27 Mart 2017 Pazartesi

Bulgaristan seçimlerinden istikrar yerine kaos çıktı


Güçlü azınlık, güçlü Bulgaristan
tek sandık ve seçim realitesi olmalı

Türkiye ile Avrupa arasında yükselen gerilimin gölgesinde gidilen Bulgaristan erken genel seçimlerinde soydaşlara yönelik sandık baskısı, engelleme ve sınır kapatma girişimleri sonuç verdi.
Adeta demokrasi ayıbı yaşanan ve Türkiye’de yaklaşık 100 bin hak sahibi soydaştan ancak yüzde 20’ye yakınının oy kullanabildiği seçimde sandığın galibi yok.
Bulgaristan seçimlerinde oy kullanma oranı yüzde 51’le oldukça düşük bir seviyede gerçekleşirken, 6 milyon 810 bin 341 seçmenden ancak 2 milyon 910 bin 654 kişi sandığa gitti.
Bulgaristan Merkez Seçim Komisyonu’nun açıklamasına göre kullanılan oyların sayımı yapılan yüzde 95’inde parlamentoya yüzde 4 barajını aşarak 5 siyasi güç girdi.
Buna göre;
·         Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) Partisi oyların yüzde 32.55'ini,
·         Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) yüzde 27.02’sini,
·         Birleşik Vatanseverler yüzde 9.12’sini,
·         Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) yüzde 8.94’sini,
·         Volya (İrade) Partisi yüzde 4.16 oy alarak Bulgaristan’ın geleceğinde belirleyici siyasi güç olma noktasında halktan yetki aldılar.
Irkçı ve aşırı milliyetçi partilerin sınır kapılarını kapatarak engellediği ve seçmenlere oy kullanma sırasında zorunlu olarak doldurtulan Kiril alfabesi ile yazılmış dilekçe de oy verme işlemini tıkayan ve engelleyen en başlıca unsur olarak tepki çekti.
Türk asıllı seçmenlerin iradesinin sandığa yansımadığı seçim sonuçlarındaki anti demokratik uygulamalar dikkat çekerken en çarpıcı ve dikkat çekici tablolardan biri ise yurt dışında kullanılan oyların yüzde 20’sini alan DOST Birliği’nin meclis dışında kalması idi.
Kullanılan toplam oyların 2.95’ini alan Özgürlük ve Hoşgörü için Demokratlar (DOST) Partisi ile Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP)’nin kurduğu DOST Birliği’nin yaşadığı engelleme gelecek günlerde yaşanacak olası siyasi krizin de habercisi aynı zamanda.
Barajı 1.05 gibi bir farkla aşamayan DOST Birliği’nin antidemokratik uygulamalarla içine düşürüldüğü durum milliyetçi kesimin seçim zaferi gibi kutlanmakta.
Birleşik Vatanseverler Koalisyonu Eşbaşkanı Valeri Simeonov konu hakkında yaptığı açıklamada sınır kapılarında Türk asıllı seçmenlere yönelik yaptıkları engellemeden gurur duyduklarını söyledi.
Bu konuda tam 3 bin kişiyi seferber ettiklerini ifade eden Simeonov, “Türkiye’de yaptığımız çalışmalarda her bir seçim sandık kurulunda iki temsilcimiz vardı. Seçmenlerin başka bir sandıkta oy kullanmadıklarına dair beyan formlarının yoğun olarak dışarıda doldurulması sayesinde oy kullanımını sınırlamayı başardık. Bunun sonucunda sadece 20 bin kişi oy kullanabildi. Aksi takdirde Sorumluluk Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar (DOST) Birliği koalisyonu Meclis’e girmeyi başaracaktı” dedi.
Sınırın kuşatılması ve basında büyük yankı uyandıran Türk asıllı yaşlı seçmenlere kaba davranış sergilenmesi hakkında sorulan sorulara ise Simeonov, “Bu arada o yaşlı nine, ne kadar uyanık olduğunun farkında değildi. Tek onun geri dönmeye niyeti yoktu ve haklarını da biliyordu. Hepsine çok iyi talimat verilmişti” dedi.
“Bir insanın haklarını bilmesi kötü bir şey mi’’ sorusuna ise Simeonov, “Milli çıkarlarını korumamak kötü bir şey” diye yanıt verdi.
Simeonov, ”Soros’un uşaklarının manipülasyonlarını bir kenara bırakın. Bizim baş düşmanımız tam da Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ve onun yavru partisi - DOST’tu” dedi. 
Gündemin bu kadar çarpıcı analizi olayı görmezden gelenler ve seçim sonuçlarını iyi değerlendiremeyenler için yeterince açık bir ifade olsa da siyasi durum Bulgaristan açısında iyi bir gelecek öngörmemize engel.
Olayı en iyi tahlil eden yine de GERB lideri eski başbakan Boyko Borisov.
Borisov’u tedirgin eden seçimlerdeki gelişmeler ve Türk asıllı seçmenlere yönelik antidemokratik uygulamalar parlamentodaki dağılımın da sağlıklı olmadığının ve siyasi bunalımın habercisi.
Seçimlerde engellenmiş irade ile sandığın ortaya koyduğu tabloda hükümet kurmak mümkün görünmüyor.
240 üyeli parlamentosunda GERB 96, BSP 79, Birleşik Vatanseverler 27, HÖH 26 ve Volya 12 sandalyeyle temsil ediliyor.
GERB’in bu partilerden hiçbiri ile koalisyon kurması olası değil.
Daha önce yapılan açıklamalar bu durumu teyit ediyor.
Bulgaristan'da 240 sandalyelik parlamentoda bir partinin tek başına hükümet kurabilmesi için 121 milletvekili çıkarması gerekiyor. Yürürlükte olan Seçim Yasası'na göre 31 seçim bölgesinden oluşan ülkede, nüfus oranına göre her bölgenin milletvekili sayısı da farklı oluyor.
Parlamentoya milletvekili göndermek için yüzde 4 barajını aşması gereken siyasi partiler, mecliste grup oluşturabilmek için ise en az 10 milletvekiline sahip olması gerekiyor.
Ortaya çıkan tabloda zorlama yaşanıp GERB ile aşırı milliyetçiler koalisyonu oluştursa bile hükümet etmeleri zor.
Tersi durumda Rusya yanlısı Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ile Bulgar aşırı milliyetçilerini temsil eden Birleşik Vatanseverler’in oluşturacakları bir koalisyon seçeneği hemen hemen yok gibi.
Böyle bir denkleme Türk asıllı seçmenlerin desteği ile 26 milletvekili çıkaran DPS (HÖH) bazı ikna yöntemleri ile zorlanarak dahil edilse bile oluşacak koalisyonun Bulgaristan’ı bir dahaki seçimlere kadar yönetebilecek nefesi olmayacaktır.
Nitekim bu durumun ve yaşanan açmazın farkında olan GERB lideri Boyko Borisov yaptığı açıklamalarda istikrarlı bir hükümetin oluşturulmasının zor olduğunu, bu durumun da Bulgaristan’ı siyasi bir krize sokma olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor.
‘’En çok yaşanabilecek böyle bir durumdan korkuyorum’’ diyen Borisov’un durumu ‘çok kritik bir ortam’ olarak tanımlaması dikkat çekici.
Boyko Borisov siyasi analizinde Türk asıllı seçmenlere yönelik engellemeleri şiddetle kınayan Türkiye’yi de hesaba katmadan edemiyor.
‘’Bulgaristan, Türkiye ile Batı arasında çatışma alanı olabilir. Çünkü son günlerde Erdoğan’ın ne dediğini duyuyoruz. Mültecilerle ilgili sözleşmeleri gözden geçirme girişiminin Avrupa’ya rahat vermeyeceği açık. Bunlar, hep göz ardı edilmeyecek uyarılar. Gerilim şiddetle tırmanıyor, bu nedenle NATO çizgisinde Bulgaristan’da mülteci baskısı olmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Seçimler sırasında sınırda yaşananlar tehlikeli. İnsanlar itiliyor, kakılıyor. Bu durum Bulgaristan ile Türkiye arasında gerilim yaratıyor. Olayların kontrolden çıkacak noktaya tırmanmasından korkuyorum. Siyasî partiler, şu an birkaç oy fazla alma arzusuyla haddini aşıp Bulgaristan’ı Yeniden Doğma Süreci (1984-89 yıllarında Türklere ve Müslümanlara yapılan zulümler) benzeri bir duruma sokuyorlar. Bir kıvılcım bizi içinden çıkamayacağımız bir belaya sokabilir, onlar ise ateşe meşalelerle gidiyor. Bulgaristan yıllar önce Varşova Paktı’ndaydı, Türkiye NATO’da. Şimdi iki ülke de NATO’da. Durum Türkiye ile Kıbrıs’ınkine benziyor. Biz o nedenle Kıbrıs konusunda o kadar keskindik. Çünkü Kosova’nın, Kırım’ın ardından burada da büyük sorun yaşayabiliriz’’ dedi.
Görüldüğü gibi Bulgaristan’ın Türk asıllı seçmenlerin iradesinin engellemesi ile yürüyebileceği, gidebileceği istikrarlı bir gelecek ve yer yok.
Güçlü bir Bulgaristan için eşit vatandaşlık temelinde, siyasi iradesi özgür bir şekilde tecelli etmiş güçlü bir Türk azınlık tek seçenek.
Bu iki ülke olarak içerisinde yer aldığımız askeri ve siyasi sistemin de, komşu olmamızın da gereği.
Aşırıların ve Rusya güdümündeki siyasi yapıların bu konuda oluşturabilecekleri bir seçenek yok.
Sadece uzun bir yürüyüşü gerektiren, ortaklık temelli, barış içinde yaşanacak, aktif işbirliğimizi gerektiren mutlu geleceğimize uzanan yolda biraz daha zorlanarak mesafe katedeceğiz.
Ancak bu mümkün.
Merkez Seçim Komisyonu, resmi seçim sonuçlarını 31 Mart'ta açıklayacak.
Siyasi istikrarsızlığı yaşayacak olan Bulgaristan’ın tekrar bir erken seçime gitmesi güçlü bir ihtimal.
Taaki sandıktan istikrar ve akılcı bir siyasi irade çıkıncaya kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder