28 Mart 2014 Cuma

Türkiye ‘TAPETAKLAK’


Pazar günü yapılacak yerel seçimlere ramak kaldı.
Ülke 17 Aralık 2013 tarihinde başlayan yolsuzluk operasyonlarının gölgesinde sandık başına gidiyor.
Haftalardır süren ses kaydı ( tape) açıklamaları nedeniyle siyasi tansiyon oldukça fazla yükseldi.
Hükümet bu dinlemelerin kamuoyu ile paylaşılmasını ne pahasına olursa olsun engelleme çabasında.
Bu durum idari zaptu-rapt uygulamalarına zirve yaptırdı.
Gazeteler kapatılıyor, televizyon ekranları karartılıyor, sanal alemdeki hesaplar elden geçiriliyor, okullarda ise öğrencilere yönelik sorgu sual işin cabası.
Erken genel seçim havasına bürünen Türkiye’de seçmenler Twitter ve Youtube yönelik yasakların gölgesinde belediye başkanlıklarını değil, adeta hükümeti oyluyor.
Güven oylamasına dönüşen seçim sürecinde yaşadığımız, tanık olduğumuz ötekileştirme operasyonları değme CIA senaryolarına taş çıkartıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve çevresi ile bazı hükümet üyelerinin karıştığı iddia edilen yolsuzluklar sorgulamayı bırakın, sohbetlere bile konu edilemiyor.
Yaşanan gerilimde siyasilerin birbirlerine yönelik sert ve yıpratıcı açıklamaları toplumsal kutuplaşmayı tehlikeli noktalara sürükledi.
Ülke hızla bir cepheleşmeye kaydı.
Yıllar öncesinde kaldığını zannettiğimiz bilinçaltımızdaki korkular depreşti.
Avrupa Birliği ile ABD’den peş peşe açıklamalar geliyor.
Dost ülkeler kaygılı.
Hükümet temsilcilerinin yaptığı açıklamalara bakılırsa pazar günü bu sürecin sonuna gelindiğini düşünmek iyimser bir hayalcilik olacak.
Son olarak Suriye ile Türkiye arasında çıkabilecek ikili bir savaşa yönelik senaryoların ele alındığı ses kaydı kan donduracak nitelikte.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözleri bırakın senaryoyu, yaşanabilecekleri, göstermesi açısından ibretlik.
Dünya hayretler içinde.
Gidişe sessiz kalmayanların aylardır gazlandığı yetmiyormuş gibi, yitip giden gençlerin acıları yürek dağlıyor.
Toplumsal akıl sağlığımız tehlikede.
Hangi yöne yürüyeceğimizin seçimini yapmakta zorlanıyoruz.
Meydanlarda boy gösteren satırlı, kefenli fedailerin temsil ettiği değerler zincirinin önüne set çekmeye çalışan sağduyulu her insan tedirgin.
Olabileceklerin derin sessizliğinden ürker olduk.
Oluşan toz bulutu içinde yolumuzu arıyoruz.
Mustafa Kemal’in Türkiye'sinden acıları söylev yaptığımız bir başka ülkeye doğru koşar adım ilerlerken bir durup düşünmek gerek.
Atatürk’ün yolundan gayrı yol arayışlarının topluma ne kazandıracağını, bizlere ne fayda getireceğini iyi hesap etmeliyiz.
Oldukça hızlı akan yılların ardından son dönemece geldik.
Pazar günü yapacağımız tercih bu nedenle önemli.
Yarınlarımızda ne görmek istiyorsak onun seçimini yapacağız.
Şöyle bir soluklanıp derin nefes alarak iyi düşünelim.

İsmail KORKMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder