29 Aralık 2020 Salı

TÜRKİYE - ARNAVUTLUK DOSTLUĞUNA BİR TEMEL DE TOKİ'DEN

Arnavutluk’ta 26 Kasım 2019’da meydana gelen deprem sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından talimatı verilen deprem konutlarının inşaatı başladı. TOKİ tarafından Arnavutluk’un Laç şehrinde hibe yoluyla yapılacak 522 konut, 37 ticari ünite ve 375 araçlık otoparktan oluşan proje için temel atma töreni düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın video konferansla katıldığı törende; Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Arnavutluk Yeniden İnşa Devlet Bakanı Arben Ahmetaj ile TOKİ Başkanı Ömer Bulut da yer aldı. Deprem konutlarının 170’i 1+1, 233’ü 2+1, 119’u 3+1 olarak projelendirilirken, zemin güçlendirmesi yapılan projede inşaat yüzde 10 seviyesine geldi. Konutların 2021 yılının Ağustos ayında teslim edilmesi hedefleniyor.

42 MİLYON EURO’LUK PROJE

İki ülke arasındaki ilişkilerin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk’un Türkiye’nin Balkanlar’daki yakın dostu ve ortağı olduğuna işaret etti. COVID-19 salgınına rağmen inşaata başladıklarına vurgu yapan Erdoğan, toplam 522 konutu içeren ve 42 milyon Euro'ya mal olacak projenin Türkiye-Arnavutluk ilişkilerinin yeni nişanesi olacağını kaydetti. Erdoğan, “Bu konutların Arnavutluk halkına ve Laç şehrine hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan inşaatın yüklenici şirketi Albayrak İnşaat’ın sahibi Ahmet Albayrak’a konutların tahahhüt edilen 2021 Ağustos ayında bitirilmesi talimatını verdi.

“DOSTLUĞUN SİMGESİ OLACAK”

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama da projenin Türkiye’nin Arnavutluk’a sunduğu yardımlaşmanın simgesi olduğunu belirterek, “Türk dostlarımızın tutulmuş sözüdür. İki ülke dostluğunun simgesi olan bu sembol uzun yıllar burada kalacaktır” diye konuştu. Depremden sonra birçok dost ülke sadece sözlerle destek verirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arnavutluk’ta konut yapma talimatını verdiğini kaydeden Rama, “Türkiye bu yeni mahalleyi inşa ederken ayni zamanda şehrin yarası olan ırmağın taşma riskini da rehabilite etti” dedi. Arnavutluk Yeniden İnşa Devlet Bakanı Arben Ahmetaj ise Arnavutluk’un son 30 yılın en büyük şantiye alanı olduğunu vurguladı ve “Her gün değişiyoruz, bu proje de şehrin yüzünü değiştirecek” ifadelerini kullandı.

8 AY SONRA TESLİM EDİLECEK

Törende konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Yüzyıllara dayanan dostluk ve kardeşlik hukukumuzu, yapacağımız bu yeni yuvalarla daha da güçlendiriyoruz” dedi. “Depremden hemen sonra; kardeşlerimizin yaralarını sarmak için ülke olarak seferber olduk” diyen Bakan Murat Kurum, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla; depremin etkilediği Laç şehrimizde yeni konutlarımız için çalışmalarımızı başlattık. Ardından temmuz ayında da Bakan arkadaşım Arben Ahmetaj’la ‘Konut Yapımı Alanında İşbirliği Sözleşmemizi’ imzaladık. Projelerimizi süratle hazırladık. Yatay mimari esaslı olarak planladığımız projede binaların yüksekliği zemin artı dört katı geçmeyecek. Konutlarımızın inşa süreçleri TOKİ Başkanlığımız tarafından yürütülüyor. Kurulduğu günden bugüne TOKİ Başkanlığımız; 1 milyon konutun inşasını tamamlayarak 4 milyondan fazla insanımızı ev sahibi yapmış bir kurumdur. Ayrıca yurt dışında, doğal afetler sonrasında, insani yardım amacıyla Endonezya’dan Sri Lanka’ya, Pakistan’dan Somali’ye kadar birçok ülkede binlerce konut, hastane, okul ve kamu hizmet binası inşa etmiş bir kurumdur, gururumuzdur. TOKİ’nin bu teknik tecrübe ve uygulama pratiğinin Arnavutluk’ta da başarıyla hayata geçirileceğini belirtmek isterim. İnşallah 8 ay sonra yine bir araya gelecek, Cumhurbaşkanlarımızın teşrifleriyle konutların teslim törenlerini yine hep birlikte gerçekleştireceğiz.” (DÜNYA)

TOPLAM 933 ESERİN DEĞERLENDİRİLDİĞİ ULUSLARARASI KAŞGARLI MAHMUT YAZIN YARIŞMASI SONUÇLARI AÇIKLANDI

Avrasya Yazarlar Birliği ve TÜRKSOY işbirliğinde düzenlenen ve Azerbaycan, Başkurdistan (RF), Çuvaşistan (RF), Gagavuzya (Moldova), Hakasiya (RF), Karaçay (RF), Kaşgayi-İran, Kazakistan, Kırgızistan, Kırım Tatar, Kosova, Kumuk (RF), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Makedonya, Malkar, Türkmenistan, Türkmeneli-Irak, Türkmen Sahra-İran, Uzbekistan, Uygur, Üülen Azerbaycan-İran, Üülen Türkistan-Afganistan ile Türkiye'den temsilcilerin katıldığı yarışmada 933 eser değerlendirildi.

http://anasozu.com/vi-ci-halklararasi-kasgarli-mahmut-proza-yarismasinin-sonuclari/

28 Aralık 2020 Pazartesi

RUSYA’DAN BULGARİSTAN’A DİPLOMATİK MİSİLLEME

Rusya Dışişleri Bakanlığı, bir Rus diplomatın Bulgaristan tarafından sınır dışı edilmesinin ardından Bulgaristanlı bir diplomatın misilleme olarak sınır dışı edildiğini açıkladı. Aralık ayının başında Bulgar yetkililer, bir Rus diplomatı istenmeyen kişi ilan ederek ülkeyi terk etmesi için 72 saat süre vermişti

Bulgaristan’ın 19 Aralık tarihinde Rusya’nın Sofya Büyükelçiliği’nde görevli bir Rus diplomatı “askeri bilgi topladığı şüphesiyle” sınır dışı etmesinin ardından Rusya’dan Bulgaristan'a aynı düzeyde misilleme geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Bulgaristan’ın Moskova Büyükelçisi Atanas Krystin’i Dışişleri Bakanlığına çağırarak nota vermesinin ardından resmi açıklama yayınladı. Açıklamada, “29 Aralık’ta Bulgaristan Büyükelçisi Krystin, Rusya Dışişleri Bakanlığı'na davet edilerek, Moskova'daki Bulgaristan Büyükelçiliği Askeri Ateşe Yardımcısı olarak görev yapan Yarbay Mitko Borisov’un istenmeyen adam ilanı ile ilgili nota verildi. Adı geçen kişinin 72 saat içerisinde Rusya topraklarını terk etmesi talep edildi” denildi. Rusya’nın bu açıklamasının ardından Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Moskova saatiyle saat 14.00’de ilan edilen talep yerine getirilecek ve diplomat belirtilen sürede ülkeyi terk edecektir” ifadeleri kullanıldı. (SÖZCÜ-HABER7)

27 Aralık 2020 Pazar

BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN YAŞADIĞI SOYKIRIM VE YAKIN TARİHİN KIRILMA NOKTASI BELENE SÜRGÜN KAMPI KİTAPLAŞTI : ‘BELENE, ÖLÜM İÇİN YER SERT, UÇMAK İÇİN GÖK UZAK’


Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Bulgaristan'da 1984-1989 yılları arasında komünist rejim tarafından Türklere karşı uygulanan asimilasyon, kimliksizleştirme politikaları, işkenceler ve tarihe kara leke olarak geçen Belene kampı olaylarını konu alan "Belene Ölüm İçin Yer Sert Uçmak İçin Gök Uzak" isimli sözlü tarih çalışmasını kitaplaştırarak yayımladı. YTB tarafından Bulgaristan'da 1984-1989 yılları arasında komünist rejim tarafından Türklere karşı uygulanan asimilasyon, kimliksizleştirme politikaları, işkenceler ve tarihe kara leke olarak geçen Belene kampı olaylarını unutturmamak için sözlü tarih çalışmaları başlatıldı. Çalışmalar kapsamında 2019 yılında TRT İç Yapımlar tarafından Belene Kampı mağduru soydaşlarla mülakatlar gerçekleştirilerek, "Bin Dokuz Yüz Seksen Dokuz Belene" belgesel filmi hazırlandı ve film 7 Şubat 2020 tarihinde YTB'de gerçekleştirilen gala töreni ile izleyicilerle buluşturuldu. Hem belgesel film çerçevesinde yapılan mülakatlar hem de Bulgaristan Türkleri ile ilgili önemli kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında sözlü tarih çalışmalarına devam edilerek, Bulgaristan'dan zorunlu göçün 30'uncu yılı kapsamında 1989 olayları, Belene kampı ve Bulgaristan Türklerini konu alan "Belene Ölüm İçin Yer Sert Uçmak İçin Gök Uzak" isimli çalışma da literatüre kazandırıldı. Prof. Dr. Tufan Gündüz'ün editörlüğünde Bulgaristan Türkleri'nin tarihi ve onların etnik temizlik politikasına karşı verdikleri mücadelenin canlı tanıkların anlatımıyla yansıttığı eserin aynı zamanda akademik çalışmalar için de önemli bir kaynak teşkil ettiği aktarıldı. (MALATYA GÜNCEL)

#BALKAN #TÜRKLERİ #GÖÇMEN VE #MÜLTECİ #DERNEKLERİ #FEDERASYONU #GENEL #BAŞKANI #KADER #ÖZLEM'DEN #AKIL #TUTULMASI #YAŞAYANLARA #TARİHİ #HATIRLATMA

 


26 Aralık 2020 Cumartesi

GELECEK KUŞAKLARA ''BİZİM BURSAMIZ''I ANLATMAK !

Bursa üzerine yazan, düşünen, katkı koyan, yayın yapıp katma değer yaratan insanlarımızın çalışmalarına özel bir ilgi duyarım hep. Elimden geldiğince takip eder, okurum. Bu insanlarımızdan biri olan Bursa sevdalısı Ekrem Hayri Peker kadim kentimiz Bursa üzerine yeni bir inceleme, anı kitabı kaleme alıp yayımladı. Bunu duyurmayı vicdani sorumluluğum gereği görev edinip sizlere aktarıyorum. Yazarın 13. kitabı olan eser 1960-80 yılları arası Bursa'sı için önemli bir kaynakça ve bu anlamdaki çabanın da ikinci bölümü.

 'Altıparmak-Muradiye-Çekirge Arasında Nostaljik Bir Gezinti' isimli çalışma Alp Dağıtım yayınları tarafından  basılmış. 

"Çocukluğumuzun, gençliğimizin Bursa'sı maalesef tanınmayacak kadar değişti. Gelecek kuşaklara "Benim Bursamı" anlatmak istedim" diyen yazarın görüşüne ve tespitlerine katılmamak elde değil. 

Yazarın anılarından belleğimize kazınan Bursa üzerine tespitlerini ve görüşlerini kendi satırlarından aktarmak isterim ;

       "2014 yılında yitirdiğimiz ünlü edebiyatçı Marquez anılarını dile getirdiği Anlatmak İçin Yaşamak adlı kitabında “Hayat, insanın yaşadığı değildir; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır” demiştir.

Yaşımız büyürken, yıllar geçerken Bursa da değişti ve eski kimliğini yitirdi. Yazdıklarım önce birkaç sayfaydı. Anılar geldi sayfalara yerleşti. 

Yazmak için 1960-1980 yılları tarih aralığını seçtim." Neden bu yıllar?" derseniz bu yıllarda Bursa kimliğini korudu, gelenleri içine aldı. Ama seksen sonrası gelen göç içinde boğulup gitti. Sadece boğulmadı, kimliğini de kaybetti. Metropol da olamadı. Sadece nüfusu fazla olan bir şehir oldu. 

Şehri yönetenler de bunun farkında olduğu için ha bire kimlik arıyorlar; Felsefe şehri Bursa gibi. En ironik olanı da bir zamanlar şehir girişine asılı olan Kalite şehri Bursa ibaresidir. 

Kimliğini kaybedince kişiliğini de kaybedersin. 

Şehrin yerlileri azınlığa düşüp, bir de yerel iktidarı kaybedince şehir kimliğini iyice kaybediyor. Onları da anlamak lazım, bu şehirle ilgili anıları yok ki? 

Kiremit uçuran lodosları ve dar sokaklarıyla sanki daha bir sıcaktı Bursa.

Fransız yazar Roland Barthes: “Şehir bir yazıdır, okur onu istediği gibi okur” diye yazmış. Ben böyle okudum, umarım farklı okuyanlar da çıkar, okuduklarını yazıya dökerler. 

Ortaokul ikinci sınıftaydım. Türkçe dersimize Bursa'dan İnegöl Ortaokulu’na tayin olmuş Beyhan öğretmen giriyordu, Yıllar soyadını unutturdu. 35-40 yaşlarında olan Beyhan Hanım Bursalıydı.  Sınıfta ders anlatırken, birden bir anısını anlattı;

“Bir gün yaşlı bir adam, bakalım gerçek Bursalı mısın? Diye beni imtihan etti” demişti. Şu soruları sormuş:


-Altı şadırvan, üstü cami?


-Altı şadırvan, üstü minare?


Bu yerleri rahmetli babam bana gezdirmişti bu yüzden soruları cevapladım.


Ama, 


-Altı dam, üstü hamam sorusunun cevabını unutmuştum (o da sonuncuyu bilememiş, bize öyle anlattı)


Sayın Yavuz Bubik, kitabında bir bilmece daha olduğunu yazmış.


-Deve yükü ağırlığındaki Kur’an nerededir?


Hocamız deve yükü ağırlığındaki Kur'an'ı anlatmamıştı, ben de bilmiyordum, yıllar sonra öğrendim…"


Evet.

'Altıparmak-Muradiye-Çekirge Arasında Nostaljik Bir Gezinti' başlıklı yeni yayın 

Bursa'nın ana arteri olan Altıparmak-Çekirge arasındaki değişimi ele alan önemli bir çalışma.

Alp Dağıtım'dan temin edebilir. (www.alpkitap.com)

BAŞKAN İRİNA VLAH KURULUŞ GÜNÜNDE TÜM DÜNYAYA DAĞILAN GAGAVUZLARA ‘ÜLKENİZE DÖNÜN’ ÇAĞRISI YAPTI

Başkan İrina Vlah Moldova Cumhuriyeti'ne bağlı Gagauz Özerk Yeri'nin kuruluşunun 26. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende tüm dünyaya dağılmış olarak yaşayan Gagavuzlara ülkelerine dönme çağrısı yaptı. Gagauz Özerk Yeri başkenti Komrat'ta gerçekleştirilen etkinliğe, Gagauz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah, Gagauz Halk Meclisi (Halk Topluşu) Başkanı Vladimir Kısa, Türkiye’nin Komrat Başkonsolosu Hasan Akdoğan ve çok sayıda davetli katıldı.
Başkan İrina Vlah, bu özel günde Gagauz halkına seslenerek (Türkçe konuşan Hrıstiyan dinine mensup Türksoylu topluluk - Gökoğuzlar) çeşitli ülkelerde yaşayan Gagauz Türklerinin kendi topraklarına dönmelerini istedi. Gagavuzların çalışkan olduğunu belirten Vlah, "Gagauzlar, kendisinin güvenilir ortak olduğunu defalarca kanıtladı." dedi. Gagauz Özerk Yeri'nin, 26 yıl içinde yaşadığı olaylardan birçok ders çıkardığına dikkat çeken Vlah, "Bu, gelişimde daha üst seviyeye geçiş yapmak için hazır olduğumuzu gösteriyor." şeklinde konuştu.
Gagauz Halk Meclisi (Halk Topluşu) Başkanı Vladimir Kısa da merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 1994'te Moldova ile Gagauz Özerk Yeri arasında arabulucu rolü üstlendiğini hatırlatarak, "Gagauz yönetiminin Moldova yönetimi ile özenli çalışması sonuç verdi. Böylece tüm dünya, Gagauz Özerk Yeri'nin 23 Aralık 1994'te oluştuğunu öğrendi." ifadelerini kullandı.

GAGAUZ ÖZERK YERİ

Moldova'nın güneyinde "Bucak" olarak adlandırılan bölgede yaşayan Gagauz Türkleri, Sovyetler Birliği'nin dağılması sürecinde 19 Ağustos 1990'da Gagauz Cumhuriyeti'ni ilan etmişti. Herhangi bir ülke tarafından tanınmayan cumhuriyet, kendi varlığını 1994'e kadar sürdürmüştü. Gagauz Özerk Yeri ise 23 Aralık 1994 tarihinde Moldova Cumhuriyeti sınırları içerisinde kurulmuştu. Toprak bütünlüğü olmayan Gagauz Özerk Yeri, Başkent Komrat, Çadır Lunga ve Valkaneş olmak üzere üç şehir ile yaklaşık 25 köyden oluşuyor. Gagauzlar, 1994’te Türkiye’nin de katkısıyla kazandığı özerklik haklarını zamanla kaybetme endişesini yaşıyor. Oğuz boyundan gelen Hristiyan Gagauz Türkleri, stratejik ortaklık düzeyine taşınan Türkiye ve Moldova arasındaki ilişkilerde önemli bağ vazifesi görüyor.