10 Mart 2017 Cuma

Foreks şirketlerinden yatırımcıya Bulgaristan üzerinden hizmet

3 milyar dolar Forexselansları!
SPK’nın düzenlemeleriyle gelir kaybı yaşayan birçok foreks şirketinin başta Kıbrıs ve Bulgaristan olmak üzere yurtdışında ofisler açtığı ve mevcut müşteri portföyüne bu ülkeler üzerinden hizmet verdiği öğrenildi
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) kamuoyunda “foreks” (forex) diye bilinen kaldıraçlı alım satım işlemlerine şubat ayı başında getirdiği düzenlemeler sektörde işlem hacmini durma noktasına getirirken, bazı şirketler soluğu yurtdışında aldı. Bireysel yatırımcıların mağdur olmaması hedefiyle kaldıraç oranının 1’e 100’den, 1’e 10’a düşürülmesi ve minimum teminatın 50 bin TL’ye çıkarılmasıyla Türkiye içinde işlemler cazibesini yitirirken, sektörde birçok kurumun başta Kıbrıs ve Bulgaristan olmak üzere yurtdışında ofisler açtığı öğrenildi.

10 BİNE YAKIN MÜŞTERİ YURTDIŞINA KAÇTI
Düzenlemenin ardından gelir kaybı yaşayan ve çalışanlarının yaklaşık yüzde 85-90’ının işine son veren kurumların, kalan kadroları ile yurtdışında ofis açtığı ve mevcut müşteri portföyü ile bu ülkeler üzerinden iletişime geçerek hizmet vermeye başladığı öğrenildi. 10 bine yakın foreks müşterisinin, 1’e 100 kaldıraç kullanabileceği başta Kıbrıs olmak üzere yurtdışından işlemlerine devam ettiğini belirten sektöre yakın kaynaklar, önümüzdeki günlerde bu rakamın hızla artmasını bekliyor.
Foreks işlemlerinin SPK denetimine girdiği 2011 yılından sonra merdiven altı diye tabir edilen birçok firmanın Türkiye’de iş yapamadığını belirten sektör temsilcileri, yeni düzenlemelerle birlikte uzun süredir piyasada görülmeyen bu kurumların internet ve telefon üzerinden yeniden pazarlama faaliyetlerine başladığını belirtiyor. SPK Başkanı Vahdettin Ertaş önceki gün BloombergHT’ye yaptığı açıklamada yurtdışında foreks işlemi yapılmasına set çekmek ve yurtdışındaki foreks şirketlerinin Türkçe yayınını engellemek için yeni sınırlamalar içeren bir düzenleme üzerinde çalışma yapıldığını belirtti. Türkçe yayınları engellemenin bu sorunu çözmeye yetmeyeceğini belirten sektör temsilcileri ise işlemlerin yurtdışına kaçmasının önünü kesmenin zor olduğunu söylüyor.

‘VERGİMİZİ ARTIK KRALİÇEYE ÖDEYECEĞİZ’
Sektör çalışanları ve foreks yatırımcılar ise bir yandan imza kampanyaları düzenlerken bir yandan da sosyal medyada düzenlemenin yumuşatılması yönünde mesajlar atıyor. Twitter’da 13 bin takipçili Borsastrateji hesabının, ‘Foreks işlemlerimizi İngiltere’ye alıyoruz. Vergimizi İngiltere’ye ödeyeceğiz’ paylaşımı bunlardan dikkat çekeniydi.

http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1420668-10-bin-yatirimci-yurtdisina-ihrac-oldu


25 Şubat 2017 Cumartesi

Bulgaristan’da Türklerin partisi Türk düşmanlarını aday gösterdi


                        Kamen PETKOV                                 Slavi BİNEV                      
Türk düşmanları HÖH'ten aday yapıldı
Erken parlamento seçimleri nedeniyle sandığa gitmeye hazırlanan Bulgaristan'da ülkede yaşayan Türk azınlığı temsil ettiği iddiasındaki Hak ve Özgürlükler Hareketi‘nin partisi (DPS) Türk karşıtı söylemleriyle bilinen ırkçı ATAKA partisinin iki eski milletvekilini aday gösterdi. 26 Mart'ta yapılacak seçimlerde Sofya bölgesinden liste başı aday yapılan Slavi Binev ile Kamen Petkov Türk azınlık başta olmak üzere ülkedeki tüm etnik grupları hedef gösteren açıklamaları ve eylemleriyle tanınıyor. Kamuoyunda sık sık azınlıklara yönelik nefret söylemi ve Bulgaristan'da camilere yapılan saldırılara ilişkin açıklamalarıyla gündeme gelen Binev ile Petkov’un eylemleri arasında  "Türkleri Türkiye'ye göndereceğiz" sloganıyla yürüttükleri faaliyetler de var. ATAKA’nın Avrupa Parlamentosu eski milletvekillerinden olan Slavi Binev, Bulgaristan Ulusal Meclisi’nin son döneminde de aşırı sağ eğilimli Vatansever Cephe’nin milletvekiliydi. Bulgaristan’ın demokrasiye geçmesiyle 2000’li yıllardan bu yana devlet televizyonu BNT’de yayınlanan 10 dakika süreli Türkçe haberleri kaldırtmak için partisinin verdiği teklifi şiddetle savunmasıyla da tanınan Binev, feshedilen parlamentonun Kültür Komisyonu Başkanı olarak görev yaptığı dönemdeki bazı uygulamaları nedeniyle sanat camiasının da tepkisini çekmiş ve uygulamaları protesto edilmişti.
TÜRK ASILLI SEÇMENLER YOL AYRIMINDA
Türk asıllı seçmenlerin Bulgaristan Parlamentosu’ndaki iradesini temsil ettiği düşünülen HÖH yöneticilerinin bu tercihi kendilerine destek vermiş milyonlarca seçmeni hayal kırıklığına uğratırken, konu hakkında açıklama yapan partinin eski genel başkanı Lütfi Mestan Türk kökenli seçmenler ve Türkiye'de yaşayan Bulgaristan vatandaşlarının kullanacağı oyları iyi tahlil etmesini isteyerek, Türk düşmanlarının Türk asıllıların partisi olduğunu iddia eden bir siyasi yapı tarafından aday gösterilmesine sert tepki gösterdi. Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörü İçin Demokratlar (DOST) Partisi Genel Başkanı Mestan konu hakkında yaptığı açıklamada gelişmeyi utanç verici ve rezalet bir durum olarak tanımlayarak ‘’Bu adım yüz binlerce Bulgaristan Türkü ve Müslümanın onur ve gururuyla alay etme girişimi sayılır" dedi. Mestan, eski partisi HÖH’ün kendisinin yollarını da ayırmasına neden olan gerçek yüzünü ortaya koyduğunu belirttiği açıklamasında "Binev ve Petkov'u aday göstermesinin ardından seçmenin HÖH Partisi'ne oy vermesi, Bulgaristan'da açık olarak Türklerden nefret eden aşırı milliyetçi, nefret dilini kullanan ATAKA ve Vatansever Cephe'yi destekleyeceği anlamına gelir." diye konuştu. Lütfi Mestan HÖH yöneticilerinin bu tutumlarıyla kendi seçmenlerine  'İstediğimi yaparım, gösterdiğim adayı da sizlere seçtiririm' demek istiyor" değerlendirmesinde bulundu. 
‘DOSTLAR’IN İLK SEÇİM ZAFERİ RUSÇUK’TA
Türkiye'nin 24 Kasım 2015'te hava sahası ihlali yapan Rus savaş uçağını düşürmesi, Bulgaristan Türkleri’nin ezici çoğunluğunun destek verdiği ve 5 Temmuz 2009 tarihinde yapılan Bulgaristan parlamento seçimlerinde 610 bin 808 oyla (yüzde 14,48) üçüncü sırada seçimi tamamlayarak 38 milletvekiliyle Bulgar meclisine girmişleren HÖH partisinde görüş ayrılığına neden olmuştu. Türkiye'nin tutumunu destekleyen Genel Başkan Lütfi Mestan, Onursal Başkan Ahmet Doğan'ın baskılarına maruz kalarak haksız ve hukuksuz bir şekilde HÖH partisinden ihraç edilmişti. Bir süre bağımsız kalan Mestan bir grup milletvekili ile beraber 10 Nisan 2016'da DOST partisini kurarak, Bulgaristan'daki Türk siyasi hareketinde yeni bir sayfa açmıştı. Kısa sürede örgütlenen DOST partisi, 26 Mart 2017 erken genel seçimlerine kendileri gibi daha önce HÖH’ten ayrılarak partileşen Hürriyet ve Şeref Halk Partisi (HŞHP) ile ittifak yaparak DOST Birliği altında katılıyor. DOST Birliği, Rusçuk ili Vetova Belediyesi’ne bağlı Locva (Glodjevo) muhtarlığı için yapılan ara seçimin önceki gün ilk turunu kazanarak, ilk seçim zaferini elde etmişti.

15 Şubat 2017 Çarşamba

Yunanistan'da Batı Trakya Türkleri’nin ‘özgür kalemi’ gazeteci İlhan Tahsin’in otomobiline molotoflu saldırı düzenlendi

Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde Tük azınlığa karşı sürdürülen saldırılara bir yenisi daha eklendi. Daha önce de defalarca sözlü ve fiziki saldırıya maruz kalan gazeteci İlhan Tahsin’in aracı kimliği belirlenemeyen kişilerce kundaklandı.
Gümülcine merkezli yayın yapan internet gazetesi ‘Birlik’in sahibi ve genel yayın yönetmeni olan Tahsin bölgenin ‘özgür kalemi’ olarak tanınıyor. İlhan Tahsin’in ikamet ettiği Gümülcine Yenimahalle’deki evinin önünde park halinde olan Opel İnsignia marka aracın arka camını kıran saldırganlar otomobilin arka koltuklarına yanıcı madde dökerek, Molotof kokteyli attı. İç kısmı tamamen yanan ve kullanılamaz hale gelen aracı tamamen yanmaktan kısa sürede olay yerine gelen itfaiyenin müdahalesi kurtarırken saldırı hakkında HABERTÜRK’e açıklama yapan İlhan Tahsin daha önce de çeşitli saldırılara maruz kaldığını söyledi. Başta Yunan ırkçılarının partisi Altın Şafak taraftarlarınca olmak üzere, Lavrion kampında kalan PKK’lıların tehdit ve saldırı girişimlerine alıştığını belirten Tahsin, ‘’ İki hafta önce Türk konsolosluğuna saldırmaktan Gümülcine’de yargılanan sanıklar tarafından mahkeme salonunda tehdit edildim. Avrupa Birliği üyesi bir ülkede bu işler oluyorsa yaşadıklarımızı iyi tahlil etmek gerek. Ben devletimin beni koruduğunu ve Yunan yargısının bağımsız olduğunu görmek istiyorum’’ dedi.

          BRTK SALDIRIYI ŞİDDETLE KINADI
Bu arada Türkiye’de faaliyet yürütün soydaş derneklerinin en üst örgütlülüğü konumundaki Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) da yayınladığı bir açıklama ile saldırıyı sert bir dille kınadı. Genel Sekreter Sabri Mutlu imzası ile basın kuruluşlarına gönderilen açıklamada Batı Trakya’da Türk asıllılara yönelik saldırılara bir yenisinin daha eklenmesinden üzüntülü ve kaygı duyulduğu belirtildi. Tahsin’in otomobilinin kundaklanmasının yaşam hakkına doğrudan saldırı olduğu vurgulanan açıklamada ‘’Yunanistan’da yaşayan insanlarımıza yönelik her saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Batı Trakya Türkünü uluslararası anlaşmalardan kaynaklı sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik haklarını savunmaktan hiçbir güç caydıramayacaktır. Yunanistan devletinin ülkede yaşayan azınlıkların teminatı olduğunu hatırlatarak, soydaşlarımızın haklarının takipçisi olacağımızı bir kez daha yineliyoruz’’ dendi.

          HÜSEYİN'DEN LOZAN HATIRLATMASI
Öte yandan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Necmettin Hüseyin de yaptığı açıklamada Batı Trakya Türklerinin Lozan Antlaşması ile elde ettikleri kazanım ve haklarının iadesini beklerken, yeni hak gaspları yaşadığını söyledi. Necmettin Hüseyin, 21. Yüzyılda demokrasinin doğduğu topraklar olarak nitelenen Yunanistan’da Batı Trakya Türk Azınlığı olarak yaşam haklarının dahi tehdit altına olduğunu belirterek ‘’ Bu menfur saldırıyı düzenleyen insan müsveddelerinin bir an önce bulunup adaletin karşısına çıkarılmalarını ve Batı Trakya’da azınlık mensuplarına günden güne hortlayan saldırıların da bir an önce önlenmesi için kalıcı çözümler üretilmesini beklediğimizin bilinmesini isterim. Batı Trakya Türklerinin tarafsız ve özgür kalemlerinin sadece azınlık mensupları için değil, Yunanistan Devleti içinde bir kazanım olduğunun bilinmesini ve yetkili mercilerin olayı bu açıdan değerlendirmeleri gerektiğini hatırlatırım. Tüm azınlık mensuplarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletirken, basına yönelen bu saldırının toplumu sindirme politikasının yeni bir mecraya taşınmasının adımı olmamasını da temenni ediyoruz” dedi. 

12 Şubat 2017 Pazar

PLEVNE KAHRAMANI GAZİ OSMAN PAŞA'NIN TORUNU VE 'FRANSIZ ŞOVALYESİ' BÜLENT OSMAN HÜZÜNLÜ YAŞAMINI NOKTALADI


Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa ile Sultan Abdülhamid'in torun çocuğu Bülent Osman, Paris'te vefat etti...
Bülent Osman'ın hayatı, bir millî kahraman ile son devrin çok önemli bir hükümdarının soyundan gelen bir kişinin örneğine az rastlanan maceralarla dolu kaderidir...
Yağcıoğulları ailesine mensup olan ve Tokat'ta 1832'de doğan Osman Nuri Paşa, yani Gazi Osman Paşa, 1877'deki Plevne müdafaasından sonra Ruslar'a esir düştü, sonra İstanbul'a döndü, zamanın hükümdarı İkinci Abdülhamid tarafından "Gazi" unvânı verilerek "Mâbeyn-i Humâyun Müşîri" yani "saray maraşalı" yapıldı, dört oğlundan ikisi padişahın iki kızı ile evlendirildi.
Paşa, 1900 senesinin 5 Nisan'ındaki vefatına kadar Yıldız Sarayı'nda Abdülhamid'in gözünün önünde yaşadı, zira hükümdar muhaliflerin Paşa'nın şöhretinden istifade etmeye kalkış- maları endişesi içerisindeydi.
1924'te Hilâfet kaldırılıp Osmanoğlu ailesi Türkiye'den çıkartılırken Gazi Osman Paşa'nın ailesine ayrıcalık gösterilmedi ve onlar da sınırdışı edildiler. Paşa'nın o sırada hayatta olan oğlu Nureddin Paşa'ya Fransa'da otel işleten İstanbul Ermenisi bir aile sahip çıktı. Osman Paşa'nın o sırada hayatta olmayan diğer oğlu Kemaleddin Paşa'nın hanımı ve Abdülhamid'in de kızı olan Naime Sultan ile çocukları da çok sıkıntılı günler geçirdiler...
Naime Sultan önce Fransa'ya gitti, oradan Arnavutluk'a geçti ve İkinci Dünya Savaşı senelerinde Tiran'da kayboldu. Sultan'ın Fransa'da kalan oğlu Cahid Osman da büyük maddî dertler yaşadı, bir ara şekerleme dükkânı açtı hattâ seyyar satıcılık bile yaptı...
Hafta içerisinde vefat eden Bülent Osman işte Cahid Osman'ın oğlu, yani Sultan Abdülhamid ile Gazi Osman Paşa'nın küçük torunu idi..
FRANSA İKİ MADALYA VERDİ
1930'da Fransa'da doğdu ve hayata sokaklarda otomobil camlarını silmekle atıldı! Sonra askere alınıp Cezayir'e gönderildi, askerlik dönüşü dünyanın en büyük otomobil lâstiği üreticilerinden olan Michelin'e girdi, zamanla yükseldi ve Michelin'in Afrika ile Uzakdoğu'daki plântasyonlarının başına geçti. Emekli olunca Paris'e yerleşti ve Fransız ekonomisine yaptığı katkılardan dolayı Legion d'Honneur ve Ordre National du Merité nişanları aldı, yani "şovalye" oldu....
Bülent Osman ile eşi Jeannine, benim otuz küsur senelik dostumdu. Nice'de, Cannes'da, Paris'te çok güzel günler geçirmiştik ve dostluğumuz daha sonraları yılda birkaç ay geldikleri İstanbul'da da devam etti. Hattâ, "Şahbaba"yı yazdığım 1990'lı yıllarda Fransız Devlet Arşivleri'nde bulunan Sultan Vahideddin ile alâkalı belgeleri de rahmetli Bülent Bey toparlamıştı..
Bülent Bey'e rahmet diliyor, büyük aşkı Jeannine'e de de sabır temenni ediyorum.
Murat BARDAKÇI/ GAZETE HABERTURK

11 Şubat 2017 Cumartesi

KOBİ’lere Balkan kökenli başkan



Bursa KOBİ’si, Türkiye KOBİ’si ve dünya KOBİ’si sloganını kurumsal kimliğinin parolası yapan TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği gerçekleştirdiği genel kurul ile güç tazeledi. Hizmet yarışını Balkan kökenli İsmail Korkmaz’ın liderliğindeki ekibin devraldığı TOSYÖV Bursa’nın hedefinde Balkan ülkeleri öncelikli olmak üzere Türk girişimcisinin adım attığı her toprak parçasına KOBİ’lerin bayrağını dikip buraları üretim ve ihracat üssüne dönüştürme ve tüketen değil, üreten KOBİ’lerin merkezde olacağı bir Türkiye inşa etmek var.
Türkiye Orta Ölçekli Sanayiciler ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) Bursa Destekleme Derneği’nin Uludağ İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda yapılan 20. Dönem Genel Kurulu’nda seçime tek liste ile gidildi. Divan başkanlığını Habil Duran’ın yaptığı genel kurulda İsmail Hakkı Kavurmacı’dan hizmet nöbetini İsmail Korkmaz devraldı. Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın da katıldığı genel kurula başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, siyasi partilerin, SİAD’ların, STK’ların çok sayıda başkan ve temsilcisi ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren TOSYÖV Destekleme Dernekleri’nden Denizli ve Safranbolu Başkanları da katıldı.
TOSYÖV Bursa’nın kuruluşundan bu güne kadar görev almış geçmiş dönem başkanları Memiş Yılmam, Habil Duran, Naci Süzgün ve İsmail Hakkı Kavurmacı’nın da hazır bulunduğu genel kurulda KOBİ temsilcilerine hitabeden CHP Bursa Milletvekili Sarıbal Türkiye’nin birlik, beraberliğe ihtiyacı olduğunu belirtti. Sarıbal, TOSYÖV’ü inovasyon yapan, eğiten, bilgi temelli üretim yapan ve ülke ekonomisine değer katan kuruluşların temsilcisi olarak önemsediklerini söyledi. Barış ve dostluk mesajı da veren Sarıbal, kalkınmış ve müreffeh Türkiye için siyasiler ile iş dünyasının birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

LİSTELERDE TEMSİLDE EŞİTLİK
Yeni dönemde yönetim kurulu üye sayısı 9’dan 13’e yükseltilen ve katılımcıların oybirliği ile göreve gelen Bursa TOSYÖV’ün yönetimi İsmail KORKMAZ, İlker DURAN, Gül Çiçek Zengin BİNTAŞ, Özgür MORKAN, Hülya ÇİÇEKÇİ, Semih YİĞİT, Esra İNHANLI, Bayram Ali ÖZDEMİR, Mustafa EKİNCİ, Yasemin MERİÇ, Fatih NORMAN, Ali Sinan DURAN, Bahadır Celal MANASOĞLU’dan oluştu.
Yedek listede Kasım ÇAPRAZ, Gonca Gülçin ÖNER, Hakan ÇUBUKÇU, Seda GÜNERİ, Erkan AYBARAZ, Nur AKAN, Ruhiye ÇETİN, Sami BAŞARAN, Utku ÖNEN, Erhan SÖNMEZIŞIK, Tuncay KİRAZ, Filiz ERMİŞ, Habip GÜNEŞ’in görev aldığı TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği’nde denetim kurulu ise Ali PETEK, Nefiye KESKİN, Mihrimah KOCABIYIK asil olmak üzere Dilek UĞURLU, Seyhan KARADEMİR ve Çiğdem ŞENYURT’tan oluştu.
Seçimin ardından genel kurula hitap eden İsmail Korkmaz, kadın üyelerin daha aktif hale geldiği bir listeyi temsil etmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Konuşmasında şirketlerin ikinci kuşak yöneticilerinden oluşan yeni bir TOSYÖV inşa edeceklerini belirten Korkmaz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Uludağ Üniversitesi ve KOSGEB ile de kurumsal işbirliği yapacaklarını söyledi. 

ÖNCELİK ÜRETİCİ FİRMALARDA
‘’Tüketen değil, üreten KOBİ'lerin merkezde olacağı bir Türkiye için tüm gücümüzle sahada olacağız” diyen Korkmaz’ın konuşmasının satır başları şöyle ; ’’ TOSYÖV Bursa deyince her şeyden önce hiç şüphesiz akıllara KOBİ’ler, sanayi ve üretim geliyor. Bir kez daha yenilenerek kendimizi geleceğe taşırken, arkadaşlarımla beraber derneğimizin vizyonunu, ‘lider proje, lider dernek ‘ şiarı ile hayata geçirme kararlılığındayız. Biliyoruz ki Bursa KOBİ’si, Türkiye KOBİ’si ve dünya KOBİ’si sloganını kurumsal kimliğinin parolası yapan Bursa TOSYÖV’ü görkemli geleceğine taşıyabilmek çok çalışmayı gerektiriyor. Ancak biz bu zor ve bir o kadar da meşakkatli uğraşın gönül erleri olacağız. Bu bakış açısı ile, gelecek yıllar için yapılacak en önemli değerlendirmemiz hiç şüphesiz üretim yapan firmalarımızın ağırlıkla temsil edileceği yeni bir yapılanma modelini hayata geçiriyor olacağımızdır. Bu güne kadar ki süreç ve geldiğimiz noktada, henüz yolun başındaki girişimcilerimiz ve işletmeleri ile ülke kalkınmamızın dinamiği olan sanayicilerimizin tek umudumuz ve geleceğimiz olduğunun bilinci ile kurguladığımız yeni süreç bu açıdan KOBİ’lerimiz için de yeni bir yol haritası oluşturuyor. Ülkemizin ve ekonomimizin yeni girişimcilere ihtiyaç duyduğu bu dönemde farkındalık yaratacak projeler, özellikle de inovasyon ve endüstri 4.0 gibi konu başlıkları geleceğimizi oluşturmaktadır.

KOORDİNATÖR DERNEK KİMLİĞİ
TOSYÖV dernekleri içerisinde rol model niteliğindeki yapılanmamız ve faaliyetlerimiz ile örnek bir STK olarak ülke genelinde ilk sıralardayız. Gelecek on yıllara da bu konumu miras bırakma anlayışımız görev dönemimiz için de  ana faaliyet konularımızdan biri olacaktır. İş dünyamızı temsil eden STK’larımızı tetikleyen bir misyonla bu görevimizi yerine getirirken koordinatör dernek kimliğimizi daha da öne alacak çalışmalara imza atacağız. Her komisyonumuzun, çalışma grubumuzun birer YK gibi icraat yapacağı TOSYÖV Bursa’da farklı olan bir yeni çalışmamız da oluşturduğumuz ‘onur kurulu’dur. Geçmiş dönem başkanlarımızdan oluşacak bu kurul tıpkı bir icra organı gibi her daim bizlerle beraber olacak. Bu yeni anlayış ve duruşumuzun gelecek yıllarda da devam ettirilmesi en önemli kurumsallaşma faaliyetimiz olacak. Bütçe, proje odaklı faaliyetler ile derneğimizin finans girdilerinin yükseltilmesini hedefleyen çalışmalarda yoğunlaşacağız. Bu nedenle iktisadi işletmemiz olan Yönetim Bilimleri Akademimiz (YBA) merkezli faaliyetlerimizi daha da profesyonelleştirerek yola devam edeceğiz. Yeni dönemimizde TOSYÖV Bursa olarak atacağımız en önemli adımlarımızdan biri ise hiç şüphesiz başta Uludağ Üniversitesi olmak üzere Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve KOSGEB ile gerçekleştireceğimiz kurumsal güç birliğidir. Yönetim kurulumuzda temsilini sağlayacağımız bu en önemli üç kurumumuzla yürüteceğimiz işbirliği başta üyelerimiz olmak üzere Bursa’mıza ve ülkemize değer katacak. Bu çalışma ile KOBİ’lerimiz için ortaya konması gereken fikirsel üretimleri, farkındalık yaratacak çalışmaları belirli bir planlama dahilinde hayata geçireceğiz.

HEDEF GENÇ VE DİNAMİK TOSYÖV
Bu dönem temsilde eşitlik ilkemizi daha da öne çektiğimiz bir çalışmaya imza attık. Kadın üyelerimizi yönetim kurullarımıza daha güçlü bir sayısal temsille aramıza kattık. Bu durumun KOBİ’lerimize yönelik faaliyetlerimizde kalite, sorumluluk ve  mükemellik olarak yansıyacak. Gençlerimizi de unutmadık. İkinci  kuşak liderlerimizi çalışma ve iş yaşamında daha da yetkinleştirmek ana çalışma konularımız arasında. Bu dönem ‘GENÇ TOSYÖV’lüler’den oluşan yeni bir yapı daha kuracağız. Böylece kurumsal sürdürülebilirliğimizi daha sağlam temellere oturtmuş olacağız. Mevcut üyelerimizi revizyona tabi tutarken, yeni üye tercihlerimizi de ihracata ağırlık veren üretici KOBİ’ler lehine kullanacağız. Geçmişten yarına, derneğimizde bu güne kadar görev almış tüm yönetimlerin imzasının atılacağı bir bakış açısıyla TOSYÖV Bursa’yı ortaya koyacağımız LİDER PROJE ile de zirvenin zirvesine taşıma kararlılığındayız. Düzenleyeceğimiz KOBİ zirvesi ile Başta Bursa’mız olmak üzere ülkede gündemi belirleyecek bir çıkışı hayata geçirirken, özel sektörümüzün derdini ancak özel sektör temsilcilerimizin anlayabileceği fikriyle girişimciliği özendirecek kamusal politikaların oluşturulması noktasında çalışma yürüteceğiz. OSB’ler ve sanayi bölgelerimizde sürekliliğini sağlayacağımız farkındalık analizlerimiz ile işletmelerimizin zamanını doğru yönetip "Ben merkezci değil, Biz merkezci" bakış açımızı üretim hayatımıza taşıyacağız. Projelerimizi verimlilik üzerine inşa ederken ekonomik büyümemiz için gereken istikrarlı ortam yegane hedef ve amacımız olacaktır. 

KAMU İHALELERİNDE YÜZDE 70 ÖNCELİĞİ
Arkadaşlarım ile birlikte tüketen değil, üreten KOBİ’lerin merkezde olacağı bir Türkiye için tüm gücümüzle sahada olacağız. Kamu ihale ve taleplerinde yerlilik tercihinin öne çıkmasını istiyoruz. KOBİ’lerimizin ulusal tedarik zincirindeki payını en az yüzde 70’ler düzeyine taşıyabilmeliyiz. Bu amaç için siyasi irade ile sürekli temasta olacak bir komisyonu aktive edeceğiz. Tüketim alışkanlıklarımızı da etkileyecek politikalar üretebilmeli, tüketim tercihlerimizde de kendi ürünlerimizi öne alacak çalışmalara imza atmalıyız. Bursa olarak çek çek ve fayton üretiminden doğru kamusal politikalar ile modern çağın taşıma araçlarını üretmeye geçerken büyüme hedeflerimizi daha sağlıklı analiz edip kentimize yeni bir vizyon kazandırabilmeliyiz. Bursa ken olarak Türk sanayinin doğum yeri. Kentimizin sanayideki ve üretim ekonomimizdeki yerini bu özelliği itibarıyla ele alıp değerlendirmemiz gerek. Ülke genelinde var olan sanayileşme, üretim yarışında işletmelerimizi dolayısı ile Bursamızı lider konumda tutabilmek, ihracat yarışında da en üst sıralara çıkarabilmek için fark yaratmaya ihtiyacımız var. Kalkınmışlık ve geleceğimizi tayin edecek olan bu yol haritasıdır. Güçlü Türkiye şirketlerimizin aldığı patentler, yarattığı markalar sayesinde oluşacaktır. Girişimcimizin ve sanayicimizin gerek yatırımları, gerekse de ihracatı sayesinde dünya ile bütünleştiği bir süreçte TOSYÖV Bursa olarak kentimizin dinamikleri ile meydana getireceğimiz sinerji sayesinde belirleyici olabilmeliyiz. Balkan ülkeleri öncelikli olmak üzere Türk girişimcisinin adım attığı her toprak parçasına KOBİ’lerimizin bayrağını dikip buraları üye işletmelerimizin üretim ve ihracat üssüne dönüştürebilmeliyiz. Bu dönem TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği olarak hayata geçireceğimiz en önemli işlerden biri de dış pazarlarda rehberimiz olan Uludağ İhracatçı Birlikleri ile koordineli olarak TOSYÖV’de oluşturacağımız İhracat Çalışma Grubu olacaktır.’’




TOSYÖV Bursa Destekleme Derneği'nin kuruluşundan bu güne görev almış geçmiş dönem başkanları Memiş Yılmam, Habil Duran, Naci Süzgün ve İsmail Hakkı Kavurmacı 2017-19 dönemi için görev alan başkan İsmail Korkmaz'a verdikleri destekle Bursa KOBİ'lerinin kurumsal ve istikrarlı yapısına güç kattılar.

Arap Baharı’ndan sonra Balkan Baharı mı geliyor ?

Romanya’da başlayan yolsuzluk karşıtı protestoların, diğer balkan ülkelerinde de benzer hareketleri tetikleyebileceği belirtiliyor

Son yıllarda Balkan ülkelerinde yaşanan siyasi dalgalanmalar neredeyse bölgenin tamamını etkisi altına aldı. Başta Sırbistan olmak üzere, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk ve Hırvatistan peş peşe yaşanan ve siyasilerin suçlandığı yolsuzluk gösterileri ile gündeme geldi. Son dalga Romanya’yı vurdu. Hükümetin af ve ceza kanununda değişiklik öngören acil hükümet kararnamelerine tepki amacıyla sokağa dökülen yüzbinlerce kişinin öfkesi sonucu hükümet geri adım atıp kararnameyi iptal ederken İş, Ticaret ve Girişimcilik Bakanı Florin Nicolae Jianu ile Adalet Bakanı Florin Iordache de görevlerinden istifa etmek zorunda kaldılar.
Romanya'da, af ve ceza kanununda değişiklik öngören acil hükümet kararnamelerine tepki amacıyla günler süren hükümet karşıtı protestoların ardından hükümet geri adım atıp kararnameleri iptal etti. Beş yıldan az hüküm giyen veya cezası kalanların serbest kalmasını öngören kararnamelerin ülkede yolsuzluğu "yasallaştıracağını" savunan eylemciler, 22 Ocak'tan itibaren başta başkent Bükreş olmak üzere, ülkenin diğer büyük kentlerinde de hükümet karşıtı protestolar düzenleyip kararnamelerin iptal edilmesini istedi. Protestolar, Romanya'nın Alman kökenli Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis tarafından da desteklendi. Daha çok "şehirli" ve "eğitimli" kesimin katıldığı gösterilerde, ocak ayında göreve gelen hükümetin de istifası talep edilirken, sosyal-demokrat Başbakan Sorin Grindeanu, hükümetin sadece güven oylamasıyla düşeceğini vurgulayarak, istifa etmeyeceğini açık bir şekilde dile getirdi. Hükümet, her akşam yüzbinlerce insanın ülke genelinde protesto düzenlemesinin ardından 5 Şubat'ta yaptığı olağanüstü oturumda, kararnameleri iptal etti. Kararnamelerin iptal edilip Resmi Gazete'de yayınlanmasından birkaç gün sonra, 8 Şubat'ta mecliste yapılan güven oylamasında yeterli çoğunluk sağlanamayınca hükümet de düşürülemedi. Kararnamelerin iptalinin ardından protestolara katılanların sayısı yüzbinlerden yüzlere kadar düşse de Cumhurbaşkanı Iohannis'in hükümete karşı tutumu değişmedi. Iohannis, geçtiğimiz günlerde mecliste yaptığı konuşmada Romanya'nın krizde olduğuna işaret ederek, Rumenlerin yüzde 80'inin ülkenin yanlış yöne gittiği kanısında olduğuna dikkati çekti. Romanya'nın "şeffaf" bir hükümete ihtiyacı olduğunu vurgulayan Iohannis, 11 Aralık'ta yapılan seçimde büyük bir zafer kazanan hükümetin, kısa bir süre içinde Rumen halkının önemli bir kesimi ile karşı karşıya geldiğini ve hükümetin seçim vaatlerini uygulamaya koymadığını savundu.

http://www.haberturk.com/dunya/haber/1386270-arap-baharindan-sonra-balkan-bahari-mi-geliyor