8 Ağustos 2025 Cuma

Gutsul'a verilen 7 yıl hapis cezası bölgeyi gererken Rusya konuyu BM Güvenlik Konseyi'ne taşıdı

Moldova, Gagauz Özerk Bölgesi lideri Yevgenia Gutsul'a 7 yıl hapis cezası verdi.
Rusya, Moldova'nın bu kararla demokrasinin kanunları ve normlarını çiğnediğini söyledi.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, cezayı "siyasi bir karar" olarak yorumladı.
Moldova savcılarına göre, Gutsul, Moldova'da dolandırıcılık suçundan hüküm giymiş sürgündeki Rus yanlısı iş adamı Ilan Shor tarafından kurulan ve şu anda yasaklanmış olan Moskova yanlısı “Shor” partisini finanse etmek için 2019-2022 yılları arasında sistematik olarak beyan edilmemiş fonları ülkeye aktardı.
"Şor" Partisi Sekreteri Svetlana Popan da 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.



Duruşma esnasında mahkeme binası önünde protesto gösterisi yapıldı. Moldova yönetimini bölgeye baskı kurmakla suçlayan eylemciler, Gutsul'a hapis cezası verilmesini protesto etti.

BM'DEN ÇIKACAK KARAR ÖNEMLİ

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Gagavuzya Özerk Yeri Başkanı Yevgenia Gutsul’un durumunu bugün düzenlenecek kapalı oturumda ele alacak. Görüşmenin, Rusya'nın talebi üzerine gündeme alındığı bildirildi.
BM Güvenlik Konseyi, Gagavuzya başkanı Gutsul'un durumunu görüşecek.
Rusya’nın BM Daimi Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, Gutsul’un karşı karşıya olduğu gelişmelerin uluslararası güvenlik ve bölgesel istikrar açısından önem taşıdığına dikkat çekildi. Toplantının detayları kamuoyu ile paylaşılmazken, diplomatik kaynaklar Gutsul’un siyasi durumu ve bölgedeki son gelişmelerin oturumda masaya yatırılacağını belirtiyor.
Moldova’ya bağlı özerk bir bölge olan Gagavuzya’da yaşanan gelişmeler, son dönemde artan jeopolitik gerilimler bağlamında uluslararası toplum tarafından yakından izleniyor.

NE OLMUŞTU?

Moldova hükümetinin daimi üyesi olan başkanı belirlemek için Gagauz Özerk Bölgesi'nde Mayıs 2023'te seçim yapılmıştı.
Seçimin ikinci turunu, Rus yanlılığı ve ülkedeki iktidara muhalif olmasıyla bilinen "Şor" Partisi tarafından aday gösterilen Yevgenia Gutsul kazanmıştı.
Moldova hükümeti, seçimlerde usulsüzlük yapıldığı konusunda uyarıda bulunmuştu. Ülkenin bütçesinden para çalmakla suçlanan ve İsrail'de saklandığı iddia edilen iş insanı İlan Şor’a ait "Şor" Partisinin faaliyetleri Haziran 2023'te yasaklanmıştı.
Gagauz Özerk Yeri'nin Vulkaneş bölgesindeki Tüylü köyünde 1986'da doğan Yevgeniya Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev’deki havalimanında gözaltına alınmıştı.
İki çocuk sahibi Gutsul’un, 28 Mart’taki duruşmada, 2023’teki başkanlık seçimi kampanyasının yasa dışı şekilde finanse edildiği gerekçesiyle 20 gün tutuklanmasına karar verilmişti.

Kişinev mahkemesi, 9 Nisan’da Gutsul’un ev hapsinde kalmasına karar vermiş ve ev hapsi süresi daha sonra uzatılmıştı.

7 Ağustos 2025 Perşembe

'Onlar Konseyi'nin "Türk ırkı barbardır, vahşidir, yıkıcıdır, Türk olmayan ırkları Türk ırkının boyunduruğundan kurtaracağız” söylemi güncelliğini koruyor

Osmanlı İmparatorluğu'nda  “1834-1913 döneminde yapılan reformlar devlet ve toplumu fasit bir daire içine sokmuş günden güne zayıflatarak parçalanmasına ve nihayetinde yıkılmasına yolaçmıştı.

Popüler bir konuma sahip olması sebebiyle Anadolu toprakları, 11. yüzyıldan bu yana haçlıların hedefi olmuş Batı Dünyası bu meseleyi ‘’Şark Meselesi’’ olarak adlandırmıştır. Haçlı Seferlerinin kadim gayesi, şüphesiz ki, Türkleri Anadolu’dan çıkararak tasfiye etme plan ve projesidir. Bu konuda geliştirilen projelerin tamamı -ki sayısız proje ürettikleri bilinir- Batılıların varlıklarını sürdürebilmeleri için ‘’Türkleri yok etmek gerek’’ tezine dayalıdır. Anılan plân ve projeler, çağın gereklerine göre şekil ve içerik değiştirerek günümüze kadar devam ettirilmiş ve ettirilmeye devam edilmektedir. PKK, IŞİD ve FETÖ gibi bölücü ve yıkıcı terör örgütlerinin varlığı, yukarda belirtilen hasmane plân ve projelere örnektir. 

Fransız tarihçi Albert SOREL, ŞARK MESELESİNİN, Türklerin Avrupa’ya girmesiyle başladığını söylemektedir. ‘’Türkleri Avrupa’dan ve Anadolu’dan atmak için , Haçlı Seferleriyle dışardan ve sağ-sol, alevi-sünni, Kürt-Türk çatışması körüklenmiş, AŞIRI SOL, PKK, IŞİD ve FETÖ vs. gibi örgütlerle çağın gereklerine göre şekil  ve içerik değiştirerek içerden yıkılmaya çalışılmıştır

Birinci Safha: Selçuklu Sultanı Alp ARSLAN’ın 1071’de Bizans İmparatoru Romen DİYOJEN’i yenmesi ile başlamış, 1683 Viyana bozgununa kadar sürmüştür. 

İkinci Safha: Türkleri önce Avrupa’dan, sonra Balkanlardan kovarak, Asya steplerine geri göndermeyi kapsar. Bu safha 1923’e kadar sürmüştür.  

Üçüncü Safha: 1923’de başlar ve günümüze kadar devam eder. 

- Türkleri daima yabancılara muhtaç halde tutmak,

- Bölgesinde jeopolitik bir aktör olarak söz sahibi olmasına ve yükselmesine mâni olmak,

- Bulunduğu coğrafyada komşularıyla sürekli olarak anlaşmazlık ve çatışma içinde tutmak,

- Türkiye’deki ırk, din ve mezhep farklılarını körükleyerek, içlerine etnik ve dini fitneyi enjekte etmek suretiyle toplumu kamplara ayrıştırmak, kutuplaştırmak, bölmek, parçalamak,

- Doğrudan Türkiye’ye doğru bir göç dalgası yaratarak ve teşvik ederek bilhassa Arap ve Afgan nüfusu ülkeye mülteci ve veya sığınmacı olarak sokmak bu suretle, Türkiye’nin demografik yapısını tahrip etmek, iç cephesini çökertecek tarzda homojen ve mütecanis –bağdaşık- yapısını bozmaktır.

Dördüncü Safha: ‘’Dâhilde hain yetiştirme ve yerleştirme safhası’’dır. Batının son yıllarda devşirme yöntemi kullanarak en başarılı olduğu safha bu safhadır. ‘’ETKİ ODAKLI HAREKÂT’’ türünün uygulandığı bu safhada, daha ziyade askeri olmayan usul ve yöntemlerle silah kullanmak yerine, zihinleri fethederek, hasım tarafın davranış ve düşünce biçimlerini, ‘’mütecavizin kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmesi’’ esasına dayanır. Batının asla vazgeçmediği proje, etki odaklı harekât yöntemlerini uygulayarak, Türkiye’nin bölünüp parçalanması, millî ve üniter devlet yapısını, yani Cumhuriyetimizi yok etme plân ve projesidir. Bunu da açık açık söylüyorlar zaten. 


- 1870-1920 arası Emperyalistler Anadolu'da Türk, Kürt ve Ermeni  kafataslarını ölçerek etnik ayrımcılığı başlatmışlardı. 

- İngiltere Osmanlı döneminde 1895'ten itibaren "Kürdistan" adı verdiği gemiyi denize indirmiş ve ayrılıkçılığı kışkırtmıştır.

- 1916 Sykes-Picot  paylaşım haritalarına göre Ermenilerin "Denizden Denize Büyük Ermenistan" ve Kürt Şerif Paşa'nın "Denizden Denize Büyük Kürdistan" tasarıları Lozan’da yırtılıp atılmışsa da  günümüzde bile küresel güçler tarafından canlandırılmaya çalışılmaktadır. 

- Osmanlı Hükümeti'nin “Batı Uygarlığı'nı ve Batı Medeni Hukuku'nu benimseme kararını” içeren Haziran 1919 tarihli Müdafaanamesine rağmen, 25 Haziran 1919’de ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya devletlerinin Başkan ve Dışişleri Bakanlarından oluşan "ONLAR KONSEYİ’nin” Osmanlı Devletine verdiği cevabi yazıda “Türk ırkı barbardır, vahşidir, yıkıcıdır, Türk olmayan ırkları Türk ırkının boyunduruğundan kurtaracağız” ifadelerini kullanmıştı. 

* Lozan'da laikliği, demokrasiyi, çağcıllaşmayı savunan Türkiye'ye şiddetle karşı çıkan başta Lord Curzon olmak üzere İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan delegeleri Türkiye'ye  "OSMANLI DÜZENİ'Nİ SÜRDÜRÜN, İSLAM HUKUKU'NA BAĞLI KALIN, ŞERİAT HÜKÜMLERİNİ UYGULAYIN" diye baskı yaptılar… 

* İngiltere, Fransa ve İtalya'nın, Sevr Antlaşması'nda  gayrimüslimleri varsıllaştıran, güçlendiren, semirten; buna karşılık Müslüman Türk'ü yoksullaştıran, eriten, tüketen "Osmanlı Millet Düzeni"nin sürdürülmesi buyruğunu  hatırlayacak olursak bugün ABD Büyük Elçisinin “Osmanlı Millet Sistemini önermesinin yeni bir düşünce olmadığını görürüz.

Batı Dünyası Osmanlı devletinden ve Türkiye Cumhuriyetinden bu ve benzeri talepleri hep olmuştur. Bunları Kurtuluş Savaşımızla durdurarak TÜRK MİLLETİNİN ŞEREF VE HAYSİYETİNİ KURTARAN Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları kurdukları tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’yle gereken cevabı vermişlerdir.  

Bunun üzerine Amerika'da Lozan'a karşı "Siyonist Yahudi-Ermeni-Protestan Misyoner İttifakı, TÜRKLÜĞÜ, MİLLİ MÜCADELEYİ, KURTULUŞ SAVAŞINI, MUSTAFA KEMAL'İ ve LOZAN'I lanetleyen propaganda kampanyası başlatmışsa da Uluslararası camiada etkili olamamışlardı. 


Süheyl ÇOBANOĞLU /

Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) Başkanı

4 Ağustos 2025 Pazartesi

Makedonya asıllı ailenin geleceğini karartan Bursa'daki trafik kazası iki genç kızı yaşamdan kopardı


Bursa'da alkollü bir sürücünün neden olduğu trafik kazası, Makedonya asıllı iki genç kız kardeşin hayatına mal oldu. Tuğba Akpınar (35) ve kardeşi Seda Akpınar (28), eğlence dolu bir gecenin sonunda evlerine dönerken 1.06 promil alkollü olduğu belirlenen bir sürücünün kullandığı kamyonetin çarpmasıyla hayatını kaybetti. Kazadan sadece 3 saat önce çekilen görüntüler, kardeşlerin neşeli anlarını ve birlikte söyledikleri şarkının sözlerini acı bir hatıra olarak bıraktı. 
Bir süre önce anne ve babaları ile birlikte ailelerinin kökleri olan Makedonya'ya seyahat etmek için uçak bileti aldıkları da belirlenen Akpınar kardeşlerin ölümüne neden olan alkollü sürücü İsmail Sevinç tutuklanırken geriye Balkan turu için tatil programı yapan ailenin yası kaldı.
Kaza, 2 Ağustos saat 01.30 sıralarında Nilüfer ilçesi Üçevler Mahallesi Ahıska Caddesi'nde meydana gelmisti. Tuğba Akpınar idaresindeki 16 BGM 213 plakalı otomobil ile İsmail Sevinç yönetimindeki kamyonet çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Akpınar ile yanındaki kardeşi Seda Akpınar araçta sıkıştı. Polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin yoğun müdahalesi ile sıkıştıkları araçtan çıkarılan iki genç kızın yaşamını yitirdikleri belirlenmişti.

28 Temmuz 2025 Pazartesi

KOMŞU TÜRKLERE UZUN SÜRELİ VİZENİN KAPISINI ARALADI


Bulgaristan ve Türkiye arasında turizm alanındaki işbirliğinin derinleştirilmesi konusunu Şubat ayında ele alan Bulgaristan Turizm Bakanı Miroslav Borşoş ve Türkiye Cumhuriyeti Sofya Büyükelçisi Mehmet Sait Uyanık iki ülke arasında sorun haline gelen vize konusunu ele almıştı.

Bulgaristan Turizm Bakanı Miroslav Borşoş, Bulgaristan hükümetinin Türk vatandaşlarının tabi olduğu vize uygulamasına kolaylık getirdiğini ve verilecek vize süresini uzattığını bildirdi

Bu uygulama 15 Temmuz 2025 tarihinden itibaren geçerlidir. Yeni uygulamaya göre 3 aylık ve 6 aylık vizelerin yanı sıra artık 1 yıllık, 3 yıllık ve 5 yıllık vizelerin de verilebileceği anlaşılmaktadır.
Uzun süreli vize alabilmek için daha önce alınan vizelerde herhangi bir ihlal olmaması şartı getirildi. Yeni uygulama, vize verilmesini tamamen kolaylaştıracak bir gelişmedir. Türkiye ile vize uygulamaları, özellikle turizm alanında Bulgaristan için son derece önemlidir. Bu vize uygulamalarının hafifletilmesi, vize süresiyle ülkede kalış süresinin daha kolay ve hızlı bir şekilde düzenlenmesini mümkün kılacak ve bu da özellikle turizm alanında iki ülke arasında dolaşımı kolaylaştıracak. Bunun yanı sıra yeni uygulama ile beraber hem başvuru sahipleri hem de AB üye ülkelerin vize hizmetleri için seyahat sürecini önemli ölçüde kolaylaştıracak ve idari yükü azaltacak.
Bakan Borşoş ayrıca, 2025'in ilk yarısında 2024'ün aynı dönemine göre Bulgaristan'a gelen Türk turistlerin genel sayısında yüzde 60 artış kaydedildiğini de aktardı, bu da yaklaşık 110 bin kişiye tekabül ediyor. Bulgaristan’a gelen turistlerin yerel ekonomiye katkısı önemlidir.

Yunanistan ve Batı Trakya'da Türk olmanın efsane ismi merhum Dr. Sadık Ahmet Gümülcine kentindeki Kahveci kabristanlığında yad edildi



Batı Trakya Türkleri'nin efsane lideri merhum Doktor Sadık Ahmet vefatının 30. yılında kabri başında dualarla anıldı. Geçmişte Yunanistan'da yaşam süren Türklerin hak ve özgürlük mücadelesi için uzun yıllar cezaevinde tutulan, yargılanan ve meçhul bir trafik kazasında can veren Dr. Sadık Ahmet için düzenlenen etkinliğe Avrupa' dan, Balkan ülkelerinden ve Türkiye'den çok sayıda temsilci katıldı.
Gümülcine kentindeki Kahveci kabristanlığında düzenlenen anma törenine Türkiye'den Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu ( BRTK) Genel Başkanı Sabri Mutlu, BRTK Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Erhan Pekkan, BRTK Genel Sekreteri İsmail Kocaköse, BRTK Yönetim Kurulu Üyesi ve Anadolu Rumeli Dernekleri Federasyonu Başkanı Yavuz Cemil Erdem, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı (BİSAV) Başkanı Yüksel Özkale, Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyesi Günay Uzun katıldı.







Batı Trakya Türklerinin haklarını, yaşamı pahasına, son nefesine kadar yılmadan savunan; kimliğini hiçbir baskıya boyun eğmeden gururla taşıyan bir lider olan merhum Sadık Ahmet'in aile bireylerinin de katıldığı etkinlikte yapılan konuşmalarda O'nun Yunanistan Mahkemelerinde söylediği ve tarihe geçen "Eğer Türk olmak suçsa, şunu tekrarlıyorum: Türküm ve öyle kalacağım” sözleri hatırlatılarak cesareti herkese örnek gösterildi.