21 Haziran 2016 Salı

Bir haftada hem iktidardan, hem de parti liderliğinden oldu


Ve HDZ genel başkanlığını da bıraktı
 Hırvatistan’da haftalardır süren siyasi sinir savaşı ülkenin en güçlü partisi Hırvat Demokratik Birliği (HDZ)‘nin Genel Başkanı Tomislav Karamarko’nun partisinin genel başkanlığını bırakması ile sonuçlandı. Adı yolsuzluk iddialarına karışan ve kamuoyu ile partisi içinde yalnızlaşan Karamarko düzenlediği basın toplantısında parti liderliğinden istifa ettiğini açıkladı. Bir haftada hem başbakan yardımcılığından hem de parti liderliğinden olan Karamarko Hırvat Meclisi’nde yaşanan çözümsüzlüğü aşmak, partisine de değişim ve yeniden yapılanma şansı tanımak adına böyle bir kararı aldığını söyledi. Açıklamasında eyleminin bireysel bir karar olduğunu iddia eden Tomislav Karamarko partililerine bu güne kadar kendisine verdikleri destekten dolayı teşekkür ederken, koalisyon hükümetinin düşürülmesinin sorumluluğunu da kabul ederek başarısız olduğunu belirtti. İstifasının partisine yeni bir dönüşüm şansı yaratacağını da ifade eden Karamarko ‘’Başarısızlığı kabul etmek uygar dünyanın gereğidir. Giderek de kazanılır’’ dedi. Geçen hafta Başbakan Yardımcılığından istifa etmek zorunda kalan Karamarko siyasete partisinin sıradan bir üyesi olarak devam edeceğini de belirtti. Karamarko’nun genel başkanlıktan istifası Hırvat kamuoyu için sürpriz olmazken basında yer alan haberlere göre muhalifleri Karamarko’nun siyaseten intihar ettiği yönünde yorumlar yaptılar. Yaşanan gelişmeleri tetikleyen ve Mecliste yapılan oylamada düşürülen koalisyon hükümetinde HDZ’nin küçük ortağı olan Most Hareketi 'nin lideri Bozo Petrov basın mensuplarının soruları üzerine Karamarko’nun istifasını geç kalınmış bir davranış olarak yorumladı. Tomislav Karamarko eşi üzerinden yürüttüğü ticari faaliyetler ile Hırvatistan’ın ulusal çıkarları ile kamu haklarını zedelemekle suçlanmış iddiaları araştırmak üzere kurulan tahkim komisyonu da bu konuda karar vermişti. Ülkede siyasi tansiyonu yükselten tartışma ortamında HDZ ile iktidarı paylaşan Most Hareketi Karamarko’nun Başbakan yardımcılığını bırakmasını istemişti. Bunu üzerine bağımsız başbakan Tihomir Oreskovic her iki partinin liderinin de hükümetteki görevlerinden ayrılmaları çağrısı yapmıştı. Yaşanan gelişmeler üzerine koalisyon ortağı her iki parti de Meclis’te kendi iktidarlarını sona erdiren gensoruya destek vermiş Hırvatistan’da bir dönemin sona ermesine gidilen yol açılmıştı. Karamarko Meclisteki oylama öncesi Başbakan Yardımcılından istifa ettiğini açıklamış ancak bu tutumu HDZ’nin bölünmesine ve kendi milletvekillerinin de aleyhte oy kullanmasına engel olmamıştı. Hükümetin düşmesi ve koalisyonun dağılması iktidarın büyük ortağı ve ülkenin en etkin siyasi gücü konumundaki Hırvat Demokratik Birliği içinde çatlamaya yol açmış HDZ’nin güçlü isimlerinden Genel Başkan Yardımcısı ve Bölgesel Kalkınma ile AB Fonları Bakanı Tomislav Tolusiç Karamarko’nun parti genel başkanlığından çekilmesini istemişti.

PKK militanı Burgaz Havaalanı’nda yakalandı

Bulgar polisi Türkiye’de kırmızı bültenle aranan terör örgütü PKK’nın militanı Mikail Almış’ı Burgaz Havaalanı’nda gözaltına aldı. Yapılan sorgulamasının ardından Burgaz Bölge Mahkemesi’ne çıkarılan Almış tutuklandı. PKK adına çok sayıda silahlı eyleme katıldığı belirtilen Mikail Almış’ın Türkiye’nin talebi üzerine 17 Haziran’da yakalandığını açıklayan Burgaz Bölge Savcılığı Burgaz Bölge Mahkemesi’nde görülen davada, sanığın serbest bırakılması durumunda adaletten yine kaçabileceğini vurguladı. Savcılık açıklamasında Mikail Almış’ın Türkiye’ye iadesi ile ilgili gerekli yasal belgelerin gelmesinin bekleneceği de ifade edildi. Türk vatandaşlığının yanı sıra Fransız vatandaşlığı da olan Almış'ın 1995 yılında PKK'nın köy baskınlarına katıldığı ancak hakkında ömür boyu hapis cezası bulunması nedeniyle aynı yıl Türkiye’den kaçtığı öğrenildi.

Belgrad’da 150 yıl sonra ezan sesi

Bayrampaşa Belediyesi’nin öncülük ettiği organizasyon ile Bayrampaşa Belediyesi’nin bereket konvoyu, 12. yılında ilk defa Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da 2 bin Müslüman’a iftar verdi. İftar programı ile Belgrad’da 150 yıl sonra ezan sesi duyuldu. İftar programına Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner’in yanı sıra büyükelçiler, konsoloslar, din ve devlet adamları ile çok sayıda vatandaş katıldı.(HABERTÜRK)

19 Haziran 2016 Pazar

Karamarko’nun politik kariyeri de karardı!..


Siyasi harakiri yaptı

Hırvatistan, iktidarı paylaşan, ancak geleceğe uzanan ince uzun yolda ekonomik çıkarları paylaşamayan iki siyasinin inadı nedeniyle açmaza sürüklendi.
Koalisyonun büyük ortağı Hırvat Demokratik Birliği Partisi (HDZ)‘nin Genel Başkanı Tomislav Karamarko ile koalisyonun küçük ortağı Most Hareketi 'nin lideri Bozo Petrov arasında yaşanan siyasi savaşta hükümetin düşmesi erken genel seçimleri de gündeme getirdi.
Yurtsever Koalisyonu olarak adlandırılan Hırvat hükümeti ile birlikte sona eren aslında aynı zamanda Karamarko’nun siyasi kariyeri.
Hırvat basınında yer alan haberlere göre siyasi restleşmenin temelinde Karamarko ailesinin enerji şirketleri ile girdiği sıcak ilişkiler olduğu iddia ediliyor.
Tomislav Karamarko’nun eşi  Ana üzerinden yürüttüğü ticari faaliyetler ile Hırvatistan’ın ulusal çıkarları ile kamu haklarını zedelediğini iddia eden muhalefet iddiaları incelemek üzere kurulan uluslararası tahkim kurulu üzerinden bu ilişkileri mercek altına aldırtmak istemişti.
Ancak Karamarko ailesinin ticari ilişkilerini inceleyecek kurulun çalışmaları için oluşturulan komisyon daha işe başlamadan ülkede siyasi tansiyon yükseldi, kriz patlak verdi.
Özellikle kamu şirketleri ile girilen ilişkiler üzerinde yoğunlaşan bu tartışmalarda içişleri bakanlığının dosyaların üzerini kapattığını iddia eden muhalefetin ısrarı Karamarko’nun partisi içinde de güç kaybetmesi ve bazı kurucu üyelerin istifayı ve partiden ayrılmayı dillendirmesine neden oldu.
Yaşanan çatışma ve kaos ortamında 17 Haziran günü toplanan soruşturma komisyonunun Ana Karamarko ve Macar petrol şirketi MOL’un sahibi Josip Petroviç arasındaki bağın bir iş ilişkisi ve bu durumun çıkar çatışması olduğu yönünde karar vermesi ve böylece Başbakan Birinci Yardımcısı ve HDZ Genel Başkanı Tomislav Karamarko’nun kamusal görevleri ihlal ettiğini belgelemesi bardağı taşıran son damlaydı aslında.
Yaşanan gelişmeler üzerine koalisyonun küçük ortağı ve 42 milletvekili bulunan Most Hareketi'nin HDZ Genel Başkanı Tomislav Karamarko'nun görevden alınması için mecliste oylama yapılmasını talep etmesi hükümet krizine dönüştü.
Karamarko ile Most lideri Bozo Petrov arasındaki savaşın büyümesi üzerine bağımsız başbakan konumundaki Tihomir Oreskovic  her iki liderin de ülkenin çıkarları için hükümetteki görevlerinden istifa etmelerini istedi.
Başbakanın tavrı ve çağrısı üzerine rest çeken koalisyonun büyük ortağı HDZ Oreskovic'in görevden alınması için meclisi göreve çağırdı.
Karamarko’nun siyasi harakirisi olarak da yorumlanan bu çağrı hem koalisyonda hem de HDZ’de bir dönemin sona ermesine gidilen yolu açtı.
Koalisyonu oluşturan her iki partinin de çağrısı üzerine toplanan Hırvatistan Meclisi’nde yapılan güven oylamasında azınlık partileri de aleyhte tutum sergiledi ve oylamaya katılan 135 milletvekilinden 125'i partilerüstü başbakan konumundaki Tihomir Oreskovic'in görevine ve koalisyonun da varlığına son verecek kararı destekledi.
Karamarko HDZ’nin bölünmesine ve kendi milletvekillerinin de aleyhinde oy kullanmasına neden olan gelişmeler üzerine başbakan yardımcılığından istifa etti ancak bu durum hükümetin düşmesini ve koalisyonun dağılmasını önlemeye yetmedi.
Gelişme Hırvatistan’ın en büyük ve etkin siyasi gücü konumundaki Hırvat Demokratik Birliği içinde de çatlamaya yol açtı.
Yaşanan güven krizinin ülkeyi ve partiyi yıprattığını açıklayan HDZ’nin güçlü isimlerinden Genel Başkan Yardımcısı ve Bölgesel Kalkınma ile AB Fonları Bakanı Tomislav Tolusiç Karamarko’nun parti genel başkanlığından çekilmesini ve eylül ayında yapılması planlanan erken genel seçimlere kadar parti kurultayının toplanmasını istedi.
Karamarko’nun HDZ içinde etkinliğini yitirmesinin bir göstergesi de partinin kuruluşunun 27. yıldönümü münasebetiyle kurucu genel başkan Franjo Tudjman’ın mezarı başında yapılan anma etkinliklerine katılmaması.
Karamarko’nun kişisel çıkarlarına partiyi kurban ettiğini düşünen HDZ’nin etkin isimleri Tomislav Tolusiç’in etrafında kenetlenir mi bilinmez ama yaşanan gelişmeler Hırvatistan’ın uzun ve zor bir siyasi sürecin içine girdiğini gösteriyor.
Hırvatistan'da 8 Kasım 2015’te yapılan genel seçimin ardından geçen ocak ayında kurulan koalisyonun varlığı resmen sonlandı ama 30 gün içinde kurulacak yeni hükümet şekilleninceye kadar görevde kalacak.

Hırvatistan’ı seçime götürecek yeni hükümetin teknokratlardan oluşması ve uluslararası yatırımcıların yakından tanıdığı ekonomist Zdravko Mariç liderliğinde kurulması bekleniyor.

18 Haziran 2016 Cumartesi

Yatırımda şimdi Bosna Hersek zamanı!


Bazı kurumlar ve STK’lar olağanüstü zamanlarda, olağanüstü koşullarda ortaya çıkar.
Bosna Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi ( BİGMEV) ile başlayan öykü de böyle…
Bosna Hersek ile Türkiye arasındaki ekonomik bağları güçlendirmek amacıyla kurulan BİGMEV’in misyonu Bosna Hersek’in gelişimi ile kalkınmasına katkı sağlamak.
Türkiye’den Bosna Hersek’e giden herkesin bu topraklara ayak basar basmaz adeta büyülenmesi ise BİGMEV fikrinin ortaya çıkmasına neden olmuş.
Kendinden geçen insanlarımızın işin sadece ruhaniyetinde kalması, bu ülkeye yatırım yapmayı düşünmemesi bir avuç gönüllüyü seferber etmiş.
Adeta buram buram Anadolu kokan bu toprakların her geleni çarpması güzel de buraların girişimcilerin ilgisine, yatırıma, kalkınmaya olan ihtiyacı da acil zorunluluk.
Bosna’ya gönül verenlerin birincil görevi buralara yatırım yapmak, havası, suyu ve toprağı ile tertemiz bu ülkenin kalkınma mücadelesine destek vermek olmalı.
Şimdilerde hükümetin gündemindeki birinci madde de bu.
Bir Bosna gönüllüsü olarak BİGMEV ile tanışmam ise o yapıyı omuzlayan, zor görevlerin insanlarının kararlı, ama bir o kadar da içten çalışmaları sayesinde oldu.
Kapısını çaldığım ve neler olduğunu anlatmasını istediğim dünya markası Çilek Mobilya’nın kurucusu, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı Bakir İzetbegoviç’in Danışmanı ve BİGMEV Başkanı Muzaffer Çilek tüm içtenliği, nezaketi ve samimiyeti ile yanıtladı sorularımızı.
Türklerin sevgide 1. sıraya koydukları, ancak yatırım yapmada 10.’lukta kaldıkları kardeşten de öte ilişkilere sahip olduğumuz ülkenin insanlarının ihtiyaçlarını ve yapılması gerekenleri özetlerken buruktu.
Bedava denecek fiyatlara arazi tahsisi yapılan Bosna Hersek’te Türk girişimciler Almanlar, Fransızlar, İngilizler ve İtalyanlar kadar etkili olamıyormuş.
Bu durumun değişmesi, gönül birliğimiz olan bu topraklarda Türk yatırımcısının bir güneş gibi parlaması gerek.
Bosna Hersek hükümeti bu konuda oldukça aktif ve Türkiye’den gelecek yatırımcılara kapıyı sonuna kadar açmış.
Bosna’ya bugüne kadar yapılan yabancı yatırımların toplamı 5 milyar 953 milyon Euro’ya ulaşmış.
Türkiye'nin ülkede bulunan yatırım toplamı ise TCMB verilerine göre 2007-2015 dönemi itibariyle 166 milyon ABD Doları tutarında.
Türk girişimcisinin bu ülkedeki payı ise 50 şirketin faaliyeti ile 306 milyon Dolar.
Türk müteahhitlerince üstlenilen projelerin toplam tutarı ise yaklaşık 600 milyon Dolar.
Hepsini toplarsak kalkınma yardımları ve hibeler dahil, 1995 yılından bugüne kadar Türkiye’nin Bosna Hersek’e 1 milyar Euro civarında yatırımda bulunduğu görülmekte.
Bu rakamlar elbette ki yeterli değil.
Bu güne kadar yabancı yatırımcıları ürküten bürokratik engeller ve özellikle de Sırp ve Hırvat siyasiler tarafından sergilenen ikiyüzlülük aşılmalı.
Şimdilerde bu durumu sonlandırma adına önemli çalışmalar yürütülüyor.
Tek yetkili ofis olarak Bosna-Hersek Federasyon Başbakanı Fadil Novaliç’in liderliğinde icraat yapacak yeni bir yatırım ajansı oluşturuluyor.
BİGMEV’in de rehberliğinde buraya yatırım yapacak girişimcilerimiz hiçbir bürokratik engel ile karşılaşmadan, şirket kurulumlarından teşviklerden yararlanmaya kadar her olanağı sonuna kadar kullanabilecek.
Tekstil başta olmak üzere tarım, hayvancılık, enerji, orman ürünleri ile ilgili konular trend yatırım alanları.
Biz Türklerin markalaşma ve girişimcilik ruhumuzda var.
Bu değerleri Bosna Hersek’e götürüp kardeşlerimiz ile kazan kazanı oynamalıyız.
Buralarla ilgili duygusal enerjimiz artık yatırıma yönlendirilmeli ve patlama yapmalı.
Son on yılda dış politikadaki malum gelişmeler nedeni ile hareket alanı daralan yatırımcılarımız için gidilecek tek yer Balkanlar ve özellikle de Bosna.
Yer üstü ve yer altı doğal zenginlikleri ile insan kalitesi Bosna Hersek’i cazip kılıyor.
Buraya yatırım yapan yabancı girişimciler üretimlerinin yüzde 30’unu ihraç ederler ise sıfır vergiye tabi.
Avrupa’da en düşük kurumlar vergisi ise yüzde 10 ile Bosna Hersek’te.
Birçok ülkede çaktırmadan gündeme getirilen çifte vergilendirme ise burada yok.
Hatta federasyon bu günlerde yeni bir kanun çıkarma hazırlığında.
İşadamına diyecekler ki ‘’ Ne kadar ihracat, o kadar vergi muafiyeti’’.
Geçen yıl yüzde 3.6 büyüyen Bosna ekonomisini uçuracak her tedbir ve uygulama ülke genelinde karşılığını bulurken, kanton bazında ise daha da büyük teşvikler var.
Tüm belediyeler yatırımcı çekmek için seferber olmuş durumda.
Adeta hayatın durduğu özerk bölge Sırp Cumhuriyeti bile Türk yatırımcıları el üstünde tutuyor.
Bakir İzzetbegoviç’in liderliğindeki ekibi ise anlatmaya bile gerek yok.
Onlar tam bir Türkiye ve Türk sevdalısı.
Yatırımcılarımız için önemli bir ayrıntı.
Geçmiş yıllarda Sırp ve Hırvat temsilcilerin ayak diremesi yatırımları baltalasa da şimdilerde bu durum aşılmış.
Başta AB projeleri olmak üzere her yatırım, Ziraat Bankası ile Eximbank’ın çok düşük faizli kredileri ile destekleniyor.
Bu konuda başta BİGMEV olmak üzere, Türkiye’nin Bosna Hersek Ticari Ataşesi Sedat Yıldız çok önemli çalışmalar yürütüyor.
Bosna Hükümeti de Türkler başta olmak üzere yabancı yatırımcıları yönlendirmek, süreci hızlandırmak adına tek bir merkez oluşturma çalışmasını bir an önce tamamlamalı, bu konudaki bürokrasi karmaşasını sonlandırmalı.
Bosna Hersek’in olağanüstü kalkınma mücadelesi ile bu konuda yapılanlar karşılığını ve anlamını bulmalı.
Dedeleri 1878 Osmanlı-Rus savaşının ardından Anadolu’nun yolunu tutan, anayurdun şefkatine sığınan Muzaffer Çilek’in ruhsal bağı olan topraklara ilgisi ise sadece duygusal boyutta değil.
Çilek Grubu’nun Bosna Hersek’in hemen hemen her noktasına yayılan yatırımlarının toplamı 4 milyon Euro’yu çoktan aşmış.
Tarımsal üretim ve HES ağırlıklı bu yatırımlar ülkemiz insanının Bosna’ya ekilmiş sevgi tohumları gibi.
Giderek daha da gelişecek, yeni çilek tarlalarına dönüşecek…
Bosna, Türk yatırımcıları ve markalarını çağırıyor.
Bosna Hersek’in yatırım potansiyeli yeni yıldızlar yaratmaya elverişli.
