20 Şubat 2021 Cumartesi

''Türkiye ile Yunanistan konfederasyon çatısı altında birleşsin, aralarına İsrail'i de alarak yeni bir Akdeniz Birliği oluştursun''


Bir süre önce Yunanistan’da tarihin derinliklerinde eşsiz bir yolculuk yaparken, içimdeki önyargılar ile de hesaplaşmak durumunda kalmıştım.
Antik çağlardan bu güne uzanan zaman diliminde ben onların da düşündüğü gibi hep Ege’nin karşı yakasında olandım.
Ama gerçeklik hiç de öyle değil.
Bizim aklımızı çelen siyasilerin güdümünden sıyrılırsak bam başka bir coğrafyaya adım atmakla kalmıyoruz, algılarımız da doğru çalışmaya başlıyor.
İkili ilişkilerde, Yunanlılar ile aramda geçen diyaloglarda hiçbir olumsuzluk yaşamadım.
Ama ülkelerimiz arasındaki siyasi süreç hiç de bizim insan olarak yaşadığımız güzellikte değil.
Bizim Yunanistan’daki tarihimiz ile onların Türkiye’deki geçmişi bizi birbirimize bağlayacak en önemli değer olması gerekirken maalesef görmezden gelinip, dikkate alınmıyor.
Türkiye ile Yunanistan’ın Doğu Akdeniz başta olmak üzere Ege’de kıta sahanlığı sorunları yaşadığı, sinir savaşının iki ülkeyi sürekli karşı karşıya getirdiği bu günkü süreçte de siyasilerden hiç kimse yeni bir şey söylemiyor.
Bir süre önce tekrar başlayan istikşafi görüşmeler beklendiği gibi ortaya bir çözüm çıkarmayıp sadece günü oyalarken, katkım olması açısından yıllar önce kamuoyuna yansıyan dikkate değer bir çözüm önerisi ile görüşü sizlere aktarmak isterim.

Yazımızın öznesi konumundaki Yunan asıllı Türkolog Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis’in 2016 yılında Türk basınına yansıyan görüşleri oldukça dikkatimi çekmişti.
Okuduğumda ‘’Neden olmasın’’ düşüncesi, bölgenin barış ve istikrar adası olması fikri ile gelip beynimin merkezine yerleşmişti.
Öyle ya, bu bölgede çıkacak bir savaş kimin işine yarar?
Olası senaryoları kurgusal anlamda irdelemeliyiz.
Savaşı kim ister?
Daha doğrusu bir Türk-Yunan savaşı kimin çıkarına olur?
Aksine bölgemizde oluşacak yeni bir birlik, federasyon tüm kirli oyunları bozduğu gibi, müreffeh, kalkınmış bir Yunanistan ile Türkiye ve geleceğe barış içinde birlikte yürüyecek iki mutlu ulus ortaya çıkarır.   
Neden olmasın düşüncesini entellektüellerin değerlendirmesine bırakırken, Kitsikis’in Akdeniz için önerdiği Türkiye-Yunanistan-İsrail merkezli, bölgede oynanan oyunları bozacak nitelikteki yeni bir birlik fikrinin tartışılmasını isterim.
Bir dönem 8. Cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut Özal'ın danışmanlığını da yapan ve ‘Yunan-Türk Konfederasyonu’ fikrinin teorisyeni olan Yunan asıllı Türkolog Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis, Türkler ile Yunanlıların birbirinden nefret ettiği fikrinin Batı'nın yaydığı milliyetçilik mikrobunun etkisi olduğu görüşünde.
Kitsikis, "Yunanistan ve Türkiye'yi ayırarak bir vücudu ikiye böldüler. Vücudu ikiye bölünen insan yaşayabilir mi? diye soruyor.
Güncelliği halen devam eden bu öneri her iki ülkenin siyasilerinin de gündeminde olmalı.
Sayın Kitsikis’in bu talebi ve açıklaması paradigma kırıcı.
‘Yunan-Türk Konfederasyonu’ fikrinin teorisyeni de olan 86 yaşındaki Kitsikis, bu konuda  Batı'yı sert sözlerle eleştiriyor.
“Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürmek isteyen Batı, milliyetçilik ve ırkçılık mikrobu yaydı" diyen Prof. Dr. Dimitri Kitsikis, “Batılılar, Yunanların Türklerden nefret etmelerini istedi. Türkler, imparatorluğun her yanını ırkçılık mikrobu sardığının yüz yıl sonra farkına vardı. Türkler, Yunanların kendilerinden neden nefret ettiğini ise anlamakta güçlük çekti. Bu fitnenin Batı'dan kaynakladığını bilemediler. Bu nedenle bugün pek çok Türk, halen Yunanlıları sever, buna karşılık daha az sayıda Yunan, Türkleri sever. Okullarda okutulan tarih kitapları nefretten beslenen ön yargılarla dolu" diyor.
‘Yunan-Türk Konfederasyonu’ tezini irdelerken Amerika’nın bölgeyi yeniden şekillendirmek istediğine de dikkat çeken Kitsikis Amerika'nın Yunanistan üzerinden AB'yi zayıflatmaya çabasında olduğuna işaret ediyor.
Türkolog Ord. Prof. Dr. Dimitri Kitsikis’in bu konudaki önermesi iç içe geçmiş bir çözüm paketi niteliğinde.
Bölgenin güçlü aktörü İsrail ile de yeni bir bileşeni öneriyor.
Kitsikis, ‘’Yunanistan ve Türkiye, yanlarına İsrail'i de alarak, Akdeniz Birliği oluşturmalılar. Amerika da AB'ye karşı bu oluşumu destekliyor. O yüzden Yunanistan'ı zayıflatmaya çalışıyor. Yunanistan öyle bir hale geldi ki kangren oldu. Bu kangrenin Yunanistan üzerinden bütün Avrupa'yı sarmasını istiyor. Oysa Türkiye-Yunanistan-İsrail bir araya gelirse AB'ye alternatif bir güç oluşturur. Ege Denizi'ni, bir insanın nefes borusu olarak düşünün. Bu kişinin akciğerleri ise Ege ile ikiye bölünmüş durumda. Yarısı Türkiye'de, yarısı Yunanistan'da kaldı. Yunanistan ve Türkiye'yi ayırarak bir vücudu ikiye böldüler. Vücudu ikiye bölünen bir insan yaşayabilir mi? O yüzden Türkiye de Yunanistan da zorluklar çekiyor. Siyasilerimiz, iş insanlarımız ve entelektüel çevrelerimiz bir araya gelerek, Türkiye-Yunanistan Konfederasyonu perspektifini masaya yatırmalıdır" diyor.

Yaşamını yitirdiğinde Türkiye’ye defnedilmesini isteyecek kadar bize sevdalı bu insanın ‘’Öldüğünde Çamlıca Tepesi'ne gömülmek isterim’’ sözleri üzerine Türk olsun Yunan olsun aklı başında  herkesin dikkatle düşünmesini isterim.

Tarihin omuzlarımıza yüklediği ağır, zor, ama bir o kadar da önemli bir görev bizi bekliyor. (İsmail KORKMAZ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder