8 Kasım 2015 Pazar

HIRVATLAR SEÇİMİNİ YAPIYOR


 
Hırvatistan Avrupa Birliği'ne üye olduğundan bu yana ilk kez seçime gidiyor. Seçim gündeminde ağırlıklı olarak Avrupa üzerindeki baskıyı artıran mülteci sorunu var. AB ülkeleri içerisinde yüzde 15. 4’lik işsizlik oranı ile bu sorunu yaşayan ülkeler içerisinde üçüncü olan Hırvatistan’daki seçimler ülke tarihi açısından da dönüm noktası niteliğinde. Hırvatistan'da iktidardaki merkez sol koalisyonu mülteci krizi sebebiyle iktidarını muhafaza etmek için mücadele veriyor. Zira Hırvatistan'a bu yıl içinde toplam 320 bin mülteci geçti. Seçimden önce yapılan en son anketler iktidar partisi ve muhalfetteki muhafazakar partiyi başabaş gösteriyor. Her iki partinin de mülteci sorunu ile ilgili farklı yaklaşımları var. İktidardaki sosyal demokratların mülteciler konusunda tonu daha yumuşak. Muhalefet partisi lideri ise mülteci akınını durdurmak için askeri gücün kullanılması ve duvar örülmesine destek veriyor. Seçim gündeminde mülteci sorunu dışında ekonomi de var. Hırvatistan yüzde 15. 4 ile Avrupa Birliği içerisinde işsizlik oranı en yüksek olan üçüncü ülke. 
CNNTURK

VE BEKLENEN GELİŞME OLDU


Romanya’nın Başkenti Bükreş'te bir gece kulübünde çıkan yangında 41 kişinin hayatını kaybetmesi ve ardından yaşanan protesto gösterilerinde onbinlerce kişinin sokaklara dökülmesi sonrası Başbakan Victor Ponta’nın istifasının ardından bir de tutuklama geldi. Yangının ertesinde istifa eden Bükreş Belediye Başkanı Cristian Popescu Piedone savcılığın istemi üzerine tutuklandı. Rüşvetle mücadele savcısı, itfaiye yetkililerinin onay vermemesine karşın Bükreş Belediye Başkanı'nın ruhsat iznini onayladığı konusunda ellerinde kanıt olduğunu iddia etti. Romanya'da siyaseti ve sokakları derinden sarsan yangında ölenlerin sayısı ise 41'e yükseldi. Hastanelerde durumu kritik olan 40 kişinin tedavileri ise sürüyor. 

YUNAN ÇİFTÇİSİNİN AYRICALIKLARINA TIRPAN

Kredi karşılığında ortaklarına reform sözü veren Yunanistan hükümeti çiftçi ile üreticilerin yararlandığı önemli bir vergi ayrıcalığını daha kaldırdı
Aleksis Tsipras başbakanlığındaki Yunanistan hükümeti önemli bir engeli daha aştı. Yunan parlamentosu iki günlük genel görüşmelerin ardından bir reform paketini daha oy çoğunluğuyla kabul etti. Ad okunarak yapılan ve 20 milletvekilinin katılmadığı oylamada reform paketi 118 ret ve 9 da çekimser oya karşı 153 oyla meclisten geçti. Reform paketindeki yeniliklerden en önemlisi tarım sektörünü ilgilendiriyor. Çiftçiye uygulanan en önemli teşviklerden biri kalktı. Üretici mazota artık daha fazla vergi ödeyecek. Dizel yakıtının tonuna şimdiye kadar 66 euroluk katma değer vergisi ödeniyordu. Vergi 200 Euro'ya çıkarıldı. Üretici birlikleri vergi zammını protesto etti. Yunanistan Euro Bölgesi'ndeki ortaklarıyla 86 milyar euroluk ek yardım paketi üzerinde anlaşmış ve kredinin 13 milyarlık ilk dilimi ağustos ayında Atina'ya havale edilmişti. Kreditörler müfettişlerden yeşil ışık aldıkları takdirde kredinin iki milyar Euro'luk ikinci dilimi ödenecek. Kredinin serbest bırakılması için koşulan şartlar arasında parlamentoda kabul edilen tasarruf önlemleri de bulunuyordu.
DW/dpa/AG/HS 

BÜKREŞ’TE ‘İSYAN’ GÜNLERİ



Romanya'da 32 kişinin can verdiği diskotek yangınının ardından sokaklara dökülen protestocuları Başbakan Ponta'nın istifası tatmin etmedi. Binlerce kişinin katıldığı hükümet ve yolsuzluk karşıtı gösteriler devam ediyor

Bükreş'in popüler merkezlerinden Üniversite Meydanı'nda (Piața Universității) 20 binden fazla gösterici toplandı. Bükreş dışındaki gösterilere katılımın 10 bini bulduğu belirtildi.
Kamu kurumlarının yöneticilerini yolsuzluk ve beceriksizlikle suçlayan göstericiler "Kahrolsun mafya sistemi" ve "Uyan Romanya" gibi sloganlar attı. Parlamentoya doğru yürüyüşe geçen göstericiler milletvekillerine "Hepiniz evinize gidin" diye tepki gösterdi. Göstericilerin Rumen bayrağını taşıdığı gözlendi.

PONTA: 'ÖFKE MEŞRUDUR'
Romanya Başbakanı Victor Ponta, istifasını talep eden kitle gösterilerinin ardından görevinden istifa ettiğini açıklamıştı. Ponta, kitle gösterilerine atıfla, "Öfke meşrudur. Bunu görmezden gelmek büyük bir hata olur" ifadesini kullanmıştı. Görev süresi normalde 2016'da sona eren 43 yaşındaki Ponta uzun süredir siyasi baskı altındaydı. Para aklama, hile ve vergi kaçakçılığına yardım suçlamalarıyla Ponta hakkında dava açılmış, ancak parlamentonun Ponta'nın dokunulmazlığını kaldırmayı reddetmesi sayesinde Başbakan'ın tutuklanması engellenmişti.

HALKIN ÖFKESİ
Başkent Bükreş'teki bir gece kulübünde çıkan yangında 32 kişi yaşamını yitirmiş, kulübün yangına karşı gerekli önlemleri almadığı ortaya çıkınca halkın öfkesi yetkililere yönelmişti.
Kulüp sahibinin yangın güvenliği ile ilgili masraflı önlemleri almak zorunda kalmamak için ruhsatı rüşvetle aldığı suçlamaları soruşturuluyor. Savcılık konuyla ilgili soruşturma kapsamında kulübün üç ortağını "ihmal yoluyla ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verme" suçlamasıyla tutukladı. Belediyeye yönelik soruşturma da sürüyor. Romanya Devlet Başkanı Klaus Iohannis yangından sonra kurumları beceriksizlikle suçlamış, yolsuzluğa son verilmesini istemişti.

"SESSSİZ DEVRİM"
Bu arada Romanya Başbakanı Ponta’nın istifası ülkede siyasi yenilenme açısından bir fırsat görülüyor. Bükreş'teki gelişmeleri DW'ye değerlendiren Gazeteci Vlad Mixich, yolsuzluğun kanser gibi bütün toplumu sardığını söylüyor. Romanya Başbakanı Victor Ponta, 32 kişinin can verdiği, Bükreş'teki diskotek yangınından sonra başkent ve diğer kentlerde protesto eylemleri düzenlenmesi üzerine ‘halkla mücadele etmeye niyetli olmadığını' söyleyerek istifa etti. Gelişmeleri DW'ye değerlendiren Gazeteci ve Doktor Vlad Mixich, Ponta'nın istifa etmekte geciktiğini belirterek şunları söyledi:
“Son yıllarda Victor Ponta'nın adı hep skandallara karışıyordu. Doktora tezinin çalıntı olduğu ortaya çıkmış, birçok kabine üyesi hakkında yolsuzluk davası açılmış ve bakanlardan bazıları mahkum edilmişti. Kendisi de yolsuzluk yapmakla suçlanıyor. Bu kadar uzun süre görevde kalabilmiş olması bile şaşırtıcı. 2014 yılındaki devlet başkanlığı seçiminde milyonlarca Rumen'in rakibine oy vermiş olmasına rağmen istifa etmeye yanaşmadı. İstifa etmesi için 32 kişinin ölmesi ve 25 bin Rumen'in sokaklara dökülüp aleyhinde gösteri yapması mı gerekirdi?”
Sosyal medyada sürekli olarak sistemin değişmesinin ve erken seçimlere gidilmesinin talep edildiğini hatırlattığımız Rumen köşe yazarıMixich şunları söyledi:
“Facebook nesli haklı olarak bütün siyasetçileri eleştiriyor. Çünkü bütün partilerde yolsuzluk yapan politikacılar var. Parlamentodaki oylamalarda halkın talepleri hiç dikkate alınmıyor. Ne var ki, siyasi elitleri bir gecede değiştirmek mümkün değildir. Rumen politikacılar isteseler de istemeseler de genç halk kitlelerinin taleplerinin daha fazla görmezlikten gelemeyeceklerini bilmelidirler. Yeni nesiller Avrupa Birliği'ni yakından tanıyan, nasıl bilgi toplanıp, değerlendirilip paylaşılabildiğini çok iyi bilen insanlar.”

"SEÇİMLER ÖNE ALINMALI"
Ülkede 2016 meclis genel seçimlerinin öne alınmasının değişime katkısı olmayacağını belirten Vlad Mixich, göstericilerin tek bir partiden değil ama bütün siyasetçi zümresinden saygı, sorumluluk ve şeffaflık beklediğini belirttikten sonra Romanya'da yolsuzluğun alt edilip edilemeyeceği şeklindeki sorumuza şu yanıtı verdi:
“Son yıllarda sosyal medya kanalıyla sayısız protesto gösterisi organize edildi. Ülkenin içinde bulunduğu şartların değişmesine itici güç olacaklarını bilmeseler bu insanlar sokağa dökülmez. Ülke değişiyor da. Reformcu kitleler başbakanların, vekillerin ve belediye başkanlarının yolsuzluktan yargılanıp cezaevini boyladıklarını görüyorlar. Romanya tarihinde ilk kez kanlı devrim olmadan siyasetçilerin yargılanabildiğine tanık oluyoruz. Halkın, hukuk devletinin ne olması gerektiği şuuru gelişiyor. En muktedir olanlardan bile hesap sorulabilmesi bireylerin zihniyet değiştirmesine vesile oluyor.”
Vlad Mixich, ülkesinin siyasi rejimine nasıl bir teşhis koyduğu şeklindeki son soruyu da şöyle yanıtladı:“Romanya'daki siyasi sistemi, yolsuzluk kanserinin bütün hücrelere sirayet etmesine benzetiyorum. Ama hastalıklı hücrelerle mücadele eden antikorlar artıyor. Sayıları hızla artan antikorlarla her gün dışarıda ve sosyal medyada karşılaşıyoruz.”
DW/AFP/NH/HS

7 Kasım 2015 Cumartesi

GECE KULÜBÜNDEKİ YANGIN BAŞBAKAN PONTAYI DA YAKTI


Romanya Başbakanı Victor Ponta, Başkent Bükreş'te meydana gelen ve en 32 kişinin ölümüne neden olan gece kulübü yangını sonrası istifa etti. Yangından hükümeti sorumlu tutan binlerce kişi günü düzenlenen gösterilerde kabineyi istifaya çağırmıştı. Romanya'nın başkenti Bükreş'te Colectiv isimli bir gece kulübünde çıkan yangında en az 32 kişi öldü, 160'ın üzerinde kişi de yaralandı. Havai fişek gösterinden çıktığı bildirilen yangında çoğunluğun yanarak ve ezilerek yaralandığı belirtiliyor.
http://www.haberturk.com/dunya/haber/1148662-romanya-basbakanindan-yangin-istifasi

3 Kasım 2015 Salı

ATİNA’NIN İNADI FACİAYI DAHA DA BÜYÜTÜYOR

Avrupa’ya ulaşmak amacıyla yola koyulan çok sayıda sığınmacı boğularak hayatını kaybediyor. Midilli Adası yetkililerinin sınırların açılması önerisini hükümet reddetti
Ege'de hayatını kaybeden sığınmacıların sayısının artmasına rağmen, Yunan hükümeti sığınmacılar için Türkiye sınırını açmayı reddetti. Göçmenlerden sorumlu bakan yardımcısı Yannis Mouzalas, To Vima gazetesine yaptığı açıklamada, “Bu aşamada teknik nedenlerden dolayı bu mümkün değil“ dedi. Siyasetçiler ve yurttaşlık grupları, Ege'de daha az sığınmacının hayatını kaybetmesini önlemek için hükümete sınırların açılması çağrısında bulunmuştu. Cuma gününden bu yana 31'i çocuk 60 sığınmacı hayatını kaybetmişti. Midilli Adası Belediye Başkanı Spyros Galinos, cumartesi günü sığınmacıların tehlikeli yolculuğunun önlenmesi için Türkiye‘den Yunanistan'a doğrudan seferlerle güvenli bir biçimde getirilmesini önermişti.  Adanın yerel yöneticisi de Tsipras hükümetinden Türkiye ile sınırların açılması çağrısında bulunmuştu. Gençlik örgütleri ve yurttaşlık girişimleri de Meriç Nehri boyunca sınırın açılmasını talep etmişti. Güvenlik uzmanları 200 kilometre uzunluğundaki sınırın açılmasının Batı Avrupa yönündeki sığınmacı akınını büyük bir şekilde artıracağından yola çıkıyor. Yunan sınır koruma biriminden bir yetkili, “Bunu Batı Avrupa'da hiçbir hükümet istemez“ dedi.

“TSİPRAS TÜRKİYE'YE GİDECEK”
Öte yandan Balkan rotasındaki sığınmacı akını da azalmıyor. Avusturya ise çözüm için AB'ye baskı yapıyor. Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastion Kurz, “Avrupa'da ve özellikle de Almanya'da bazı şeylerin artık adını koyalım ve açıkça şunu söyleyelim istiyorum: Davet politikasına son verilmeli“ dedi. Kurz, çok fazla insan geldiğini ve artık aşırı zorlandıklarını kaydetti. Yunan gazeteleri ise Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın sığınmacılara yardım edilmesi amacıyla bütün kurumlar, organizasyon ve kiliseleri harekete geçirmeyi istediğini yazdı. Tsipras'ın ortak atılacak adımları koordine etmek için Türkiye'yi ziyaret edeceği belirtildi. Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un da Yunanistan'ı ziyaret etmesi bekleniyor.
KAYNAK/© Deutsche Welle Türkçe

dpa, BS/HS

Tsipras başarısızlığa uğrayacak


Yunanistan maliye eski bakanı Yanis Varufakis, çocuklara ekonomiyi anlattığı bir kitap yazdı. Varufakis kitabında, sığınmacı krizinden euro krizine muhtelif konulara ilişkin görüşlerini açıklıyor

DW: Kızlarınıza ekonomiyi açıkladığınız bir kitabı neden yazma gereği duydunuz?

Varufakis: Doğrusu bu yayınevinin fikriydi. Ben de sonradan iyi bir fikir olduğuna inandım. Gençlere karmaşık bir konuyu heyecan verici bir şekilde aktarmayı başaramazsınız o halde kendiniz meseleyi tam anlayamamışsınız demektir. Bir başka deyişle kitap konuya benim hakim olup olmadığım açısından bir sınavdı. Kitap çocuklar için olduğu kadar yetişkinler açısından da önemli konular hakkında bilgilenme imkânı sunuyor.

DW: Euro Bölgesi ülkeleri Yunanistan'ın reform hızından memnun değil. Son olarak acil kredilerin ödenmeyebileceği uyarısı yapıldı. Birçok kriz zirvesine rağmen Yunanistan'ın durumunun bir türlü düzelmemesini kızınıza nasıl açıklardınız?

Varufakis: Bunu bir çocuğa gayet basit şekilde açıklayabilirsiniz. Birisi iflas etmiş ve sanki bir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Daha fazla borç para verelim ki eski borçlarını ödeyebilsin. Üstüne bir de gelirlerini azaltacak şartlar eklenirse bunun iyi sonuçlanmayacağını 8 yaşında bir çocuk dahi kavrayabilir.
DW: Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras yardım programında şart olarak koşulan reformları hayata geçirme sözü verdi. Önümüzdeki aylar ve yıllarda neler bekliyorsunuz?

Varufakis: Tsipras başarısızlığa uğrayacak. Bunu kendisi de biliyor. Tsipras, inanmadığı halde yardım programını onaylamaya zorlandığını kendisi de ifade etti. Şimdi tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Avrupa'nın muktedirleri, Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası, Alman ve Yunan hükümeti uygulanmayacaklarını bildikleri bir yardım programını uygulayacaklarını ifade ediyor. Bu sahtekârlıkla bir ilgimin olmamasını istedim, o nedenle istifa ettim.
DW: Bir zamanlar Tsipras ile aynı görüşleri paylaştınız. Ancak temmuz ayında yapılan referandumdan sonra Tsipras kreditörlerin taleplerini onaylamaya, siz ise istifaya karar verdiniz. Hayal kırıklığınızı kızınıza nasıl ifade ediyorsunuz?

Varufakis: İstifam iyi dostlar ve yol arkadaşlarıyla ayrılığı da beraberinde getirdiğinden kızım bu durumu anlayabilir. Bu kararları vermek ne benim ne de Tsipras açısından kolay olmadı. Yenilgiyi kabullenmek hiçbir zaman kolay değildir. Gerçekten üzücü bir süreçti. Ama aldığım karardan ötürü pişmanlık duymuyorum. Profesyonel siyasetçi olmak için değil doğru olanı yapmak için siyasete atıldım. Bunun yolu tıkandığında da ayrıldım. 
DW: Alman hükümeti Yunanistan'la müzakerelerde sert tavrıyla öne çıktı. Berlin sığınmacı krizinde ise daha eli açık bir tavır ortaya koyuyor. Bunun denk bütçe hedefini de olumsuz yönde etkilemesi bekleniyor. Almanya'nın sığınmacı politikasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Varufakis: Sığınmacılarla ilgili tartışmada sağlam bir karakter ortaya koyduğundan dolayı bir Avrupalı olarak Merkel'le gurur duyuyorum. Bu, Almanya'nın Avrupa'da birçok soruna yol açtığına dair eleştirinin de ne kadar haksız olduğunu ortaya koyuyor. Bu eleştiri yalnızca Yunanistan değil, Fransa, İtalya ve İspanya'da da yaygın. Merkel'in tavrı Avrupa'nın geleceği için iyi bir işarettir. İnsanlar aç olduğu, kurşunlandığı ya da yaralı olduğu için kapınızı çalıyorsa eğer o zaman ahlaki sorumluluğunuz gereği, ortaya çıkacak masrafları düşünmeksizin onlara kapıları açmak zorundasınız. Kanımca Başbakan Merkel bunu anlıyor.
DW: Şu sıralar çok geziyor, Avrupa'nın birçok ülkesinde toplantılara katılıyor, görüşlerinizi açıklıyorsunuz. Tekrar siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?
Varufakis: Bir şeyleri değiştirebileceğim bir makam söz konusu olduğunda düşünebilirim. Avrupa şu sıralar milli hükümetlerin dahi güç sahibi olmadığı bir yapıya sahip. O yüzden Avrupalılar olarak ne istediğimizi tartışmalıyız. Bu tartışmayı canlandırmak ve katkıda bulunmak istiyorum.

KİMDİR
İktisatçı Yanis Varoufakis, 25 Ocak – 6 Temmuz 2015 tarihleri arasında Yunanistan'ın maliye bakanlığını yaptı. "Değişiklik yapma zamanı (Time for Change). Kızlarıma ekonomiyi izah ediyorum" başlıklı kitabı Almanca olarak Hanser Yayınevi'nden çıktı. 
Varoufakis'in DW editörü Andreas Becker ile yaptığı söyleşiyi
Türkçeye özetleyerek aktardık.

KAYNAK / dw

http://www.dw.com/tr/varufakis-tsipras-ba%C5%9Far%C4%B1s%C4%B1zl%C4%B1%C4%9Fa-u%C4%9Frayacak/a-18823447?maca=tur-Ab-ilan_3_tr-14013-html-cb