Nitelikli ve kaliteli projeleri ile üretim ve yatırım üssüne dönüşen Bosna Hersek Avrupa’nın yeni İsviçre’si olmaya aday.
İnşaat başta olmak üzere imalat sektörlerinin öne çıktığı bir dönemde uluslararası yatırımcılara muazzam avantajlar sunan ülke yüksek alım gücü olan AB pazarına yakınlığı ile de cazibe merkezi.
Gümrük vergisinin sıfır olduğu ülkede iyi eğitilmiş, yetenekli iş gücü de yatırımcılar açısından büyük avantaj.
Sektörler özelinde turizmi ise apayrı bir yere koymalıyız.
Geçmişinde kış olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapan Bosna Hersek’in doğal güzelliklerini görmeye gelen yabancı ziyaretçi sayısı 2015 yılının Ocak-Eylül ayları arasında 809 bin kişi.
Toplamda nüfusu 4 milyona yaklaşan Bosna Hersek için oldukça önemli bir turist sayısı bu.
Buna göre teşvik uygulamalarında öncelikli sektörler arasında olan turizmin yatırımcıların yüzünü güldürdüğünü söyleyebiliriz.
Bunun yanında her yıl artan turist sayısının yarattığı talebin daha fazla yatırımcıya ihtiyaç duyduğunu da görüyoruz.
Bosna Hersek’te, küçüklü büyüklü 1000’i aşkın nehir var ve bu suların yüzde 92’si birinci sınıf.
Bu nehirler üzerinde kurulacak su ürünleri yetiştirme merkezleri büyümeye aday her KOBİ için oldukça cazip.
Bütün bunların yanında termik santrallerle ilgili de büyük fırsatlar var.
Çünkü zengin maden kömürü yatakları kalorisi yüksek ürünleri ile uluslararası pazarda büyük rağbet görüyor.
Ülkedeki altın, gümüş, bakır, çelik, alüminyum madenlerini ise anlatmaya bile gerek duymuyorum…
BİGMEV’in yaptığı bu ekonomik ve ticari çalışmalar her iki ülke arasında bir sosyal girişim süreci de başlatmış.
Uluslararası alanda sürdürülebilir, denetlenebilir ve küresel ilkelere bağlı olarak yürütülen bu çalışmalar açılım arayan ve bu pazarlarda büyümek isteyen firmalarımız için çok uygun bir ortam sağlamakta. 
Dış ticaret hacmi 540 milyon dolar civarında olan Bosna Hersek’in tekstil sektöründeki yatırımlarda çalışanlar için devlete ödenen sosyal sigorta ödemeleri ve primlerini 75 Euro’ya sabitlemesinin yatırım kodu girişimcilerimiz tarafından iyi okunmalı.
Ayrıca KOSGEB’in eşleştirme desteğinin şu anda dünyada sadece iki ülkede bulunduğunu ve bunlardan birisinin de Bosna Hersek olduğunu unutmamalıyız.
Enerji alanındaki yatırımlarda elektrik alımında öncelik tanınması, kalifiye üretici statüsünde olanlar için 12 yıllığına alım garantisi verilmesi ise işin cabası.
Önemli noktalardan biri de, yatırımcıya hem yerel yönetimlerin sunduğu teşviklerin hem de devletin verdiği teşviklerin bulunması ve bunların eş zamanlı olarak da kullanılabiliyor olması.
BİGMEV Türk firmalarını Bosna Hersek’teki karlı yatırım projeleri ve ticari fırsatlar ile buluşturma çabası takdire şayan.
Girişimcilerimiz ile KOBİ’lerimiz Avrupa pazarına erişmek isteyen Türk yatırımcısı için iyi bir kapı niteliğinde olan Bosna Hersek’in sunduğu olanakları iyi değerlendirmeli.
Şimdi girişimcilerimiz için yatırımda Bosna Hersek zamanındayız!




13 Haziran 2016 Pazartesi

Türk yatırımcılar Bulgaristan’ın gücüne güç katarken Alcomet büyüme trendi ile ülkenin yüzakı oldu

Bulgaristan’daki Türk yatırımları ülkenin kalkınmasındaki temel gücü oluşturmaya devam ediyor. Kuzey Bulgaristan’ın Şumnu kentinde kurulu bulunan ve üretimini bu kentte sürdüren Alcomet de bunlardan sadece biri. Bulgaristan İşverenler ve Sanayiciler Konfederasyonu yaptığı araştırmada Bulgaristan’ın ekonomik gelişimine katkı sağlayan işletmeler içerisinde Alcomet şirketinin büyüme kategorisinde ikinci olduğunu açıklayarak Alcomet’i onurlandırdı. Bulgaristan’ın en büyük işveren organizasyonu olan konfederasyonun Sofya’da gerçekleştirilen ilkbahar balosunda düzenlenen ödül töreninde Alcomet’in Denetim Kurulu Başkanı Fikret İnce’ye onur beratını takdim eden Ekonomi Bakanı Bojidar Lukarski Alcomet’in kendisi ile birlikte Bulgaristan’ı da büyüttüğünü belirterek İnce’ye şükranlarını sundu. Sofya Tech Park’ta gerçekleşen ödül törenine Başbakan Boyko Borisov’un yanı sıra hükümetten altı bakan ile iş dünyasından 400’ü aşkın temsilci katıldı. 
TÜRK FİRMALARININ SAYISI ÜÇE KATLANDI
Bu arada Sofya’da gerçekleştirilen bir araştırmada Türk işadamlarının Bulgaristan’daki faaliyetlerinin son yıllarda oldukça yüksek bir performans sergilediği ortaya çıktı. Konu hakkında kamuoyuna yansıyan bilgilere göre 2008 yılından bu yana Bulgaristan’da kayıtlı Türk sermayeli şirketlerin sayısı üçe katlandı. 2015 yılında söz konusu firmaların sayısı 5 bin 935 iken 2016 yılının ilk aylarında bu sayı 6 bin 112’ye ulaştı. Türkiye, Bulgaristan’a yapılan doğrudan yabancı yatırımlar sıralamasında 13. ülke olup Türk girişimcileri 2015 yılında Bulgaristan’a toplam 24.8 milyon avro büyüklüğünde yatırım gerçekleştirdi. Ekonomi uzmanları, Türkiye’nin Bulgaristan’ın ana ticaret partnerlerinden biri olmaya devam ettiğini, 2015 yılında ikili ticaretin dış ticaret fazlası nedeniyle Bulgaristan lehine olduğunu ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin 3.5 milyar avro olarak gerçekleştiğini dile getiriyor. Terör saldırılarına ve Irak ile Suriye’deki çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisinin göreceli olarak istikrarlı kalacağı öngörüsü piyasalardaki dış yatırımlara yönelik kararlılığı tetiklerken beklentiler 2016 yılında ekonominin de yüzde 3.6 oranında büyüyeceği yönünde.

12 Haziran 2016 Pazar

Kosovalı Türklere eğitimde anavatan piyangosu

Kosovalı Türkler için bir ilk niteliğindeki anlaşma Kosova Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) arasında imzalandı. Kosovalı Türklere büyük imkan sağlayan anlaşmaya göre Kosova’da Türkçe orta öğretimini tamamlamış olan Kosovalı Türk öğrenciler Türkiye’de burslu eğitim alabilecek. Anlaşma Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç  ile Kosova Eğitim Bakanı Arsim Bajrami tarafından imzalandı. Ziyarette Saraç’a, söz konusu projenin mimarı konumundaki Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ile Türkiye’nin Kosova Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç da eşlik etti. Anlaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim Bakanı Arsim Bajrami, “Biz bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kez uygulamaya sokacağı pilot proje için anlaşma imzaladık. Bu uygulamanın Kosova’yı kapsamasından dolayı oldukça memnunuz. Proje kapsamında çok sayıda Türk genci kazançlı çıkacak. Kosova’daki Türk gençleri proje ile Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde burslu okuma imkanı yakalayacaklar. Proje, öğrencilerin üniversiteyi tamamlandıktan sonra Kosova’ya geri dönüp ülkelerine katkı sunmalarını amaçlıyor. Bu anlaşma Kosova ve Türkiye arasında var olan stratejik işbirliğinin bir kanıtıdır. Ben bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti’ne Kosova’daki gençlerimiz için yaratılan imkanlar ve sundukları destekten dolayı teşekkür ederim” dedi. Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ise, böyle bir Projenin mimarı olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ettiği açıklamasında “Başta Türk toplumu olmak üzere Kosova’da yaşayan tüm gençler için yüksek öğretim kapasitesinin arttırılması ve Türkiye’nin bu alandaki tecrübelerinden faydalanmak oldukça önemli. Bugün atılan bu somut adımdan dolayı çok mutluyum. Burs imkanı kazanacak olan gençleri şimdiden tebrik ederim” dedi. Kosovalı Türk öğrencilerin Türkiye’de hangi üniversitelerde,  hangi bölümlerde,  hangi şehirlerde okuyacaklarına YÖK karar verecek. Diş hekimliği, eczacılık, güzel sanatlar, hukuk, mimarlık, mühendislik, tıp, veterinerlik şimdilik belirlenen alanlar. Kosova basınında yer alan haberlere göre proje, yüksek eğitimini Türkiye’de tamamlayan Kosovalı Türk öğrencilerin ülkelerini dönmelerini zorunlu kılıyor.