- Ünü dünyayı kaplayan ve Bulgaristan’ın Deliorman Bölgesi’ndeki Şumnu kentinde dünyaya gelen efsanevi güreşçimiz Koca Yusuf ‘un aziz hatırasına ait bölgede hiç bir anıt yok.
Yüzyılı aşkın bir zaman oldu Türk dünyası O'nu yitireli. Geçen ay ölümünün 106. yılı idi. Başta Bulgaristan olmak üzere Türkiye'de bile adına yakışır bir etkinlik yapılmadı. O tarihin unuttuğu sayfalarda yaşıyor. Adı o gün bu gün efsaneleşti. Ancak bizlerin ilgisizliği ve vefasızlığı o kadar fazla ki yattığı yerde kemikleri sızlıyordur. Dünyada bir başka ulusun böyle bir evladı olsa çoktan anıtı bir çok yere dikilirdi. Ünü dünyayı saran ve Bulgaristan’ın Deliorman Bölgesi’ndeki Şumnu kentinde dünyaya gelen efsanevi güreşçimiz Koca Yusuf ‘un aziz hatırasına ait ise bölgede hiç bir anıt yok. Zaman zaman Türkiye'den gelen yetkililer, konuklar ile Bulgar Spor Bakanlığı ilgililerinin gözetiminde aziz hatırasına doğduğu köyde katılımı düşük yağlı güreş turnuvaları düzenlemiyor değiliz. Ama sadece bu kadar. Bugün mezar yeri bile bilinmeyen Koca Yusuf’un Azor Adaları'ndaki bir kilisenin bahçesinde yattığını belirten Şair Sunay Akın’ın iddiasını bile araştıran yok. Akın ‘Önce Çocuklar ve Kadınlar’ adlı kitabının “Okyanusa Yenilen Güreşçi” başlıklı bölümünde Koca Yusuf’un kaza sonrasında batan ve civar adalara vuran gemisinin içindeki yolculara ait 20 cesetten pek heybetli değişik kılıklı olanının Koca Yusuf olabileceğini iddia ediyor. Türk yetkililer ile ilgililer konuya ilgisiz!.. Kimseden bu konuda bir çıt çıkmıyor. Hayatının belgesel yapılması için Türkiye’de 2008 yılında "Koca Yusuf Türkiye'de" adlı bir araştırma projesi başlatıldı ancak bugüne kadar ortaya herhangi bir çalışma konmadı. Türkiye'nin ilk kez ürettiği ve Türkiye ortaklığı bulunan A400M askeri nakliye uçağına onun hatırasını yaşatmak adına "Koca Yusuf" adını verdi ancak doğduğu topraklarda adına çakılı bir plaket bile yok. (İsmail KORKMAZ)
ŞUMNU'NUN KARALAR KÖYÜ’NE ANITI
DİKİLMELİ
Hayatının
baharında iken 41 yaşında ebediyete intikal eden Deliormanlı efsanevi Türk
güreşçisi Koca Yusuf 4 Temmuz 1898'de vefat etti. 1857 yılında Şumnu'nun
Karalar köyünde doğdu. Türk güreşinin gelmiş geçmiş en büyük pehlivanı olarak
görülen Koca Yusuf Avrupa
ve Amerika’da yaptığı bütün güreşleri kazanmıştır. Koca Yusuf 1885
yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuştur. 1.88 metre boyunda olan sporcu,
144 kilo sıkletindeydi. Koca Yusuf yaşamını
bir gemi kazasında ABD turnesinden dönerken yitirmiştir.
KOCA YUSUF’UN
LAKABI
Koca Yusuf serbest
güreşin efsanevi isimlerinden biridir. “Koca” lakabını ise iri gövdesi,
güreş becerisi, ve sporcu ahlakı sayesinde almıştır. Önceleri doğduğu köyden
ötürü "Kararlı Yusuf", sonra "Şumnulu Yusuf" olarak
anılmış, çırağı "Erikli Mehmet"e "Küçük Yusuf" denilmeye
başlanınca 1896'dan itibaren kendisine "Büyük
Yusuf" denilmiştir. Koca Yusuf dünyada
“Terrible Turk” (Korkunç Türk) olarak tanınmıştır. Bu unvanı Koca Yusuf’tan sonra gelen
başka Türk güreşçiler de kullandı. Rıza Tevfik 1990 yılında 'Güreşte Avrupa
Usulü ile Türk Usulü arasındaki Fark ve Müşahebet’ başlıklı yazısında Koca Yusuf diye
bahsedince bundan sonra yurtta Koca Yusuf olarak
anıldı.
KOCA YUSUF’UN
YAŞAMI
ÇOCUKLUK VE GENÇLİK YILLARI
Bulgaristan
sınırlarında yer alan Şummu Kasabası’nın Karalar Köyü’nde 1857 yılında Koca Yusufdünyaya geldi. Doğum
tarihi tam olarak bilinmese de İsveç güreş tarihçisi William Baster'a göre 1857
yılında doğmuştur. Babasının adı İsmail'dir. Babası ve dedesi Yusuf'un ilk
güreş ustaları oldu. Çocukluğu, milliyetçilik hareketleri nedeniyle Bulgarların
Türk köylerini bastığı bir ortamda geçti. Dönemin ünlü pehlivanları Şumnulu
Dursun Pehlivan, Nasuhçulu Kel İsmail Pehlivan ve Pomak OsmanKoca Yusuf’u yetiştiren
pehlivanlardandır. Koca Yusuf 1885’de
Sultan Abdülaziz’in 26 yıl boyunca üst üste başpehlivanlığı elinde
bulunduran Kel Aliço ile güreşip berabere kalmıştır. Bu karşılaşmadan sonra Koca Yusuf Kel
Aliço’nun başpehlivanlık unvanını elinden aldı. Kel Aliço'nun çırağı olan ve 18
yıl Kırkpınar başpehlivanlığını elinde bulundurduğu söylenen Adalı Halil'i iki
kez ardı ardına yendi. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat ve Sultan II.
Abdülhamit döneminde pek çok güreş yaptı. Koca Yusuf ile
çarpışan Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kazandereli Memiş, Filiz Nurullah,
Kurtdereli Mehmet ve Hergeleci İbrahim gibi ünlü pehlivanlar, onun
kendilerinden üstün bir pehlivan olduğunu kabul ettiler.
KOCA YUSUF’UN ÇOLAK
MÜMİN'E YENİLMESİ
Kavalalı
Çolak Mümin Pehlivan’ın Koca Yusuf’u yenebilen tek
pehlivan olduğu söylenir. Çolak Mümin,Kel Aliço'nun hakem olduğu bir
karşılaşmada 1894 yılında Rami'de yapılan karşılaşmada Koca Yusuf’u açık
düşürmüştür. Çolak Mümin’in bu karşılaşmadan sakatlanmasından dolayı
güreş hayatının bittiği rivayet edilir. Hakem Aliço’nun bu karşılaşmada Koca Yusuf’u yenik
saymasından sonra tek yenilgisini almıştır.
KOCA YUSUF’UN FRANSA
YILLARI
Koca Yusuf’un tüm
hayatı Fransız güreşçi Joseph Doublier ile tanıştıktan sonra değişir.
Fransa’da güreşme teklifi alan Koca Yusuf teklifi
kabul eder. Fransız yazar Edmond Desbonnet'in "Güreşin
Kralları" (1910, Paris) adlı kitabında anlatıldığına göre Doublier,
1894'te rakibi Sabés'e yenildikten sonra onu yenecek bir güreşçi arayışına
girmiş ve Türkiye'ye gelmiş; Filibeli Kara Osman, Filiz Nurullah ve Yusuf
İsmail'i beraberinde Fransa'ya götürmüştü. Yusuf, başlangıçta yurtdışına
çıkmayı kabul etmediyse de Müslümanların güçlü olduğunu ispat etmenin bir cihat
olduğu şeklindeki ulema açıklamaları üzerine Avrupa'ya gitti ve Paris'te
minder güreşinin kurallarını 1897'de öğrendi. İlk maçını Sabés ile yaptı
ve onu yendi. Fransa'da 3 yıl kaldı (1894-1897). Bu dönemde güreştiği ve
döneminin önemli sporcuları olan Olsen, Pons, Fournier'i yendi. Gambier, Raul,
Rum güreşçi Antonio Pierri ve İngiliz güreşçi Tom Cannon'u da yendikten sonra
Avrupa’da rakip bulamaz hale geldi. Koca Yusuf’un gelmiş
geçmiş en acımasız karşılaşması olarak bilinen karşılaşma
Paris'te bir sirkte, Türk güreşçi Hergeleci Mahmut Pehlivan (İbrahim
Mahmut) ile yaptığı ancak polis müdahalesi ile durdurulabilen karşılaşmadır.
KOCA YUSUF’UN ABD TURNESİ
Avrupa'da
büyük ün kazanınca Amerika Birleşik Devletleri'nden organizatörler onu New
York’a davet ettiler. Antonio Pierri ve Doublier ile birlikte gittiği ABD'de
menajeri William Brady oldu. Bu ülkede yaptığı 33 karşılaşmada yendiği
sporcular arasında George Bothner, Ewan Lewis, Dan McLeod, Tom Jenkins vardır.
Şikago’da bir karşılaşmada dünya şampiyonu Evan Lewis’i üst üste iki defa
yendikten sonra yurda dönmeye karar verdi. Yaptığı güreşlerde yenilmemesi ve
heybeti dolayısıyla ABD’de kendisine The Terrible Turk (Korkunç Türk) unvanı
verilmiştir.
KOCA YUSUF’UN ERNEST
ROEBER İLE KARŞILAŞMALARI
26
Mart 1898'de ABD'ye gelişinden önce hiç yenilgi almayan Yusuf İsmail,
Ernest Roeber ile yaptığı maçta diskalifiye oldu. Madison Square
Garden'da yapılan bu maçta rakibini ringden dışarı atması, Roeber'in öldüğünü
düşünen seyircilerin ayaklanmasına ve Yusuf'a karşı linç girişimine neden oldu.
Söz konusu maç, spor yazarı Walter Camp tarafından kaleme alınan 1907 tarihli
"The Substitue: A Football Story" adlı romanda anlatılmıştır. 30
Nisan günü iki rakip, Metropolitan Opera Evi'nde 30 Nisan günü tekrar
karşı karşıya geldi. Aralarındaki itişmelerden sonra menajerlerinin ringe çıkıp
müdahale etmesi sonucu olay büyüyüp yine seyirciler arasında bir ayaklanma
dalgası olunca karşılaşma iptal edildi ve bu olaydan sonra Opera Evi güreş
karşılaşmalarına kapatıldı.
KOCA YUSUF’UN ÖLÜMÜ
21
Mayıs 1898'de Fransız bandıralı La Bourgogne transatlantiği ile Türkiye'ye
dönmek üzere yola çıkan Koca Yusuf, bindiği geminin New York'un
kuzeydoğusundaki Sable Adası'nın 60 mil açıklarında 4 Temmuz sabahı
İngiltere bandıralı Cromartyshire şilebiyle çarpışıp batması sonucu
tüm yolcular ve mürettebatla birlikte boğularak ölmüştür. Ölümünden sonra
ortaya atılan iki iddia vardır. İlki kaza sonrasında filikalara binen
diğer yolcularla birlikte kurtulmaya çalışan Koca Yusuf’un tutunduğu filikadaki
diğer yolcuların onun koca gövdesinin sandalı devireceği korkusuna kapılıp
kürek ve baltalarla ellerine vurduğu ellerini çekmeyeceğini anlaşılıncada
filikadakiler tarafından baltayla bileklerinin kesildiği ve bu nedenle
öldüğüyken, ikincisi Koca Yusuf'un Amerika'da kazandığı güreşlerin ardından
kazandığı paraları kağıt paralara güvenmediği için altına çevirdiği ve bu
altınların ağırlığı nedeniyle okyanusta boğulduğudur.Zira bu altınlar 8000
dolar karşılığı 40 kilo altın anlamına gelmektedir.
KOCA YUSUF'UN ÇOCUKLARI
Koca
Yusuf'un eşi Refiye'den Mehmet ve Hüseyin adında iki çocuğu olmuştur.
KOCA YUSUF’UN ÖLÜMÜNDEN SONRA
Ölümünden
sonra adı, şu anda Türkiye Denizcilik İşletmelerine bağlı, Haliç Tersanesinde
bulunan 40 Tonluk bir yüzer vince verilmiştir. 2001 yılında basılan Bin Yılın
Türkleri Hatıra Para Serisi'nde Koca Yusuf portreli hatıra para yer almıştır. Hayatı,
gazeteci-yazar Halil Delice tarafından "Cihan'ı Titreten Türk Koca Yusuf
Yalnızca Güle Yenildi" (2005) adıyla kitaplaştırılmıştır. Hayatının
belgesel yapılması için 2008 yılında "Koca Yusuf Türkiye'de" adlı bir
araştırma projesi başlatılmıştır. Türkiye'nin ilk kez ürettiği ve Türkiye
ortaklığı bulunan A400M askeri nakliye uçağına hatırasını yaşatmak adına
"Koca Yusuf" adı verilmiştir.
KOCA YUSUF’UN MEZARI HAKKINDA
Şair
Sunay Akın’ın Önce Çocuklar ve Kadınlar adlı kitabının “Okyanusa Yenilen
Güreşçi” başlıklı bölümünde Azor Adaları'nda mezarının bulunduğu iddiasına yer
verilmiştir. Kaza sonrasında civar adalara vuran gemi yolculara ait 20 cesetten
pek heybetli değişik kılıklı olanının Koca Yusuf olabileceğini iddia eden
yazar, cesedin adadaki kilisenin mezarlığına defnedildiğini belirtmiştir. Bir
diğer iddia ise Koca Yusuf’un cesedinin Atlas Okyanusu’nda kaybolduğu
sanılmaktadır.
HABERTÜRK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder