Bulgaristan
Türklerinin ülkedeki en güçlü siyasi temsilcisi konumunda olan Hak ve
Özgürlükler Hareketi (HÖH) 10. kurultayını pandemi süreci nedeniyle
online olarak gerçekleştirdi.
Parti delegeleri Sofya’da genel merkezin koordinasyonunda sanal alemde bir araya gelirken vesayetli başkan konumundaki Mustafa Sali Karadayı’yı tekrar aynı göreve seçti.
“Özgürlük, birlik, beraberlik” ana teması söyleminde gerçekleşen forumu eski
milletvekili Ünal Lütfi açtı.
Lütfi yaptığı konuşmada 28 Mart 2021’de gerçekleştirilecek genel seçimlerde partinin gerçek gücünü ortaya koyacağını belirtirken, Bulgaristan’da şu anda yönetimde bulunan Boyko Metodiev Borisov liderliğindeki Bulgaristan'ın Avrupa Gelişimi için Vatandaşlar Partisi (GERB)’i ‘başarısız yönetim’ olarak niteleyip HÖH’ün bu durumu avantaja çevireceğini söyledi.
Yeniden başkan seçilen Mustafa Karadayı da mevcut iktidarı eleştirdiği konuşmasında
Bulgaristan ile ilgili endişelerini dile getirdi.
Kurultaya
katılan HÖH’ün kurucu ve hiç tartışmasız
efsane başkanı Ahmet Doğan ise sayın Lütfi ile Karadayı’nın söylemine ters bir
mesaj verdi.
HÖH’ün
güçlenerek çok fazla öne çıkmaması gerektiğini belirten Doğan 1. parti ya da 2.
parti olma iddiasının kendilerini zor duruma sokabileceğini belirtti.
Ahmet
Doğan’ın mesajını kendi okumaması da ilginçti.
Avrupa
Parlamentosu milletvekili İlhan Küçük’ün dillendirdiği mesajı Doğan’ın yerinden
dinlemesi ve bu ilginç tavrı ülke basınında tartışma ve haber konusu oldu.
Doğan
partililerine yazılı açıklamasında 3 ay sonra seçimlerin olacağını hatırlatarak
‘’Umarım iktidar ortağı oluruz. Ancak birinci parti olmayın, üçüncü parti kalın
hatta’’ dedi.
Doğan
mesajında pandeminin yol açtığı insani krizin çözümü yolundaki çabaların
yoğunlaşmasını da istedi.
Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da delegelere video mesaj ile seslendi.
Erdoğan
pandemi süreci ve ülke geneli için de iyi dileklerini ilettiği mesajında: “Bulgaristan
demokrasisi içinde kendine önemli bir yer edinen Hak ve Özgürlükler
Hareketi'nin inşallah yeni dönemde daha kuşatıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla
yoluna devam edeceğine inanıyorum” dedi.
Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral
Akşener’in de katıldığı kurultayın bir önemli konuğu da Avrupa Parlamentosu’nun
liberal ve demokratik değerlerin temsilci partisi konumundaki Avrupa için
Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE)’nın başkanı Hans van Baalen’di.
Sofya
Büyükelçimiz Aylin Sekizkök’ün de izlediği online toplantıda girdiği her
seçimde 600 binin üzerinde oy alan HÖH’ün son seçimlerde 280 bin oy oranına
düşüşü hiç irdelenmedi.
Eleştiri,
özeleştiri yapılmasını ve camiamızı ilgilendiren konuların gündeme getirilip
tartışılmasını isterdim.
Bu
konular belki parti içinde kapalı kapılar ardında ele alınmıştır, ancak
kamuoyuna açık bu toplantıda eksikler ve yapılması gerekenler hiç sorgulanmadı.
Sadece
bu durum mu?
Tabi
ki hayır.
Mesela
ülkede yaşayan Türk ve Müslüman azınlığın başta iktidar partisi olmak üzere
başka siyasi organizasyonlara yöneldiği de ele alınmalıydı.
Üç
ay sonra yapılacak seçimlerde durum ne olur?
İrdeleyen,
gündeme taşıyan, ele alan, tartışmaya açan yok.
Partinin
soydaşın oyunu almak için belirgin herhangi bir siyasi çalışması da yok.
Türk
seçmenin iradesi Bulgaristan merkezli politikalara yöneliyor.
Soydaş
camiasında bir arayış var.
28
Mart’ta yapılacak seçimlerde ortaya çıkacak tablo soydaşın tavrını da ortaya
koymuş olacak.
Ancak
Türkiye’den camiaya verilen mesajlar da önemli.
Mesela
DOST partisine mesafe mi konuyor?
Ocak
ayında yapılacak kongre bu durumu da ortaya koyacak.
Kasım
Dal’ın kurup bıraktığı Halk ve Şeref Partisi ne yapar bir muamma.
Bu
konuda da çeşitli spekülasyonlar var.
Kulislerde
geçmişte HÖH’ün ağır topları olan Lütfi Mestan, Kasım Dal, Orhan İsmailof,
Güner Tahir, Nurettin İsmail ve Mehmet Dikme‘nin zaman zaman bir araya geldiği
ve güç birliği noktasında görüşmeler yaptıkları konuşuluyor.
220
bin gibi azımsanmayacak bir sayı ile HÖH dışında arayışa yönelen ve dışarıda
kalan bir soydaş seçmen iradesi ne yana meyleder?
Gönlü
kırık soydaş sandıkta nasıl bir irade sergiler?
Durum
belirsiz.
Bunların
HÖH’e döneceğini zannetmem.
Böyle
bir belirti ve işaret yok.
Umarım
yanılırım.
Bu
yıl kongreye daha öncelerde olduğu gibi Türkiye’den STK temsilcilerinin davet
edilmemesi de dikkat çekiciydi.
HÖH
bu kesimin, yani Türkiye’de yaşayan çifte vatandaşların desteğinden vaz mı
geçti bilinmez.
Partide
bir değişim beklentisi ve İlhan Küçük adının dolaştığı adaylık iddiaları boş
çıktı mesela.
Karadayı’dan
sonra Hasan Aziz en güçlü kimlik konumundaydı ancak onun da sesi soluğu
kesildi.
Genel
Başkan yardımcısı Ruşen Rıza’nın da dışlandığı süreçte kimler ön plana itilecek
bilen yok.
Hak
ve Özgürlükler Hareketi’nin kendini var eden Türkler ve soydaşlara yönelik açık
mesajı ne?
Ülkede
en güçlü azınlık konumundaki soydaşların dertleri bitti mi yani?
Mesela
yaşanan Türkçe sorununa dair bir çalışma göremiyorum.
Geri
kalmışlığa dair de.
Ülkenin
kalkınması için yapılması gerekenler konusunda da ne bir söylem ne de bir
açıklama var.
Merak
ediyorum Avrupa ve NATO’ya göz kırptıkları bir süreci soydaş lehine nasıl döndürecekler.
Haksızlık yapmak istemem ancak ‘Çevir kazı yanmasın, aman bizimkiler uyanmasın’ mantığını görmezden mi gelmeliyiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder