19 Aralık 2020 Cumartesi

YUNANİSTAN RODOS KONSOLOSLUK GÖREVLİMİZİ TUTUKLADI

Yunanistan, Türkiye'nin Rodos Başkonsolosluğu'nda görevli Sözleşmeli Sekreter Sebahattin Bayram'ı, gemi fotoğrafları çektiği gerekçesiyle casusluk iddialarıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutukladı. Bir hafta sorgulanan Bayram'ın yanı sıra bir Yunan vatandaşı da gözaltına alındı.
Türk Dışişleri Bakanlığı, Bayram'ın tutuklanmasına tepki göstererek olayı kınadı. Bakanlık açıklamasında:
"Yunan vatandaşı personelimizin tutuklanmasına giden süreçte Yunanistan tarafından, Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan özgürlük ve güvenlik hakkı ile özel ve aile hayatına saygı hakkı ihlal edilmiştir. Yunan medyası tarafından olaya ilişkin yapılan ve suçsuzluk karinesi ihlal edilerek adı geçen personelimiz ve ailesi ile Yunanistan'daki temsilciliklerimizi ve çalışanlarını hedef  haline getiren yayınlar da kaygıyla karşılanmaktadır" dendi. 
Yunanistan Polisi, geçtiğimiz hafta Yunanistan vatandaşı Bayram ve Rodos ve Meis arasında sefer yapan bir feribot çalışanını gözaltına almıştı. Üst düzey bir polis yetkilisi, söz konusu kişilerden birinin Ege Denizi’ndeki Yunan ordusuna ait silahlı kuvvetlerin hareketlerini fotoğrafladığını öne sürmüştü.

18 Aralık 2020 Cuma

YUNANİSTAN PARASINI ‘HAVAYA’ YATIRDI

Yunanistan'ın, 18 Rafale savaş uçağı için Fransa'ya 2,3 milyar avro ödeyeceği bildirildi. Hükümet Sözcüsü Stelyo Petsas, düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında, Fransa'dan satın alınacak Rafale uçaklarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yunanistan'ın, 1,92 milyar avro karşılığında 6 adet yeni ve 12 adet ikinci el Rafale satın alacağını belirten Petsas, bu uçakların ekipmanları için de ayrıca 400 milyon avro ödeyeceklerini dile getirdi. Petsas, Fransa'dan ilk teslimatı gelecek yılın temmuz ayında alacaklarını kaydederek, 18 uçağın tamamının 2023 yılının ortası itibarıyla ülkeye gelmiş olacağını aktardı.

SİLAHLANMAYA AYRILAN PAY 5 KAT ARTTI

Doğu Akdeniz ve Ege'deki gerilimin gölgesinde Atina yönetimi, yıllardır içinde olduğu mali zorluklar, kemer sıkma politikaları ve Avrupa Birliği'nin (AB) desteği sayesinde zorlukla ayakta durabilen ekonomik tablosuna rağmen 2021 için bütçeden silahlanmaya ayırdığı payı 5 kat artırma yoluna gitmişti. Savunmaya 2021 için 5,49 milyar avro, savunma harcamalarındaki silahlanma kalemlerine ise 2,5 milyar avro pay ayırdığını açıklayan Atina'nın askeri harcama planı son 11 yılın en yüksek düzeyine ulaşmıştı. Başbakan Kiryakos Miçotakis, Fransa'dan alınacak Rafale uçakları için yakında bu ülkeyle resmi anlaşmanın imzalanacağını açıklamıştı. Yunanistan bütçe hedeflerine göre bu yıl ekonomisinin yüzde 10,5 daralacağını öngörüyor. (HABERTÜRK)

RUSYA ‘’BALKANLARDA BEN DE VARIM ‘’ DEDİ

Balkan ülkeleri Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'a resmi ziyaretlerde bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, hem eylemleri hem de söylemleriyle ülkesinin bölgedeki başlıca aktörlerden olmak istediği mesajını verdi.

 

Avrupa Birliği'nin (AB) doğal genişleme alanı olan ve özellikle Joe Biden'ın ABD'deki seçimi kazanmasının ardından yakın gelecekte ABD'nin de dış politikadaki önemli odak noktalarından biri olması beklenen Balkanlar'a üç günlük ‘mini’ ziyaret gerçekleştiren Lavrov, buradan hem AB'yi hem de ABD'yi eleştiren mesajlar vermekten de geri kalmadı. Bosna Hersek ziyaretinin ilk gününde ülkedeki Sırp temsilcilerle bir araya gelen ve görüşmenin yapıldığı salonda Bosna Hersek bayrağı olmaması sebebiyle tepki çeken Lavrov, bir sonraki durağı Sırbistan'da ise uçağa binerken bölgede "Çetnik hareketi" olarak da bilinen üç parmağını göstermesi ile Rusya'nın bölgedeki doğal müttefikinin Sırplar olduğunun açık mesajını verdi.

LAVROV’DAN SIRPLARA ÇETNİK MESAJI 

Gerek dini ve tarihsel, gerekse de etnik sebeplerden dolayı Rusya'nın Sırpların yanında yer alması hiç kimseyi şaşırtmasa da Lavrov'un Bosna Hersek'teki ayrılıkçı Sırplarla görüşmesi, yaşanan bayrak krizi ve son olarak da her ne kadar dini bir sembol olsa da Balkanlar'da sayısız katliamlar gerçekleştirmiş bir grupla özdeşlemiş "üç parmak" hareketini yapması sert eleştirilere sebep oldu. Ayrıca, Lavrov'un Bosna Hersek'teki temasları kapsamında ayrılıkçı söylemleriyle tanınan Sırp lider Milorad Dodik'in yakın müttefiki Hırvat siyasetçi Dragan Covic ile görüşmesi de bu görüşmenin ne maksatla yapıldığının sorgulanmasına yol açtı.

Sırbistan ziyaretinde, Kosova konusuna da değinen Lavrov, AB'nin Kosova meselesinde sorumluluklarını yerine getirmediğini söylerken, Hırvatistan'da ise AB ile iyi ilişkilere sahip olmasalar da üyesi Hırvatistan ile "iyi anlaştıklarını" ifade etti. Lavrov'un Hırvatistan temaslarındaki bir diğer dikkat çekici nokta ise Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman'ın görüşmede "Balkanlar'da ve bilhassa da Bosna Hersek'teki durumu" ele aldıklarını söylemesi oldu. Hırvat Bakan'ın "Bosna Hersek'teki durumdan" kastı neydi ve Rusya ile Hırvatistan'ın bununla ne ilgisi olabilirdi? Tam da Lavrov'un Hırvatistan'da olduğu saatlerde yerel seçim kampanyası için Mostar'da bulunan Boşnak lider Bakir İzetbegovic ise Lavrov'un Bosna Hersek ziyareti ile ilgili yöneltilen bir soruyu cevaplarken, "Rusya'nın radikal bir şekilde Bosna Hersek'in iç işlerine karıştığını" ifade etti.

RUSYA OLUŞAN BOŞLUĞU DOLDURUYOR

Uluslararası Saraybosna Üniversitesinden (IUS) Prof. Dr. Mirsad Kariç, ise konu hakkında  yaptığı değerlendirmede, Rusya'nın tarihine bakıldığında Sovyetler Birliği'nin mirasını devraldıklarının ve nükleer güç olduklarının görüldüğünü aktararak, ekonomik açıdan ABD ya da Çin ile kıyaslanamayacak kadar kötü durumda olsalar da kendi tarihlerini ve nükleer güç olmalarını sürekli kullandıklarını söyledi. Kariç, Bosna'daki savaş yıllarının Sovyet Birliği'nin dağılmasından hemen sonrasına denk geldiğini anımsatarak, Rusya'nın bu dönemde hem siyasi hem de ekonomik anlamda çok zayıf olduğuna dikkati çekti. Aynı dönemde ABD'nin dünya siyasetinde lider rolü üstlendiğini kaydeden Kariç, tüm bunlara rağmen Rusya'nın o dönemde dahi Bosna Hersek ile ilgili BM'de alınacak birçok önemli kararı veto ettiğini hatırlattı. Kariç, 2003-2004 yıllarına kadar Rusya'nın hala dünya siyasetinin liderleri arasında olmadığını ancak 2003-2008 yıllarında petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki hızlı artışla Rusya'nın ekonomik olarak da iyileşmeye başladığını belirterek, Avrupa'nın ortak bir dış politikaya sahip olmaması, ABD'nin ise iç meseleler ve Orta Doğu'daki konularla meşgul olması ile Balkanlar'ın büyük oranda boş bırakıldığını dile getirdi. Uluslararası ilişkilerde asla boşluğa yer olmadığını vurgulayan Kariç, "Ne zaman bir boşluk olsa birileri bu boşluğu doldurur. Tam da bu dönemde AB ve ABD'nin kendi meselelerine ağırlık vermesiyle Balkanlar'da ve bilhassa Bosna Hersek'te oluşan boşluğu büyük oranda Rusya doldurmaya başlamıştır." dedi.

MOSKOVA ‘’BİZ GERİ DÖNÜYORUZ’’ 

Kariç, Rusya'nın ne Sırbistan'da ne de Bosna Hersek'te herhangi bir ekonomik çıkarı olduğunu belirterek, Rusların bu bölgeyi Batı'ya karşı tampon bölge olarak gördüğü ve "biz geri dönüyoruz" mesajı vermek istediklerini ifade etti. Rusya'nın dondurulmuş krizlerin olduğu bölgeleri kullanmak istediğine ve yakın geçmişte savaş yaşamış Bosna Hersek'in de bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Kariç, Avrupa Konseyinin geçmişteki bazı kararlarının Bosna Hersek ve Sırbistan'da yürürlüğe girmemesinin, Rusya'nın Sırbistan ve Bosna Hersek içindeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti üzerinden amaçlarını yerine getirdiğini gösterdiğini vurguladı.  Kariç, bölgede sürekli istikrarsız ortamın Rusya'nın istediği bir şey olduğuna işaret ederek, "Mesela AB tarihinde de çatışmalar vardır. Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkeler bunun artık böyle süremeyeceğine karar verdiklerinde bugünkü konumlarına geldiler. Rusya da Sırp, Hırvat ve Boşnaklar bir gün barış içinde yaşamaya başlarsa bunun ülkeyi Batı'ya kaydıracağının farkında." değerlendirmesinde bulundu.

KAŞLI "RUSYA, BATI'NIN BOSNA HERSEK'TEKİ

YAPICI POLİTİKALARINA ZARAR VERMEK İSTİYOR"

Lavrov'un temaslarını değerlendiren Boşnak gazeteci Amina Şeçeroviç Kaşlı ise, Bosna Hersek'in bugüne kadar dostça gelen herkese her zaman kapısının açık olduğunu gösterdiğini belirterek, ancak devletin kurallarına uymayan ve devlete saygı göstermeyenlere her daim gereken tepkinin verildiğini kaydetti. Bosna Hersek'in birçok handikabına rağmen en zor zamanlarda dahi onurunu ve gururunu kaybetmediğini vurgulayan Şeçeroviç Kaşlı, yaşanan bayrak krizinden sonra Lavrov ile görüşmeyi reddeden Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Sefik Dzaferovic ile Zeljko Komsic'in de bu gururlu duruşu sergilediğini söyledi. Lavrov'un Bosna Hersek ziyaretinde ülkeyi küçük düşürdüğünü ve varlığına saygısızlık yaptığını savunan Şeçeroviç Kaşlı, Lavrov’un devlet düzeyinde olması gereken ziyareti kapsamında önce Sırp temsilcilerle görüştüğünü ve bu görüşmenin salonunda Bosna Hersek bayrağı bulunmadığını, ayrıca Rus Bakan'ın Konseyin Hırvat üyesinden önce ülkedeki Hırvat siyasi partisinin lideri ile görüşmesinin de kabul edilir bir davranış olmadığını dile getirdi. Şeçeroviç Kaşlı, Lavrov'un Sırbistan'dan ayrılırken "Çetnik hareketi" yapmasının ise aslında Bosna Hersek'te yaşananların planlı olduğunu ve önemli bir mesaj içerdiğini de gösterdiğini kaydetti.

YIKICI SİYASET ANLAYIŞI AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR

Sadece Bosna Hersek'in değil, tüm Balkanlar'ın Rusya için oldukça önemli bir bölge olduğunu vurgulayan Şeçeroviç Kaşlı, "Daha önce Rusya'nın Kuzey Makedonya, Karadağ ve Kosova'da da olumsuz politikalar izlediğini gördük. Bosna Hersek'te yaptığı bu yıkıcı siyaset anlayışı da boşuna değil." ifadelerini kullandı. Özellikle Biden'ın seçilmesinden sonra Bosna Hersek'in ABD'den beklentisinin de arttığına dikkati çeken Şeçeroviç Kaşlı, Biden'ın Bosna'daki savaş dönemindeki olumlu tavrının bu beklentiyi oluşturduğunu ifade etti. Rusya'nın ise hem ABD'nin hem de AB'nin Bosna Hersek'teki yapıcı politikalarına zarar vermek istediğini savunan Şeçeroviç Kaşlı, bunun için son Lavrov ziyareti gibi yöntemlere başvurduğunu söyledi. Şeçeroviç Kaşlı, Rusya’nın Bosna Hersek içindeki halklar arasında ilişkileri bozarak ve tarafları birbirine düşürerek bölgedeki ABD ve AB etkisini azaltmayı hedeflediğini sözlerine ekledi. (AA)

17 Aralık 2020 Perşembe

ARNAVUTLUK’TA GENÇLERİN ÖFKESİ YATIŞMIYOR


Arnavutluk'un başkenti Tiran'da, bir gencin, polisin dur ihtarına uymadığı için vurularak öldürülmesinin ardından başlayan gergin protestolar devam ediyor. İçişleri Bakanlığı önünde başlayan ve Başbakanlık binasında devam eden gergin protestolar, başkentin diğer bölgelerine de sıçradı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 10'dan fazla kişinin bir araya gelmesinin yasak olduğu dönemde, günlerdir protesto düzenleyen göstericiler, polise taş ve farklı nesneler fırlatıyor. Polisler ise göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ile karşılık veriyor. Göstericiler, Başbakan Edi Rama başta olmak üzere İçişleri Bakanı Sander Lleshaj ile Emniyet Genel Müdürü Ardi Veliu'nun istifasını ve polis şiddetinin yasaklanmasını talep ediyor. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın İçişleri Bakanı Sander Lleshaj'ın istifasını sunduğunu açıklaması olayları sonlandırmazken yaşanan protestolarda, göstericiler ile polis arasında çıkan arbedelerde çok sayıda polis ve gösterici yaralandı.

Başkent Tiran'da, 8 Aralık günü sokağa çıkma yasağının bulunduğu saate denk gelen 01.45'te 25 yaşındaki K.R, polisin dur ihtarına uymayarak kaçmaya başlamış, kovalamaca sırasında açılan ateş sonucu yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Yaşanan bu olay, ülkedeki siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve halkın tepkisine neden olmuştu.

 "Klodian için Çağrı" ve "Adalet olmadan huzur olmaz" sloganları atarak gerçekleştirilen gösteriler ülkede şiddet eylemlerine dönüşürken olaylarda kamu kurumlarına ait binalar zarar gördü. Tiran Asliye Mahkemesi, görevi sırasında genç adamı hizmet silahıyla vurmakla suçlanan polis memuru Nevaldo Hajdaraj hakkında tutuklu yargılama kararı vermişti.

Bu arada Arnavutluk Başbakanı Edi Rama sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada 9 Aralık'ta başlayan protestolarda yaralanan bir polis memurunun Türkiye'ye gönderildiğini duyurdu. Yaralı memur Fadil Allaraj’ın Türk ambulans uçağıyla havaalanından uğurlanma fotoğrafını da paylaşan Rama, "Yaralanan polis, gözüne yapılacak özel müdahale için Türkiye'ye uçtu." ifadesini kullandı. Rama, ilk müdahalenin ardından polis memurunun görme yetisinin bir bölümünü yeniden kazanmasını umduklarını belirtti. Allaraj, başkent Tiran'daki Uluslararası Rahibe Teresa Havaalanında Arnavutluk Sağlık ve Sosyal Koruma Bakanı Ogerta Manastirliu, Türkiye’nin Tiran Büyükelçiliği Müsteşarı Orkide Deniz Akyamaç ve Arnavutluk Emniyet Genel Müdürü Ardi Veliu tarafından uğurlandı. (AA)

15 Aralık 2020 Salı

KARADAĞ LİDERİ KRİVOKAPİC BIÇAK SIRTINDA GÖREV YAPACAK

"Karadağ'ın Geleceği İçin", "Bizim Ulusumuz Barıştır" ve "Siyahtan Beyaza" isimli ittifakların oluşturduğu yeni hükümet için Karadağ Meclisi'nde güven oylaması yapıldı. Mecliste üç gün süren tartışmaların ardından yapılan oylamaya 81 milletvekilinin 70'i katıldı, 41 milletvekilinin desteklediği yeni kabine 1 farkla güvenoyu aldı.

"Karadağ'ın Geleceği İçin" ittifakından Başbakan Zdravko Krivokapic, yaptığı konuşmada, kendilerini destekleyen tüm milletvekillerine teşekkür ederek, yeni kabinenin disiplinli şekilde ülkenin çıkarları doğrultusunda faaliyet göstereceğini söyledi.

Karadağ'da 30 Ağustos'ta yapılan genel seçimde Batı yanlısı Sosyalistlerin Demokratik Parti (DPS) öncülüğündeki "Karadağ İçin Kararlı" ittifakı en fazla oyu alsa da yeni hükümeti kurmak için gerekli çoğunluğu sağlayamamıştı.

Makine mühendisliği profesörü, yazar ve politikacı olan Zdravko Krivokapic liderliğindeki yeni Karadağ hükümeti yemin ederek göreve başlarken kabinenin yarısı doktora yapmış isimlerden oluştu. Yeni kabinenin işlerinin ehli insanlardan meydana geldiğini belirten Başbakan Krivokapic’in kurduğu hükümette Başbakan Yardımcılığına Dritan Abazovic, Dışişleri Bakanlığına Djordje Radulovic, İçişleri Bakanlığına Sergej Sekulovic, Savunma Bakanlığına ise Olivera Injac getirildi.

Kabinenin diğer bakanları ise şu isimlerden oluştu; Maliye Bakanı Milojko Spajic, Eğitim Bilim Kültür ve Spor Bakanı Vesna Bratic, Sağlık Bakanı Jelena Borovinic Bojovic, Ekonomik Kalkınma Bakanı Jakov Milatovic, Sermaye Yatırımları Bakanı Mladen Bojanic, Kamu Yönetimi Dijital Toplum ve Medya Bakanı Tamara Srzentic, Çevre ve Şehircilik Bakanı Ratko Mitrovic, Tarım Orman ve Su İşleri Bakanı Aleksandar Stijovic, Adalet ve Azınlık Hakları Bakanı Vladimir Leposavic."

Karadağ'da 30 Ağustos'ta yapılan genel seçimde Batı yanlısı Sosyalistlerin Demokratik Parti (DPS) öncülüğündeki "Karadağ İçin Kararlı" ittifakı 30 milletvekili çıkarırken, Sırp kilisesine ve Sırbistan'a yakınlığıyla bilinen "Karadağ'ın Geleceği İçin" ittifakı 27, "Bizim Ulusumuz Barıştır" ittifakı 10, "Siyahtan Beyaza" ittifakı 4, Sosyal Demokratlar (SD) 3, Boşnak Partisi (BS) 3, Sosyal Demokrat Parti (SDP) 2, "Oy Birliği" ittifakı 1, "Şimdi Zamanı" ittifakı ise 1 sandalye elde etmişti. (AA)

SALONİ 91’İNCİ MAĞAZASI İLE BOSNA HERSEK’TE

İhracat odaklı stratejisi ile Avrupa ülkeleri ağırlıklı olmak üzere 60 ülkede 230 satış noktasına ulaşan Saloni, 91’inci mağazasını Bosna Hersek’te açtı.

Saloni Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Özbek, Bursa’nın mobilya üretim üssü İnegöl’de 20 yıl önce ev mobilyaları üretimi için kurulan Saloni’nin gelinen noktada kendi seğmentinde Türkiye’nin önemli ihracatçı firmaları arasına girdiğini söyledi. Yaptığı açıklamada İnegöl’deki 5 ayrı üretim tesisi ve bir lojistik merkezde, 400’ün üzerinde çalışanı ile yılda 30 bin set mobilya üretimi yaptıklarını vurgulayan Özbek, üretimin yüzde 70’ini ihraç ettiklerini kaydetti. İhracat odaklı stratejiyle ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri olmak üzere 60 ülkede 230 satış noktasına ulaştıklarını belirten Haluk Özbek, yurt dışı yapılanmaları noktasında yatırımlarının sürdüğünü, 91’inci mağazalarını da Bosna Hersek’te açtıklarını aktardı. Özbek, “Saloni, kuruluşundan itibaren malzeme, mühendislik ve işçilik alanında kalite ve verimlilik odaklı çalışmaları ile estetik, sağlamlık ve konfor konularında sektörün öncüsü olmuştur. Özellikle mekanizma ve tasarım alanında alınan patentler, inovasyon ve mühendisliğe verilen önemin göstergesidir” dedi. Haluk Özbek, mart 2021’de mevcut alanlarına ekleyecekleri 25 bin metrekare alana sahip yeni tesiste üretime başlayacaklarının bilgisini de aktarırken ayrıca ihraç pazarlarında Saloni’nin bilinirliğinin her geçen gün arttığına dikkat çekerek, Israil Devlet kanalı TV11’in İsrail’deki Türk markalarıyla alakalı yaptığı bir haberde mobilya kategorisinde Saloni’nin en çok tanınan mobilya firması olarak dünya ticaret kaydına geçtiğini vurguladı. (DÜNYA)

BOSNA HERSEK İLE RUSYA ARASINDA DİPLOMATİK KRİZ


Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Sefik Dzaferovic ile Hırvat üyesi Zeljko Komsic, resmi ziyaret amacıyla ülkelerinde bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmeyi reddetti.

Bosna Hersek'e dün gelen Lavrov'un, ilk önce ülkedeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti (RS) içindeki Doğu Saraybosna'ya giderek Sırp temsilcilerle görüşmesi ve görüşmede Bosna Hersek bayrağı bulundurulmaması tepkiye neden oldu. Lavrov'un programında bugün başkent Saraybosna'da Devlet Başkanlığı Konseyinin üç üyesi ile görüşmesi yer alsa da Cumhurbaşkanlığı binasındaki görüşmeye sadece Sırp üye Milorad Dodik katıldı. Dodik-Lavrov görüşmesinin sürdüğü saatlerde Komsic ile Dzaferovic ortak basın toplantısı düzenledi. Komsic, dün akşam yapılan toplantıda salonda Bosna Hersek bayrağı bulunmamasını "saygısızlık" olarak nitelendirerek uluslararası arenadaki en önemli isimler arasında bulunan Lavrov'un katıldığı bir toplantıda yapılanların devlet kurumlarını görmezden gelmek anlamı taşıdığını söyledi. Lavrov'un "RS'nin askeri tarafsızlığına saygı duyduğu" ifadelerine de değinen Komsic, "Bu, Bosna Hersek devlet kurumlarının karar alma yetkisini hiçe sayan bir tutumdur. Lavrov, RS entitesinin tek başına karar alamayacağını iyi biliyor." dedi. Komsic, yaşanan olumsuzluklar üzerine Lavrov ile görüşmeye katılmadıklarını vurgulayarak "Biz bu durumda Rusya ile nasıl dostane ilişkiler yürütelim?" ifadelerini kullandı.

"BİZİMLE DOST KALMAK İSTEYENLER
KARARLARIMIZA SAYGI DUYMALI" 

Dzaferovic de Rusya'nın güçlü bir devlet ancak Bosna Hersek'in de bir gururu olduğunu vurgulayarak "Rusya, Dayton Barış Anlaşması'na saygı duyduğunu söyledi ama dün akşam yapılan açıklamalar bunun tersini gösteriyor." dedi. Dayton'a saygı duymanın Bosna Hersek devletine, bütünlüğüne, kurumlarına ve bayrağına saygı duymakla eş değer olduğunu belirten Dzaferovic, "Dayton'a saygı duymak Bosna Hersek'teki Yüksek Temsilcilik Ofisinin (OHR) varlığına da saygı duymak demektir. Onu inkar etmek saygısızlıktır." ifadelerini kullandı. Dzaferovic, Bosna Hersek'in 2005'ten bu yana NATO üyelik yolunda kararlı bir şekilde ilerlediğine işaret ederek "İç politikadaki hedeflerimiz Dayton'a saygı duymak ve bu ülkede yaşayan tüm milletlere eşit davranmak. Dış politikamız ise Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyeliğidir. Bunlar kurumlarımızca belirlenen hedeflerdir." diye konuştu. AB ve NATO'daki dostlarına da bir mesaj ilettiklerini aktaran Dzaferovic, "Bizler kararlı ve gururlu insanlarız. Bir kez karar aldık mı ona uyarız. Bizimle dost kalmak isteyenler, ki buna Rusya da dahil, buna saygı duymalıdır" dedi.  (YENİÇAĞ)