Bulgaristan, siyasetiyle, tarihiyle dünyada tek örnek.
Araştırmacılar
açısından, ilginç bir tez konusu.
Nedenini
anlatayım.
Cumhurbaşkanı
Rumen Radev’in soydaşların siyasi liderine yönelik hakareti Bulgaristan
siyasetini buz gibi soğuttu.
Ülkede
yaşanan krizi daha da tırmandırdı.
Radev,
siyaseten alevlenmiş, harlanmış ortamı şahsi tutumu ile daha da içinden
çıkılmaz hale soktu.
Ülkenin
en güçlü siyasi hareketlerinden Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH-DPS)
Lideri Mustafa Karadayı siyasi terbiyesi ile ülkenin cumhurbaşkanına yakışan
bir üslupla yanıt verdi aslında.
Ama
biz Radev’in sorusunun ardındakini, aslında bildiğimiz, hiç de yabancısı
olmadığımız mantaliteyi bir kez daha gördük, yaşadık.
Yabancı
değiliz biz bu derin Bulgaristan kafasına.
‘Onlar’ın,
yani faşist Bulgarların bizi doğduğumuz, vatanımız Bulgaristan’da yok
saymalarına yeni aşina değiliz.
Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan, varlıkları milyonlarla ifade edilen Bulgaristan göçmenlerinin, geçmişte yaşadığı
acılar, evlerini yurtlarını, olağanüstü koşullarda terk etmek zorunda
kalmaları, hep bu kafadan.
Sayın
Radev’e biz de sormak isteriz, ne demek ‘’Senin vatanın neresi?’’
Sayın
Karadayı mükemmel cevaplamış soruyu.
‘’Ben
51 yaşındayım. Bu güne kadar Bulgaristan’ı hep vatanım bildim. Ancak öncesini
sorarsanız, siz de dahil hepimizin ortak anavatanı Orta Asya’dır.’’
Bravo
Karadayı’ya.
Bulgaristan
ve Bulgar tarihini de öğretmiş cumhurbaşkanına.
Bir
devlet başkanı düşünün ki ülkede siyasi kilitlenme yaşanırken, ülkenin en büyük
azınlığının siyasi temsilcisine hakaret etsin.
Üstelik
kendisinin seçildiği oylamada şahsına destek veren soydaşların partisi Hak ve
Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH-DPS) bu tavrına rağmen.
HÖH
lideri Mustafa Karadayı’ya basın mensuplarının önünde, bir devlet başkanına,
bir ev sahibine yakışmayacak bir üslupla, konunun öznesi olmayan bir nedenden
kanca takmaya çalışıyor.
Aslında,
ortaya çıkan tablonun sorumlusu da O.
‘Kendim
ettim, kendim buldum’ durumu yani.
İki
defa yaptığı görevlendirmeye rağmen oluşmayan hükümeti ortaya çıkarmak için
diplomasi aklı ortaya koyacağına, düğümü çözecek siyasi lidere aymazlık
sergiliyor.
‘Aklınca’
iş yaptığı düşüncesinde.
‘’Hayır
sayın Radev.’’
Hiç
doğru bir davranış değil tutumunuz.
Bir
daha cumhurbaşkanı adayı olursanız, ya da başka bir toplumsal görev için
halktan yetki isterseniz boyunuzun ölçüsünü alacaksınız soydaşlardan.
Konunun
başlangıcında bile anayasaya aykırı bir durum var üstelik.
Milli
Güvenlik Konseyi oturumunda görev ve yetki sizde olmadığı halde kendinizi
parlamentonun yerine koydunuz.
Bütçe
yapmak sizin işiniz mi?
Gündeme
getirecek başka konu bulamadınız mı?
Bu
durumun yetkinizi aştığını hatırlatan Karadayı’ya kızacağınıza, dönüp kendinize
ve ne yaptığınıza bir bakın.
Bırakın
Karadayı’nın tepki göstermesini, ülkedeki tüm siyasi liderler size güldü.
Standardı
yüksek Bulgaristan için birleştirici, bütünleştirici olacağınıza, bölünmeyi
teşvik ettiniz.
Hiç kusura
bakmayın, Milli Güvenlik Konseyi oturumunda bütçe gündeme gelince Karadayı’nın
tutumu doğru idi.
Bırakın
bütçeyi, bir başka gerçekliği daha hatırlattı Karadayı Bulgaristan
vatandaşlarına.
Anayasada
hükümette görev alacak bir Bulgaristan vatandaşının başka bir ülke milliyeti
ile bağlantısının olamayacağı açık hükmü var.
Biz
de soruyoruz bir kez daha.
Ekonomi
Bakanı Kiril Petkof Kanada vatandaşı
olduğu ortaya çıktı.
Sizin
göreviniz konuyu örtbas etmek mi, yoksa yasaları uygulamak mı?
Ülke
ve dünya basının önünde yaşanan bu skandal sizi tarihteki yerinizden etti
farkındamısınız?
"Siyasette ikiyüzlülük son yıllarda
önemli bir araç oldu’’ diyen Karadayı ne kadar haklı.
Anayasanın içeriğini anlamak, uygulamak için
yüksek demokratik ve siyasi standartlar gerek.
Anladık
ki ikisi de yok Rumen Radev’de.
Sadece
cumhurbaşkanında değil, ülkede de yok.
Tıpkı
geçmişte olduğu gibi…
Davetinize
icabet eden bir siyasi lidere sergilediğiniz tutum tüm Bulgaristan için utanç
vesilesi.
Size
yakışacak olanı yapın ve hemen özür dileyin.
Avrupa
Parlamentosu’nun en önemli gruplarından Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) ’nın başkanı İlhan Küçük’ün Karadayı’nın lideri olduğu partinin de
vekili olduğunu hatırlatırız.
Özür
dileyin ki Bulgaristan AB sürecinde yaşadığı böylesi bir utancı taşımasın.
Bulgaristan
Türkleri ve Müslümanlarının anavatanları hakkında şüphe duymanız,
Bu
konuda ortaya niyetler ve tavırlar koymanız sizin haddinize değil.
Bu
gün mevcudiyetinizde var olan devlet gücünü bile onlara borçlusunuz üstelik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder