31 Ocak 2020 Cuma

TARIH BATI TRAKYA İÇİN BİR KEZ DAHA KAYITTAYDI

Yunanistan'da 'Türk' adı bulunan derneklerin kapatılmak istenmesi üzerine yaşanan olaylar ve Türk azınlığın 29 Ocak 1988 tarihinde başlattığı direniş bir kez daha taçlandırıldı. Batı Trakya Türkleri'nin varlıklarını geleceğe taşıma sürecinde önemli bir yere sahip olan  kimlik mücadeleleri düzenlenen etkinlikler ile bu yıl da gündemdeydi. Çeşitli aktiviteler ile dünya kamuoyuna verilen mesajlarda Batı Trakya'da yaşananlar hatırlatılırken, 1988 direnişinin önemine de vurgu yapıldı. Direniş günü anısına Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'nca (BTTADK) Gümülcine'de düzenlenen etkinliklere Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu da katıldı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, BTTADK Başkanı ve Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe seçilmiş müftüsü Ahmet Mete, Dostluk Eşitlik Barış Partisi (DEB) Başkanı Çiğdem Asafoğlu, Değişim Partisi (KİNAL) İskeçe milletvekili Burhan Baran, Kozlukepir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Delihüseyin, Yassıköy Belediye Başkanı Önder Mümin, Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) Başkanı Sabri Mutlu, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Sedat Hasan, BRTK'ya bağlı Trakya Federasyonu yöneticileri
Nedim Dönmez, İsmail Köse ve Bener Muratoğlu ile azınlığın çeşitli kesimlerinin temsilcileri ve soydaşların da yer aldığı etkinlikte 'Dünden Bugüne Batı Trakya'da Türk Varlığı ve 29 Ocaklar' irdelendi. 

ADINDA 'TÜRK' YAZAN 
STK'LARIN TAMAMI KAPATILDI

32 yıl önce Yunan yargısının 'Yunanistan'da Türk bulunmadığı' gerekçesiyle isimlerinde 'Türk' kelimesi bulunan derneklerin kapatılmasına yönelik kararın ardından Batı Trakya Türk azınlığın 29 Ocak 1988'de gerçekleştirdiği toplu direniş çeşitli yönleri ile irdelenirken Batı Trakya'nın uluslararası anlaşmalar açısından hukuki durumu da ele alındı.
29 Ocak 1990'da da fanatik Yunan gruplarca Gümülcine ve İskeçe'de Türklere karşı yapılan toplu saldırılarla ilgili resim sergisinin de açıldığı etkinliklerde sergilenen sinevizyon gösterisi ise tam bir tarih belleteni idi.
Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif günün anısına yaptığı konuşmada, Batı Trakya Türk azınlığın karşılaştığı sorunların 1967 yılında Yunanistan'da iktidara gelen cunta ile birlikte zirve yaptığını ve daha da yoğunlaştığını belirterek 67'den 88 yılına kadar yaşanan olumsuzlukları ve süreci özetledi. 

ONBINLER HAKLARI İÇİN MEYDANLARA ÇIKTI

Şerif, 1988 yılına gelindiğinde, Gümülcine Türk Gençler Birliği (GTGB), İskeçe Türk Birliği (İTB) ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) isimli derneklerin Yunanistan Yargıtayınca kapatıldığını hatırlatarak "Bu, azınlığa vurulan son darbe oldu" dedi. Bu durum üzerine Yunan Yargıtayı'nın derneklerle ilgili kararına itiraz eden Türk azınlığın, sesini duyurmak için toplu bir direniş kararı aldığını belirten Şerif, "Azınlık toplumu sesini duyurmak için, Türk ve Yunan başbakanlarının Davos'ta bir araya geldiği 29 Ocak 1988'de bir yürüyüş yapma kararı aldı. 29 Ocak günü, Azınlığın kemiğine dayanan bıçak misali onbinlerce insan, İskeçe'nin, Dedeağaç'ın ve Gümülcine'nin dağlarından ovalarından koparak akın akın Gümülcineye geldi. İnsanlarımız o gün, "Türküz, bundan vazgeçmiyoruz" diye haykırdılar. O şanlı bir mücadeleydi" dedi.

YUNAN DEVLETİNİN 
SUSKUNLUĞU SÜRÜYOR

Turan Gökçe ise konuşmasında 29 Ocak olaylarının Türkiye'de ve dünya kamuoyunda gerektiği kadar bilinmediğini ve yeterince değerlendirilmediğini belirterek, bu konuda akademik araştırma yapılması ve yaşananların kitaplaştırılmasının ihtiyaç olduğunu söyledi. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nin bu konuda inisiyatif üstlenebileceğini de ifade eden Gökçe, kısa vadede uzman bir ekiple bölge ziyaret edilerek bilimsel araştırma yapılmasının planlandığını belirtti.
Türk kuruluşlarınca, 29 Ocak Direnişi'nin yıl dönümü dolayısıyla yayımlanan bildirilerde de, aradan 32 yıl geçmesine rağmen 29 Ocak 1990 olaylarıyla ilgili Yunan devleti tarafından bugüne kadar bir özür beyanı yapılmadığına dikkat çekilerek azınlığın haklarının kazanılmasında herhangi bir ilerleme olmadığına vurgu yapıldı.
Avrupa Birliği'nin Batı Trakya'daki azınlık ve insan hakları ihlallerine sessiz ve tepkisiz kaldığı da kaydedilen bildirilerde, bu durumun Batı Trakya Türk toplumunca insanlık ve barış adına endişe ile karşılandığı vurgulandı.
Cumhuriyet Halk Partisi adına Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü, CHP Balkan Masası Başkanı Faik Öztrak tarafından BRTK Başkanı Sabri Mutlu'ya iletilen açıklamada ise Batı Trakya Türkleri'nin 1923 Lozan Anlaşması ile belirlenen hakları hatırlatıldı. Öztrak açıklamasında " 1923 yılında Lozan Antlaşması'ya kendilerine tanınan hakları kullanmaktan başka bir talepleri olmayan Soydaşlarımızın 29 Ocak Toplumsal Dayanışma Günü Anma Programı'nda birlik ve beraberlik içinde bir araya gelmeleri çok önemlidir. Başta rahmetle andığımız Dr. Sadık Ahmet ve Mehmet Emin Ağa olmak üzere, İsmail Rodoplu, Ahmet Faikoğlu ve şahsınızın önderliğinde Batı Trakya'da yaşayan soydaşlarımızın Lozan Antlaşması'nın uygulanması yönündeki barışçıl taleplerini destekliyoruz. 
Soydaşlarımızın asimilasyon, vatandaşlık haklarının sınırlandırılması, azınlık haklarını alamamaları, kimliksizleştirme ile ilgili endişelerinin ; kimlik sorunu, eğitim sorunu, müftülük sorunu ve vakıflar sorunu gibi hususların Yunanistan hükümeti tarafından Lozan Antlaşması'nın şartlarına uygun olarak
çözülmesini Cumhuriyet Halk Partisi bekliyoruz.
29 Ocak Toplumsal Dayanışma Günlerinin bundan sonra çok daha iyi şartlarda idrak edilmesi temennisiyle Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu'na bağlı olan ve Batı Trakya'dan göç etmiş vatandaşlarımızın kurmuş oldukları derneklerimize selam ve sevgilerimizi iletiyorum" dedi.

29 OCAK DİRENİŞİ

Yunan yargısı, 1988'de "Yunanistan'da Türk bulunmadığı" gerekçesiyle isimlerinde "Türk" kelimesi bulunan derneklerin kapatılması kararını verdi.

Batı Trakya Türk Azınlığı, 29 Ocak 1988'de gerçekleştirdiği toplu yürüyüş ile yargının bu kararını protesto etti.

Bu tepkilerin ikinci yıl dönümü olan 29 Ocak 1990 tarihinde ise fanatik Yunanlar, Gümülcine ve İskeçe'de Türklere karşı toplu saldırılar düzenledi. 2 gün süren saldırılarda, Türklere ait 500'ün üzerinde dükkan ve iş yeri tahrip edilerek yağmalandı, aralarında merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile dönemin bağımsız milletvekili Ahmet Faikoğlu'nun da bulunduğu çok sayıda Türk darp edildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder