27 Temmuz 2020 Pazartesi

EDİRNE’DEN DÜNYAYA DR. SADIK AHMET VE LOZAN MESAJI


Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi benzeri görülmemiş bir siyasi zafer olarak nitelediği Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tapusu niteliğindeki Lozan Antlaşması’nın 97. Yılı bir kez daha Rumeli Balkan Türkleri’nin gündemindeydi.  Batı Trakya Türklüğü’nün efsane lideri Dr. Sadık Ahmet’i yitirişimizin 25. Yılı’na da denk gelen etkinlik bu anlamıyla da özel önem taşıyordu. Edirne Balkan Türkleri Federasyonu’nun ev sahipliğinde Edirne’de düzenlenen çifte anma programında gündeme taşınan her iki konu 24 Temmuz özelinde Rumeli Balkan Türkleri açısından unutulmaz bir tarih notu. Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği başkanı Cevat Güneş , Büyükkarıştıran Bulgaristan Türkleri Derneği başkanı Cevat Sedes, Ergene Balkan Türkleri Derneği Başkanı Murat Com, Babaeski Balkan Türkleri Derneği Başkanı Erdinç Öztürk, Silivri Bulgaristan Göçmenleri Derneği Başkanı Beyzat Bedel, Lüleburgaz Bulgaristan Türkleri Derneği Başkanı Yüksel Mert, Edirne Gençlik ve Eğitim Derneği Başkanı Şerif Çapkın başta olmak üzere çok sayıda konfederasyon, federasyon ve dernek yöneticisinin de katıldığı etkinlikte Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Başkanı Sabri Mutlu günün anlamını özetlediği konuşmasında Lozan Anıtı önünden Türk dünyasına mesaj verdi. Balkanlar’ın başkenti olarak nitelediği Edirne’den Dr. Sadık Ahmet’in de 24 Temmuz günü faili meçhul bir kaza ile aramızdan ayrılmasına vurgu yapan Mutlu ‘’Bu tarih Dr. Sadık Ahmet’i yitirdiğimiz tarih. Birileri bize Lozan’ı imza ettiğimiz günde sayın Ahmet’i faili meçhule uğratarak mesaj verdi. Hiç unutmayacağız. 25 yıl önce elim bir kaza neticesinde kaybettiğimiz Batı Trakya Türklerinin lideri ve insan hakları savunucusu Dr. Sadık Ahmet’i bu yıl bu nedenle çok anlamlı bir yerde Lozan anıtı önünde Lozan Meydanı’nda anıyoruz.
Sayın Ahmet 24 Temmuz 1923 yılında İsviçre’nin Lozan kentinde  imzalanan ve önemli bir bölümü ile Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığının azınlık haklarını düzenleyen bu anlaşma ihlal edildiği için mücadele veriyordu. Bu iki tarihin çakışmasının da tesadüf olmadığını hepimiz biliyoruz. Biz biliyoruz ki kazanın gerçekleşme şekli de, meyda geldiği tarih de karanlık güçlerin bir senaryosu idi. Buna inanıyoruz. Bu ve benzeri azınlık haklarını da içeren anlaşmalar ülkemiz ile Balkan ülkeleri arasında defalarca imzalanmıştır ve nihayetinde de BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesine tüm bu ülkeler imza koymuştur. Ancak buna rağmen hala bu manada bir arpa boyu yol alınamamıştır. Anadilde eğitim veren okullarımız yok denecek kadar azdır ve olanlar da sürekli engellemelerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Birçok Osmanlı yadigârı camimiz ve vakıf malı eserlerimiz ya yıkılmış ya da “tarihi eser” kisvesi altında kasıtlı yıkılmaya bırakılmıştır. Buna karşılık benim ülkemde bir insanlık dersi niteliğinde kararlar alınmış ve birçok kilise restore edilerek insanlığın hizmetine açılmıştır, ayrıca azınlık vakıflarına ait vakıf malları da sahiplerine iade edilmişlerdir. İbadete açılan Ayasofya camii de tüm insanlığın hizmetine sunulmuştur. Henüz 48 yaşında hayatının baharında hayattan koparılan, Batı Trakya’da insan Hakları mücadelesinin simgesi olmuş Dr. Sadık Ahmet’i özlemle, minnetle ve rahmetle anıyoruz, ruhu şad mekanı cennet olsun’’dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder