2 Şubat 2016 Salı

YUNANİSTAN’DAN GELİNCE 20 YIL SONRA YAKALANDI

Aydın otogarında düzenlenen operasyonda iki canlı bomba yakalandı. Aydın Emniyet Müdürü canlı bombalardan birinin 1996 yılında Sabancı Center'da öldürülen Özdemir Sabancı suikastinin faili İsmail Akkol olduğunu açıkladı. Aydın Emniyet Müdürü Söke'de silah ve patlayıcılarla gözaltına alınan iki kişiden birinin, 9 Ocak 1996 tarihindeki Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün, sekreter Nilgün Hasefe ile birlikte öldürülen Sabancı Holding Yönetim kurulu Üyesi Özdemir Sabancı suikastinin zanlısı DHKP-C'li İsmail Akkol olduğunu açıkladı. Üzerlerinde el bombası ve Kalaşnikof otomatik tüfek ele geçirilen iki zanlı, sorgulanmak üzere Söke İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Vakayla ilgili olarak, Aydın İl Emniyet Müdürlüğü'nden takviye ekip gönderildi. Diğer zanlının da Fadik Adıyaman olduğu sanılırken, ikisinin de üzerinden sahte kimlik çıktığı; kimlik tespit çalışmalarının sürdüğü bildirildi.    
TÜRKİYE, İADESİNİ İSTEMİŞTİ 
Türkiye daha önce "Sabancı suikastı" davasının kilit ismi İsmail Akkol’un Yunanistan’dan iade edilmesini istemiş ancak Atina Türkiye’nin bu talebini kabul etmemişti. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin hazırladığı 8 sayfalık, "kırmızı bülten" istemli "iade talepnamesi"nde Akkol’un 9 Ocak 1996’daki suikastın ardından çeşitli bağlantılar kurarak yurtdıcına kaçtığı ve 20 yıldır yakalanamadığı belirtilmişti. Talepnamede, suikasta ilişkin detaylı bilgi verilip, “Suç tarihi ve zamanaşımını kesen mevcut nedenler dikkate alındığında sanık hakkındaki dava, 28 Mart 2017 tarihinde zamanaşımına uğrayacağı anlaşılmaktadır” denilmişti.  İki ülke arasında suçluların iadesine yönelik Avrupa Sözlecmesi (SİDAS) ile Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Avrupa Sözleşmesi’nin (CİKAYAS) hatırlatıldığı talepnamede, "Yetkili makamlarınızca muvafakat verilmezse sanık, iade işlemine konu olan suçu dışında kalan suçlardan yargılanmayacaktır" ifadeleri kullanılmıştı. Talepnamede Akkol’un suç ortağı olarak Fehriye Erdal da gösterilirken, cezaevinde infaz edilen davanın 1 numaralı sanığı Mustafa Duyar öldüğü için yer almamıştı. Suikasttan sonra Fehriye Erdal’la birlikte önce Belçika, ardından da Almanya ve son olarak Yunanistan’a giden Akkol, Atina’da geçen yıl şubatta düzenlenen baskında yakalanmıştı. Türkiye’nin iade talebi ise reddedilmişti. Hakkında kırmızı bülten bulunan Akkol, beş ay önce serbest bırakılmıştı.   
SABANCI SUİKASTİ NASIL OLMUŞTU?
Sabancı Holding Yönetim kurulu Üyesi Özdemir Sabancı 9 Ocak 1996'da DHKP/C militanları Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar tarafından Sabancı Merkezi'nde uğradığı silahlı saldırıda Toyotasa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'yle birlikte öldürülmüştü. Sabancı Center binasında çalışan ve diğer iki militanın binaya girmesini sağlayan Fehriye Erdal, 3 Kasım 1996'da meydana gelen Susurluk kazasında ölen polis müdürü Hüseyin Kocadağ'ın aracılığı ile işe alındığı ortaya çıkmıştı. Suikastın ardından Türkiye'yi terk eden Fehriye Erdal Belçika'da ortaya çıkmış, ancak Türkiye'nin taleplerine rağmen iade edilmemişti. Belçika makamlarının, cinayette kullanılan silahların "otomatik" olmamasına dayanarak saldırıyı "terör eylemi" saymaması tartışmalara neden olmuştu. Mustafa Duyar ise, 15 Şubat 1999 tarihinde Afyon E Tipi Kapalı Cezaevi'nde çıkan bir isyanda tabancayla vurularak öldürülmüştü. Duyar'ın ismi daha sonra Ergenekon ve Oda TV davalarında da geçmişti. Atina’da, geçen yıl şubat ayında hücre evine yapılan baskında Özdemir Sabancı suikastı zanlısı İsmail Akkol ile DHKP-C askeri kanat sorumlusu olduğu ileri sürülen Hüseyin Fevzi Tekin, Mehmet Ali Yılmaz ve Bilgehan Karpat çok sayıda silah ve cephane ile birlikte yakalanmıştı. Türkiye’nin İsmail Akkol’un iadesi için yaptığı başvuru kabul edilmezken, gözaltına alınan 4 kişinin geçtiğimiz günlerde Atina’da davaları görüldü. Sabancı katil zanlısı İsmail Akkol'a 8 yıl hapis verildi. Ancak, mahkeme daha sonra Akkol’un şartlı tahliyelerine karar verdi. 
(HABERTÜRK)

TÜRK UÇAKLARINA YUNAN TACİZİ

Genelkurmay Başkanlığı, NATO uçuşu icra eden Türk F-16 uçaklarına Yunan uçakları tarafından tacizde bulunulduğunu açıkladı. TSK'nın internet sitesinden 01 Şubat 2016 tarihinde yaşanan olayla ilgili şu açıklama yapıldı: "Yunanistan'a ait iki F-16 uçağı tarafından, NATO Daimi Deniz Görev Grubu Hava Gayreti Uçuşu icra eden iki adet F-16 uçağımıza 30 saniye süre ile kilit atılarak tacizde bulunulmuştur. Unsurlarımız tarafından gerekli reaksiyon gösterilmiştir."
(HABERTÜRK)

YUNANİSTAN'DA ÇİFTÇİLER SINIR KAPATTI

Yunanistan'da kurulan yeni hükümetin çiftçilere olan vaatlerini yerine getirmemesi, gerek prim gerekse destekleme ödemelerinde yeterli rakamları vermemesi üzerine yaklaşık 2 aydan bu yana küçük gösteriler yapan çiftçiler ses getirecek bir eyleme imza attı. Türkiye'ye açılan İpsala Sınır Kapısı üzerindeki Egnetia otoyolu başta olmak üzere, sınır kapılarını ulaşıma kapatan çiftçiler bugün ve yarın (1 ve 2 Şubat) Edirne Pazarkule sınır kapısını ulaşıma kapatacaklarını belirtiler. İpsala-Kipi sınır kapısı üzerindeki yolda 200, Bulgaristan'a açılan Edirne yakınlarındaki Ormenio sınır kapısında ise 550 civarında traktörü yolun her iki yanına dizen çiftçiler büyük ve küçük araç geçişine izin vermiyor. Çiftçiler Atina'nın seslerini duyana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirttiler.
(HABERTÜRK)

31 Ocak 2016 Pazar

ÇİPRAS'IN BAŞDANIŞMANININ EVİNE MOLOTOFLU SALDIRI

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın başdanışmanı ve Devlet Bakanı Alekos Flabouraris'in Atina şehir merkezinde Axarhia semtindeki evine molotofkokteyli saldırı gerçekleştirildi. Kimliği belirsiz kişilerden oluşan bir grup, Flabouraris'in evine 10 adet molotofkokteyli attı. Olayda bina dışında park halinde bulunan korumalara ait aracın da yakıldığı öğrenildi. Konu hakkında açıklama yapan polis, evde maddi hasarın oluştuğunu ancak kimsenin yaralanmadığını kaydetti. Hükümet Sözcüsü Olga Gerovasili saldırıyı kınadığı açıklamasında, "Bizi kimse korkutamaz" dedi. (HABERTÜRK)

30 Ocak 2016 Cumartesi

BULGARİSTAN'DA FANATİKLER SOKAĞA DÖKÜLDÜ, KOALİSYONU OLUŞTURAN BLOK ÇATIRDIYOR

Osmanlı dönemi tartışmaları
sokak gösterilerine dönüştü! 
Bulgaristan’da bir haftadır süren Osmanlı dönemi Bulgaristanı ile ilgili olarak yaşanan tartışmalar düzenlenen sokak gösterilerine dönüştü. Başbakan Boyko Borisov’un Eğitim ve Bilim Bakanı Todor Tanev’in istifasını istemesine rağmen radikal düşünceli Koalisyon ortağı  Vatansever Cephe’ye bağlı siyasilerin kışkırttığı bazı küçük gruplar dün başta başkent Sofya olmak üzere Plovdiv (Filibe), Sopot, Karlovo (Karlıova), Panagyurishte, Smolen, Rakovski, Varna, Stara Zagora( Eski Zağra) ve Nova Zagora (Yeni Zağra) da bir  grup akademisyenin ders kitaplarında Bulgar tarihini yeniden yorumlama önerisini protesto etti. Protestocular Bulgar kimliği ve Bulgar halkının geçmişini değiştirmek istemenin yanlış olduğunu beyan eden sloganlar eşliğinde Ivan Vazov, Hristo Botev ve diğer ulusal liderlerin portreleri ile çeşitli pankartlar taşıdılar. Sosyal ağlar üzerinden de örgütlenen protestocular ülkede bir haftadır süren tartışmaları devam ettirirken Başbakan Boyko’nun istifasını istediği Eğitim ve Bilim Bakanlığı uzmanları bakanlık personeli Eğitim ve Bilim Bakan Yardımcısı Banya Kastreva, Eğitim Bakanı Kabine Şefi Müyesser Solak ve Eğitim Programları ve Eğitim İçeriği Müdürü Evgenya Kostadinova ve Bakan Todor Tanev’in görevden ayrılıp ayrımayacağı merak konusu. Hükümeti oluşturan ve aralarında ülkedeki Türklerin de desteklediği Hürriyet Şeref ve Halk Partisi’nin de içinde yer aldığı Reformcu Blok lideri ve Başbakan Yardımcısı Meglena Kuneva, Başbakan Borisov’un kendisine verdiği süreye rağmen henüz kararını açıklamış değil. Eğer koalisyonu oluşturan partiler ve siyasi hareketler içinde yaşanan kriz hakkında uzlaşma sağlanamaz ise Bulgaristan’ın yeni bir seçim sürecine yönelmesi kaçınılmaz gibi. Geçen hafta bir grup akademisyenin ders kitaplarında Bulgar tarihini yeniden yorumlama çabası krize neden olmuş Osmanlı yönetimi dönemini yeniden ele almak isteyen Eğitim ve Bilim Bakanlığı uzmanları ile Bakan Todor Tanev’e karşı ülkede linç kampanyası başlatılmıştı. Fanatik Bulgarların yürüttüğü anti propaganda ve koalisyonu oluşturan hükümete destek veren Vatansever Cephe yetkililerinin konuyu parlamento gündemine taşıması üzerine Başbakan Boyko Borisov  Eğitim ve Bilim Bakanı Prof. Todor Tanev ile ekibinin istifa etmesini istemişti. İstifası istenen bakanlık görevlileri tarih kitaplarında yer alan Osmanlı dönemine ait bilgilerin revize edilerek kin ve nefret söylemi içeren konu başlıklarının değiştirilip yeni eğitim programında “Osmanlı köleliği” ve “Osmanlı hükümdarlığı” kavramları yerine “Bulgarların Osmanlılarla beraber ortak yaşadıkları dönem”, “Osmanlı iktidarı” kavramlarının yer almasını talep etmişti. Önermeyi yapan akademisyenler 500 yıllık Osmanlı yönetimi döneminde Bulgaristan’da Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında karşılıklı etkileşimden bahsetmiş ve bunu kölelikten uzak bir yaşam biçimi olarak yorumlamıştı. (İsmail KORKMAZ)



29 Ocak 2016 Cuma

Kosovalı Sırpların siyasi lideri savaş suçundan tutuklandı

Kosova muhalefet partilerinden çoğunlukla Sırplar’ın desteklediği Sosyal Demokratlar Partisi (SDP) Vatandaşlar Girişimi’nin lideri Oliver İvanoviç 1999 yılındaki iç savaşta Mitroviça’da savaş suçu işlemek suçundan tutuklandı. Mitroviça Mahkemesi tarafından 9 yıl hapis cezasına çarptırılan Sırp lider 2000 yılında bu suçtan dolayı gözaltına alınmış ancak başlattığı açlık grevi nedeniyle sağlığının bozulması üzerine serbest bırakılmıştı. 2014 yılında hakkında dava açılan İvanoviç Priştina Yargıtay Mahkemesi’nin kararı onamasından sonra evinde gözaltına alınarak cezaevine gönderildi. İvanoviç’in tutuklanması Kosova’da Sırp nüfusun yoğun olarak yaşadığı Mitroviça kenti ile Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da düzenlenen gösterilerle protesto edildi.
(İsmail KORKMAZ)

28 Ocak 2016 Perşembe

OSMANLIYI YENİDEN YORUMLAMA ÖNERİSİ ÜLKEYİ KARIŞTIRDI


Osmanlı dönemine ilişkin yeni yorum ve öneri Bulgaristan Milli eğitim bakanını koltuğundan etti!

Bulgaristan’da bir grup akademisyenin ders kitaplarında Bulgar tarihini yeniden yorumlama çabası krize neden oldu. Osmanlı yönetimi dönemini yeniden ele almak isteyen Eğitim ve Bilim Bakanlığı uzmanları ile Bakan Todor Tanev’e karşı ülkede linç kampanyası başlatıldı. Birçok televizyon kanalı konu hakkında proğram yaparken, sosyal medya sayfalarında fanatik Bulgarların yürüttüğü anti propaganda sonucu ülkenin bazı noktalarında sembolik protesto gösterileri düzenlendi. Bunun üzerine Koalisyon ortağı  Vatansever Cephe yetkilileri konuyu parlamento gündemine taşıyarak Eğitim ve Bilim Bakanı Todor Tanev ile görüştü.
Müfredat değişikliği  ile ilgili çalışma yürüten ve yaptıkları açıklama ile tartışmalara neden olan bakanlık personeli Eğitim ve Bilim Bakan Yardımcısı Banya Kastreva, Eğitim Bakanı Kabine Şefi Müyesser Solak ve Eğitim Programları ve Eğitim İçeriği Müdürü Evgenya Kostadinova’nın görevlerinden alınmalarını isteyen Vatansever Cephe Koalisyonu Eşbaşkanı ve (İç Makedon Devrimci Örgütü) VMRO Genel Başkanı Krasimir Karakaçanov,  “Son 20 yılda Bulgaristan tarihine ilişkin olgular ve mantık kasten, bilinçli olarak değiştiriliyor. Bulgaristan memurları, çeşitli vakıflar tarafından finanse edilen programlara katıldıkları için ekonomik çıkarlarından dolayı bunu yapıyorlar” dedi. Yaşanan gelişmeler üzerine koalisyon hükümetinde yer alan Reformcu Blok yetkilileri ile bir görüşme yapan Başbakan Boyko Borisov  Eğitim ve Bilim Bakanı Prof. Todor Tanev ile ekibinin istifa etmesini istedi. Borisov konu hakkında kamuoyuna yaptığı kısa açıklamasında  “Bakanlıkta ve eğitim sektöründe sistematik sorunlar yaşandığı için Bakanlık görevinin başkası tarafından üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum’’ dedi. Geçen hafta Eğitim ve Bilim Bakanlığı adına 2., 4. ve 8.sınıflara ilişkin eğitim programının revize edileceğinin açıklanması üzerine ülke genelinde tartışma başlamış 6. sınıflara ilişkin yeni eğitim programında “Osmanlı köleliği” ve “Osmanlı hükümdarlığı” kavramları yerine “Bulgarların Osmanlılarla beraber ortak yaşadıkları dönem”, “Osmanlı iktidarı” kavramları yer alması talep edilmişti. Önermeyi yapan akademisyenlerin 500 yıllık Osmanlı yönetimi döneminde Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında karşılıklı etkileşimden bahsetmesi ve bunu kölelikten uzak bir yaşam biçimi olarak yorumlaması üzerine başta bazı tarihçiler, sendikacılar ve politikacılar ile aşırı milliyetçi görüşleri ile bilinen STK yetkilileri karşı propaganda başlatarak bu akademisyenler hakkında linç kampanyası başlatmıştı.
(İsmail KORKMAZ)