Dört nala gelip uzak Asya'dan Anadolu'yu yurt tutan, hemen akabinde Balkanların serin dağlarında soluklanan atalarımız tarihin tozlu sayfalarında değil, günlük hayatımızda yaşam sürüyor.
Hem de en değerli anılarla.
Anayurt Türkiye'de yaşam süren ve sayıları neredeyse 40 milyona yakın Balkan - Rumeli muhacirlerinin bel ki de en şanslıları Makedonya göçmenleridir.
Çünkü onlar ebedi liderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün baba tarafı Makedonya 'da boylandığı için bu gururu hep yaşıyorlar.
'Ata'mızın baba tarafından dedesi, 'Kızıl Hafız Ahmet Efendi Rumeli'de yaşam süren ve oraların yurt edinilmesi için o mümtaz topraklara Anadolu’dan göç ettirilerek iskan edilen Yörük (Yürük) Türkmenlerden gelmektedir.
'Atatürk’ümüzün baba tarafından ataları, Karaman’dan gelerek Manastır Vilayetinin Debre-i Balâ Sancağına bağlı Kocacık’a yerleşmişlerdir.
Kocacık, bugünkü Makedonya Cumhuriyeti’nde Arnavutluk sınırına yakın olan Debre şehrine bağlı bir nahiyedir.
Aile sonradan (1830’larda) Selanik’e göç etmiş; Ali Rıza Efendi de 1839’da Selanik’te dünyaya gelmiştir.
Dedesi Ahmet ve dedesinin kardeşi Hafız Mehmet Emin’in taşıdığı 'Kızıl' lakabı yerleştikleri nahiyenin adı olan Kocacık’tan da anlaşıldığı üzere, 'Atamızın' baba tarafından soyu, Anadolu’nun da Türkleşmesinde önemli roller oynayan Kızıl-Oğuz yahut Kocacık Yörüklerine /Türkmenlerine dayanmaktadır.
Bu nedenle Makedonya muhacirleri modern Türkiye'nin kurucu liderinin kendilerinden biri olarak kabelleniyor ve haklılar da.
Gerçi biz Balkanlılar ve Rumelililer için de bu durum böyle.
Atatürk her daim, ilelebet gurur vesilemiz olacak ve ona olan sevgimiz hiç eksilmeden, artarak, kuşaklar boyu, Türkler tarih sahnesinde oldukça sürecek.
Ben Bulgaristan doğumlu olduğum, bu büyük ailenin bir parçası olma şerefine ulaştığım için ayrıca gururlu ve mutluyum.
Ayrıca damat tarafından da biraz Makedonyalı sayılıyorum hasbelkader.
Bir de camia da gerek gazeteci, gerek se de Balkan Göçmenleri Federasyonu yöneticisi olarak her daim büyük ailemle iç içeyim.
Geçtiğimiz hafta sonu da Kuşadası'nda Makedonya muhacirleri ile yani bu güzel insanlarla birarada olmanın ayrıcalığındaydım.
2006 yılında kurulan İzmir merkezli Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği'nin 20. Birlik ve Dayanışma Yemeği bu yıl Kuşadası Grand Belish Hotel'de yapıldı.
Dernek Başkanı Birol Özkardeşler'in olağanüstü enerjisi sayesinde muhteşem bir katılımla, olağanüstü güzel bir organizasyona tanık olduk.
Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği'nin yönetim kurulunda görev alan her insanın adeta seferber olduğu gece için Başkan Birol Özkardeşler'in şahsında tüm dernek üyelerini kutluyorum.
Sevgili 'Ata'mızın sevdiği şarkılar ile başlayan, katılımcıların neredeyse hepsinin koca salonu devasa bir piste döndürüp iştirak ettiği geleneksel 'hora'lar ve oyun havaları ile coşkunun zirvede yaşandığı gece tabi ki İzmir Marşı ile son buldu.
Benim bu şölen ile bir kez daha anladığım
'Atatürk'ümüzü yüreklerden silmeye ve unutturmaya kimsenin gücünün yetmeyeceği.
Türkiye'nin kurucu liderini ve kadrolarını yetiştirmiş, bu ülkenin ortak değeri, bileşeni olmuş tüm Balkanlıları ve Rumelilileri bu vesile ile bir kez daha selamlıyorum.
Sevgili 'Ata'mızın sevdiği şarkılar ile başlayan, katılımcıların neredeyse hepsinin koca salonu devasa bir piste döndürüp iştirak ettiği geleneksel 'hora'lar ve oyun havaları ile coşkunun zirvede yaşandığı gece tabi ki İzmir Marşı ile son buldu.
Benim bu şölen ile bir kez daha anladığım
'Atatürk'ümüzü yüreklerden silmeye ve unutturmaya kimsenin gücünün yetmeyeceği.
Türkiye'nin kurucu liderini ve kadrolarını yetiştirmiş, bu ülkenin ortak değeri, bileşeni olmuş tüm Balkanlıları ve Rumelilileri bu vesile ile bir kez daha selamlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder