28 Eylül 2025 Pazar

Tarihin ve medeniyetlerin kapısı 'Tokat'a 'Geldim, Gördüm, Aşık Oldum!'



Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) olarak hafta sonu Plevne kahramanımız Gazi Osman Paşa'nın da doğum yeri olan, her yerinden bereket fışkıran Tokat'mıza adeta çıkarma yaptık.
Yeşilırmak'ın suladığı bereketli toprakları ile göz kamaştıran bu ilimiz tarihi, doğası, kültürel değerleri ve kent dinamikleri ile dikkat çekiyor.

Roma İmparatoru Sezar'ın senatoya bilgi verirken "Geldim, gördüm, yendim" sözleri ile ifade ettiği Zela Savaşı'nın da (Tokat'ın Zile ilçesi) gerçekleştiği şehir olan Tokat adeta Türklerin tarih boyunca imza attıkları bir yerleşim.
Her dönemi ayrı bir Türk devletinin mührünü taşıyan kent tarih ve kavimler kapısı.
Biz Balkan Rumeli Türklerinin deyişi ile 'Tokat' evimiz ile dış dünyayı ayıran büyük avlunun çift kanatlı portası yani büyük kapısıdır.
Bence 'Tokat'a ismi bu nedenle verilmiştir.
Çünkü bu kentimiz coğrafik konumu itibarıyla Orta Karadeniz'in iç kısımlarında yer alır. 
Kuzeyinde Samsun, kuzeydoğusunda Ordu, güneyinde Sivas, güneybatısında Yozgat, batısında ise Amasya ili ile çevrilmiştir.
Yani Anadolu'nun kilit ve kapı kenti olarak tüm yolların birleştiği bir konumda.
Bu kentimiz tam da benim ifade ettiğim şekilde dış duvar ve onun kapısı anlamında, yani 'Tokat'.
Ancak adı ile ilgili olarak benim teorimin dışında da bir kayıt var.
Bazı çalışmalarda Tokat'ın Togayıt Türkleri tarafından kurulduğu ve şehrin isminin bu topluluğa dayandığı ileri sürülmüştür. 
Ali Cevat ve İ. Hakkı Uzunçarşılı gibi kimi tarihçiler, kentin adının Tok-kat yani surlu şehir özelliğinden geldiğini savunmuşlardır.
Bu da benim tezimi doğruluyor zaten.
Tokat kentimizin coğrafik yapısını incelediğimizde atalarımızın buraya neden 'Tokat' dedikleri anlaşılıyor zaten.
Kentimizin adı bunu kanıtlıyor.
İki günlük Tokat programımızda belediye ve siyasi parti temsilcileri ile Tokat gazeteciler cemiyetini de ziyaret ettik.
Adeta yaşayan bir müze konumunda olan Tokat'a aşık oldum desem yeridir.
Nesini, neresini, ne şekilde anlatacağımı bilemiyorum.




Kente hakim konumdaki tarihi kalesinden tutun da, camilerini, 900 adımda tarih turu atılan eski kent dokusu çok iyi korunmuş sokaklarını, müzesini, saat kulesini, konaklarını ve mevlevihanesini mutlaka görmeli, yaşamalı, Yeşilırmak'ın serin sularında gezinen sandallarına da mutlaka binmelisiniz.
İlk günkü protokol ziyaretlerimizin ve kültür turumuzun ardından konuk edildiğimiz bağ evindeki muhteşem geceyi ise hiç kelimelere ve cümlelere dökemeyeceğim.
Bizi bağrına basan ve gönül kapılarını açan dostlarımızı bir ömür yüreğimizde taşıyacağız.
Kentteki ikinci günümüzde yöre derneklerinin yetkili ve başkanlarının katılımı ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda gücümüze güç katan Anadolu Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu'nun aramıza katılması oy birliği ile tereddütsüz onandı.

(Haberin ayrıntıları devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder