Dışişleri Bakanı Fidan Karadağ’da Türk iş dünyasının önünü dünyanın her yerinde yenilikçi girişimlerle açmaya devam edeceklerini belirtti

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Zirvesi’ne katılmak üzere bulunduğu Karadağ’ın başkenti Podgoritsa’da bir dizi görüşmelerde bulundu.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın ilk ziyareti Karadağ Başbakan Yardımcısı ve Boşnak Partisi Genel Başkanı Ervin İbrahimoviç ileydi. 

Boşnak Partisi’ni tarihi seçim başarısından dolayı tebrik eden Bakan Fidan, Karadağlı Boşnak kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceklerini belirtti. 

Hakan Fidan'ın ikinci durağı Karadağ Türk Ticaret Odası idi. Buranın açılışına katılan Bakan Fidan yaptığı konuşmada "Hükümet olarak daima her alanda, sizlere, iş adamlarımıza desteğimizi sürdüreceğiz'' dedi.

Karadağ'da Türk sermayeli yatırımların toplamının 344 milyon avroya ulaştığını belirten Fidan "Doğrudan yabancı yatırımlar bakımından Karadağ'da en üst sıralarda bulunmaktayız. Serbest Ticaret Anlaşması'nın kapsamının genişletilmesiyle geçtiğimiz yıl ikili ticaret hacmimiz 200 milyon doları aşmış bulunmaktadır. Ticaret adamlarımızın ortaya koyduğu 250 milyon dolarlık ticaret hacmi hedefimize bu yıl sonunda ulaşmayı öngörüyoruz. Ama biliyorum ki bu rakam sayın cumhurbaşkanlarımız için yeterli olmayacak" diye konuştu.
Karadağ'da özellikle enerji, turizm, altyapı, eğitim, sağlık, tarım, ormancılık, iletişim ve bilişim gibi alanlarda yatırım potansiyelinin olduğunu kaydeden Fidan, otoyol, demiryolu ve havaalanı yenilemesi gibi projelerin de halihazırda mevcut olduğunu belirtti.
"İş insanlarını bu vesileyle bu projelere odaklanmaya ve ihalelere katılmaya teşvik ettiğini" vurgulayan Fidan, sivil havacılık alanında da işbirliğini derinleştirdiklerini kaydetti. Fidan THY'nin Karadağ'a haftalık seferlerini artırdığını ve Pegasus Havayolları'nın da 19 Temmuz'da seferlere başlayacağını söyledi.
Geçen haftalarda Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Hizmet İhracatçıları Birliği ve THY ile verimli görüşmeler yaptıklarını belirten Fidan "Ekonomik gücümüz, milli güvenliğimiz ve ülke refahımızın en önemli unsurlarındandır. Hükümet olarak daima her alanda, sizlere, iş adamlarımıza desteğimizi sürdüreceğiz. 260 temsilcilikle dünyanın en geniş 5 diplomatik ağından birisine sahibiz. Çok kısa sürede bu sayıyı daha da yukarılara taşıyacağız" diye konuştu.
AA'nın aktardığına göre Fidan "Türk iş dünyasının önünü dünyanın her yerinde yenilikçi ve tesirli girişimlerle açmaya devam edeceklerini, bunu yaparken iş insanları ve ticaret odalarıyla çok yakın temas ve eşgüdüm içinde olmayı da sürdüreceklerini ve Türkiye'nin büyükelçiliğinin kapısının her zaman onlara açık olduğunu" bildirdi.

Bakan Fidan Karadağ programında yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyona da katıldı.
Karadağ İslam Birliği Başkanı Rifat Fejzic’in ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyonda Fidan’ın yanı sıra Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic, Meclis Başkanı Danijela Durovic ve Başbakan Dritan Abazovic ile çok sayıda davetli hazır bulundu.
Fejzic, resepsiyonda yaptığı konuşmada, kutsal topraklarda bulunan binlerde hacı adayı arasında 218’inin Karadağ’dan gittiğini belirterek, “Hepsi Allah için orada. Hz. Muhammed, ‘Siyahın beyaza, beyazın siyaha üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır’ buyurmuştur.” dedi.
Küçük diye betimlenen olguların insan hayatına değer kattığını dile getiren Fejzic, “Bir satıcının yüzündeki tebessüm günümüzü güzelleştirebilir. Komşumuzun verdiği selam, arkadaşımızın ikilemde kaldığımız bir konuda cesaret veren konuşması gibi. Kibar olmak, empati kurmak önemli.” diye konuştu.
Fejzic, her zaman adaletli olunması gerektiğini ifade ederek, “Adaletten Kur’an-ı Kerim de bahseder. Adaletin toplumda önemli bir yeri vardır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, Karadağ İslam Birliği Başkanı Fejzic, Fidan’a, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı döneminde restorasyonu yapılan Karadağ’daki Mehmet Fatih Medresesi’nin fotoğrafını hediye etti.

Yunanistan'da seçmen Kyriakos Miçotakis’in lideri olduğu Yeni Demokrasi Partisi'ne bir dönem daha yetki verdi

Yunanistan’da hükümetin kurulamamasının ardından ikinci kez düzenlenen genel seçimlerde oyların yüzde 97’den fazlası sayıldı. Resmi olmayan sonuçlara göre oyların yüzde 40,5’ini alan Kyriakos Miçotakis’in lideri olduğu Yeni Demokrasi Partisi seçimin galibi oldu.

Yunanistan’da 21 Mayıs’ta düzenlenen genel seçimlerin ardından hiçbir partinin hükümeti kurma görevini kabul etmemesi sonrası ikinci kez düzenlenen genel seçimde oyların yüzde 97’den fazlası sayıldı. Resmi olmayan sonuçlara göre eski Başbakan Kyriakos Miçotakis’in lideri olduğu Yeni Demokrasi (ND) Partisi oyların yüzde 40,5’ini alarak seçimin galibi oldu. ND, 300 sandalyeli parlamentoda 158 sandalye kazanarak parlamentoda çoğunluğu sağladı.

"SIKI ÇALIŞMALARIMIZ YENİDEN BAŞLIYOR"

Miçotakis yaptığı açıklamada, "Yunan halkı istikrar, yeterlilik, hızla büyüyen bir ekonomi, Avrupa ve ötesinde güvenilir bir ortak olarak itibar inşa eden bir hükümet için oy kullandı. Onların desteğini hafife almıyorum. Cesur reform yolculuğumuzda sıkı çalışmalarımız yeniden başlıyor" dedi.

Aleksis Çipras liderliğindeki Radikal Sol Koalisyon - İlerici İttifak’ı (SYRIZA) oyların yüzde 17,8’ini alarak 47 sandalye, Panhelenik Sosyalist Hareket’in (PASOK) oyların yüzde 11,8’ini alarak 32 sandalye, Yunanistan Komünist Partisi’nin (KKE) oyların yüzde 7,6’sını alarak 20 sandalye, Spartalılar Partisi oyların yüzde 4,6’sını alarak 13 sandalye, Helen Çözümü (EL) oyların yüzde 4,4’ünü alarak 12 sandalye, NİKİ oyların yüzde 3,7’sini alarak 10 sandalye ve Özgürlük Rotası oyların yüzde 3,1’ini alarak 8 sandalye kazandı.

YÜZDE 25’İ GEÇEN PARTİYE BONUS SANDALYE

Geçtiğimiz mayıs ayında nisbi seçim sistemine göre yapılan seçimlerde hiçbir partinin yüzde 46'lık oy oranına ulaşamaması sonrası parti liderleri koalisyon hükümeti kurmayı reddetmişti. Bugün düzenlenen genel seçimlerde ise oyların en az yüzde 25'ini alarak birinci gelen parti fazladan 20 sandalye kazanırken, her yarım puan için bir sandalye daha eklendi. Seçiminin galibi olan ND oyların yüzde 40'ını alarak 50 tane fazladan sandalye kazanmış oldu.

4 TÜRK ADAY PARLAMENTOYA GİRDİ

Yunanistan’da düzenlenen genel seçimlerde resmi olmayan sonuçlara göre Batı Trakya'dan 4 Türk aday parlamentoya girdi.

Rodop ilinde Radikal Sol İttifaktan (SYRIZA) Özgür Ferhat, PASOK Partisinden de geçen yıl Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulundan ihraç edilen İlhan Ahmet seçildi.

İskeçe ilinde ise SYRİZA'dan Hüseyin Zeybek ve PASOK'tan Burhan Baran parlamentoya girmeyi başardı.

SYRIZA, Rodop'ta yüzde 33,8 ile birinci parti olurken, İskeçe ilinde ise Yeni Demokrasi Partisi yüzde 30,49 ile ilk sıraya yerleşti.

İzmir Türk ve Balkan medyasına ev sahipliği yapacak

Balkan Stratejik Araştırma Merkezi (BASAM) Başkanı Rıfat Sait, proje partneri Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) ile birlikte yapacakları İçişleri Bakanlığının da desteklediği 'Türk Medyası Balkan Buluşmaları' konu başlıklı panel Eylül ayında İzmir'de yapılacağını açıkladı.

Projenin imza töreni İzmir Valiliği'nde gerçekleştirilirken, konu hakkında bilgi veren BASAM Başkanı Sait, proje ile Türkiye ve Balkan Medyasının büyük buluşmasının sağlanacağını vurgulayarak "Proje kapsamında Balkan ülkelerindeki medya temsilcileri ve gazetecileri BASAM’ın ev sahipliğinde İzmir'de ağırlıyacağız. Projenin hazırlanmasında emeği olan BASAM Genel Sekreteri Sevilay Sait, TİMBİR Başkanımız Süleyman Basa ve proje koordinatörü Abdurrahman Aksu’ya ayrı ayrı teşekkür ederim. Hayırlı olsun" açıklamasında bulundu. 

(Ege Lobisi)

İstanbul Anadolu Yakası topraklarının üçte biri aralarında Bursalı varislerinde olduğu Boşnak asıllı Rumeli Balkan göçmenlerine ait

İstanbul Anadolu yakasındaki 125 milyon metrekarelik arazinin sahipleri Karamürselli bir boşnak sülalesi olduğu öğrenildi.

2012 yılında Türkiye Cumhuriyetinin en büyük miras davasını açanlar arasında 80 kişilik Karamürselli boşnak sülalesi oldu.

İstanbul Anadolu Yakasındaki toprakların üçte birinin sahibi olduğu osmanlı tapusu ile belgelen 165 mirasçı arasında Ömer Öztürk, İbrahim Öztürk, Ali Öztürk, Mustafa Konuş, Barış Konuş olmak üzere Karamürsel den toplam 80 adet boşnak ile Bursa nın ilçelerinde de mirasçılar yer alıyor.

Karamürsel de geçtiğimiz günlerde bir cafe ve bistro da İstanbul barosuna ait 20 avukat ile tüm mirasçılar bir araya geldi.

Avukatlar edinilen bilgilere göre, Türkiye Cumhuriyetin en büyük miras davasının son aşamasına gelindiği ifade edildi.

İstanbul Kartal 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 16 Mayıs 2012’de başladı. Alemdağ, Sultanbeyli, Kurtköy, Paşaköyü, Büyükbakkalköy ve Samandra’yı kapsayan, içinde Emirli ile Ömerli Barajı’nın da bulunduğu 125 milyon metrekarelik arazinin kendilerine ait olduğunu öne süren 165 kişi yargıya gitti. Maliye Hazinesi ve Orman Genel Müdürlüğü’nün ya araziyi ya da 15 milyar TL değerindeki bedeli ödemesini isteyen davacılar arasında dönemin Demokrat Partili siyasetçiler, hakimler ve avukatlar da var.

İLK SAHİP FRANS FİLİPSON

Arazikerin öyküsü ilginç.Söz konusu 86 parça taşınmaz, 1911’de dönemin Denizcilik Bakanı Hasan Hüsnü Paşa'nın oğlu Hilmi Bey tarafından Yahudi asıllı Frans Filipson’a satılmış. Flipson ölünce mirasçıları 1 Mart’a 1954’te arazileri elden çıkarmış. Ancak araziyi satanlar, tapu devri için gelmeyince tescil işlemi yapılamamış. Alıcılar davacı olmuş. Eyüp Asliye Hukuk Mahkemesi, 22 Mart 1954’te araziyi yeni sahipleri adına tescil kararı vermiş. 165 kişinin ortak avukatı Ali Elbeyoğlu, bundan sonraki süreci şöyle anlatıyor:

ANAYASAYA AYKIRI

Taşınmazlar satın alındıktan sonra kadastro çalışmaları yapılmış ancak kesinleşmiş mahkeme kararı uygulanmamış. Taşınmazların tamamı Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edilmiş. Bunun üzerine malikler dava açmışlar. Kartal 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi, dava konusu tüm taşınmazların davacıların tapuları kapsamında olduğu yönünde karar vermiş ve Maliye Hazinesi adına yapılan tescili iptal etmiş. 14 milyon 136 bin 817 metrekarelik kısım davacılar adına, 7 bin 368 bin 483 metrekarelik kısım devlet ormanı olarak tescil edilmiş. Müvekkillerine ait arazilerin yüzde 85’lik kısmının tescili harici bırakılmış. Kalan bölüm ise Maliye Hazinesi ya da üçüncü kişiler adına tescil edilmiş.

Kadastronun bu uygulaması anayasaya aykırı. Tüm kişi ve kurumlar mahkeme kararlarını uygulamakla yükümlüdür. 

Biz bu taşınmazların orman sınırları içinde kalıp kalmadığının belirlenmesini, tarafımıza ait tapuların sınırları içinde kaldığından müvekkillerimin adlarına hisseleri oranında tescil edilmesini bekliyoruz. Müvekkillerim, mülkiyet hakkı hiçe sayılarak arazilerin bir kısmına da el konulmak suretiyle büyük zarara uğratılmış. Bu zararın telafisi için 2B vasfındaki yerlerle ilgili müracaatlar yapıldı. Dava devam ediyor. Uygulanmayan tapularımızın da adımıza tescili için tapu iptal ve tescil davaları açtık. Mücadelemiz sürecek.

165 kişinin avukatı Ali Elbeyoğlu arazinin sınırlarını şöyle tarif ediyor:

1 – Kuzeyde Alemdağ’dan başlıyor. Güneydoğu’ya doğru Paşa Köyü, Emirli Köyü ile Ömerli Barajı’nın bir kısmını içine aldıktan sonra güneye inerek Kurtköy’e ulaşıyor.

2 – Daha sonra güneybatıya dönerek Şeyhli’ye oradan Velibaba’ya ve oradan da Yakacık’a ulaşıyor.

3 – Tekrar kuzeye dönerek Tavşantepe’nin 500 metre batısından Büyükbakkalköy-Samandra’ya, oradan tekrar başladığı yere Alemdağ’a uzanıyor.

(Kaynak Boşnak Haber)

Rusya'daki askeri isyan anlaşma sağlanması ile sona erdi

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukoşenko'nun girişimiyle Rusya'da başlayan askeri isyan sona erdi. Varılan anlaşmaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Wagner lideri Yevgeni Prigojin'e ülkeden ayrılma izni verdiği belirtildi. 

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in Belarus'a gideceğini, ona ve savaşçılarına yöneltilen suçlamaların düşürüleceğini açıkladı.

Peskov, önce Rusya devlet medyasında yayımlanan haberi, kamuoyuna yaptığı açıklamayla doğruladı. Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukoşenko'nun girişimiyle varılan anlaşmanın detaylarını duyuran Peskov, Lukoşenko'nun Prigojin'i yaklaşık 20 yıldır tanıdığını ve liderleri Vladimir Putin'in onayıyla arabuluculuk yapmak istediğini söyledi.

Rusya'da bugün yaşananları "trajik" olarak nitelendiren Peskov, "Anlaşmayla ilgili olarak size şu anda söyleyebileceğim başka koşul yok" dedi.

Dmitry Peskov Wagner'in paralı savaşçılarının üslerine dönmesi için varılan anlaşma gereği bu savaşçılardan bazıları, istemeleri halinde, Rusya Savunma Bakanlığı ile sözleşme imzalayacak. Peskov bu konuda yaptığı açıklamada "Bu, yürüyüşe katılmayanları ilgilendiriyor. Geri kalan savaşçılar da, cephedeki liyakatleri göz önünde bulundurularak yargılanmayacak. Onların cephedeki kahramanlıklarına her zaman saygı duyduk. Bu saygıyı her zaman muhafaza edeceğiz" dedi.

Wagner lideri Prigojin, isyanlarla ilgili olarak, "Bu bir darbe girişimi değil, Adalet Yürüyüşü" demişti.

Prigojin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov'un "kendisine teslim edilmesini" talep etmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise daha önce "silahlı isyana katılan herkesi cezalandırma" sözü vermişti.

Peskov ise "Anlaşmayla, çok daha büyük bir hedef olan, çatışmanın ve kan dökülmesinin önlenmesi sağlandı" dedi.

Rus Tass haber ajansı, Wagner birliklerinin Rostov-on-Don kentinden çekilmeye başladığını bildirdi.

Tass'a göre, savaşçıları taşıyan dört kamyonet kentten ayrıldı ancak tanklar ve diğer ağır zırhlı araçlar hala şehirde.

Rusya'nın güneyindeki Rostov-on-Don kenti,Wagner'in "silahlı isyanının" merkezindeydi.

Wagner bünyesindeki paralı askerler günün ilk saatlerinde kente girmişti.

Savaşçıların, Rus ordusunun bölgedeki komuta merkezini ele geçirdiği bildirilmişti.

Sosyal medyada gün boyu kentte patlamalar ve silah sesleri duyulduğuna dair haberler ile Wagner savaşçılarının şehir merkezinde poz verdikleri videolar yayımlanmıştı.

Çeçen birliklerin Wagner'in paralı askerleriyle savaşmak üzere Rostov-on-Don'a gittikleri yönünde haberler de yayımlanmıştı.

Reuters haber ajansı, Wagner lideri Pdigojin'in Rostov'da bir askeri karargahtan çıkarken görüldüğü bir fotoğrafı yayımladı.

Wagner birliklerinin kontrolünde olduğu belirtilen Rostov kentinden isyancı askerlerin geri çekildiğini doğrulayan fotoğraflar geliyor.

Wagner'e ait askeri araçların bir araya geldiği ve konvoylar oluşturduğu noktalarda, şehir sakinlerinin de toplanarak Wagner lehine tezahürat yaptığı duyuluyor.

Ancak kentteki sivillerin Wagner'e Ukrayna savaşındaki eylemleri dolayısıyla mı yoksa isyan harekatı nedeniyle mi destek gösterdiği net değil.

Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in konu hakkında Telegram hesabında yaptığı ve çok kısa sürede 3 milyondan fazla kişinin izlediği açıklama şöyle:

"Wagner askeri şirketini dağıtmak istediler. Biz de bunun üzerine 23 Haziran'da Adalet Yürüyüşü'ne çıktık. 24 saat içinde Moskova'ya 200 kilometre yaklaştık. Bu süre zarfında savaşçılarımızın burnu bile kanamadı. Şimdi ise kan dökülebilecek ana geldik. Rus kanı dökülmesinin sorumluluğunu almıyoruz. Birliklerimiz ilerleyişlerini durduruyor ve onları planladığımız gibi üslerine geri gönderiyoruz." 

Rusya'da darbe girişimi: Putin'in göz yumduğu paralı asker grubu Wagner, Rus ordusuna baş kaldırdı!

Rus paralı askerleri Wagner ile Rus hükümeti arasında yaşanan büyük kriz Rusya'da' darbe girişimine neden oldu. 
Moskova'da tanklar sokağa çıkarken Canlı yayında açıklamalar yapan Devlet başkanı Vladimir Putin "Hainlere gereken yanıtı vereceğiz" dedi.

Putin açıklamalarında; "Dış düşmanlarımız birliğimizi yok etmeye çalışıyorlar. Devletimizi savunmaya hazırız. Bu yapılan tam hainliktir." ifadelerini kullandı. Putin bunu yapanların cezalarını çekeceklerini de belirtti. Öte yandan Putin'in Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukashenko'yla telefonda görüştüğü belirtildi.
Ukrayna sınırına yakın Rus bölgelerinde ise yoğun güvenlik tedbirleri alındığı gözlenirken, Rusya'ya meydan okuyan Wagner'in kurucusu Prigojin "Rostov'da askeri havaalanı dahil askeri tesisler de kontrolümüzde bulunuyor. Karargah çalışıyor" açıklamalarında bulundu. 
Rusya Savunma Bakanlığı'ndan konuya ilişkin son dakika açıklama geldi. Açıklamada, "Prigojin ve taraftarlarının yaptıkları silahlı isyandır" denildi. 
Rusya Savunma Bakanlığı'na karşı aylarca açıklamalarda bulunan Wagner lideri, Rusya ordusunun liderlerine karşı alışılmışın dışında bir açıklama yaparak onları "durduracağını" söyledi ve Rus vatandaşlarından sakin kalmasını istedi.

"Bu ülkenin ordusunun getirdiği kötülük durdurulmak zorunda"

Sözcüleri tarafından yayınlanan ses kaydında Prigojin, "Savunma Bakanlığı'na taviz vermeye hazırdık, silahlarımızı bırakacaktık. Bugün verilen sözlerin bozulduğunu görüyoruz. Kamplarımıza füze saldırıları yaptılar" dedi. Prigojin, "Wagner'in komutanlar konseyi bir karar verdi. Bu ülkenin ordusunun getirdiği kötülük durdurulmak zorunda" dedi ve Ruslara karşı "kendilerine direnmeme" çağrısı yaptı. Wagner lideri, "Biz 25 bin kişiyiz, ve bu ülkede neden tamamıyla kanun tanımazlık olduğuna bir bakacağız" dedi.

"Eylemlerimiz orduya engel değil. Rus askerlerinin birçoğu bizi destekliyor"

Wagner'in buna karşılık vereceğini vurgulayan Prigojin, şöyle devam etti:
"Wagner konseyi karar aldı. Ülkemizin askeri yönetiminin yaptığı kötülüğün durdurulması gerekiyor. Bugün adamlarımızı öldüren ve 10 binlerce Rus askerin ölümüne neden olanlar cezalandırılacak. Herkesi buna karşı koymamaya çağırıyorum. Karşımıza çıkanı tehdit olarak kabul edeceğiz ve anında yok edeceğiz. Yolumuzu kesmeye çalışmayın. Başlattığımızı sonlandırdıktan sonra tekrar cepheye döneceğiz ve ülkemizi korumaya devam edeceğiz. Askerlerimizi öldürenleri yok edeceğiz ve adaleti sağlayacağız. 25 bin insanımız var ve ülkedeki kaosu çözmeye gidiyoruz. 25 bin kişilik taktik ve stratejik gücümüz bekliyor. Herkesi bize katılmaya davet ediyorum. Bu bir askeri darbe değil. Bu adalet harekatıdır. Eylemlerimiz orduya engel değil. Rus askerlerinin birçoğu bizi destekliyor. Bize destek mesajları gönderiyor."
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun, "Wagner'i yok etmek amacıyla operasyon düzenlemek için Rostov bölgesine geldiğini ve topçu birlikleri ile hava kuvvetlerini bunun için kullandığını" da savunan Prigojin, bölgede savaşta ölen 2 binden fazla Rus askerinin cesetlerinin bulunduğunu ve kayıplarının gizlendiğini öne sürdü. "Biz darbe yapmıyoruz" diyen Prigojin, "Bir adalet yürüyüşü yapıyoruz. Hamlelerimiz sıradan Rus askerlerini tehlikeye atmıyor" ifadelerini kullandı. 

FSB devreye girdi

Rusya Ulusal Terörle Mücadele Komitesi'nden yapılan açıklamada ise Prigojin'in açıklamalarının gerçek olmadığı kaydedilerek, "FSB silahlı isyan çağrısında bulunulmasına karşı ceza davası açtı. Gayrimeşru eylemlere derhal son verilmesini talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı. Rus Güvenlik Servisi, Wagner üyelerine "Prigojin'i yakalayın" çağrısı yaptı. FSB'den yapılan açıklamada, Prigojin'in açıklamaları ve eylemlerinin, "silahlı bir iç çatışmanın başlatılması için çağrı" olduğu bildirdi.
Prigojin'in açıklamaları nedeniyle ceza davası açıldığı hatırlatılan açıklamada, "Wagner'i savaşçılarını hata yapmamaya, Prigojin'in suç içerikli emirlerine uymamaya ve yakalamaya çağırıyoruz" denildi.
Rusya Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ise, "Prigojin'in Rusya'da silahlı isyan düzenleme yönündeki eylemlerine ilişkin başlatılan soruşturma yasal ve doğrudur. Eylemleri değerlendirilecek." ifadelerine yer verildi.

Moskova'da güvenlik önlemleri artırıldı

Rus devleti ile güvenlik şirketi Wagner arasındaki kriz nedeniyle Moskova'da güvenlik önlemleri artırıldı.  Moskova'daki önemli tesisler, devlet kurumları ve ulaşım altyapı tesislerinin tamamı güçlü koruma altına alındı. Sosyal medyada, Moskova caddelerinde askeri araçların varlığına ilişkin görüntüler paylaşılıyor.

Moskova yolunda sıcak çatışma! Wagner güçleri, Rus ordusuna ait 1 uçak ve 2 helikopter düşürdü

Bu arada Rusya'da Putin yönetimine karşı isyan başlatan paralı ordu Wagner, Rostov kentinden sonra Moskova'ya ilerlemeye başladı. Voronej'de çatışmalar başlarken Wagner lideri Prigojin "İç savaş resmen başladı" dedi. Rus hava kuvvetlerinin saldırılarına karşın Wagner güçleri, Rusya'ya ait 1 uçak ile 2 helikopteri düşürdü.
Öte yandan Rus Hava Kuvvetleri, Voronej'den Moskova'ya doğru ilerleyen Wagner Grubu askeri konvoyunu vurmaya başladı. Moskova'yı ele geçirmek hedefiyle Voronej üzerinden kuzeye doğru ilerleyen Wagner askerleri, karşı saldırıya geçti. Bölgede çatışmalar yaşanırken Wagner lideri Prigojin, Hiçbir Wagner savaşçısı kendisini suçlu görerek devlet başkanı veya FSB'nin talebiyle teslim olmak niyetinde değil. Vatana ihanet hususunda Devlet Başkanı (Putin) tamamen yanılıyor. Biz vatanseveriz. Savaştık ve savaşıyoruz. İç savaş resmen başladı" dedi. 
Voronej Valisi ise "Bölgede askeri operasyonlar başladı" diyerek çatışma haberlerini doğruladı. Öte yandan Wagner güçleri tarafından Rus ordusuna ait düşürülen helikopterin görüntüsü de paylaşıldı.

Wagner'in isyanı sonrasında Rostov'da askeri hareketlilik sürüyor

Rus yönetimine karşı isyan başlatan Wagner Grubunun girdiği Rostov ve Voronej'de askeri hareketlilik devam ediyor. Rostov bölgesi Rostov-na-Donu şehrindeki Rus Güney Askeri Bölge Karargah binasını kuşatan Wagner savaşçıları, sokaklardaki kritik noktalarda nöbet tutuyor.
Bölgeden çekilen bazı görüntülerde, Wagner savaşçılarının şehrin sokaklarında zırhlı araçlarla nöbet tuttuğu, halkın ise rahatça hareket ettiği görülüyor. Görüntülerde vatandaşların savaşçılarla sohbet ettiği ve zırhlı araçların üzerine çıkarak fotoğraf çektirdiği gözleniyor.
Bölgede zaman zaman patlama seslerinin geldiği iddia ediliyor. Sosyal medyada paylaşılan ve Rostov-na-Donu'da çekildiği öne sürülen bazı görüntülerde ise kentte meydana gelen patlama sonrasında insanların sokakta koşuştuğu görülüyor.
Wagner'in girdiği bir diğer bölge Voronej'de ise bir petrol deposunda yangın çıktı. Yangının sebebi hususunda açıklama yapılmazken yangına 100'den fazla ekip ve 30'dan fazla itfaiye aracıyla müdahale edildi.
Sosyal paylaşım sitelerinde, kara yollarında hareket eden askeri araçlara havadan saldırılar yapıldığına ilişkin görüntüler paylaşılıyor. Yine sosyal paylaşım sitelerinde Rus ordusuna ait uçak ve helikopterlerin Wagner üyeleri tarafından düşürüldüğü yönünde görüntüler paylaşılıyor ve iddialar dillendiriliyor.
Ülkenin pek çok bölgesinde güvenlik önlemleri artırılırken başkent Moskova'da ise durum sakin ve hayat normal akışıyla sürüyor.

Yunanistan Çamerya katliamı nedeniyle İzmir'de de kınandı

Yunanistan Arnavutların yaşadığı Epir / Çameria ( Çamerya ) bölgesinde yaptığı insanlık dışı soykırım ve katliamın 79. yıldönümünde protesto edilmeye devam ediyor. Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu'na bağlı federasyonlar ile dernekler tarafından düzenlenen kınama etkinlikleri kapsamında Edirne'nin ardından İzmir'de de Yunanistan konsolosluğuna siyah çelenk bırakıldı. Yunanistanlı siyasilerin ikiyüzlülüğünü tüm dünyaya göstermek ve hatırlatmak için gerçekleştirilen eylem Balkanlarda yaşanan bu insanlık dramına dikkat çekmeyi amaçlıyor. 1944 yılında Yunanistan'ın Güneybatı Balkanların bölgelerinden Çamlık'ta (Çamerya)'da Arnavutlara karşı hayata geçirdiği katliam ve soykırımda 2 bin 900 erkek, 214 kadın, 96 çocuk yaşamını yitirirken 745 kadına da tecavüz edilmişti. 68 köyde 5 bin 800 evin de yakıldığı olaylar nedeniyle Arnavutluk parlamentosu bu günü ve yaşananları soykırım olarak ilan etmişti. Bu nedenle Yunanistan her yıl Haziran ayında Çamerya'da yaşanan bu insanlık dışı olaylar nedeniyle protesto ediliyor ve Yunanistan konsolosluklarına aktivistler tarafından siyah çelenk bırakılıyor.