Moldova Cumhuriyeti'nin otonom ve özerk bölgesi Gagauz Yeri için Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyon (BRTK) Genel Başkanım Sabri Mutlu'dan davet aldığımda hiç tereddüt etmeden kabul ettim.
İlk ziyaretimi iki yıl önce BRTK'mızın sosyal projesi kapsamında öğrencilere eğitim araç gereçleri ve kıyafet yardımında bulunmak üzere yaptığım Gagavuzya'da çok sıcak bir karşılama yaşamış ve bu duygusal buluşmadan çok etkilenmiştim.
Bana göre Türk tarihinin altın sayfalarından birini yazan ve kendi ülkelerini Gagauzyeri Halk Topluşu olarak tanımlayan bu kardeşlerimiz günümüzde asimilasyona direnen, varolma savaşı veren ender Türk topluluklarından.
Başta Ruslar olmak üzere iletişim ve etkileşimde bulunduğumuz, birlikte yaşam sürdüğümüz diğer tüm milletlerin içerisinde çesitli baskılar ve yaptırımlar sonucu yitip giden, hatta kıyıma uğratılan kadim milletimin her bireyine örnek olacak bir mücadelenin içerisindeler.
Onlar bu günkü siyasi imtiyazlarını 90'lı yıllarda verdikleri barışçıl ve akılcı mücadele ile elde etmişler.
Hem de kaderin bir cilvesi sonucu Rusların da desteği ile.
Gagauzların bu bölgeye ne zaman geldiklerine dair kayda girmiş bir tarih yok.
Akademik bir araştırma konusu aslında.
Biz kendimize dair bildiklerimizin en eski ve büyük bölümünü Çin ve batı kaynaklarından, yakın tarihimize ait kayıtların bir kısmını da Rus kaynaklarını tarayarak öğrenmişiz.
İlk ziyaretimi iki yıl önce BRTK'mızın sosyal projesi kapsamında öğrencilere eğitim araç gereçleri ve kıyafet yardımında bulunmak üzere yaptığım Gagavuzya'da çok sıcak bir karşılama yaşamış ve bu duygusal buluşmadan çok etkilenmiştim.
Bana göre Türk tarihinin altın sayfalarından birini yazan ve kendi ülkelerini Gagauzyeri Halk Topluşu olarak tanımlayan bu kardeşlerimiz günümüzde asimilasyona direnen, varolma savaşı veren ender Türk topluluklarından.
Başta Ruslar olmak üzere iletişim ve etkileşimde bulunduğumuz, birlikte yaşam sürdüğümüz diğer tüm milletlerin içerisinde çesitli baskılar ve yaptırımlar sonucu yitip giden, hatta kıyıma uğratılan kadim milletimin her bireyine örnek olacak bir mücadelenin içerisindeler.
Onlar bu günkü siyasi imtiyazlarını 90'lı yıllarda verdikleri barışçıl ve akılcı mücadele ile elde etmişler.
Hem de kaderin bir cilvesi sonucu Rusların da desteği ile.
Gagauzların bu bölgeye ne zaman geldiklerine dair kayda girmiş bir tarih yok.
Akademik bir araştırma konusu aslında.
Biz kendimize dair bildiklerimizin en eski ve büyük bölümünü Çin ve batı kaynaklarından, yakın tarihimize ait kayıtların bir kısmını da Rus kaynaklarını tarayarak öğrenmişiz.
TÜRKİYE'DE GAGAUZLAR ÜZERİNE BİR AKADEMİK ÇALIŞMA YOK
Gök Oğuzlar ya da diğer adıyla Gagauzlar ile ilgili bir araştırma biz Türkiye Türklerinde neredeyse yok.
Gagauzlar başta Gagavuzya olmak üzere Moldova, Rusya, kuzeydoğu Bulgaristan, Ukrayna, Romanya ve Yunanistan'da yaşamakta.
Son yıllarda Türkiye'ye çalışmak için gelip yerleşen ve ağırlıklı olarak İstanbul'da yaşam süren oldukça önemli bir Gagauz topluluğu da mevcut.
Çoğunluğu Ortodoks Hristiyan bir Türk halkı olan Gagauzların toplam nüfusunun ne kadar olduğu ile ilgili bir veri olmasa da değişik ülkelerde yaşayanları ile beraber sayılarının 500 bin ila 1 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Ayrıca Trakya'nın yerli halkı Müslüman Gacalların ve Marmara, Batı Karadeniz'in yerli halkı olan Manavların Yörük olmayan nüfusunun Gagauzlardan geldiğine inanılmaktadır.
Son yıllarda Türkiye'ye çalışmak için gelip yerleşen ve ağırlıklı olarak İstanbul'da yaşam süren oldukça önemli bir Gagauz topluluğu da mevcut.
Çoğunluğu Ortodoks Hristiyan bir Türk halkı olan Gagauzların toplam nüfusunun ne kadar olduğu ile ilgili bir veri olmasa da değişik ülkelerde yaşayanları ile beraber sayılarının 500 bin ila 1 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Ayrıca Trakya'nın yerli halkı Müslüman Gacalların ve Marmara, Batı Karadeniz'in yerli halkı olan Manavların Yörük olmayan nüfusunun Gagauzlardan geldiğine inanılmaktadır.
EN GENİŞ KAYNAKÇA KOWALSKİ'YE AİT
Gagauzlar üzerine uzun süren araştırmalar yapmış olan Polonyalı bilim insanı Tadeusz Kowalski, Gagauzların kökenini üç tabakaya ayırır:
1- En eski tabaka, kuzeyden gelen bir Türk topluluğunun kalıntısıdır.
2- İkinci tabaka Osmanlıların gelişlerinden daha önceki bir devre uzanan güneyden gelen kuvvetli bir gruptur.
3- Üçüncü tabaka Osmanlı devrinin Türk kolonilerinden ve Türkleşmiş unsurlarından teşekkül eder.
Kowalski'nin tanımlamasına göre; Gagauz topluluğu içine güneyden katılan kitle, Gagauz dilinin karakteristik yapısını etkilemiştir. Gagauzların Hristiyanlığı'nın, kökeni Tuna ötesi olan, kuzeyden gelen eski tabakadan kaynaklandığı, Gagauzlarla büyük benzerlikleri bulunan Deliorman Türklerinin Müslümanlığı'nın ise güney kaynaklı olan "ikinci" ve "üçüncü" tabakadan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Gagavuzların ilk tabakasını oluşturan boy veya boylar hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür.
Buna göre Gagavuzların en eski tabakasını, kuzeyden gelen Türk topluluğunu Çek tarihçi Jireçek Kumanlara, Bulgar tarihçi Mladenov Asparuh Bulgarlarına (İdil Bulgarları), Kumanlara ve Oğuzlara, Çek arkeoloğu Şkorpil kardeşler Asparuh Bulgarlarına, Bulgar Petko R. Slaveikov Peçeneklere ve Kumanlara, Romanyalı St. Georkesku Kumanlara ve Oğuzlara dayandırmaktadır.
Yine Kowalski'nin güney kaynaklı olarak tanımladığı ikinci grup ise, Balaşçev'in Seyyid Lokman Oğuznâmesi'ne dayanarak ileri sürdüğü Paul Wittek'in ise Yazıcıoğlu Ali'nin Selçuknâmesi'ne dayanarak geliştirdiği II. İzzeddin Keykavus ve Sarı Saltuk ile Balkanlar'a geçen Selçuklu Türklerinin Hristiyanlaştırıldığı düşüncesine bağlanmaktadır.
Üçüncü tabakanın ise, Anadolu'ya Müslüman Türklerden önce yerleşmiş ve çeşitli nedenlerle Hristiyanlaşmış Karamanlılardan bazı grupların, Osmanlı döneminde Balkanlar'a göç ederek Gagavuz Türkleri ile kaynaşmaları sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Çek K. Jireçek, 11.-13. yüzyıllar arasında Balkanlar ve Orta Avrupa'da derin izler bırakan Kumanların Gagavuzların atası olduğunu düşünmektedir.
Ayrıca Bulgar Petko R. Slaveikov ve Romanyalı St. Georgesku gibi bazı araştırmacılar Gagavuzların etnik yapısı üzerinde Kumanların çok büyük payı olduğunu ifâde etmektedirler.
1- En eski tabaka, kuzeyden gelen bir Türk topluluğunun kalıntısıdır.
2- İkinci tabaka Osmanlıların gelişlerinden daha önceki bir devre uzanan güneyden gelen kuvvetli bir gruptur.
3- Üçüncü tabaka Osmanlı devrinin Türk kolonilerinden ve Türkleşmiş unsurlarından teşekkül eder.
Kowalski'nin tanımlamasına göre; Gagauz topluluğu içine güneyden katılan kitle, Gagauz dilinin karakteristik yapısını etkilemiştir. Gagauzların Hristiyanlığı'nın, kökeni Tuna ötesi olan, kuzeyden gelen eski tabakadan kaynaklandığı, Gagauzlarla büyük benzerlikleri bulunan Deliorman Türklerinin Müslümanlığı'nın ise güney kaynaklı olan "ikinci" ve "üçüncü" tabakadan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Gagavuzların ilk tabakasını oluşturan boy veya boylar hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür.
Buna göre Gagavuzların en eski tabakasını, kuzeyden gelen Türk topluluğunu Çek tarihçi Jireçek Kumanlara, Bulgar tarihçi Mladenov Asparuh Bulgarlarına (İdil Bulgarları), Kumanlara ve Oğuzlara, Çek arkeoloğu Şkorpil kardeşler Asparuh Bulgarlarına, Bulgar Petko R. Slaveikov Peçeneklere ve Kumanlara, Romanyalı St. Georkesku Kumanlara ve Oğuzlara dayandırmaktadır.
Yine Kowalski'nin güney kaynaklı olarak tanımladığı ikinci grup ise, Balaşçev'in Seyyid Lokman Oğuznâmesi'ne dayanarak ileri sürdüğü Paul Wittek'in ise Yazıcıoğlu Ali'nin Selçuknâmesi'ne dayanarak geliştirdiği II. İzzeddin Keykavus ve Sarı Saltuk ile Balkanlar'a geçen Selçuklu Türklerinin Hristiyanlaştırıldığı düşüncesine bağlanmaktadır.
Üçüncü tabakanın ise, Anadolu'ya Müslüman Türklerden önce yerleşmiş ve çeşitli nedenlerle Hristiyanlaşmış Karamanlılardan bazı grupların, Osmanlı döneminde Balkanlar'a göç ederek Gagavuz Türkleri ile kaynaşmaları sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Çek K. Jireçek, 11.-13. yüzyıllar arasında Balkanlar ve Orta Avrupa'da derin izler bırakan Kumanların Gagavuzların atası olduğunu düşünmektedir.
Ayrıca Bulgar Petko R. Slaveikov ve Romanyalı St. Georgesku gibi bazı araştırmacılar Gagavuzların etnik yapısı üzerinde Kumanların çok büyük payı olduğunu ifâde etmektedirler.
GAGAVUZYA GEZİMİN İNCELEMESİ VE AYRINTILARI DEVAM EDECEK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder