26 Ocak 2024 Cuma

Balkan Rumeli Türkleri Batı Trakya'dan 'barış, kardeşlik ve dostluk çağrısı yaptı







Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu yöneticileri Genel Başkan Sabri Mutlu liderliğinde bir günlük bir çalışma programı ile Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesini ziyaret etti. 
Türk asıllı nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgedeki incelemelerine ve temaslarına Gümülcine Seçilmiş Müftüsü ve Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Şerif ile görüşerek başlayan ekip, Batı Trakya Türklerinin Lideri Dr. Sadık Ahmet'i de kabri başında dualarla andı. 
Akabinde Dostluk Eşitlik ve Barış (DEB) Partisi Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, Batı Trakya Azınlığı Eğitim Kültür Şirketi (BAKEŞ) yöneticileri ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Başkanı Aydın Ahmet'i de ziyaret eden BRTK ekibi burada Türk ve Müslüman azınlığın sorunları ve problemlerini dinledi, ilgili kurumlara iletmek üzere notlar aldı.

Yunanistan istihbaratının daha sınırda karşılayıp gümrük işlemlerine eşlik ettiği ve yakın takipte tutup Yunanistan'dan ayrılıncaya kadar baştan sona eşlik ettiği BRTK ekibi Gümülcine Başkonsolosluğu'nun 100. kuruluş yılı nedeniyle konsolosluk çalışanlarına da başarılar dilediği ziyaretin ardından 
İskeçe'ye geçti. Burada da İskeçe Seçilmiş Müftüsü Mustafa Trampa, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahnetoğlu ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Başkanı Hüseyin Baltacı ile bir araya gelen heyet incelemelerini burada tamamladı.

Bölgede yapılan görüşmelerde Batı Trakya Türkleri'nin yaşadığı sorunlar üzerinde duruldu, var olan problemlerin çözümü noktasında yapılacak işbirliği ve ortak çalışmanın ana hatları belirlendi.
BRTK Genel Başkanı Sabri Mutlu, Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Erhan Pekkan ve Konfederasyon ile Federasyon Yöneticileri Macit Mutlu, Zürfeddin Hacıoğlu, İsmail Kocaköse ve Cevat Sedes'ten oluşan heyet Batı Trakya ziyaretleri sonrasında yayımladıkları basın bülteninde barış ve dostluğun önemine dikkat çekerek Türk ve Yunan halklarının savaş baronlarının kışkırtmalarına kapılmadan geleceğe birlikte yürümesi gerektiğini vurguladılar. 

Kuzey Afrika ve Ortadoğu Ülkelerine Arap Baharı ile getirileceği vadedilen demokrasi yerine bölgeye kan ve gözyaşı getirildiğine, savaşlara sebep olunduğuna, insanlarının nasıl ve hangi gerekçelerle birbirlerine düşürüldüğünü iyi tahlil edip Türk ve Yunan halklarının
 çok iyi düşünüp ders çıkarması gerektiği vurgulanan basın açıklamasının tamamı şu şekilde;

Değerli basın mensupları;
Yunan halkı ile 400 yıl boyunca birlikte yaşayıp iki ayrı ülke durumuna gelmemiz ve ayrı medeniyetlerin insanları olmamız birbirimize olan saygımızı azaltmayacaktır. Hala Türkiye'de bir çok azınlık yaşamakta ve diğer insanlarla aralarında hiçbir problem olmadan yaşantılarını sürdürmektedirler. Herkes kendi kültürleri doğrultusunda bir birlerine saygı içinde yaşadıkları gibi inançları ve eğitimleri konusunda da aynı hassasiyeti göstermektedirler. Örnek verecek olursak Büyükada Rum İlkokulu 4, Langa İlkokulu ise 5 öğrenciye hizmet vermektedir. Gökçeada'daki Rum okulları da hesaba katıldığında Türkiye'deki Rum okullarında eğitim gören 350 civarında öğrenci öğrenim hayatlarına devam etmektedir. 

Öğrencilerin okullaşması Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenmekte ve her türlü kolaylık gösterilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti tarafından etnik gruplara tanınan özgürlük son yıllarda daha da artmıştır. Sümela Manastırı'nda 88 yıl boyunca yapılamayan ayinler 2010 yılında tekrar başlatılmış, restorasyon sebebiyle ara verilmiş ve "Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü" olarak kabul edilen 15 Temmuz 2023 tarihinde 10. Ayin gerçekleştirilmiştir. Hatta diğer inançların ibadet yerleri Türkiye Cumhuriyeti tarafından restore edilerek inanç sahiplerine teslim edilmektedir. 2011 yılından itibaren Azınlık mallarının iadesi için çalışmalar başlamış ve halen devam etmektedir. Türk halkı farklı dinlere mensup insanların mezarlılarına karşı saygılı olmakta ve onlara zarar vermemektedir.

Bu anlayış içinde olan Türkiye Cumhuriyeti'nin diğer ülkelerde yaşayan, antlaşma veya yasalarla azınlık olarak kabul edilsin, edilmesin sınırları içindeki Türklere gerekli yaşamsal kolaylıkların gösterilmesi en büyük beklentisidir.
Nice savaşlar ve soykırımlar yaşamış olan ülkelerin insanlarıyız. Bir söz vardır: "Filler tepişir karıncalar ezilir". Dünya her türlü düzenin para üzerine kurulduğu ülkelerin arka plan yöneticileri sizleri, bizleri ve diğer masum ülkeleri birbirine düşürmekten geri kalmadılar ve bizleri yok etmek için fırsat kollamaktadırlar. Kuzey Afrika ve Ortadoğu Ülkelerine Arap Baharı ile getirileceği vadedilen demokrasi, kan ve gözyaşı getirmiş, kendi içinde savaşlara sebep olmuştur. Afrika'nın, Güney Asya'nın zenginliklerinin nasıl sömürüldüğünü, insanlarının nasıl ve hangi gerekçelerle birbirlerine düşürüldüğünü Türk Halkı olarak bizlerin, Yunan Halkı olarak da sizlerin çok iyi düşünüp ders çıkarması gerekir.
6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'nin yaşadığı iki büyük deprem sonrası yardım amaçlı ülkemize gelen ve canları pahasına kurtarma çalışmalarına katılan Yunan Kurtarma Ekiplerinin çalışmalarını unutmayacağız. 2023 yaz döneminde yaşadığınız orman yangınlarında söndürme çalışmalarına destek amaçlı elbette en yakın komşunuz olarak Türkiye'nin gelmesi iki ülkenin felaketler karşısında nasıl. dostça hareket edebileceğimizin birer göstergesidir.
Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu ve Edirne Balkan Türkleri Federasyonu olarak Yunanistan yöneticilerinden taleplerimiz şunlardır: 

1. Yunanistan sınırları içinde yaşayan Uluslararası Antlaşmalarla azınlık olarak kabul edilen Türklere, kanunlarınız karşısında tüm vatandaşlarınıza uyguladığınız eşit hakları tanımanız,

2. Müslüman Türklere müftülerini atama yolu ile değil kendilerinin seçimi sonucu göreve gelmesi
onlara ve inançlarına duyulan saygı gereğidir. Türkiye'de Patrikhane seçimlerine müdahale edilmez ve karışılmaz. Ayrıca Azınlık vakıf mallarının mülkiyetinin ve yönetiminin bu vakıflara devretmeniz, inançlarından dolayı Müslümanları olumsuz yargılamamanız ve onlara gerekli kolaylığı göstermeniz, inanç saldırılarına, mezarlık tahribatlarına katılanların yargılanarak gerekli cezaları almalarını sağlamanız,

3. Uluslararası antlaşmalarla azınlık okullarına tanınan eğitim hakkının engellenmesi, kısıtlanması, kapatılması çalışmalarının bir an önce sonlandırarak, bu okulların yeni binalara kavuşmaları konusunda gerekli çalışmaları yapmanızdır.
Bizler, iki komşu ülke olarak sınırlarımız içinde yaşayan ve azınlık olarak yaşadığı ülkenin vatandaşı olarak her türlü hakka sahip olan bireyler olması amacıyla çalışmalar yapılmalıdır diyoruz. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterildiğini de görmek istiyoruz. "



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder