların yaklaşık yarısını almıştı.

PDK VE LDK SEÇİM SONUÇLARINI KABUL ETTİ

Seçimi kaybettiklerini açıklayan Başbakan ve LDK lideri Avdullah Hoti, yaptığı değerlendirmede bundan böyle parlamentoda yapıcı bir muhalefet sergileyeceklerini söyledi. Kosova'nın başkenti Priştine'de toplanan Vetevendosje taraftarları ise seçim sonucunu gece boyunca meşaleler yakarak, otomobil kortejleri eşliğinde kent turu atarak kutladı.

Albi liderliğindeki Vetevendosje daha önce yapılan iki seçimde de birinci parti olarak çıkmayı başarmış ancak tek başına hükümeti kuracak kadar oy alamamıştı. 2019'da yapılan seçimde zorlu görüşmelerin ardından LDK ile hükümet kurulmuş, ancak koalisyon uzun ömürlü olmamıştı. Kurti, koalisyon ortağı LDK tarafından geçtiğimiz Mart ayında parlamentoya getirilen güven oylaması sonucunda 50 gün sonra görevini bırakmak zorunda kalmıştı. Bunun üzerine Avdullah Hoti liderliğindeki LDK tarafından kurulan geçici hükümet de Anayasa Mahkemesi'nin parlamentoda yapılan seçimi geçersiz kabul etmesi üzerine dağılmıştı.

TÜRKLERİ TEMSİL EDEN PARTİLERİN BARAJ SORUNU YOK

120 üyeli Kosova Meclisi’ne girebilmek için 28 parti ve siyasi oluşumun yarıştığı seçimlerde ilk belirlenen sonuçlara göre oy dağılımı şöyle oldu:

Kendin Karar Al Hareketi (Vetevendosje- LVV) yüzde 48.17, Kosova Demokratik Partisi (PDK) yüzde 17.32, Kosova Demokratik Birliği (LDK) yüzde 13.18, Kosova'nın Geleceği İçin İttifak (AAK) yüzde 7.42 ve Sırp Listesi yüzde 5.08.
Fatmir Limaj’ın lideri olduğu Sosyal Demokrat Parti (Nisma) aldığı yüzde 2.59 ‘luk oy oranıyla Meclis’te temsil edilmek için gereken yüzde 5’lik  barajın altında kalırken, Kosova'daki seçimlere katılan azınlık partileri Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) 6091 tercihle oyların yüzde 0.78'ini, Yenilikçi Türk Hareket Partisi (YTHP) ise 1128 tercihle oyların yüzde 0.14'ünü aldı. Azınlık partileri yüzde 5 olan seçim barajından muaf tutuluyor.



KOSOVA DEMOKRATİK TÜRK PARTİSİ 2 MİLLETVEKİLİ ÇIKARDI

İlk sonuçlara göre Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) önümüzdeki dönemde mecliste Kosovalı Türkleri 2 milletvekili ile temsil etmeye devam edecek. Biri erkek, diğeri de kadın olacak vekillerin isimleri Merkez Seçim Komisyonu’nun kesin sayım sonuçları ile ilan edilecek. Partiden gayrı resmi olarak yapılan açıklamada KDTP’nin liste başı Fikrim Damka’nın açık oy farkıyla güven tazeleyeceği belirtilirken, ona en yakın oyu alan erkek adayların Enis Kervan, Levent Buş, Fikret Morina ve Cengiz Çesko’nun olduğu belirtildi.

KDTP kadın adayları arasında geçen seçimlerde olduğu gibi, bu seçimlerde de kıyasıya bir mücadele yaşandı. Geçen dönemin milletvekili Fidan Brina Jılta şimdilik en yakın takipçisi Müferra Şinik’ten önde görünürken onları birkaç yüz oy eksikle Sevil Liman Kazaz takip ediyor. Fidan Brina Jılta ve Müferra Şinik arasında oy farkı az olduğu için KDTP’de ikinci milletvekili kim olacak heyecanı MSK’nın resmi açıklamasına kadar sürecek gibi.   

İNATLAŞMA VE İNTİKAMDAN UZAK OLMA SÖZÜ VERDİ

Sandıktan bir kez daha zaferle çıkan LVV lideri Albin Kurti parti merkezinde düzenlenen basın toplantısında yaptığı değerlendirmede partisinin bu zaferini “muhteşem” olarak nitelendirdi. Kurti konuşmasında "Devletin ele geçirilmesi ve yolsuzluğa karşı adalet ve istihdam için bu referandum kazanıldı. Savaş sonrası Kosova'da benzeri görülmemiş bir şey.
Yarın yeni bir gün başlıyor. Önümüzde çok iş ve angajelik var, çünkü ülke birçok yönden krizde. Ülkemizi gerektiği gibi herkese yaşanabilir bir yer haline getirmek için her birimiz sorumluluk üstlenmeliyiz" dedi. Kosova’yı inatlaşmadan ve intikam almadan yöneteceği sözü veren Kurti önceliklerinin adalet ve istihdam olduğunu belirtti. Kendin Karar Al Hareketi’nin cumhurbaşkanı adayı Vjosa Osmani ise seçim hakkında yaptığı değerlendirmede partisinin bu zaferiyle Kosova’nın değişeceğini belirterek “Yeni kurumlar adaletle yönetilecek” dedi.

ALMAN BASINI SONUÇLARI SOLUN ZAFERİ OLARAK DUYURDU

Almanya’nın DPA haber ajansı, Kosova'da yapılan olağanüstü parlamento seçimlerinin sonucunu solun zaferi olarak yorumlarken, Kurti liderliğindeki Vetvendosje Hareketi’nin seçimlerde olağanüstü bir zafer kaydettiğini duyurdu. Merkez Seçim Komisyonu’nun oyların sayım işlemini yüzde 98 oranında tamamladığını belirten ajans ‘sol milliyetçi parti’ olarak tanımladığı Vetvendosje hareketinin tarihi bir başarı yakaladığını,‘efsanevi insan hakları aktivisti ve pasifist İbrahim Rugova'nın partisi’ olarak tanımladığı LDK’nın ise tarihinde en kötü sonucu aldığını belirtti.

Almanya’nın bölgesel kamu yayıncılarının ortak kuruluşu ARD ise seçimlerin galibini şu sözlerle tanımladı: “Kurti yeni nesil politikacılara ait. Bağımsızlıktan beri Kosova siyasetine hâkim olan eski siyasilerin görevden alınmasını savunuyor. 45 yaşındaki eski siyasi mahkum yetenekli bir konuşmacıdır. Özellikle gençlerin yanı sıra yurt dışında yaşayan Kosovalılar arasında da popülerdir. Eski liderliği yoksulluğa karşı hiçbir şey yapmamakla ve ülkedeki yaygın yolsuzluktan hepsinin sorumlu olduğunu iddia ediyor."

(Deutsche Welle – Kosova Haber)