28 Aralık 2015 Pazartesi

Bulgaristan Türklerinin partisi HÖH (DPS) de çatlak büyüyor

 
Soydaşların 1984 yılındaki olaylar ile şehitleri anmak için düzenledikleri etkinliklerde parçalanmışlık zirveye taşındı
Bulgaristan Türkleri 31 yıl önce yaşadıkları acı olayların yıldönümünde kendi siyasi geleceklerine de yön ve yol arıyor.  Hafta sonunda tüm Bulgaristan genelinde gerçekleştirilen etkinliklerin hiç şüphesiz en önemli ve anlamlı olanı Kırcaali ve ilçelerindekilerdi. Ülkedeki Türklerin Bulgarlaştırılmasına yönelik insanlık suçu niteliğindeki olayların başladığı Sütkesiği (Mleçino) Köyünde düzenlenen etkinlikle başlayan ve iki gün süren anma proğramlarına damgasını vuran ise Bulgaristan’daki Türklerin en güçlü siyasi temsilcisi konumundaki Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH)’ndeki yol ayrımıydı. 17 aylıkken Bulgar güvenlik elemanlarının açtığı yaylım ateşiyle yaşamını yitiren Türkan bebek ve tüm şehitler adına Kızılağaç (Kirkovo) Yoğurtçular (Mogilyane) köyünde düzenlenen etkinlikte doruğa çıkan parti içindeki sinir savaşı burada alana yansıdı. Tarafların adeta karşılıklı gövde gösterisine bürünen etkinlikte Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Süleyman Gökçe, Filibe Başkonsolosu Alper Aktaş ve Burgas Başkonsolosu Niyazi Evren Akyol ile Türkiye’den etkinliklere katılan Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu ile diğer STK başkan ve yöneticileri anma töreninde Lütfi Mestan’ın yanında yer aldı. Büyükelçi Süleyman Gökçe ve  Mestan’ın heyetleri ile Türkiye’den gelen STK başkanlarının Türkan bebeğin (Türkan Feyzullah) mezarı başında dualar edip adına yapılan anıta çiçekler bırakıp buradan ayrılmasının ardından Mestan'ın görevden alınıp partinin başına getirilen eş başkanlar Ruşen Rıza, Çetin Kazak ve Mustafa Karadayı etkinliklere katıldı. Karşılıklı gövde gösterisi aynı gün Kırcaali’nin en büyük ilçelerinden biri olan Mestanlı (Momçilgrad)’da  da sürdü. Günlerdir susan ve kamuoyu önüne çıkmayan Lütfi Mestan beraberinde HÖH milletvekilleri Hüseyin Hafızov, Şabanali Ahmet ve Aydoğan Ali Mestan ile partinin kurucularından ve Kırcaali il Başkanı Bahri Ömer ile birlikte 1984 olayları ve şehitleri anma adına düzenlenen etkinlikte partililer ile bir araya geldi. İlçe meydanında görülmeleri ile birlikte etrafları basın mensupları ve vatandaşlar tarafından kuşatılan Mestan ve arkadaşları soruları yanıtladı. Hafızov,  Ahmet, Mestan ile Bahri Ömer  burada yaptıkları açıklamalarda HÖH (DPS)’de yaşanan hukuksuzluk ve partinin onursal başkanı Ahmet Doğan’ın yürüttüğü linç kampanyası nedeniyle partiden ayrıldıklarını açıkladı. İlçe meydanında mini bir mitinge dönüşen açıklamaların ardından şehitler abidesine kırmızı karanfil bırakıp saygı duruşunda bulunan Lütfi Mestan açıklamalarını burada da sürdürdü. Lütfi Mestan açıklamasında üç dört gündür hakkında bir sürü yalan yanlış şeyler iddia edildiğini belirterek ‘’Bütün bunlar benim partiden ihraç edilip tüm görevlerimden alınmam kararının HÖH seçmenleri tarafından desteklenmediğinden dolayı hatanın gizlenmesi için yapılıyor. Buna rağmen bu karar bir gerçek, fakat bu kararın gerekçesini ve söz hakkı verilmemesini kabul etmiyorum. Ölüm cezasına çarptırılana bile son söz hakkı veriliyor. 19 yıl sadakatle hizmetten sonra ve en kritik anlarda bile partinin kurucusu ve onursal başkanı Dr. Ahmet Doğan’ı savunmuşumdur ve hatta bu yüzden alaycı lakaplar takılmasına bile maruz kaldım. En kritik anlarda bile imajına bir toz bile kondurmadım. Bunu neyle hak ettiğimi bilmiyorum. Hatta istifa etmem bile istenmeden davet edilmediğim bir Merkez Konsey oturumu yapıldı. Beni eleştiri yağmuruna tuttuğu gece eleştirileri kabul etmesem de ortaya attığı sorular üzerine nihayet partide gerçekten değerlerin tartışılmaya başlayacağını hissettim. Şunu belirtmek isterim ki, ben Parlamento’da okuduğum bildiriden dolayı bir kez “kafamın kesileceğini” bilseydim, ben yine de onu okuyacaktım. Çünkü her bir Bulgar siyasetçinin, siyasi gücün tam da böyle kritik durumlarda ilk önce Bulgaristan’ın NATO ve AB üyesi bir ülke statüsüne göre pozisyon beyan etmesi bir borçtur. Biz, bir NATO üyesi ülkenin hava sahasının ihlal edilmesinde Rusya ve NATO arasında tarafsız kalamayız” dedi. Mestan parlamentoda okuduğu bildiriyi HÖH Grubu ile birlikte hazırladıklarını da vurguladığı açıklamasında aynı kişilerin partiden ihraç edilmesi ve görevlerinden alınması kararının alınmasında yer aldıklarını, fakat onlara küskün olmadığını belirterek onlara birlikte çalıştığı için kendilerine teşekkür etti. Mestan, şu anda nasıl bir durumda olduklarını bildiğini ifade ettiği açıklamasında her şeye rağmen onurunun korunması gerektiğini vurguladı ve ‘’ Arkadaşlarım ile ben parti haini değiliz. Avrupa-Atlantik değerlerini izlemekten başka yolumuz yok. Bunu gayet net ifade edebilirim’’ dedi. Açıklamasında 1989 yılında yaklaşık yarım milyon soydaşa kapısını açan Türkiye’deki göçmen derneklerine de teşekkür eden Mestan, “Bulgaristan’da var olan Türkler bir tercih yapamaz, çünkü onlar demokrasiyi, Bulgaristan ve Türkiye arasındaki iyi komşuluğu seçiyor” dedi. Etkinliğe katılan vatandaşlara Türkçe açıklama yaptığı için aldığı cezaları da hatırlatan Mestan, bunun için ceza almaya alışık olduğunu ifade ederken bir Bulgar gazetecinin tahrik amaçlı sorusu ve Bulgarca konuşması gerektiğine dikkat çekmesi üzerine devreye giren Hüseyin Hafızov, Mestan’ın Türklerle Türkçe konuşacağının altını çizdi. Bulgaristan Türkleri, 1984-1990 yılları arasında kendilerine karşı yürütülen asimilasyon sürecinde komünist rejimin etnik eritme politikasına karşı geldikleri, anadillerinde konuştukları için güvenlik güçlerince takibata uğrayıp çeşitli para cezalarına çarptırılmış ve yaşadıkları bölgelerden sürgün edilmişlerdi. Bulgar parlamentosunda üçüncü siyasi güç konumunda bulunan HÖH'te daha önce de kopmalar yaşanmış ve bir parti daha kurulmuştu. HÖH’ün son istifalarla 240 sandalyeli Bulgaristan parlamentodaki milletvekili sayısı 36’dan 32’ye indi. (İsmail KORKMAZ)
              
               

                     

              

                             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder